Bölüm:726 Luo Ruoxin

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Yarın hocalarınızı seçeceksiniz. Kıdemli öğrenciler, birinci sınıfları organize edin ve onları kampüse götürün..." Bazı düzenlemeleri yaptıktan sonra, Kıdemli Mo çardağa dönmeden önce kıdemli öğrencilere talimat verdi.

"Usta Zhang, sen diğerleriyle gitmek zorunda değilsin. O ortak yurtlarda eğitim yapman zor olur. Daha sonra benimle akademiye gel ve sana yalnız yaşayabileceğin bir konut ayarlayalım!" Kıdemli Mo konuştu.

Usta Hoca Akademisinin On Büyük Kıdemlisinden biri olarak, öğrencilerin kalacakları yerleri belirlemeye hakkı vardı.

Usta Zhang gibi birinci sınıf bir deha diğerleri gibi ortak yurtlarda kalmamalıydı.

"Kıdemli Mo, teşekkür ederim."

Karşı tarafın niyetini anlayan Zhang Xuan minnetle yumruklarını kavuşturdu.

Çok fazla sır taşıyordu ve en iyisi kendisine ait bir yerde yaşamasıydı.

Ardından, Mo Gaoyuan Kıdemli Mo ve Zhang Xuan'i bırakmayı teklif etti ve kısa süre sonra üçü Langya Aziz Canavarının sırtında Usta Hoca Akademisine doğru yola koyuldular.

Buradaki meselelerle ilgilenen kıdemli öğrenciler ve onların başında duran Usta Bai ile endişelenecek bir şey yoktu.

Langya Aziz Canavarının hızıyla, akademinin görüş alanlarına girmesi uzun sürmedi.

Hongyuan Usta Hoca Akademisi yüz bin usta hocaya ev sahipliği yapacak şekilde inşa edilmişti. Akademi yerleşkesi içinde göller ve dağlar mevcuttu ve yukarıdan bakıldığında bir kale gibi görünüyordu.

Tüm On Bin Krallık Şehri bile akademiye kıyasla soluk kalırdı.

Buranın farklı imparatorluklardan gelen birinci sınıf dehaların toplandığı yer olmasına şaşmamalıydı. Yalnızca akademinin boyutu bile küçük imparatorlukların başkentlerinden daha büyüktü.

"Burası Seçkin Kesin, her sınıftan en üstün usta hocaların yaşadığı yer. Nişanımı al ve görevli öğrenciyi bularak sana bir yer ayarlamasını sağla. Köşk Efendisi Mo ve ben diğer kıdemlilerle şu sorunu görüşeceğiz!"

Kısa süre sonra Langya Aziz Canavarı akademi konutların bulunduğu bir bölümün yakınına indi. Bu noktada Kıdemli Mo bileğini çevirerek nişanını Zhang Xuan'e attı.

Nişanı alan Zhang Xuan çevreye bakınmaya başladı. Burası yemyeşil bitkilerle dolu güzel bir alandı ve içinden berrak bir dere akıyordu. Zarif görünümlü konutlar yan yana dizilmişlerdi.

Bu konutların her birinde bir Ruh Toplama Düzeni kurulmuştu ve bölgede yoğun bir ruhsal enerji toplanmıştı. Konutlara girmeden bile ruhsal enerjinin etkisiyle yenilenmiş ve canlanmış hissediyordunuz.

'Seçkin Kısımdan bekleneceği gibi, gerçekten de abartılı!'

Bir bakış attıktan sonra, Zhang Xuan hayranlıkla kafasını salladı.

Bu Ruh Toplama Düzenleri Honghai Şehrinde işlediğinden daha yüksek seviyedeydiler ve her biri 6. seviyeye ulaşmıştı. Eğer birisi burada eğitim yapacak olursa, başka yerlere kıyasla çok daha büyük bir ilerleme kaydedeceği kesindi.

Usta Hoca Akademisi tüm öğrencilerine böyle bir lüks sunamazdı, bu nedenle yalnızca en üstün dehaların bu konaklarda kalmalarına izin veriliyordu.

"Teşekkür ederim, şimdilik iniyorum!" Zhang Xuan Langya Aziz Canavarının sırtından atlarken konuştu.

Kıdemli Mo ve Mo Gaoyuan birbirlerine baktıktan sonra Langya Aziz Canavarına işaret ederek uzaklaştılar.

Dünya Dışı Şeytani Kabilenin ortaya çıkışı çok ciddi bir meseleydi. Kaybedecek zamanları yoktu.

