Bölüm:695 Tek Bir Parmakla Yenilgi

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Gerçekten de tek bir parmağıyla mı dövüşecek?"

Usta Feng, Usta Luo, Usta Hong ve diğerleri delirmiş gibi saçlarını çekiştirdiler.

'Karşı tarafın gücüyle, bizim gibi Evren Köprüsü alemi temel kademe üstatlar bile saldırısına dayanmakta zorlanır. Berraklaştırma alemine ulaşalı yalnızca bir ay oldu, ancak böyle bir saldırıya tek bir parmakla mı karşılık vermeyi düşünüyorsun? Delirmiş olmalısın!

'Dahası, yalnızca tek bir parmak kullansan bile bundan daha hızlı hareket edebilirsin!

Tembel ve dengesiz hareketlerin ölmekte olan bir nineyi anımsatıyor, dövüştüğünden emin misin?'

'Bu Kıdemli Feng'in hareketleri bir leopar kadar hızlı. Gelişimin son bir ayda büyük ölçüde yükselmiş olsa ve karşı tarafı tek bir parmakla yenebilecek olsan bile, daha çok güç toplamalı ve bundan daha hızlı hareket etmelisin!'

'Parmağını hiçbir teknikle kullanmaman neyse, ancak üstüne bu kadar yavaş hareket etmen... En zayıf üstat bile bunu kolayca savuşturabilir!'

Yalnızca Usta Hong ve diğerleri değil, Luo Xuan ve dövüşen grubun ağızları bile şiddetle seğiriyordu.

Bahsin içeriğini az önce duymuşlardı. Ortada olanlar düşünülürse, Usta Zhang'in daha ciddi hareket etmesi gerekmez miydi?

Böyle bir hızla, bir sineği bile öldüremezdi!

Zhang Xuan'in yavaş hareketini gören gri cübbeli genç adam soğuk bir tavırla dudak büktü.

"Bir de senin güçlü bir rakip olduğunu düşünmüştüm. Sonuçta, yalnızca boşboğazın biriymişsin!"

Karşı taraf daha az önce Kıdemli Feng'i tek bir parmağıyla yenebileceği konusunda böbürlenmişti. Kim bu kadar güçsüz çıkacağını düşünebilirdi?

'Kıdemli Feng'in saldırısını böyle güçsüz bir parmakla durdurabileceğini mi sanıyorsun?

Kıdemli Feng büyük olasılıkla tek bir tokatta seni mezarına yapıştıracak...'

Tam içten içe alay ederken, birden çevrede bir hengame koptuğunu duydu.

"Yanlış bir şey var, bakın!"

Herkesin telaşlı haykırışlarını duyan gri cübbeli adam kaşlarını çattı. Aceleyle bakışlarını sahneye çevirdi ve gözleri şokla kocaman açıldı.

Karşı tarafın yavaş parmak darbesinin Kıdemli Feng'in saldırısıyla kolayca ezileceğini düşünmüştü. Ancak kim Kıdemli Feng'in saldırısını yavaşlatacağını düşünebilirdi. Şu anda yüzünde, sanki zorlu bir rakiple yüzleşir gibi ciddi bir ifade vardı Parmaktan kaçınmak için yana doğru çekilmeyi denedi.

Ancak yarım adım attıktan hemen sonra, titreyen parmak ona doğru döndü ve kaşları panik içinde yukarı kalktı. Bu nedenle sola doğru sıçramayı denedi.

Ancak hareket edemeden önce parmak doğruca niyetlendiği yöne doğru döndü.

Parmağın yönünü gören Kıdemli Feng'in yüzü bir hayalet görmüş gibi soldu. Alnından soğuk terler boşaldı ve aceleyle bir başka yöne kaçmaya çalıştı.

Ancak aynı manzara tekrar yaşandı. Kıdemli Feng parmağın emriyle zıplıyor ve uzaktan kontrol ediliyormuş gibi görünüyordu. Yaşananlar son derece garipti.

"K-kıdemli Feng felç mi geçirdi?"

"Öyle görünüyor..."

Ruohuan gongzi, Luo Zhao ve diğerleri de yaşananlar karşısında şaşkına dönmüşlerdi.

Usta Zhang'in parmağı hiç güç taşımıyor gibi görünüyordu. Kıdemli Feng neden parmak ona doğru çevrildiğinde sağa sola sıçrıyordu? Üstelik, karşısında soğuk terler döktüğünü söylemeye bile gerek yoktu...

