Bölüm:724 Özverili Zhang Xuan

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Genel uygulama sınava katılan otuz bin adaydan yirmi binini geçirmekti. Ancak, sınavı yalnızca altı bin civarı kişi tamamlayabilmişti. Bunun anlamı yirmi dört bin birinci sınıf öğrencisi eleyecekleri miydi?

Sınav sonucunun bu şekilde olduğunu akademiye nasıl bildirecekti?

"Bu doğru." 2. sınıf öğrencisi Kıdemli Mo'nun şüphesini doğruladı.

Kıdemli Mo'nun yüz ifadesi berbat bir hal aldı.

Bizans Helios Canavarı ona en az yirmi bin birinci sınıf öğrencisinin sınavı geçmesini sağlayacağı konusunda söz vermemiş miydi? Neden koşullar birdenbire yalnızca altı bin öğrencinin sınavı geçeceği kadar zorlaşmıştı?

O canavar her zaman güvenilir ve sorumluluk sahibi olmuştu. Bu kez ne değişmişti?

Konuşulanları duyan Zhang Xuan de şaşırmıştı. Geçme oranının en az yüzde olacağını düşünmüştü, ancak görünüşe göre fazla iyimser düşünüyordu.

"Bunun nedeni o lanet Bizans Helios Canavarı. Geri dönünce ona sağlam bir ders vereceğim!"

Zhang Xuan'in gözlerinden bir parıltı geçti.

Eğer Dünya Dışı Şeytani Kabilenin ajanı olarak sınava karışmasaydı, oran nasıl bu kadar düşük olabilirdi?

Usta Hoca Akademisi onun için çok önemli olmayabilirdi, ancak diğer usta hocaların geleceği demekti. Akademiye girip, sıkı çalıştıkları sürece büyük şeyler başaracakları kesindi. Ancak Bizans Helios Canavarının neden olduğu kaostan sonra, hayal kırıklığı içinde ayrılmaktan başka şansları kalmayacaktı.

Tam Zhang Xuan o lanet aziz canavarın icabına nasıl bakacağını düşünürken, Kıdemli Mo endişeyle yumruklarını kavuşturarak konuştu, "Hemen halletmem gereken bazı meseleler var, şimdilik gidiyorum!"

Bu sözleri ettikten sonra, arkasını dönüp havalanarak Leiyuan Zirvesi'nin tepesine doğru uçtu.

Ne olursa olsun, Bizans Helios Canavarına bunca adayı geçirmeyerek neyin peşinde olduğunu sormalıydı.

Aziz 1-dan'ın zirvesindeki gelişimini sonuna kadar zorlayarak hızlıca dağın tepesine ulaştı.

"Kıdemli Bizans Helios..."

Kıdemli Mo ilerideki hasır kulübeye yaklaşırken seslendi.

Bizans Helios Canavarı eski müdürün evcil canavarıydı ve itibarı On Büyük Usta Hoca'dan bile yüksekti. Bu nedenle ona saygılı bir şekilde 'kıdemli' olarak hitap etmeliydi.

Karşılık olmadığını duyunca, Kıdemli Mo hasır kulübeye yaklaştı ve tam karşı tarafı tekrar çağıracakken, birden gözlerini kıstı.

Birden, normalde düz olan karlı bölgede çeşitli çukurlar olduğunu fark etti. Dahası, çevredeki ruhsal enerji sanki bir dövüş yaşanmış gibi biraz kaotikti.

"Havada bu seviye bir ruhsal enerji dalgalanmasına yalnızca Aziz alemi bir üstat neden olabilir!"

6 yıldızlı bir usta hoca olarak, Kıdemli Mo inanılmaz bir muhakeme yeteneğine sahipti. Tek bir bakışta, bu karışıklığa Aziz aleminde üstatlar arasındaki bir dövüşün neden olduğunu anlayabilmişti.

"Yoksa..."

Kıdemli Mo'nun gözleri kısıldı ve yumruklarını sıkarak hasır kulübeye koştu.

Bizans Helios Canavarı her zaman tembeldi ve normal koşullarda kulübenin içinde dinleniyor olmalıydı. Ancak, Kıdemli Mo'nun karşısında beliren tek şey boşluktu. Yoksa Bizans Helios Canavarı... tehlikede olabilir miydi?

"Bu nasıl olabilir? Kim Usta Hoca Akademisinin Kıdemli Bizans Helios Canavarına saldırmaya cüret edebilir?"

Kıdemli Mo'nun gözlerinden bir öldürme arzusu geçti.

