Library of Heaven's Path - Bölüm:670 Soykırım

---

Bölüm:670 Soykırım

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Hocam!" Luo Qiqi kendine gelir gelmez hemen ayağa kalkarak yumruklarını kavuşturdu.

 

Daha önce bir aydınlanma haline daldığından, Zhang Xuan'in Semavi Usta Hoca onayından geçtiğinden habersizdi. Ancak, hap üretimi ve demircilik konusundaki anlayışı önemli derecede gelişmişti.

 

Daha önce demircilik konusunda yeteneği vasatın biraz üstü sayılabilirdi, ancak şu anki anlayışıyla, Demircilik Okulunun o ünlü dehalarını alt edebileceğine güveniyordu!

 

"Fena değil!"

 

Karşı tarafın enerji dolu bakışlarını gören Zhang Xuan, kızın bu aydınlanma halinden büyük fayda görmüş olduğuna emindi ve memnun bir ifadeyle başıyla onayladı.

 

Ne olursa olsun, karşı taraf onun öğrencisiydi. Onun hocası olarak, kızın gelişiminden gurur duyardı.

 

"Hocam, rehberliğiniz için teşekkür ederim!"

 

Luo Qiqi minnetle diz çöküp, yere kapandı.

 

Puf!

 

Tam Zhang Xuan karşı tarafın kalkmasına yardım edecekken Semavi Yolun Kütüphanesi sarsıldı ve Semavi Yolun Kitabı ortaya çıktı.

 

İçinde bir altın sayfa vardı.

 

Zhang Xuan daha önce kuklanın saldırısına uğradığında bir tane yaratmaya çalışmış ancak başarılı olamamıştı. Şimdi ortaya çıkacağı kimin aklına gelirdi!

 

'Bu harika...'

 

Bu altın sayfayla, o kuklayı kıymaya çevirip endişelenmeden kaçabileceği kesindi.

 

'Görünüşe göre varsayımım doğruymuş. Yalnızca bilgi aktarımından doğan minnet altın sayfanın oluşumunu tetikleyebiliyor!' Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

Daha önce kuklayı oyalayıp, kızın kaçmasına imkan tanıyarak Luo Qiqi'nin minnetini kazansa da, altın sayfa oluşmamıştı.

 

Bu durumda tek bir ihtimal kalıyordu - yalnızca bir hoca olarak görevini yerine getirdiğinde kazanılan minnet altın sayfanın oluşumunu tetikliyordu. Geri kalan her şey etkisizdi.

 

"Ayağa kalk. Ruh yüksek seviyeyi aşan bir silah üretmeyi başardığına göre bakalım Wu Yangzi'nin mirasını alıp, kaçış yolumuzu bulabilecek misin!"

 

Altın sayfayı gören Zhang Xuan'in keyfi yerine gelmişti. Aceleyle kızın kalkmasına yardım ettikten sonra bileğini çevirerek Buzul Yağmur Kılıcını Kızıl Ateş Kazanının önündeki platforma yerleştirdi.

 

Jiyaya!

 

Kılıcın gerekli seviyeyi karşıladığını değerlendiren taş platform sallandı ve Mekanik Kayıt Cihazından gelen ses bir kez daha duyuldu.

 

"Tebrikler, Ruh yüksek seviyeyi aşan bir silah ürettin. Bu nedenle öğrencim olmaya hak kazandım ve sana bir ömürlük çalışmalarımın sonucunu aktaracağım!"

 

Puf!

 

Bu sözleri ettiği sırada, önündeki zemin titredi ve bir taş kaide yavaşça yüzeye çıktı.

 

Taş odanın altında da bir mekanizma olduğu kimin aklına gelirdi!

 

"Taş kaidenin üzerinde toplamda üç nesne var. İlki, demircilik konusundaki anlayışımın özüyle yarattığım üretim tekniği, Zither Üretim Tekniği kılavuzu. İkinci olarak, özel fiziksel vücut tekniğim, Beş Kat Akkor Altın Vücut. Ve son olarak, buradaki tecrübelerim ve çıkış yolu!"

 

 

"Burada hapis olmama rağmen en ufak bir kin ya da öfke hissetmedim. Bunun yerine, tüm dikkatimi demirciliğe odaklayarak acılarımı gömmeyi başardım... Ancak, ne yazık ki her insanın ömrü sınırlı. Ömrümün sonuna yaklaşsam bile nihai hedefim olan bir Aziz silah üretmeyi başaramayacağım ve bu sonsuza kadar en büyük pişmanlığım olacak.

