Bölüm:696 Kral Huai Köşkü

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Zheng Yang ve diğerleri onun has çıraklarıydı ve ona Tianxuan Krallığından beri eşlik ediyorlardı. Birlikte pek çok tehlikeli durumla yüzleşmişlerdi ve Zhang Xuan onları en yakın akrabaları gibi görüyordu. Eğer onlara bir şey olacak olursa, tüm Hongyuan İmparatorluğunu yer yüzünden silmeyi umursamazdı.

Eğer gerek olursa, cennetin ortasında büyük bir delik bile açabilirdi!

Onlara zarar vermeye kalkışan her kim olursa öfkesinin kurbanı olurdu.

"Usta Zhang, telaşlanma. Onlar güvendeler!"

Karşı tarafın berbat yüz ifadesini gören Usta Hong hemen tereddütünün büyük bir yanlış anlaşılmaya neden olduğunu fark etti. Bu nedenle aceleyle açıkladı, "Ancak, dün Kral Huai Köşkünün adamları tarafından götürüldüler ve onları durdurmaya cesaret edemedik..."

Usta Zhang has çıraklarını ona emanet etmişti ve döndüğünde onları görememişti. Bu durum karşısında kim olsa öfkelenirdi.

Usta Zhang'in bu durumda mantığını hala koruyabilmesi bile inanılmazdı.

"Kral Huai Köşkü mü?" Zhang Xuan kaşlarını çattı.

Bu adı daha önce duymamıştı. Karşı taraf neden has çıraklarını götürmüştü?

"Neler olduğu konusunda ben de çok emin değilim!" Usta Hong daha fazla açıklamadan önce bir an tereddüt etti.

"Kral Huai, Yu Longxuan, Hongyuan İmparatorluğunun öz amcasıdır, bu nedenle bu devrin İmparator Amcasıdır." Saygın pozisyonu düşünülürse, tüm Hongyuan İmparatorluğunda onun üzerinde olan yalnızca tek bir kişi var - imparatorun kendisi. Daha önce karşılaştıkları Prenses Yu Fei-er bile ona Büyük Baba Xuan olarak hitap etmeliydi!

"Kral Huai Köşkünün adamları dün buraya geldiler ve onları birkaç gün kalmaları için köşke götürmekte ısrar ettiler. Saygılı tavırlarını ve Hongyuan İmparatorluğundaki saygın konumlarını düşününce, kötü bir niyetleri var gibi görünmüyordu, bu nedenle onları durdurmadım..."

"Birkaç günlüğüne kalmak mı?"

Zhang Xuan şaşırmıştı.

Bu Kral Huai Yu Longxuan'la bir bağının olmadığına emindi. Öğrencilerine Zheng Yang, Wang Ying, Yuan Tao ve Liu Yang'a gelince, aralarında yalnızca Wang Ying seçkin bir aileden geliyordu. Ancak ailesi yalnızca Tianxuan Krallığında seçkin bir klan sayılabilirdi.

Yuan Tao bir yetimdi ve küçüklüğünden beri sokaklarda yaşamıştı. Düzgün bir gelişim tekniği kılavuzu bulamadığından, gelişiminde gelişi güzel ilerlemek zorunda kalmıştı. Sonuç olarak Hongyuan Akademisinin giriş sınavını geçmeyi başarsa da, sınav sonuçlarına göre tüm grup içinde sonuncuydu. Aynı şey Zheng Yang ve Liu Yang için de geçerliydi.

Hiç birinin 1.sınıf bir imparatorlukla bağı olamayacağına göre, karşı taraf onları neden köşküne almıştı?

Bu çok garipti!

Zhang Xuan'in aklına aniden bir şey geldi ve endişeyle sordu, "Buraya ne zaman geldiniz? Hiç belaya bulaştılar mı?"

Öğrencileri ve kahyası gerçekten sorun çıkartmayı seven tiplerdi ve bu özellikle kahyası için geçerliydi. Arkasında 'Usta Yang' olduğu için, kiminle karşılaştığına bakmaksızın arsız bir tavır takınıyordu. Bir şekilde Kral Huai Köşkünü kızdırarak, karşı tarafın onları köşke kapatması için bir bahane yaratmış olabilirler miydi?

"Yalnızca dün öğleden sonra geldi. Buraya iner inmez doğruca bu konağa geldik, bu nedenle bir sorun çıkartmış olmalarına imkan yok..."