Bizans Helios Canavarı eski müdürün evcil canavarıydı ve Usta Hoca Akademisinin itibarını temsil ederdi. Ona el uzatmaya cüret etmek tüm Usta Hoca Akademisine meydan okumaktan ve Usta Hoca Köşkünü kışkırtmaktan farksızdı.

Kıdemli Mo hızla dışarıdaki izleri incelemek için kulübenin dışına çıktı.

"Bu çukurların boyutlarına ve derinliklerine bakılırsa Kıdemli Bizans Helios tarafından bırakılmış olmalılar. Bu ayak izlerine gelince, sıradan bir insandan biraz daha büyük görünüyorlar..."

Kıdemli Mo hızla ayak izlerine doğru yürüdü ve bölgedeki karı inceledi. Birdenbire gözleri kısıldı.

"Öldürme arzusu? Bu... Dünya Dışı İblisler!"

6 yıldızın zirvesinde bir usta hoca olarak Dünya Dışı Şeytani Kabile konusunda engin bilgilere sahipti. Önündeki ayak izlerinden Dünya Dışı Şeytani Kabileye ait belli belirsiz bir öldürme arzusu hissedebiliyordu!

"Bir, iki, üç..." Yirmiden fazla Dünya Dışı İblis Kıdemli Bizans Helios'un icabına bakmak için iş birliği mi yapmış?"

Bölgedeki ayak izlerini sayıp, kabaca bir hesap yalan Kıdemli Mo'nun gözleri şok içinde açıldı.

Bizans Helios Canavarı'nın kayıp olmasına şaşmamalıydı! Yirmi Aziz alemi Dünya Dışı İblisin burada ortaya çıkacağını kim düşünebilirdi!

Burası Usta Hoca Akademisine ait bir bölgeydi! Dünya Dışı İblisler onlara fark ettirmeden buraya sızıp, Bizans Helios Canavarını yakalamayı nasıl başarmışlardı?"

"Bu gerçek bir felaket. Bunu bir an önce akademiye ve Usta Hoca Köşküne bildirmeliyim!"

Yirmi Aziz alemi Dünya Dışı İblisin ortaya çıkışı şakaya gelecek bir konu değildi. Bu tüm Hongyuan İmparatorluğu bölgesinin güvenliğini ilgilendiriyordu. Bu meseleyi hızla araştırıp çözmeleri gerekiyordu, aksi halde Hongyuan Şehri bir felakete sürüklenebilirdi!

Zihninde bu düşünceyle, Kıdemli Mo hızla dağdan indi ve kısa bir süre içinde çardağa tekrar ulaştı.

"Sorun nedir?"

Eski dostunun telaşla ve yüzünde berbat bir ifadeyle geri koştuğunu gören Mo Gaoyuan endişeyle sordu.

"Bu..."

Zhang Xuan'e bir bakış atan Kıdemli Mo tereddüt etti.

Dünya Dışı Şeytani Kabilenin ortaya çıkışı çok büyük bir meseleydi. Haber sızacak olursa büyük bir paniğe neden olabilirdi. Kıdemli Mo On Büyük Usta Hoca'dan biri olsa da, böyle bir risk almaya cesaret edemezdi.

"İkinizin ilgilenecek önemli işleri olduğuna göre, ben sizi daha fazla rahatsız etmeyeyim..."

Karşı tarafın tereddüdünü fark eden Zhang Xuan burada istenmediğini biliyordu ve ayağa kalkarak yumruklarını kavuşturdu.

"Aslında... sorun yok!" Zhang Xuan'in gideceğini duyan Kıdemli Mo biraz utanmıştı.

Daha az önce karşı tarafı çırağı olmaya ikna etmeye çalışırken, şimdi ona bir yabancı gibi davranıp, önemli konuların dışında tutmak gerçekten uygunsuz olmuştu.

"Bu mesele çok önemli, ancak Usta Zhang'e güveniyorum, bu yüzden dinlemen sorun olmaz." Kıdemli Mo bir anlık tereddütten sonra konuştu, "Leiyuan Zirvesinde Dünya Dışı İblislerin izlerine rastladım!"

"Ne? Ne kadar güçlüler?" Mo Gaoyuan'ın gözleri şok içinde açıldı.

"En azından benden güçlüler. Dahası, görünüşe göre epey kalabalıklar!"

Kıdemli Mo konuyla ilgili analizini aktardı.

Yirmiden fazla Aziz alemi üstat karşısında bile, Kıdemli Bizans Helios onlara bir mesaj bırakmayı başarabilirdi. Ancak Kıdemli Mo bölgeyi incelerken buna benzer bir şey bulamamıştı. Bu düşmanın içinde Aziz 1-dan'ı aşan bir uzmanın varlığını işaret ediyordu.