 

"Umarım mirasımı aldıktan sonra bu arzumu yerine getirip, 'Zither Üretim Tekniği'mi kullanarak bir Aziz silah üretebilir ve cennetteki ruhumu rahatlatabilirsin. Bu şekilde... huzur içinde dinlenebilirim.

 

Eğer razıysan, bir yemin et ve sana önemli bir bilgi aktarayım. Bu bilgi kadim bir harabede gizli bir hazineyle ilgili ve eğer onu elde edebilirsen, Azizliğe ulaşman sorun olmayacaktır!"

 

"Azizliğe ulaşmak mı?"

 

Birbirlerine bakan Luo Xuan ve Zhang Xuan'in nefesleri hızlandı.

 

Yüce Ölümlü 9-dan Koza alemi aynı amanda Embriyonik alem, Nasent Kalp alemi ya da Altın Çekirdek alemi olarak bilinirdi.

 

Bu alemin asıl amacı birinin gelişimin tamamını toplayarak bir Orijin Embriyo'su oluşturmaktı. Orijin Embriyosu oluştuğu anda, biri sınırlarını aşarak Azizliğe ulaşırdı.

 

Orijin Embriyosunun oluşumu Yüce Ölümlülerin karşılaşacağı son ve aynı zamanda en büyük engeldi ve çoğu kişi bu zorluğun üstesinden gelemezdi.

 

Bu hazinenin Azizliğe ulaşma bileti sağladığı düşünüldüğünde, değeri gerçekten de paha biçilemezdi.

 

"Kabul ediyorum!"

 

Usta Zhang'e bir bakış atıp, onayını aldıktan sonra, Luo Qiqi öne çıkarak Büyük Usta Wu Yangzi'yi hocası olarak kabul ettiğini göstermek için saygıyla eğildi.

 

Zhang Xuan, Luo Qiqi'nin eczacılık hocasıydı. Kıza demircilik sanatını da öğretmiş olsa da, karşı tarafı çırağı olarak kabul etmemişti ve bu nedenle, kızın bir başkasını hocası olarak kabul etmesiyle ilgili bir çekincesi yoktu.

 

Üstelik, ortada değerli bir hazine ve mirasın olduğunu söylemeye bile gerek yoktu.

 

Yeminini ettikten sonra, Mekanik Kayıt Cihazındaki ses sonunda konuşmaya devam etti.

 

"Yemin ettiğine göre, artık sırrı sana açıklayacağım. Hazinelerimin ve bilgilerimin çoğunu eski malikanemin altında bıraktım. Toprak Ejderhasının Üç Yıldızı'nda, üç düzen bayrağını üç yıldıza göre dikmelisin ve eserler kendiliğinden ortaya çıkacaklar!"

 

Ses durdu.

 

"Toprak Ejderhasının Üç Yıldızı mı? Eski malikane mi?"

 

Zhang Xuan ve Luo Xuan birbirlerine baktılar ve neredeyse öfkeden bayılacaklardı.

 

Bizi aptal mı sanıyorsun?

 

Sen öleli iki bin yıl geçti, senin eski malikanenin nerede olduğunu kim nereden bilsin? Ayrıca, Toprak Ejderhasının Üç Yıldızı da ne?

 

Bu şifreli mesaj bir Mekanik Kayıt Cihazına bırakıldığından sorabilecekleri hiç kimse yoktu ve bu onları daha da sinirlendirmişti.

 

Onlara bir hazinenin varlığından bahsedip, konumunu tam olarak açıklamamak, düşüncesi bile ikilinin başını döndürüyordu.

 

"Wu Yangzi'nin yakalanarak buraya getirildiği düşünülürse, bu teste kimin girip, mirasını elde etmeyi deneyeceğini söylemek mümkün değildi. Bu nedenle, bilmecelerle konuşması anlaşılabilir!"

 

Zhang Xuan sinir olmuş olsa da, karşı tarafın yaptıklarının nedenini anlayabiliyordu.

 

Wu Yangzi'nin buraya kendi rızası dışında getirildiği düşünülürse, üzerindeki tüm hazinelere el konulmuş olmalıydı. Onu yakalayanların bu odaya kolayca girebilecekleri düşünülürse, bu bilgiyi öğrenerek hazineleri kendileri için almaları son derece kolay olurdu.