Bugün yanlış ilacı mı almıştı, ya da bir yerlerde bir hayalet mi görmüştü?

Yıllardır dans eden çiftler bile böyle uyumla hareket edemezlerdi!

Bir şey fark eden Usta Hong'un vücudu kasıldı.

"Hayır, felç falan geçirmiyor. Daha çok... görünüşe göre Usta Zhang karşı tarafın kusurlarını bulmuş. Hareketleri yavaş olabilir, ancak tam olarak karşı tarafın kusurlarını hedef alıyor. Usta Zhang henüz vurmadı, ancak parmağının ucundan bir zhenqi dalgası gönderecek olursa, Kıdemli Feng kesinlikle anında yenilecek... ya da belki de ölebilir bile!"

"Bu doğru!"

Usta Feng ve Usta Luo da katılarak başlarıyla onayladılar.

5 yıldızlı usta hocalar olarak, muhakeme yetenekleri Luo Xuan ve diğerlerinin çok üzerindeydi ve durumu doğru şekilde görebilmişlerdi.

Usta Zhang gerçekten de karşı tarafın kusurlarını bulmuştu ve parmağıyla o noktaları hedef alıyordu. Rakibi saldırıdan korktuğu için sağa sola sıçrayarak kaçmaktan başka çare bulamamıştı.

Üstatlar arasında bir dövüşte, en korkulan durum birinin zayıf noktasının ya da mingmen'inin rakibi tarafından keşfedilmesiydi. Kıdemli Feng güçlü olabilirdi, ancak yine de bu koşullar altında ileri atılmadan önce iki kere düşünmeliydi.

"Kıdemlim..."

Ortada bir gariplik olduğunu fark eden gri cübbeli genç adam da yumruklarını endişeyle sıktı.

Kıdemli Feng'in ne kadar güçlü olduğunu biliyordu. Sıradan Evren Köprüsü alemi temel kademe üstatlar bile ona rakip olamazlardı. Ancak şu anda, karşı tarafın parmağının 'kontrolünde' sağa sola sıçrıyordu. Bu karşı tarafın gücünü açıkça ortaya koyuyordu.

Kıdemlisinin kusurlarını bir anda görerek onu savunmaya yapmaya zorladığına göre, muhakeme yeteneği ne kadar güçlü olmalıydı?

"Lanet olsun!"

Herkes yaşanan karşısında şok olmuşken, Kıdemli Feng dişlerini öfkeyle sıkıyordu.

Aynı Usta Hong'un tahmin ettiği gibi, Zhang Xuan'in parmağı son derece yavaş hareket etse de, doğruca Kıdemli Feng'in mingmen'ini hedef alıyordu.

Kıdemli Feng ileri çıkmaya cesaret ettiği anda, karşı taraf bir zhenqi dalgası göndererek onu kolayca durdurabilirdi.

Kıdemli Feng'in güçlü bir temeli vardı ve dövüş sırasında çoktan manevra tekniğini beş ve savaş tekniğini sekiz kez değiştirmişti. Ancak yine de, karşı tarafın parmağı hepsinde tekniklerinin mingmen'ini hedef almıştı. 5 yıldızın zirvesinde bir usta hoca olan hocası bile böyle bir şeyi başaramazdı!

Huanyu İmparatorluğunda ne zaman böyle üstün bir figür ortaya çıkmıştı?

"Unut gitsin, tüm gücümle saldıracağım!"

Birkaç kez daha sıçradıktan sonra, Kıdemli Feng bu şekilde devam etmenin sonuç getirmeyeceğini biliyordu - bu şekilde kaybetmesi yalnızca zaman meselesiydi. Bu nedenle çenesini sıkarak gücünü topladı ve ileri atıldı.

Bu hareketi avının üzerine atlayan bir kaplanı anımsatıyordu. Tarikatından bir kıdemli bir keresinde avlanan bir kaplan ve leoparın hareketlerini incelemiş ve bunu referans alarak bu bitirici tekniği yaratmıştı. Yakın mesafe dövüşte, rakibi kolaylıkla gafil avlayacak neredeyse yenilmek bir teknikti. Bu teknik sayesinde, o kıdemli akranlarının tümünü kolayca yenmişti.

Ruh zirve seviye savaş tekniği, Uluyan Kaplan!

Grav!

Saldırıyla birlikte havada bir kaplanın kükremesi duyuldu.

