Bölüm:704 Giriş Sınavının Başlangıcı

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Ancak, kitabın içeriği tamamen anlamsızdı. Her bir satır bir önceki ile alakasızdı ve yazılanları kavramak imkansızdı. Yalnızca bakmak bile Zhang Xuan'in gözlerini döndürüyordu.

"Görünüşe göre... bu meselenin zorluğunu hafife alıyorum..."

Kitaba hızla göz atan Zhang Xuan çaresizce kafasını sallayarak kitabı yere attı.

Bu iki kitap kendi başlarına kusursuzdular ve kitapları bütünleştirmek mümkün olsa da, tek etkisi tekniğe bir sürü kusur eklemek ve çalışılmasını imkansızlaştırmak olmuştu.

Bir örnekle anlatmak gerekirse, bu aynı istiridye, malta eriği, karpuz, süt, somon ve pek çok başka malzemeyi karıştırmak gibiydi... Hepsi başlı başına lezzetliydi, ancak karıştırıldıklarında, birinin verebileceği tek mantıklı karar onu çöpe atmaktı.

'Görünüşe göre Semavi Yolun Kütüphanesi kusursuz bir kılavuz oluşturmak için savaş tekniklerini derleyebilse de, kusursuz kılavuzları bütünleştiremiyor...'

Zhang Xuan hayal kırıklığıyla kafasını salladı. Bir an sonra, bir şey düşündü ve yüzünde kararlı bir ifade belirdi. 'Ancak Semavi Yolun Kütüphanesi iki kılavuzu bir araya getiremese bile, bunu kendim yapabilirim.'

Semavi Yolun Kütüphanesi aynı bir aşçının en iyi noodleları yapmak için bir kova unu süzmesi gibi, bir kılavuzun doğru kısımlarını süzüp, kusursuz bir kılavuz oluşturmak için pek çok diğer kılavuzla birleştiriyordu. İki kusursuz kılavuzu bir araya getirmek iki farklı türde unu karıştırmak gibiydi. Unların farklı yapıları gereği, birisi bu farkları dengeleyecek bir şey kullanmadığı sürece, noodleların kalitesinde bir düşüş yaşanması kaçınılmazdı.

Aynı şey Semavi Yolun Manevra Sanatı ve Kızıl Toz Göğe Yükselen Adımlar için de geçerliydi. Biri bir uçuş tekniğiyken, diğeri karada kullanılacak bir manevra tekniğiydi. Aralarındaki bu temel farkla, kitabın sorunlarla dolu olması kaçınılmazdı.

Ancak... Semavi Yolun Kütüphanesi bu farklılığı köprüleyemese bile, aynı şeyi Zhang Xuan'in de yapamayacağı anlamına gelmezdi!

Farklılıklarına rağmen, ikisi de birer manevra tekniğiydi. Eğer Zhang Xuan ikisini derlemeyi başarabilirse, uçuş hızını büyük ölçüde arttırabilirdi.

Aklında bu düşüncelerle, Zhang Xuan'in gözleri heyecanla ışıldadı.

'Semavi Yolun Manevra Sanatını havada uygulamayı denemeliyim...'

Zhang Xuan derin bir nefes aldı ve hiç tereddüt etmeden havaya sıçradı. Havada süzülürken, Semavi Yolun Manevra Sanatını uygulayarak ilerlemeyi denedi.

Tonk!

Ancak Semavi Yolun Manevra Sanatını uygulayamadan önce, onu havada tutan Kızıl Toz Göğe Yükselen Adımlar bir anda kesildi ve aniden düşmeye başladı. Tok bir sesle yere çakılarak çarpışmanın etkisiyle büyük bir çöküntüye neden oldu.

'Bu doğru değil...'

Yüzü toza bulanan Zhang Xuan'in ifadesi karardı.

Bunun kolay bir iş olacağını düşünmüştü, ancak gerçekler beklentilerinden daha uzak olamazdı.

Ruhunun gücü düşünülürse, aynı anda birden çok iş yapmak onun için sorun değildi. Ancak iki teknik de zhenqinin aynı meridyenlerden geçmesini gerektiriyordu ve ikisini aynı anda uygulamaya çalışma zhenqinin çarpışarak birbirini engellemesine neden olmuştu.

Ve sonuç? Trajik bir şekilde yere çakılmaktı.

Görünüşe göre savaş tekniklerini birleştirmek düşündüğü kadar kolay değildi.