 

Zhang Xuan sormadan edemedi, "Ancak... eski malikanesi nerede?"

 

"Benim de hiçbir fikrim yok. Ancak doğru hatırlıyorsam, Büyük Usta Wu Yangzi Hongyuan Usta Hoca Akademisinin de bulunduğu Hongyuan Başkentinde yaşıyordu." Luo Qiqi devam etmeden önce bir an düşündü. "Akademiye döndükten sonra kayıtları kontrol edeceğim. Yalnızca iki bin yıl geçmiş, bu nedenle bazı izler bulabileceğime eminim!"

 

"Hm!"

 

Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

İki bin yıl Tianxuan Krallığı gibi küçük bir krallık için uzun bir süre olabilirdi ve bu süreçte devasa değişiklikler yaşanabilirdi, ancak Hongyuan İmparatorluğu gibi bir dev için, iki bin yıllık bir sürenin etkileri o kadar bariz olmazdı.

 

1.Sınıf İmparatorluklarda Aziz seviye üstatlar yaşardı ve yaklaşık bin yıllık bir ömürleri olduğu düşünüldüğünde, iki bin yıllık bir süreç yalnızca iki ya da üç nesillik bir değişim anlamına gelirdi. Bu nedenle Wu Yangzi'nin eski malikanesini bulmak fazla zor olmamalıydı.

 

"Mirasına bir bakalım."

 

Bu yeraltı odasına hapisken hazinelere ulaşamayacaklarına göre, şimdilik bunları düşünmenin bir anlamı yoktu. Bu nedenle, Zhang Xuan Luo Qiqi'ye taş kaidenin üzerindeki kitaplara bakmasını işaret etti.

 

Luo Qiqi başıyla onaylayarak taş kaideye yürüdü.

 

Wu Yangzi'nin bıraktığı üç kitap arasından hemen üçüncüye uzandı - buradan kaçış yoluna.

 

Doğal olarak, hayatta kalmaları her şeyden önemliydi.

 

"Hocam!"

 

Luo Qiqi kitabı uzattı.

 

"Hm!" Şöyle bir göz atan Zhang Xuan'in yüzünde garip bir ifade belirdi.

 

Zhang Xuan'in ifadesini gören Luo Qiqi gerildi.

 

"Hocam, sorun nedir? Buradan çıkmanın bir yolu yok mu?"

 

Eğer dışarı çıkamazlarsa bu gerçek bir felaket olurdu, ancak Zhang Xuan rahatlatıcı bir şekilde gülümsedi.

 

"Endişelenme, bir çıkış yolu var. Yalnızca ilginç bir şey gördüm. Görünüşe göre Büyük Usta Wu Yangzi düşündüğümüzden çok farklı biriymiş..."

 

"Farklı mı?" Luo Qiqi şaşırdı.

 

"Kendin göz at."

 

Zhang Xuan kitabı Luo Qiqi'ye uzattı.

 

Şaşıran Luo Qiqi kitabı aldı ve okumaya başladı. İşi bittiğinde, onun yüzünde de garip bir ifade belirmişti.

 

Bunu bekleyen Zhang Xuan hafifçe kıkırdadı.

 

Wu Yangzi Dünya Dışı İblisler tarafından yakalanarak bu yeraltı odasına getirilmişti.

 

Bir başka deyişle, bu yeraltı odası Dünya Dışı İblislerin inlerinden biriydi!

 

Dünya Dışı İblisler insanlar da dahil olmak üzere, bir zamanlar pek çok ırkı yönetmişlerdi. Ancak, sonunda güneşin bile ulaşamadığı ücra köşelerde saklanmaya zorlanmışlardı. Doğal olarak, bir zamanlar bulundukları konuma dönmek istiyorlardı.

 

Bu nedenle, ilk kitabe 'Özlem Dolu Mesken', Wu Yangzi'nin değil, onların hislerini yansıtıyordu.

 

O üç kelimenin Dünya Dışı İblislere has bir öldürme arzusu taşımasının nedeni buydu.

 

Bu yeraltı odası Dünya Dışı İblisler tarafından insan üstatlardan kaçmak için yapılmıştı ve soylarından onlarcasını barındırıyordu. Yeraltı odasının ustaca inşası sayesinde, gruplarının büyüklüğüne rağmen rahatça yaşayabiliyorlardı.