Birkaç dakika sonra, gizli bir odaya ulaştılar.

Odada toplam on üç koltuk vardı ve her biri akademinin en saygın figürleri olan müdür ve On Büyük Kıdemli için ayrılmıştı.

Odanın içinde güçlü bir düzen yerleştirilmişti ve konuşulanların gizli kalmasını sağlıyordu.

"Bizi bu kadar acil çağırmanı gerektirecek ne oldu?"

Tam ikili yerlerini aldıkları sırada, birkaç kıdemli bir anda kapıyı açıp çatık kaşlarla içeriye girdiler.

Bir acil durum toplantısı en son eski müdür kaybolduğunda yapılmıştı. Kıdemli Mo ve Kıdemli Mo'nun onları böyle acil bir şekilde toplamasına neden olacak ne yaşanmış olabilirdi?

"Lütfen oturun. Herkes geldiğinde başlayacağız!" Kıdemli Mo etraftaki koltukları işaret etti.

Kıdemliler başlarıyla onaylayarak kendi yerlerine oturdular.

Kısa süre sonra kapı tekrar açıldı ve birkaç kıdemli daha geldi.

Çok geçmeden tüm koltuklar dolmuştu.

"Kıdemli Mo, Köşk Efendisi Mo, artık konuşabilirsiniz!" Grubun içinde en yaşlı görünen beyaz sakallı bir kıdemli onlara başlamalarını işaret etti.

"Pekala!" Kıdemli Mo başıyla onayladı.

Bileğini çevirerek bir Kayıt Kristali çıkarttı ve konuştu, "Başlamadan önce, hepinizin bunu izlemesini istiyorum..."

Parmağının bir dokunuşuyla, daha önce kaydedilen Leiyuan Zirvesindeki dövüş izleri herkesin önünde belirdi.

Kıdemliler başlangıçta kristaldeki molozları görünce şaşırmışlardı, ancak yakından bakınca, yüzlerindeki ifade yavaşça değişti.

"Bunlar... bir Dünya Dışı İblisin dövüş izleri mi? O halde Kıdemli Bizans Helios nasıl?" Beyaz sakallı kıdemli endişeyle sordu.

Diğerleri de bakışlarını hızla Kıdemli Mo'ya çevirdiler.

On Büyük Kıdemlinin üyeleri ve 6 yıldızın zirvesinde usta hocalar olarak, yalnızca Kayıt Kristalinde kayıtlı sahneye bakarak bile dövüşte yer alanları tahmin edebilmişlerdi.

"Kıdemli Bizans Helios... kayıp!" Kıdemli Mo ciddi bir ifadeyle konuştu.

"Kayıp mı?" Haberi duyan diğer usta hocalar donup kaldılar ve Mo Gaoyuan'ın bile yüzünün rengi attı.

Daha önce Kıdemli Mo ona yalnızca Dünya Dışı Şeytani Kabilenin izlerini bulduğunu söylemiş ve fazla detay vermemişti. Sonuç olarak Bizans Helios Canavarının Dünya Dışı İblislerin saldırısına uğrayacağını ve kaybolduğunu düşünmemişti.

"Olanlar bu şekilde..." Hiçbir şey saklamaya cesaret edemeyen Kıdemli Mo hızla Bizans Helios Canavarıyla anlaşmasından ve zirvede bulduklarından söz etti.

Beyaz sakallı kıdemli avucunu masaya vurarak görkemli bir şekilde bildirdi, "O Dünya Dışı İblisler ne cüretle Hongyuan Şehrine sızıp Bizans Helios Aziz Canavarını kaçırmaya kalkışırlar! Usta Hoca Akademimizin itibarı için onları yakalamalıyız!"

Usta Hoca Akademisinin yönetiminden On Büyük Kıdemli sorumluydu ve her biri akademideki bir okulun başındaydılar. Örneğin Kıdemli Mo yalnızca akademinin bir kıdemlisi değil, aynı zamanda Canavar Eğiticiliği Okulunun başıydı.

Öte yandan beyaz sakallı kıdemli Dövüş Sanatları Okulunun başı olan Xu Changqing'di.

Bir kadın kıdemli soğuk bir şekilde dudak büktü.

"Bu artık yalnızca okulumuzun itibarıyla değil, Kıdemli Bizans Helios'un güvenliğiyle ilgili bir mesele!"

Kadın Terpsikhor Okulunun başı, Wei Ranxue'ydi.