Ancak düşününce, eğer savaş tekniklerini birleştirmek o kadar kolay olsaydı, her savaş tekniği sınıfı arasında böyle bariz bir ayrım yapılmazdı.

'Ya da belki de Semavi Yolun Manevra Sanatını kullanırken Kızıl Toz Göğe Yükselen Adımları uygulamayı denemeliyim...'

Zhang Xuan bu başarısızlıktan sonra hemen vazgeçmemişti. Bunun yerine bir kez daha denemeden önce düşündü.

Daha önce Kızıl Toz Göğe Yükselen Adımları kullanıyorken Semavi Yolun Manevra Sanatını kullanmayı denemişti. Belki sıralamayı değiştirirse... başarılı olabilirdi.

Zhang Xuan iki savaş tekniğini birleştirmeye uğraşırken, odanın dışında, Sun Qiang mızrak sanatını çalışmakta olan Zheng Yang'ın yanına gelerek sordu, "Genç efendi nerede?"

"Hocam şu anda inzivada eğitim yapıyor ve kimsenin onu rahatsız etmemesini istedi!" Mızrağını çeken Zheng Yang derin bir nefes verdi ve ağzından beyaz bir duman çıktı.

Bu süreçte, gelişimini yükseltmeyi denerken, savaş tekniği eğitimini de aksatmamıştı. Usta Zhang'in rehberliğiyle, mızrak ustalığı konusundaki kavrayışı epey derinleşmişti ve mızrak sanatı da çok daha üstündü.

Gelişim konusunda Wang Ying'e rakip olamayabilirdi. Ancak gerçek bir dövüşte kendisini ona karşı savunabileceği kesindi.

"İnziva mı?"

Sun Qiang kafasını kaşıdı. "Pekala. Eğer genç efendi inzivadan çıkarsa, ona çoktan uygun bir yer bulduğumu ve istediğimiz an taşınabileceğimizi söyle!"

"Çoktan yeni bir ev mi buldun?" Mızrağını kapatan Zheng Yang'in gözleri ışıldadı.

Akademik Deniz usta hocalarla doluydu ve Usta Hong ve diğerleri bir şey söylemeseler bile, burada yaşamak rahat değildi.

"Evet, ancak Usta Hoca Akademisi çevresinde uygun bir ev bulmak hiç kolay değil. Şimdilik küçük bir avlu ve birkaç oda buldum... Korkarım ki bundan daha büyüğünü bulmak zor olacaktır. Bir tane bulsak bile, korkarım ki fiyatı abartılı olur!" Sun Qiang açıkladı.

Sayısız genç üstat Usta Hoca Akademisine başlamak için burada toplanmıştı ve büyük bir kısmı zengin ailelerden geliyorlardı. Doğal olarak onlar da akademinin yakınlarında bir ev ayarlamak isteyeceklerdi.

Sonuç olarak, çevredeki evlerin çoğunu satın almışlardı. Bu nedenle paraları olsa bile bir ev almaları imkansızdı. Ve boşta bir ev olsa bile, büyük talep nedeniyle fiyatları inanılmaz yükseliyordu ve bu nedenle almaları imkansızdı.

Ne de olsa... şu anda epey fakir durumdalardı.

"Şimdilik yaşayacak bir yerimizin olması yeterli..."

Zheng Yang başıyla onayladı.

"Ancak uzun süreçte uygun olmayacaktır. Öyle mütevazi bir yerde yaşamamız sorun olmaz, ancak ya büyük efendi ziyarete gelirse? Soylu bir 8 yıldızlı usta hocanın öyle ufak bir yerde yaşamasına nasıl izin verebiliriz?"

Sun Qiang kafasını salladı. "Bu konuda ne yapacağımıza karar vermeden önce genç efendiyle konuşmamızın daha doğru olduğunu düşünüyorum..."

İç çeken Sun Qiang tam konuşmaya devam edecekken, ilerideki odadan bir çarpma sesi yükseldi. Sanki bir şey ağır bir şekilde yere düşmüştü.

"Genç efendinin şu anda inzivada eğitim yaptığını söylememiş miydin? O halde bu ses neydi?"

Şaşıran Sun Qiang tam neler olduğunu anlamak için kapıyı açacakken bir başka tok ses duyuldu. Karşılarındaki duvar sarsıldı ve içinde bir kafa çıkıverdi.

"Hocam!"

"Genç Efendi..."

Söz konusu kafanın yüzünü gören ikili şaşırmıştı. Ancak neler olduğunu anlayamadan önce 'çu!' figür bir anda kayboldu. Saygıdeğer hocaları ve genç efendileri bir anda aniden geride doğru uçmuş ve karşı duvara çarparak büyük bir delik açmıştı.