"Güzel!"

Kıdemlisinin nihai tekniğini kullandığını gören gri cübbeli genç adam rahat bir nefes verdi. Tam bu dövüşü kazanacaklarını düşünürken, Kıdemli Feng'in yüzleştiği genç adam birden iç çekerek serzenişte bulundu, "Ne demeye kükrüyorsun? Bana neredeyse kalp krizi geçirtiyordun..."

Tak!

Tok bir sesle, Kıdemli Feng aniden mingmenine darbe aldı ve yere düştü. Yüzü hızla soldu ve ağzının kenarlarından beyaz köpükler akmaya başladı.

"Kıdemlim..."

Gri cübbeli genç adamın gözleri şok içinde kısıldı ve aceleyle kıdemlisine yardıma koştu.

Uluyan Kaplar çoktan tarikatlarındaki en güçlü tekniklerden biri sayılırdı ve yalnızca Kıdemli Feng seviyesinde bir deha gerçek gücünü ortaya koyabilirdi. Bu birinin zhenqisini baskılayıp, dolandırarak güç topladıktan sonra aniden saldığı bir ulumaydı. Karşısında, Evren Köprüsü alemi temel kademe bir üstat bile ruhunun ve dövüşme isteğinin parçalandığını hissederdi.

Bu tekniğin rakibi kesinlikle yeneceğini düşünmüştü, ancak kim yere düşenin kıdemlisi olacağını tahmin edebilirdi?

Karşı taraf yalnızca parmağının hafif bir darbesiyle kıdemlisinin savunmasını kırmış ve zhenqisinin aktığı bölgeyi vurmuştu.

Bunu yapmayı nasıl başarmıştı?

Bu hamle basit görünebilirdi, ancak gri cübbeli genç adam ne kadar korkunç olduğunu biliyordu.

Böyle hızlı bir tekniğe karşı kusurunu bulup saldırmanın ne kadar zor olması bir yana, daha önemlisi Kıdemli Feng bu kusurdan korunmak için özel olarak çalışmıştı. Kılıçlar ve süvari kılıçları bile savunmasını açmayı başaramazdı, ancak titrek bir parmak bunu yapmıştı...

Karşı tarafın gücü ne kadar fazla olmalıydı?

"Gücü muhtemelen 5,000,000 ding'in üzerinde. Böyle bir güçle, eğer Kıdemli Feng'i öldürmek isteseydi, yalnızca kaba kuvvetiyle onu kolaylıkla havaya fırlatabilirdi!"

Hızlı bir tahminde bulunan gri cübbeli gencin yüzü soldu.

Daha önce bu hesabı yapmıştı - Evren Köprüsü alemi temel kademe bir üstat bile mingmen'ine doğrudan saldırsaydı, kıdemlisi bu saldırıya dayanabilirdi. Ancak bu genç adam tek bir parmakla yalnızca kıdemlisinin savunmasını kırmamış, onu ağır yaralamayı başarmıştı. Yalnızca bu bile genç adamın gücünün Evren Köprüsü alemi orta kademe bir üstattan fazla olduğunu gösteriyordu!

Evren Köprüsü alemi orta kademede biri 4,800,000 ding güce ulaşırdı.

Bunun üzerinde biri en az 5,000,000 ding güce sahip demekti.

Böylesi bir güçle, bu genç adamın kusurları aramasına gerek yoktu. Burada onun tek bir tokadına dayanabilecek hiç kimse yoktu!

Görünüşe göre karşı taraf tek bir parmak kullanacağını söyleyerek onlara iyilik yapıyordu!

Aksi halde, yumruğunu kullanmış olsaydı büyük olasılıkla Kıdemli Feng oracıkta ölmüş olurdu.

"Yüce gönüllülüğünüz için teşekkür ederim..."

Tam gri cübbeli genç adam şaşkına döndüğü sırada, bir anda cılız bir ses duyuldu. Kafasını eğince, Kıdemli Feng'in acı içinde gözlerini açtığını gördü.

Karşı taraf Kıdemli Feng'in mingmen'ine vurmuş olsa da, görünüşe göre kendisini tutmuştu. Bu nedenle Kıdemli Feng'in yaraları tahmin ettiği kadar ciddi değildi.

"Yalnızca bir maç, tüm gücümüzü kullanmaya gerek yok!" Zhang Xuan hafifçe kıkırdadı.