"Kıdemli Bizanz Helios eski müdürün evcil canavarıdır. Bizimle pek çok ölümcül göreve katıldı ve insanlığa barış getirmek için sayısız Dünya Dışı İblis katletti. Yaptığı onca şeyden sonra, ona bir şey olursa eski müdürün yüzüne nasıl bakabiliriz? Ve onu bile kurtaramıyorsak ne hakla kendimizi On Büyük Usta Hoca diyeceğiz?"

"Aynen öyle, Kıdemli Bizans Helios'a bir şey olmasına izin veremeyiz! Ancak şu anda nerede olduğu konusunda hiçbir ipucumuz yok, bu yüzden düşüncesizce hareket edemeyiz." Kıdemli Mo konuştu. "Şu anda asıl odak noktamız Kıdemli Bizans Helios'un nerede olduğunu bulmak olmalı. Eğer hala hayattaysa, onu kurtarmanın bir yolunu bulacağız. Eğer öldürüldüyse, hayatımız pahasına bile olsa onun intikamını almalıyız!"

İki diğer kıdemli eklediler.

"Katılıyorum. Ancak, öncelikle işlerimizi gizlice yürütmeliyiz, aksi halde Dünya Dışı İblisleri ürkütebiliriz. Eğer onların peşinde olduğumuzu öğrenirlerse, bazı aşırı hamleler yapabilirler!"

"Katılıyorum. Dünya Dışı İblisler Kıdemli Bizans Helios'a el uzatmaya cesaret ettiklerine göre, akademiye saldırırken de tereddüt edeceklerini sanmıyorum. Bunun bizi akademinin dışına çekmek için bir tuzak olması ihtimalini göz ardı edemeyiz. Bu nedenle araştırmamızı dikkatli bir şekilde yürütmeliyiz."

"Beni endişelendiren de tam olarak bu. Bizi bir tuzağa çekmek için o izleri bilerek bırakmış olabileceklerinden korkuyorum..." Kıdemli Mo kaşlarını çattı.

Dünya Dışı İblisler Leiyuan Zirvesindeki dövüş izlerini gizlemek için uğraşmış gibi görünmüyorlardı, sanki karşı taraf onları kasıtlı olarak bırakmıştı. Kıdemli Mo bunun Dünya Dışı İblislerin bir tuzağı olmasından endişelenerek kendi başına harekete geçmek istememiş, bunun yerine önce diğer kıdemlilerle toplanarak Kıdemli Bizans Helios'u birlikte aramaya karar vermişti.

Bir süre daha konuştuktan sonra, grup hala bir karara varamamıştı. Tam o anda Eczacılık Okulunun müdürü olan Lu Feng araya girdi. "Kıdemli Bizans Helios bizden üstün bir dövüş gücüne sahip. O bile düşmana rakip olamadıysa, yerini bulsak bile onu kurtarmamız mümkün görünmüyor!"

Diğerleri de başlarıyla onayladılar.

Bizans Helios Aziz Canavarı da aynı onlar gibi Aziz 1-dan'ın zirvesindeydi. Ancak bir aziz canavar olarak onlardan çok daha büyük bir güce sahipti. Ancak Bizans Helios Aziz Canavarı onlara bir yardım sinyali gönderme fırsatı bile bulamadan yakalanmıştı. Bu, karşısındaki düşmanın ne kadar üstün olduğunu ortaya koyuyordu.

Eğer Dünya Dışı İblisleri yenemezlerse, Bizans Helios Canavarının yerini bulmayı başarsalar bile onu kurtaramazlardı.

"Birkaç gün içinde, Qingyuan Yetkili İmparatorluğundan Usta Mu yeni müdürü seçmek ve eski müdürün ölümünü araştırmak için buraya gelecek. Zamanı geldiğinde, meseleyi ona bildirip bu konuda yardım isteyebiliriz!" Okul Müdürü Lu konuştu.

"Bu..." Bu noktada herkes tereddüt etti.

Eğer her konuda karargaha güvenecek olurlarsa, bunun On Büyük Usta Hoca olarak meselelerle ilgilenemeyecek kadar güçsüz olduklarını bildirmekten ne farkı kalırdı?

"Ne düşündüğünüzü biliyorum, ancak karşımızdaki düşman güvenliğimizi aşıp, Kıdemli Bizans Helios'u kimseye fark ettirmeden kaçırmayı başardı. Bu mesele çoktan bizim yeteneklerimizi aşıyor, bu nedenle karargaha bildirilmesi gerek. Okul Müdürü Lu kararlı bir tavırla konuştu.

