Bölüm:699 Zhang Xuan'in Fiziksel Vücudu

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Aynen öyle!" genç adam küçümseyerek dudak büktü. "Eğer saçmaladığımı düşünüyorsan, neden bunu bir dövüşle doğrulamıyoruz? Eğer kaybedersen, Genç Efendi Tao'yu itaatkar bir şekilde bize teslim edip, onun hocası olmaya layık olmadığını kabul edersin! Öte yandan sen kazanırsan, seni hocam olarak bile kabul ederim..."

Genç adam kükredi, "Ne dersin? Meydan okumamı kabul edecek cesaretin var mı?"

Zhang Xuan'in gözleri kısıldı.

Karşı taraf Yüce Ölümlü 8-dan bir üstattı. Semavi Yolun Kütüphanesini ya da İç Görü Gözünü kullanmadan bile, Zhang Xuan karşı tarafın muazzam bir fiziksel güce ve dayanıklılığa sahip olduğunu kolayca söyleyebilirdi. Zhang Xuan 10,000,000 ding'lik tüm gücünü kullansa bile, karşı tarafın savunmasını kırıp kıramayacağını söylemek zordu.

Üstelik, fiziksel gücü yalnızca 4,000,000 ding'di!

Ancak eğer Zhang Xuan karşı tarafı yenemezse, 'Genç Efendi Tao'nun hocası olmaya ne hakkı vardı?

Karşı taraf bir anda Zhang Xuan'e meydan okuyarak pervasızca hareket ediyor gibi görünse de, gerçekte Zhang Xuan'in zayıflığından faydalanarak onu köşeye sıkıştırmıştı.

Dahası, yalnızca fiziksel güçleriyle yapacakları bir dövüşte Zhang Xuan'in Göklerin İradesini Bildirmek yeteneğinden de kaçınabilirdi... Hamlesi gerçekten de dahiceydi.

Ellerini ardına bağlayan genç adam alaycı bir şekilde sataştı, "Aynen öyle! Meydan okumamı kabul edecek cesaretin var mı?"

"Hıh!" Karşı tarafın küstahça onu köşeye sıkıştırmaya çalıştığını gören Zhang Xuan yenlerini savurarak dudak büktü. Ancak o anda, heyecanlı bir ses duyuldu, "Hocam..."

Arkasını dönen Zhang Xuan, Yuan Tao, Zheng Yang, Wang Ying ve diğerlerinin heyecanla parlayan gözlerle salona girdiklerini gördü.

Görünüşe göre öğrencileri son ayda gelişimlerinde önemli ilerleme kaydetmişlerdi.

Buradan, bu süreçte gayretle çalıştıkları anlaşılıyordu.

"Genç Efendi!"

Sun Qiang da grubun içindeydi.

Şu anda çoktan Yüce Ölümlü 3-dan Yin-Yang alemi orta kademeye ulaşmıştı.

Gelişimi hala Wang Ying ve diğerlerinin biraz altında olsa da, Sun Qiang'ın tembel karakteri düşünüldüğünde, oldukça etkileyici sayılırdı.

Her birinin heyecanlı ve hevesli olduğunu gören Zhang Xuan cesaretlendi ve yüzünde hafif bir gülümseme belirdi. Bir anda Zhang Xuan'den görkemli bir aura yükseldi ve genç adama doğru dönerek umursamaz bir tavırla konuştu, "Pekala, yalnızca fiziksel vücutlarımızı kullanarak bir düello yapacağız!"

"Düello mu? Hocam..."

Bu sözleri duyan Yuan Tao ve diğerleri anında paniklediler.

Hocalarının gelişimi hızla yükselmiş olsa da, fiziksel vücut gelişiminde ustalaşmış Yüce Ölümlü 8-dan bir üstadı bir fiziksel düelloda yenmesi çok zordu.

"Endişelenmeyin, yoldaki küçük bir taş parçasından fazlası değil. Onu nasıl ezdiğimi izleyin!"

Hafifçe kıkırdayan Zhang Xuan ellerini gösterişli bir tavırla arkasında bağladı.

Karşı taraf bu kadar ileri gitmişten, Zhang Xuan özellikle de öğrencilerinin önünde nasıl geri adım atabilirdi?

"Düelloyu kabul etmen güzel. Gel!"