Yoldaş usta hocalar olarak, birbirleriyle ölümüne dövüşmelerine gerek yoktu. Yalnızca karşı tarafı yenmek yeterliydi.

Aslında, aynı gri cübbeli genç adamın düşündüğü gibi, Zhang Xuan Kıdemli Feng'in icabına gerçekten bakmak isteseydi, 10,000,000 ding'i aşan büyük gücüyle, karşı tarafı tek fiskede öldürebilirdi. Bu kadar zahmete girmesine gerek kalmazdı.

"Kaybettiğime göre, ittifakı iptal ediyoruz!"

Dişlerini sıkan Kıdemli Feng güçlükle ayağa kalkıp, ana salondan dışarı yürüdü.

Jinhai İmparatorluğunun bir numaralı dehasının karşı tarafın tek bir parmağına dayanamayacağı kimin aklına gelirdi! Burada daha fazla kalarak yalnızca kendini utandırmış olurdu. Durum bu olduğu için bir an önce gitmeye karar vermişti.

"Kazandık mı?"

"O üstün görünüşlü Kıdemli Feng gerçekte Usta Zhang'in tek bir parmağına bile dayanamadı mı?"

Jinhai İmparatorluğu grubunun gidişini görünce, Huanyu İmparatorluğu grubunda büyük bir şamata başladı.

Luo Xuan ve Bi Jianghai birbirlerine baktılar ve yüzlerinde acı gülümsemeler belirdi.

Görünüşe göre... karşı tarafla aralarındaki mesafe eskisinden daha büyüktü.

On Bin Krallık Şehrindeyken, Usta Zhang'e rakip olamasalar bile onunla dövüşebilmişlerdi. Ama şimdi, tüm güçleriyle Zhang Xuan'e saldırsalar bile büyük olasılıkla Kıdemli Feng'le aynı kaderi paylaşırlardı - tek bir parmakla yenilgi.

"Ahenkli Ruh aleminin zirvesi mi? Usta Zhang... Ahenkli Ruh aleminin zirvesine mi ulaştın?"

Usta Hong'un gözleri heyecanla parıldadı.

Usta Zhang'in saldırısı kısacık bir an sürmüş olsa da, karşı tarafın gücünü net şekilde görebilmişti - Ahenkli Ruh aleminin zirvesi!

On Bin Krallık İttifakında, Usta Zhang seviye atlayarak Berraklaştırma Alemine ulaşmıştı. O zamandan beri yalnızca iki ay geçmişti ve Zhang Xuan başarıyla Ahenkli Ruh alemine yükseldiği gibi, çoktan alemin zirvesine ulaşmıştı.

Gelişim hızı gerçekten hayret vericiydi!

Ahenkli Ruh alemi engeli sayısız üstadı çaresiz bırakırdı, ancak Usta Zhang bu engeli yalnızca iki ay içinde aşmakla kalmamış, gelişimini tüm bir alem yükseltmişti... Bu inanılmaz hıza ulaşabilmek için nasıl eğitim yapıyor olmalıydı?

"Ahenkli Ruh aleminin zirvesi mi?"

Gerçekte, çoğu karşı taraf döndüğünde Zhang Xuan'le skoru eşitlemeyi düşünüyordu. Ne de olsa Huanyu İmparatorluğunda çoğu Zhang Xuan'in elinden büyük acılar çekmişlerdi. Ancak bu sözleri duydukları anda, güçlü bir çaresizlik hissettiler.

Bu yaratığa nasıl rakip olabilirlerdi? Avuç avuç hap yutsalar bile karşı tarafın hızına yetişemezlerdi.

Büyük olasılıkla aralarındaki mesafe gelecekte giderek açılacaktı ve günün birinde, karşı tarafın sırtını bile göremez olacaklardı.

"Yalnızca şansım yaver gitti!"

Zhang Xuan kıkırdadı. "Usta Hong, öğrencilerim sizinle birlikte gelmemişler miydi? Neredeler?"

Huanyu İmparatorluğu grubu buraya ulaştığına göre, Zheng Yang, Wang Ying ve diğerleri de burada olmalıydılar.

"Onlar..."

Bu sözleri duyan Usta Hong farkında olmadan Usta Feng ve diğerlerine döndü ve tereddüt etti.

Usta Hong'un yüzünü gören Zhang Xuan kaşlarını çattı ve yüzü karardı.

"Onlara ne oldu?"