"Senden güçlü mü?"

Mo Gaoyuan'in yüzü karardı.

Aynı zamanda, Zhang Xuan de gözlerini kıstı.

Bunca zamandır Bizans Helios Canavarının Dünya Dışı Şeytani Kabilenin bir casusu olduğundan şüphelenmişti ve Kıdemli Mo'nun sözleri yalnızca şüphelerini doğruluyordu.

O canavar güçlü bir Dünya Dışı İblisin evcil canavarı olmalıydı!

Aksi halde, neden efendisinin kim olduğunu söylemeyi inatla reddedecekti?

"Gerçekten de pek çok usta hocayı kurtardım!"

Meseleyi doğrulayan Zhang Xuan başını memnun bir şekilde salladı.

Bizans Helios Canavarı ve Dünya Dışı Şeytani Kabile planlarında başarılı olsalardı, mesele sınavda kaç kişinin başarısız olduğu değil, kaç kişinin öldüğü olurdu.

Bu Usta Hoca Akademisine büyük bir darbe olurdu!

Bir usta hoca olarak, Zhang Xuan bunun sorumluluğunu taşıyordu. Dünya Dışı Şeytani Kabilenin entrikalarını fark ettiğinde görevden kaçamazdı!

"Umarım ikiniz meseleyi gizli tutarsınız. On Büyük Kıdemliyi toplayıp, konuyla ilgilenmek için bir toplantı düzenleyeceğim."

Kıdemli Mo konuştu.

Köşk Efendisi Mo ve Zhang Xuan karşılık olarak başlarıyla onayladılar.

Dünya Dışı Şeytani Kabileyle ilgili her konu gizli tutulmalıydı, aksi halde insanlar paniğe sürüklenirlerdi.

"Hm, konuyu gizli tutacağız. Peki bu yılın adayları konusu ne olacak?" Köşk Efendisi Mo sordu.

"Bu..." Müdür Xie kaşlarının arasını sıkıntıyla ovaladı.

Bu gerçekten sorunlu bir konuydu.

Bizans Helios Canavarı sınavı gözetirken hiçbir sorun çıkmayacağını düşünmüştü. Kim karşı tarafın Dünya Dışı Şeytani Kabilenin saldırısına uğrayıp, ortadan kaybolarak sınavda böyle büyük bir sorun doğacağını tahmin edebilirdi?

Akademice kabul gören yeni öğrenci alımı yirmi bindi, ancak şimdi yalnızca altı bin kişi sınavı geçebilmişti. Bu durumu Usta Hoca Akademisine nasıl açıklayacaktı?

Eğer diğer öğrencileri kendisi seçer ya da yeni bir sınav yapacak olursa giriş sınavının hiçbir hükmü kalmazdı ve tüm bu yaşananlar bir maskaralık olurdu.

Ancak otuz bin deha arasından yalnızca altı binini kabul etmek Usta Hoca Akademisi için büyük bir kayıptı!

"Kıdemli Mo, benim bir fikrim var!" Zhang Xuan konuşmadan önce bir an düşündü.

"Rahat konuş." Kıdemli Mo ve Köşk Efendisi Mo karşı tarafın ne söyleyeceğini merak ederek bakışlarını ona çevirdiler.

"Birinin kazandığı puanları istediği şekilde dağıtabileceğini söylememiş miydiniz?"

Ardından, Zhang Xuan gülümseyerek teklif etti, "Kırk bin puanım olduğuna göre, herkese bir puan versem bile fazlasıyla yetecektir. Bu şekilde herkes sınavı geçebilir!"

"Bu..."

Kıdemli Mo hayrete düştü, "Ancak bunlar büyük zorlukla elde ettiğin puanlar, onları nasıl senden alıp diğer adaylara dağıtabilirim..."

"Büyütmeye değmez. Dünya Dışı Şeytani Kabile tehlikesi tepemizde kol gezerken, biz usta hocalar gücümüzü olabildiğince arttırmalıyız. Çeşitli bölgelerden gelen o dehalara şans vererek aslında insanlığa bir umut veriyoruz."

Zhang Xuan elini umursamaz bir tavırla salladı.

Ne de olsa topladığı puanlar onun işine yaramayacaktı. Durum bu olduğuna göre, itibarını arttırmak ve diğerlerine bir iyilik yapmak için onları dağıtabilirdi. Bu bir usta hoca olarak yükselişine de yararlı olacaktı.