Karşı tarafın düelloyu kabul ettiğini duyan genç adam anında kahkahalara boğuldu. Odanın ortasına yürüdü ve yalnızca kaslarını esneterek birkaç santim büyümüş gibi görünüyordu. Kaslı ve güçlü vücudunu ona vahşi bir kaplanı anımsatan keskin bir görünüm veriyordu.

"Acele etmeye gerek yok."

Genç adam çoktan kendisini düelloya hazırlasa da, Zhang Xuan hala koltuğunda oturmaya devam etti. Bir gülümsemeyle Kral Huai'ye dönerek sordu, "Majesteleri, size zahmet vereceğim bir konu olacak. Burada kullanabileceğim bir gizli oda var mı? İlgilenmem gereken bazı meseleler var!"

"Gizli oda mı? Tabi ki var!"

Kral Huai hala Zhang Xuan'le yakınlaşmanın bir yolunu düşünürken karşı taraf iyi niyetini göstermesi için bu fırsatı önüne sunmuştu. Bu nedenle hemen elni salladı ve 'grç!' odanın bir kenarındaki duvar aniden ayrılarak gizli bir odayı ortaya çıkarttı.

1. sınıf bir imparatorluğun kraliyet ailesinin bir üyesi olarak, önemli meseleleri görüşmek için ana salonuna birkaç gizli oda yaptırması şaşırtıcı değildi.

Odada gücü ne olursa olsun kimsenin içeriyi gözetlemesine ve dinlemesine izin vermeyen özel bir düzen kuruluydu.

"Teşekkür ederim."

Zhang Xuan hafif bir gülümsemeyle odaya girerek kapıyı kapattı. Ardından bileğinin bir hareketiyle klonu karşısında belirdi.

Zhang Xuan'in fiziksel vücudunda taşıdığı 4,000,000 ding'lik önemsiz güçle, karşı tarafa bir ders verebilmesi imkansızdı. Ancak... klonu farklıydı.

Klonu Dokuz Kalpli Lotustan üretilmişti ve fiziksel vücudu kendisininkinden çok daha güçlüydü. Zhang Xuan genç adamın klonuna rakip olamayacağından şüphe etmiyordu.

Zihinsel bağlantılarıyla detayları hızla klonuna anlattı.

"İşte böyle. Yani oraya git ve dişlerini dök!"

"Endişelenme!"

Klon başıyla onayladı, Zhang Xuan'in giysilerini giydi ve gizli odadan dışarıya çıktı.

Klonun ana bedenle aynı şekle sahip olduğu ve ana bedenin gizli odada saklandığı düşünülürse, numaralarının ortaya çıkmasından endişelenmelerine gerek yoktu.

"Sonunda gelebildin!"

'Zhang Xuan'in odadan çıktığını gören genç adam soğuk bir tavırla dudak büktü.

'Çatırt! Çuturt!'

Vücudundan çatırtılar yükseldi ve çevresindeki aura hızla güçlendi. Bileğini çevirdiğinde, çevredeki her şeyi paramparça etmekle tehdit eden sağır edici bir ses patladı.

Birinin fiziksel vücudu belirli bir seviyeye ulaştığında, uygulayabileceği güç zhenqiyle denk olurdu.

Ne kadar seyrek olursa olsun, genç adam yine de İmparator Soyu taşıyordu. Üstelik, klanının büyük mirası sayesinde en iyi fiziksel vücut gelişim tekniklerine sahipti ve bu sayede fiziksel vücudunun gücü Yüce Ölümlü 8-dan zhenqi gelişiminden bile büyüktü.

'Zhang Xuan' de odanın ortasına yürürken hafifçe kıkırdadı.

"Hıh!"

Ahenkli Ruh alemindeki bir veletin fiziksel vücut konusunda onunla yarışmaya cesaret ettiğini gören genç adamın yüzünde vahşi bir ifade belirdi. Yere bir tekme vurarak ileri atıldı.

Bom!

Hareket ettiği absürt hız nedeniyle, hareketine gök gürültüsünü andıran derin bir patlama eşlik ediyordu.

Zhang Xuan'e bile ulaşmadan önce, çevredeki hava parçalanarak Zhang Xuan'in etrafında devasa bir vakum oluşturmuştu.

"Hocam..."

Genç adamın en baştan en güçlü tekniğini uyguladığını gören Yuan Tao yumruklarını sıktı.

Genç adam onun klanından bir üye olsa da, hocasıyla sahip olduğu ilişki bundan çok daha derindi.

Wang Ying ve diğerleri de telaşlıydılar.