Çat çat çat çat!

Zhang Xuan bir lastik top gibi etrafa çarpıp duruyordu. Hızlı hareketlerinin etkisiyle, güçlendirilmiş oda aniden içe doğru çöktü.

Manzarayı gören Sun Qiang ve Zheng Yang birbirlerine bakakaldılar ve dudakları şiddetle seğirdi.

'Eğitim yapacağını söylememiş miydin?

O halde neden o duvarlara çarpıp duruyorsun?'

'Ne tür bir gelişim tekniği kendini duvarlara vurmanı gerektirir? Yüzüne bir bak, çoktan her yerin şişmiş...'

Puf!

Tam bir karış açılmış ağızlarıyla olanları izlerlerken, Zhang Xuan bir anda odadan dışarı fırlayıp, avludaki büyük bir ağaca kafa üstü çakıldı ve dışarıda kalan bacakları kontrolsüzce seğirdi.

"Hocam..."

Sonunda yaşadığı şoku atlatan Zheng Yang aceleyle Zhang Xuan'i ağaçtan çıkartmaya koştuğunda, gördüğü şey hocasının öfkeden kızarmış yüzüydü. "Hocam..."

"Genç Efendi, yalnızca fakiriz! Para meselesi yüzünden yaşama umudunu kaybetmenize gerek yok..."

Sun Qiang de iyi niyetiyle koşup, Zhang Xuan'i kendine getirmek için bir şeyler söyledi.

"Öhöm öhöm!"

Bu sözleri duyan Zhang Xuan'in yüzü daha da karardı. Hemen ellerini sallayarak konuştu, "Kısa süreliğine dışarı çıkıyorum! Sun Qiang, zarar gören şeyleri karşılaması için Usta Hong'u bul..."

Şaşkına dönen ikiliyi umursamayan Zhang Xuan göğe doğru sıçradı ve Yüce Morkanat Canavarı hemen ona doğru uçtu. Gece göğünde kaybolan ikili şehir surlarına doğru uçtular.

Akademik Denizdeki odasının boyutu düşünülürse, eğer eğitime burada devam edecek olursa iki tekniği birleştiremeden önce tüm konağı yerler bir edecekti. Bu nedenle eğitim yapabileceği daha geniş bir alan bulmak için dışarı çıkmaya karar vermişti.

Kısa süre sonra Hongyuan Şehrinden biraz uzaktaki bir tepeye geldiler.

Gökte parlak bir ay vardı ve gece meltemi hafifçe esiyordu. Kuşlar ve böcekler çevrede ötüşerek huzurlu bir ortam yaratıyorlardı.

'İşte burası!'

Meditasyon pozisyonuna oturan dikkatini manevra tekniklerine vermeden önce harcadığı zhenqiyi yeniledi.

Çat çat çat çat!

Kısa süre sonra, birinin kayalara ve ağaçlara çarpışını andıran sesler ve acı dolu çığlıkla tüm tepede yankılandı.

Bu olay daha sonraları yerel halkın dilinde bir korku efsanesine dönüştü ve aileler çocuklarını ormanda dolaşmamaları için bu hikayeyle uyarır oldular.

…

Bir sonraki gün...

"Usta Zhang henüz dönmedi mi?"

Usta Hong odanın içinde gergin bir şekilde volta atıyordu.

Önceki gece odanın çöktüğünü duyduğunda hemen buraya koşmuştu. Ancak, yalnızca Usta Zhang'i ufukta kaybolurken görebilmişti. Karşı tarafın kısa bir süreliğine eğitim yapacağını ve yakında döneceğini düşünmüştü. Kim hala dışarıda olacağını bilebilirdi?

Bugün Usta Hoca Akademisinin giriş sınavının günüydü. Eğer sınavı kaçıracak olursa, akademiye giremeyecekti!

"Genç efendi dün gitti ve hala geri dönmedi..." Sun Qiang da şaşkın bir şekilde kafasını salladı.

Genç efendi her zaman normal biri olmuştu, peki neden durdur yere sanki bir kriz geçirir gibi kafasını duvarlara vurmaya başlamıştı?

Yalnızca bu da değil, üstüne tüm geceyi dışarıda geçirmesi... yoksa yaşamaktan vazgeçmiş olabilir miydi!

Daha fazla dayanamayarak Zheng Yang ve diğerlerine dönüp sordu, "Dün gece herhangi biriniz genç efendiyi kızdırdınız mı?"