Çoğu kişi göz ardı etse de, itibar da bir usta hocanın ihtiyaç duyduğu bir faktördü. Güçlü bir itibarı olmayan bir usta hoca nasıl insanlığın güçlerini toplayarak, onlara Dünya Dışı Şeytani Kabileye karşı olan savaşta liderlik edebilirdi? Bu nedenle, Usta Hoca Köşkü bir usta hocayı üst rütbeye yükseltirken bu durumu da değerlendirmeye alırdı.

"Bu... Pekala. Kararını verdiğine göre Usta Hoca Akademisi adına sana teşekkür ederim. Adaylara bu konuyu bildireceğim!"

Zhang Xuan'in sözlerini duyan Kıdemli Mo yumruklarını ciddi bir ifadeyle kavuşturdu.

Başkaları hala kendi çıkarlarını düşünürken, karşı taraf çoktan Usta Hoca Köşkünün ve insanlığın geleceğini hesaba katıyordu!

"Eğer tüm usta hocalar Usta Zhang kadar özverili olsalardı, Dünya Dışı İblislerden korkmamıza gerek kalmazdı..."

Kıdemli Mo karşısındaki genç adamdan etkilenirken düşündü.

Dağa önce Zhang Xuan'i bir ast olarak gördüyse bile, şu anda onu bir akran olarak görüyordu.

Birinin başkaları için başarılarından kendi rızasıyla vazgeçmesi için yüreği ne kadar büyük olamlıydı!

Usta Yang'ın has çırağından bekleneceği gibi, bu gencin yetenekleri ve kafa yapısı diğerlerinden çok farklıydı!

"O halde Kıdemli Mo'ya zahmet vereceğim."

Zhang Xuan yumruklarını kavuşturdu.

"Hayır, kesinlikle zahmet olmaz. Asıl sana zahmet veren ben oldum. Eğer cömertliğin olmasaydı, bu konuyu nasıl çözeceğim konusunda hiçbir fikrim yoktu... Sana borçluyum!"

Kıdemli Mo karşılık verdi.

Eğer bu sınavı yalnızca altı bin kişi geçmiş olsaydı, akademide alay konusu olurdu.

On Büyük Kıdemliden biri olarak, itibarı ve şerefi paramparça olurdu.

Karşı taraf dışarıdaki yirmi dört bin usta hoca için bir umut ışığı olurken, aynı zamanda onun itibarını da kurtarmıştı.

"Bu..."

Zhang Xuan kafasını garip bir ifadeyle kaşıdı.

Aslında... Bana bir iyilik borçlu olmandansa, birkaç yüksek seviye ruh taşı çok daha işime gelir...

"Bu konuda sıkılmana gerek yok, Kıdemli Mo'ya gerçekten de çok yardımcı oldun. Ayrıca Kıdemli Mo kimseye kolay kolay borçlu kalmaz. İki yüz yıllık dostluğumuzda ben bile böyle bir ayrıcalığa erişemedim!"

Zhang Xuan'in yüzündeki isteksizliği gören Mo Gaoyuan onu kabul etmesi için zorladı.

On Büyük Kıdemliden biri olarak, Kıdemli Mo dürüst ve sert bir adamdı. Kendisinden ve başkalarından büyük beklentileri vardı ve bu nedenle bir has çırağı olmayan tek kıdemli o kalmıştı.

Böyle bir adamın lütfunu kazanmak kolay değildi.

"Kıdemli Mo, teşekkür ederim!" Köşk Efendisi Mo'nun bu sözlerini duyan Zhang Xuan'in başıyla onaylamaktan başka şansı yoktu.

Eğer başkaları Kıdemli Mo'nun iyiliğini kabul etmekle ilgilenmediğini, bunun yerine yüksek seviye ruh taşlarını tercih edeceğini duysalardı, onu kesinlikle bir tekmede yıldızlara fırlatırlardı.

On Büyük Kıdemliden hangisi Hongyuan İmparatorluğunda söz sahibi bir figür değildi?

Bu kadar güçlü birinden gelecek iyilik onlar için altından çok daha değerliydi.

Eğer biri bu iyilik hakkını Hongyuan İmparatorluğunun kraliyet ailesiyle yüksek seviye ruh taşları karşılığında takas edecek olsaydı, en az birkaç düzine elde edebilirdi!

Bu, On Büyük Kıdemliden birinden gelecek bir iyiliğin ne kadar değerli olduğunu gösteriyordu!

Ve sen böyle değerli bir şeyi kabul ederken hala tereddüt mü ediyorsun... Neden gidip bir köşede ölmüyorsun!