Usta Hong bir şeyler atlayıp atlamadığını anlamak için hafızasını kurcalarken kaşlarını çattı.

"Ama yaptılar! Usta Zhang'in şişman öğrencisinin konağa gelmeden önce yaptığını unuttun mu?" Usta Feng birden araya girdi.

Usta Feng'in uyarısıyla, Usta Hong da meseleyi hatırlayıp çabucak açıkladı.

"Şişman öğrenci? Oh! Yuan Tao dün biriyle dövüştü, ancak bu küçük bir meseleydi. Ayrıca, karşı taraf Kral Huai Köşküyle bağı olmayan sıradan biriydi!"

Yuan Tao'nun bir belaya bulaştığını duyan Zhang Xuan hemen telaşlı bir ifadeyle sordu, "Neler oldu?"

"Aslında, bu meselede Yuan Tao'nun suçu yok. Buraya geldikten hemen sonra, gezgin bir üstat bizi onunla düello yapmamız için kışkırttı. Bu nedenle, Yuan Tao o herife bir ders vermek için öne çıktı. Bu mesele nedeniyle Yuan Tao biraz yaralandı ve kan döktü. Ancak, Yuan Tao gezgin üstadı yendi ve karşı taraf telafi olarak ona birkaç yenileme hapı verdi. Adamın giysilerine bakılınca, bir tüccar gibi görünüyordu. İki olay birbiriyle bağlantılı olabilir mi?"

Usta Hong dün olanları hatırlarken kaşlarını çattı.

Yuan Tao'yla dövüşen adam sıradan bir tüccardı ve gelişimi de vasat sayılırdı. Kral Huai Köşküyle bağlantılı olma ihtimali düşüktü ve Usta Hong meseleyi fazla önemsememişti.

Ancak, meseleyi duyan Zhang Xuan'in aklındaki kırışıklık derinleşti.

"Düello mu? Ve Yuan Tao düelloda yaralandı mı?"

Yuan Tao, Zheng Yang ve diğerleri arsız olabilirlerdi, ancak yabancı topraklarda, özellikle de hocaları yanlarında değilken, kavgaya karışmamaları gerektiğini herkesten iyi biliyorlardı. Dahası, Yuan Tao'nun eşsiz bünyesinin uyanışıyla, savunması absürt bir seviyeye ulaşmıştı. Onun kanını akıtmak kolay bir iş değildi.

Bu mesele gerçekten de Kral Huai Köşküyle ilgili olabilir miydi?

Aksi halde, karşı tarafın öğrencilerini almak için başka bir sebebi olamazdı.

Bir sonuca varamayan Zhang Xuan'in alnındaki kırışıklık derinleşti. Sonunda, Usta Hong'a dönerek sordu, "Kral Huai Köşkü nerede?"

"Usta Zhang öğrencilerini bulmak için Kral Huai Köşküne gitmeyi mi düşünüyor?" Usta Hong şaşırmıştı.

Kral Huai'nin Hongyuan İmparatorluğunun İmparator Amcası olduğu düşünülürse, köşkü kesinlikle birinci sınıf düzenler ve Aziz alemi üstatlar tarafından korunuyor olmalıydı. Zhang Xuan'in oraya hazırlıksız gitmesi son derece tehlikeliydi.

"Yalnızca bana nerede olduğunu söyle!" Zhang Xuan dudak büktü.

Gelişim alemi Usta Hong'dan düşük olsa da, başardığı efsanevi şeyler, olağanüstü duruşu ve taşıdığı güçlü aurayla birinin onun karşısında durabilmesi zordu.

"Peki..."

Zhang Xuan'in kararını verdiğini ve söyleyeceği hiçbir şeyin karşı tarafın fikrini değiştiremeyeceğini bilen Usta Hong'un teslim olmaktan başka çaresi yoktu. "Kral Huai Köşkü buradan fazla uzakta değil. Akademik Denizden çıktıktan sonra, sola dön ve birkaç on kilometre yürü. Karşına çıkacaktır..."

Bunu söyleyen Usta Hong bir yönü işaret etti.

Ancak sözlerini bitiremeden önce havada tiz bir çığlık duyuldu ve devasa Yüce Morkanat Canavarı avluya indi. Zhang Xuan canavarın sırtına atladı ve ikili hemen Usta Hong'un işaret ettiği yöne doğru uçtu.