Hepsi hocalarının gücünün farkındaydılar. Daha bir ay önce, hocaları yalnızca Berraklaştırma alemindeydi, bu yüzden bir ayda seviye atlamış olsa bile, şu anda yalnızca Ahenkli Ruh aleminde olabilirdi. Yüce Ölümlü 8-dan birine karşı Ahenkli Ruh alemi... Aralarındaki fark çok büyüktü!

İki partinin aynı seviyede olmadıkları ortadaydı, bu durumda Zhang Xuan nasıl kazanabilirdi?

"Endişelenmeyin, genç efendi düelloyu kabul ettiğine göre kaybetmeyecektir!" Sun Qiang yan taraftan konuştu.

Genç efendi öğrencileri karşısında itibarını korumak için her zaman ciddi bir ifade takınırdı. Mesele Wang Ying ve diğerlerinin Zhang Xuan'e inanmamaları değildi, ancak ikisi arasındaki güç farkı çok büyüktü.

Aynı zamanda, hocalarının dürüst karakteri düşünülürse, yalnızca galip gelmek için bir hileye başvurmazdı.

Ancak... Sun Qiang'ın görüşü farklıydı.

Genç efendiyle geçirdiği zaman sonunda, karşı tarafın kişiliğini iyice kavramıştı. Genç efendi ne zaman emin olmadığı bir işe girişmişti?

Genç efendi karşı tarafın meydan okumasını kabul ettiğine göre, karşı tarafı dövmek için bir yol bulduğuna hiç şüphe yoktu. Ayrıca, genç efendinin düellodan hemen önce gizli odayı kullanmak istemesi şüphe çekiciydi.

"Kaybetmeyecek mi?"

Sun Qiang'ın sözlerini duyan Wang Ying ve diğerleri hala şüpheliydiler.

Puf!

Genç adamın vahşi saldırısı karşısında, hocaları kaçınmakla uğraşmadı. Bunun yerine kolunu kaldırarak bir yumruk savurdu.

"Cepheden saldırı mı?"

Zhang Xuan'in tepkisini gören herkesin kaşları yukarı kalktı. Kıdemli Yuan bile şaşkınlıkla kaşlarını çattı.

Genç adamın ne kadar güçlü olduğunu iyi biliyordu. Yüce Ölümlü 8-dan orta kademe üstatlar bile onun savunmasını kırmakta zorlanırlardı.

'Senin gibi Ahenkli Ruh alemindeki bir velet onunla yüz yüze çarpışmaya mı cesaret ediyor... Eceline susamıyor musun?'

Bom!

Göz açıp kapayıncaya kadar, iki yumruk birbiriyle çarpıştı ve çevreye şiddetli bir rüzgar yayıldı. İkilinin altındaki zeminde çarpışmanın etkisiyle dev çatlaklar oluştu.

Yumruklar çarpıştığı anda genç adamın heyecanlı yüz ifadesi yavaşça şaşkınlığa dönüştü. Sanki çelik bir levhaya vurmuştu ve yumruğunda keskin bir acı hissetti.

Çat! Çat!

O kısacık anda yumruğundaki kemikler çatlamıştı. Hemen ardından, yoğun bir güç sanki onu tamamen ezmek ister gibi koluna geçti.

Puf!

Genç adam geriye doğru fırladı.

Gelişiminin kısıtlaması nedeniyle klonun gücünün karşı tarafa rakip olabilmesine imkan yoktu. Ancak, Dokuz Kalpli Lotusla üretilen fiziksel bir vücudun özelliği aynı diğer İlah eserler gibi inanılmaz bir sağlamlıkta olmasıydı...

Benzetme yapmak gerekirse, bu sıradan bir adamın tüm gücüyle bir duvara vurması gibiydi, üstelik genç adamın gücünün sıradan olmadığını söylemeye bile gerek yoktu. Saldırısının muazzam gücü ona döndüğünde, darbeye nasıl dayanabilirdi?

Üstelik, ikilinin vücutları arasında çok büyük bir nitelik farkı vardı. Genç adamın vücudu demirse, klonun vücudu elmastı. Demir ne kadar sıkı olursa olsun, elmas karşısında kolayca parçalanırdı.

"Nasıl bu kadar güçlü bir fiziksel vücuda sahip olabilirsin..."

Genç adamın gözleri hayretle açıldı. O anda delirecek gibi hissediyordu.