Eczacılık Okulu Usta Hoca Akademisinin bir numaralı okuluydu ve bu nedenle sözlerinin ağırlığı daha fazlaydı.

"Pekala..." Bir süre düşündükten sonra, sonunda diğer usta hocalar da kabul ettiler.

Tam bir sonraki adımlarını konuşmak üzereyken, Okul Müdürü Lu birden bileğini çevirdi ve elinde bir Yeşim İletişim Nişanı belirdi. Nişana bir bakış attı ve kaşları yukarı kalktı.

"Hepiniz benimle gelin. Usta Mu gelmiş!"

"Usta Mu çoktan burada mı? Bu kadar erken mi?"

"Daha birkaç gün süreceğini söylememiş miydi?"

"Onun gizi uzmanların düşüncelerini anlayabilmemiz imkansız. Unutmayın, bir ay önce gelebileceğini söylemiş, ancak gelişini şimdiye kadar ertelemişti..."

"Bu doğru..."

Başlangıçta, Usta Mu onlara bir mesaj yollamış ve Hongyuan Usta Hoca Akademisine bir ay önce geleceğini duyurmuştu, ancak uzun bir bekleyişe rağmen gelmemişti. Ancak bir gün önce, bazı meseleler yüzünden yola çıkamadığını ve birkaç gün sonra geleceğini söyleyen bir başka mesaj yollamıştı. Ancak, sonunda bugün ortaya çıkmıştı.

Bu nedenle gelişi herkesi hazırlıksız yakalamıştı.

Tartışmaların ortasında, grup akademinin saygın konuklarını ağırladığı lobiye yürüdü. Sonrasında, kar beyaz sakallı bir ihtiyarın asil bir şekilde koltuklardan birinde oturduğunu gördüler. Yaşlı adamın yanında yirmilerinin başında görünen bir genç kız vardı.

"Usta Mu!"

Lobiye girdikleri anda, kıdemliler hemen yumruklarını kavuşturarak saygıyla eğildiler.

Usta Mu 7 yıldızlı bir usta hoca olarak Usta Hoca Akademisindeki en üstün figürlerden biriydi. On Büyük Usta Hoca olarak bile, karşı tarafa en ufak saygısızlık göstermeye cesaret edemezlerdi.

"Hm. Sizinle tanıştırmama izin verin; bu Usta Luo. O... benim bir astım. Kendisi 6 yıldızlı bir usta hoca ve eğitiminin bir parçası olarak şimdilik burada bir hoca olarak görev alacak. Bu nedenle gerekli düzenlemeleri yapmanız için size zahmet vereceğim." Ayağa kalkan Usta Mu yanındaki genç kızı gösterdi ve onu tanıttı.

"Ast mı?"

Şaşıran grup bakışlarını hızla genç kıza çevirdi. Bu noktada genç kız ayağa kalktı ve yumruklarını kavuşturarak eğildi. "Ruoxin Hongyuan Usta Hoca Akademisinin kıdemlilerine saygılarını sunar!"

"6- yıldızlı usta hoca mı? Bu genç yaşına rağmen çoktan 6 yıldızlı bir usta hoca mı?"

Herkes şaşırmıştı.

Luo Ruoxin daha yeni yirmilerine girmiş gibi görünüyordu. Yetenek birinin böyle genç bir yaşta nasıl 6 yıldızlı usta hoca olduğunu açıklamaya yetmezdi. Büyük olasılıkla inanılmaz bir aileden geliyordu ya da büyük bir destekçisi vardı.

Büyük olasılıkla Usta Mu'nun astı olduğu bir yalandı.

7 yıldızlı bir usta hoca olarak, yirmi yaşında bir 6 yıldızlı usta hoca yetiştirebilmesi zordu.

Büyük olasılıkla bir Bilge Klanının mirasçısıydı ve hayat tecrübesini arttırıp, ruhunu eğitmek için düşük seviyeli bir imparatorluğa gönderilmişti.

Yalnızca bu tür klanlar böyle inanılmaz dehalar yetiştirebilirlerdi!

"Usta Luo'nun bu genç yaşında bu kadar yükselebilmesi inanılmaz, hayranlık duydum. Akademide hocalık yapma konusuna gelince, gerekli düzenlemeleri hemen yapacağım. Acaba... ne konuda uzmanlaştığınızı öğrenebilir miyim? İlgilendiğiniz bir okul var mı?" Okul Müdürü Lu gülümseyerek sordu.