"Usta Zhang..."

Usta Zhang'in hemen harekete geçmesini beklemeyen Usta Hong'un yüzü korkuyla soldu.

Kral Huai kimdi?

Mevcut imparatorun amcası, kraliyet meclisindeki en yüksek yetkili. İmparator bile ona belirli bir saygı göstermeliydi. Ancak Usta Zhang onun köşküne bir kanatlı ruh canavarının sırtında gidiyordu. Bu konumdaki birini kızdırması şakaya gelmezdi...

"Ruohuan, Prenses Yu Fei-er'i ararken bana eşlik et. Muhtemelen şu anda durumu kurtarabilecek tek kişi o..."

Dişlerini sıkan Usta Hong, Ruohuan gongzi'ye kendisiyle gelmesini işaret etti.

Şu anda tanıdıkları tek soylu Yu Fei-er'di. Şu anda tek umutları karşı tarafın Huanyu İmparatorluğunda birlikte geçirdikleri zaman hatırına Usta Zhang'e yardım etmesiydi.

…

Yüce Morkanat Canavarı son derece hızlıydı. Canavarın sırtında, Zhang Xuan aşağıdaki binaları inceledi ve kısa süre sonra, görüş alanına devasa bir köşk girdi.

Köşk göz alıcı bir şekilde tasarlanmıştı ve muhafızlarının tümü altın zırhlar giyiyordu. Köşke yaklaşmadan bile Zhang Xuan çoktan yaydığı sağlamlık aurasını hissedebiliyordu.

"Burası olmalı..."

Durumu değerlendirmek için birkaç tur dönen Zhang Xuan, Yüce Morkanat Canavarı'a inmesini emretti.

Doğruca karşı tarafın köşküne dalmamıştı - ne de olsa karşı taraf ülkenin İmparator Amcasıydı. Wang Ying ve diğerlerinin durumunu öğrenmeden önce karşı tarafı düşman edinmemek en iyisiydi.

Birkaç yüz metre ötedeki boş bir sokağa inen Zhang Xuan köşkün kapılarına yürümeden önce yeni bir usta hoca cübbesi kuşandı.

Kapıda, üç büyük altın kelimeyle işlenmiş devasa bir tabela gördü: 'Kral Huai Köşkü' Kelimeler sanki her an tabelanın yüzeyinden fırlayıp dünyaya açılacakmış gibi görünüyorlardı.

"Bu büyük olasılıkla 6 yıldızlı bir ressamın işi!" Zhang Xuan değerlendirdi.

Bu kelimelerin arkasındaki inanılmaz yeteneğe ve üstün duruşa bakılırsa, yapan ressam en az 6 yıldızlı olmalıydı.

Girişte dört muhafız bekliyordu. Her biri çelik zırhlar kuşanmışlardı ve varlıkları birinin ruhuna güçlü bir baskı uyguluyordu.

"Yüce Ölümlü 6-dan Evren Köprüsü alemi üstatlar?"

Zhang Xuan gözlerini kıstı.

Muhafızların bile Evren Köprüsü aleminde üstatlar olmalarını beklemiyordu. Bunun anlamı gelişim alemlerinin ondan üstün olduğuydu.

Bu seviyede bir üstat Huanyu İmparatorluğunda en azından saygın bir devlet görevlisi ya da birkaç bin kişilik bir ordunun kumandanı olurdu. Ancak Hongyuan İmparatorluğunda, yalnızca basit birer kapı muhafızıydılar. Kral Huai Köşkü gerçekten de güçlüydü!

Usta Hong'un endişelenmesine şaşmamalıydı. Bu yere girmek bir aslanın inine girmekten farksızdı.

Ancak öyle ise ne olacaktı?

Eğer karşı tarafın Yuan Tao, Zheng Yang ve diğerlerine karşı kötü bir niyeti varsa, kraliyet ailesinin bir üyesi olsa bile Zhang Xuan büyük bir kaos çıkartmaya kararlıydı.

Eğer o noktaya gelirse, ortalığı yıkmak için Dünya Dışı İblis kuklaları bile çıkartabilirdi. Neredeyse yenilmez bir savunmaya sahip yirmi Aziz alemi üstat ve ön görülemez Acımasız sayesinde tükenmeyen enerjileriyle, tüm Kral Huai Köşkünü kolayca yok edebileceğine emindi.