İmparator Soyuna sahipti ve klandaki en güçlü fiziksel vücut gelişim tekniğini çalışmıştı. Kendi güç seviyesinde yenilmez olduğunu söylemek şaka olmazdı. Ruh yüksek seviye silahlarla bile derisini delmek mümkün olmayabilirdi...

Ancak karşı tarafın yumruğu kemiklerini ezmişti...

'İmparator Soyuna sahip olanın ben değil de sen olmadığına emin misin?'

Dünyada nasıl bu kadar güçlü bir fiziksel vücut olabilirdi?

Öfkeyle haykıran genç adam uçan figürünü sabitlemeye çalıştı. Ancak o anda gözlerinin önünden bir gölge geçti ve farkında olmadan, rakibi arkasında beliriverdi.

Bom!

Bir kez daha iki vücut birbiriyle çarpıştı.

Çat! Çat!

Havada net şekilde iki çatırtı duyuldu. Genç adamın eğitmek için uzun bir süre harcadığı ve gurur duyduğu kemikleri bir kez daha kırılmıştı.

"Ben..."

Hissettiği büyük acı onu çıldırtıyordu. Hemen vücudunu döndürdü ve sağlam olan sol kolunun dirseğiyle karşı tarafa vurdu.

Genç adamın gerçekten yetenekli bir dövüşçü olduğunu söylemek gerekirdi. Tepkisi hızlı ve ölümcüldü. Bu darbeyle, karşı taraf kesinlikle kaçarak ona nefes alacak ve dövüşteki ritmini bulmasını sağlayacak bir boşluk verecekti.

Ancak Zhang Xuan hiç hareket etmedi. Öylece durarak genç adamın dirseğinin kendisine vurmasına izin verdi.

Bom!

Dirsek Zhang Xuan'in kafasına isabet etti.

"Harika..."

Kafa insan vücudunun en zayıf noktasıydı. Tam isabet alan genç adamın gözleri heyecanla ışıldadı. Ancak durumu kutlayamadan önce, kolunda bir kez daha keskin bir acı hissetti.

Kemikleri paramparça olmuştu.

"Neler oluyor?"

Genç adam sonunda ağladı.

İmparator Soyu yenilmez savunmasıyla ünlüydü ve onu aynı seviyedeki üstatlara kıyasla çok daha güçlü kılıyordu. Zhang Xuan'i lahana parçalar gibi kolayca ezebileceğini düşünmüştü, ancak karşı taraf saldırılarından hiç etkilenmemişti. Aksine, çarpışmada kırılan kendi kemikleri olmuştu...

Sanki bir Aziz eserle dövüşüyor gibiydi.

Bu ne lanet bir durumdu böyle?

"Bu..."

Kenarda, Kıdemli Yuan'in gözleri insanca mümkün olan en son seviyede açılmıştı.

Darbeleri alan Usta Zhang'di, ancak darbelerin gücünü rakibinin kemiklerini kırmak için karşı tarafa döndürüyordu... Ve rakibinin fiziksel vücut gelişiminde ustalaştığını unutmamak gerekirdi!

Usta Zhang'in fiziksel vücudu ne kadar güçlü olmalıydı?

Kıdemli Yuan bile, fiziksel vücudunu güçlendirmek için harcadığı sayısız yıla rağmen aynı şeyi başaramayacağını itiraf etmeliydi!

Yoksa... yanlış genç efendiyi mi bulmuştu? İmparator Soyunun gerçek varisi Genç Efendi Tao değil de, Usta Zhang olabilir miydi?

"Hocamız... gerçekte bu kadar güçlü mü?"

Wang Ying, Yuan Tao ve diğerleri hayret içinde birbirlerine baktılar.

Son bir aydaki gelişme hızlarının inanılmaz olduğunu düşünüyorlardı, ancak görünüşe göre hocaları onlardan çok daha fazla güçlenmişti!

Darbeleri almasına rağmen karşı tarafın kemiklerini kırabilmek mi, başka kim böyle bir şeyi başarabilirdi ki?

Çat! Çat!

Aynı şaşkınlık Kral Huai'nin yüzünde de belirmişti. İnanamayan bakışlar altında, Zhang Xuan genç adamın bacak kemiklerini de kırıp, ana salonda sessizce dikildi.

Soğukkanlı bir bakışla, yerde yatan genç adama bakarak sakince sordu, "Pekala, fiziksel vücudumun gücüyle...

"... Yuan Tao'nun hocası olmaya layık mıyım?"