"Hayır..."

Zheng Yang ve diğerleri yaşananlara şaşkın bir halde başlarını salladılar. "Hocamız yalnızca inzivada eğitim yapacağını söyledi. Bundan başka hiçbir şey bilmiyoruz!"

Onlar da hocalarının dün gece kafasını duvarlara ve ağaçlara vurduğunu duyunca şaşırmışlardı ve büyük endişe duyuyorlardı.

"Neler oluyor..."

Eğer biri onu kışkırtmadıysa, genç efendi neden durduk yere böyle garip davranışlar sergileyecekti? Sun Qiang derin düşüncelere daldı.

Tam genç efendiyi aramak için nereye gitmesi gerektiğini düşünürken, söz konusu genç toza bulanmış bir halde geri geldi.

Görünüşüne bakılırsa, tüm gece eğitim yapmak yerine etrafta yuvarlanmış olmalıydı. Onu tanımasalardı, büyük ihtimalle sokakta karşılaştıklarında birkaç bozuk para atarlardı.

"Genç efendi, siz..."

Sun Qiang aceleyle ona doğru koştu.

"Ben iyiyim!" Zhang Xuan kafasını salladı. Arkasındaki ihtiyara dönerek konuştu, "Usta Hong, gidelim..."

"Sınava... bu halde mi katılacaksın?"

Zhang Xuan'in halini gören Usta Hong'un dudakları şok içinde seğirdi.

'Diğer adaylar iyice yıkanıp, değerlendiren hocalarda iyi bir izlenim bırakmak için yeni giysilere bürünürler.

Ancak dün gece sadaka için dilenmeye çıkmış gibi bir görünüşle ve yorgunluktan kızarmış gözlerinde... Gerçekten de sınava hazır olduğuna emin misin?'

"Önemli değil!" Zhang Xuan umursamaz bir şekilde elini salladı.

Tüm geceyi deney yaparak geçirmişti ve zhenqisi tam beş kere tükenmişti. Aynı zamanda dün gece neredeyse ölecek kadar çok yere çakılmasına rağmen, sonuç hala... başarısızlıktı.

İki savaş tekniğini bir araya getirmek çok fazla detay içeriyordu ve bunu kısa sürede başarmak imkansızdı.

Yine de, Zhang Xuan henüz başarılı olmasa da, Kızıl Toz Göğe Yükselen Adımlar üzerine kontrolü büyük ölçüde artmıştı ve bu sayede çok daha hızlı hareket edebiliyordu. Aynı zamanda bu deneme yanılma yöntemi sayesinde savaş teknikleri üzerine anlayışı çok daha derinleşmişti ve bu gerçek dövüşlerde işine yarayacaktı.

Ancak ne yazık ki iki savaş tekniğini birleştirme konusundaki inadı yüzünden yeni derlediği Evren Köprüsü alemi Semavi Yolun İlahi Sanatını çalışmaya fırsat bulamamıştı. Sonuç olarak hala Ahenkli Ruh aleminin zirvesindeydi.

"Tamam o halde, hadi gidelim..."

Zhang Xuan'in iyi olduğunu söylediğini duyan ve sınavın ne kadar önemli olduğunu bilen Usta Hong, Zhang Xuan'i akademi tarafından hazırlanan kanatlı ruh canavarlarına götürdü ve ikili hızla Hongyuan Sıra Dağlarının Leiyuan Zirvesine uçtular.

Leiyuan Zirvesi Akademik Denizden yalnızca iki yüz kilometre uzaklıktaydı, bu yüzden hedeflerine varmaları uzun sürmedi.

Neredeyse tüm birinci sınıflar toplanmışlardı. Uzaktan, hareketli kalabalık okyanus dalgalarına benziyordu. Bu gerçekten inanılmaz bir manzaraydı.

"Bu yıl sınava giren pek çok birinci sınıf öğrencisi var ve yaklaşık otuz bin kişiler. Ancak akademi yalnızca yirmi bin kişi kabul edecek, bu yüzden adayların üçte biri elenecek!" Usta Hong kısık bir sesle konuştu.

"Birinci sınıfların üçte biri elenecek mi?"

Zhang Xuan'ın dudakları seğirdi.

Buradaki herkesin kendi bölgelerinin en üstün elitleri olduğu düşünülürse, üçte birini elemek gerçekten korkunçtu. 1.sınıf bir imparatorluğun Usta Hoca Akademisinden de bu beklenirdi!