Derin bir nefes alan Zhang Xuan kapıya doğru yürüdü.

Zhang Xuan'in yaklaştığını gören muhafız mızrağını kaldırarak homurdandı.

"Kral Huai Köşküne ilgisiz personelin yaklaşması yasaktır!"

"Ben Usta Hoca Zhang Xuan ve Kral Huai'ye saygılarımı sunmak için buradayım. Umarım mesajımı iletebilirsin."

Zhang Xuan bir kimlik kartı çıkartıp uzattı.

Karşı tarafın niyetini öğrenmeden önce onu kızdırmamak en iyisiydi.

"Usta hoca mı?"

Zhang Xuan kimlik kartını almadan önce Zhang Xuan'i şüpheyle süzdü.

Kimlik kartında yalnızca dört kelime yazılıydı - Usta Hoca Zhang Xuan. Rütbesiyle ilgili hiçbir bilgi yoktu.

4 yıldızlı usta hocalar On Bin Krallık İttifakındaki en güçlü varlıklardı, ancak bu, 1. sınıf bir imparatorlukta Kral Huai seviyesinde biriyle görüşmeye yetmezdi.

Eğer Zhang Xuan rütbesini yazmış olsaydı, büyük olasılıkla kapıdan geçemezdi.

Muhafız kimlik kartını komutanına göstermekle bile uğraşmadı.

"Bu..."

Kimlik kartını görmeleri için diğer muhafızlara uzattı ve hepsi kartın içeriğine şaşırmışlardı. İçlerinden biri tereddütle konuştu. "Usta Zhang'in usta hoca rütbesini öğrenebilir miyim? Büyük efendimizin bir tanıdığı mısınız? Onunla bir randevunuz var mı?"

Kartta bir şey yazmadığına göre, bunu bizzat sormaktan başka şansları yoktu.

Doğal olarak, efendileri konumundaki biri karşı taraf yalnızca bir kimlik kartı sundu diye onunla görüşmezdi.

"Kral Huai'yle daha önce hiç görüşmedim, ancak Prenses Yu Fei-er'in yakın dostuyum. Oh, ayrıca Köşk Efendisi Mo Gaoyuan da benim eski bir dostumdur!" Zhang Xuan kıkırdadı.

Eğer 4 yıldızlı bir usta hoca olduğunu söylerse anında kovalanırdı. Bu nedenle karşı tarafın sorularına dolambaçlı bir yanıt vererek meseleyi uzatmamasını umut etti.

Ancak her şekilde, söyledikleri de doğruydu. Yu Fei-er'le ölümcül bir tehlike atlatmışlardı, bu durumda karşı tarafla yakın dost olduklarını söylemek yanlış olmazdı. Öte yandan Mo Gaoyuan'la buluşmuştu ve karşı taraf ona iyi niyetini sergilemişti. Bu nedenle, onunla eski dost olduklarını söylemek de tam olarak yanlış değildi.

"Usta Mo'nun dostu mu?"

Tahmin edileceği gibi, bu sözleri duyan muhafızların yüzleri ciddileşti.

Mo Gaoyuan Hongyuan İmparatorluğu Usta Hoca Köşkünün köşk efendisi ve 6 yıldızın zirvesinde bir usta hocaydı. Yalnızca başka bir 6 yıldızlı usta hoca onu dostu olarak anmaya cesaret edebilirdi!

Yalnızca... 6 yıldızlı bir usta hocanın bu kadar genç olabilmesi mümkün müydü?

"Usta Zhang, lütfen bu taraftan. Gelişinizi büyük efendimize bildireceğiz!"

Muhafızlar hala şüphe etseler de, işi şansa bırakmadılar. Bu nedenle Zhang Xuan'i hemen köşke davet ettiler.

Bir usta hocanın yetenekleri asla küçümsenmemeliydi. Karşılarındaki adam genç görünse de, bu gerçek yaşını göstermek zorunda değildi. Dahası, karşı taraf gerçekten 6 yıldızlı bir usta hoca olsa da olmasa da, yalnızca bir usta hoca olması bile onu gücendirmeden önce iki kere düşünmelerini gerektiriyordu.

"Teşekkür ederim."

Muhafızların gelişini büyük efendilerine bildireceklerini gören Zhang Xuan rahat bir nefes verdi. Başıyla onaylayarak, muhafızların peşinden köşke yürüdü.