 

Neden Wu Yangzi'yi yakalamayı seçtiklerine gelince, sebebi basitti. Bu Dünya Dışı İblis grubu Usta Hoca Köşkünden pek çok milenyumdur saklanıyordu, ancak sınırlı sayıları nedeniyle sadece birbirleriyle evlenebildiklerinden, genleri gerilemiş ve üreme yeteneklerini sınırlandırmıştı. Bu nedenle sayıları giderek azalıyordu ve giderek yok oluyorlardı.

 

Bu sorunu çözmek için mekanizmalar ve demircilik konularındaki ustalığıyla tanınan Wu Yangzi'yi kaçırarak vücutlarını güçlendirmek ve ömürlerini uzatmak istemişlerdi.

 

Fikir iyiydi, ancak... birinin vücudunu güçlendirerek ömrünü uzatması nasıl kolay olabilirdi?

 

Wu Yangzi'nin yalnızca 6 yıldızlı bir demirci olması bir yana, 8 hatta 9 yıldızlı demirciler bile bunu başaramazlardı!

 

Aksi halde, bunu yapabilen kişi tüm Usta Hoca Kıtasında tanınırdı ve sayısız üstat ömrünü uzatabilmek için ona koşardı.

 

Kim yaşamak için bir fırsat varken ölümü kabul ederdi ki?

 

Bu nedenle, Wu Yangzi yakalanıp bu taş odaya hapsedilmişti. Oda geniş olsa da, bir hapishane olduğu gerçeğini değiştirmiyordu. Bu taş odadan tek kaçış yolu o dar taş kapıdandı, ancak biri kapıyı koruduğu sürece kaçması imkansızdı.

 

Özgürlüğünü kaybedince, sanatı hala onunla olsa da, yalnızlık ve sıkıntı onu yavaş yavaş tüketecekti. Bu nedenle 'Acıyı Gömme'yi anlamak mümkün değildi.

 

Ancak bu kitap sayesinde, Zhang Xuan, Wu Yangzi'nin taş odaya neden bu adı verdiğini öğrenmişti.

 

Onu yakalayan Dünya Dışı İblisler Wu Yangzi'den vücutlarını güçlendirerek ömürlerini uzatmasını istemişlerdi... ve o herif gerçekten de azimliydi. Her türlü soruna katlanarak elindeki tüm imkanları kullanmış ve vücutlarını güçlendirerek neredeyse yok edilemez yapmıştı.

 

Ancak aynı zamanda, Wu Yangzi iblislerin vücutlarını güçlendirirken bilinçlerini çalmış, onları yalnızca emirlere uyan birer kukla haline getirmişti.

 

Bir başka deyişle, dışarıdaki kukla Büyük Usta Wu Yangzi'yi kaçıran Dünya Dışı İblislerden biriydi ancak sonu bir kuklaya dönüştürülmek olmuştu!

 

Wu Yangzi Dünya Dışı İblislerin kaçmasına asla izin vermeyeceklerini biliyordu, bu nedenle ürettiği silahları gizlice dış dünyaya salacak bir mekanizma tasarlamıştı. Bu silahlar sayesinde onun izini bularak onu kurtaracak bir grup toplanmasını umuyordu... ancak kim bu bekleyişin iki bin yıldan fazla süreceğini düşünebilirdi!

 

Bu iki bin yılda, kuklaya dönüştürülenler hariç tüm Dünya Dışı İblisler ölmüşlerdi. Grup içeri girdiğinde yeraltı odasının tamamen boş olmasının nedeni buydu.

 

Sonunda, Wu Yangzi ömrü sona yaklaşırken kaçamayabileceğini kabullenmeye başlamıştı ve bu nedenle mirasını buraya bırakmayı seçmişti. Dışarıdaki kuklaya gelince, büyük olasılıkla Wu Yangzi'nin odasını korumak ve onun kaçmasını engellemek için bırakılmıştı. Tüm Dünya Dışı İblislerin öldüğü düşünülürse, büyük olasılıkla hala aldığı son emri yerine getiriyordu.

 

"Bu..."

 

Luo Qiqi okuduklarına inanamamıştı.

 

Wu Yangzi dürüst ve onurlu bir adam olarak tanınırdı. Kim onun bu kadar entrikacı biri olduğunu düşünebilirdi?

 

Onu yakalayan Dünya Dışı İblisleri sonunda birer kuklaya dönüştürmek... kesinlikle acımasızdı!

 

Bir bakıma, bunun soykırım yapmaktan farkı yoktu!