Library of Heaven's Path - Bölüm:662 Yanlış Hesap

---

Bölüm:662 Yanlış Hesap

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Hocam, o da ne?"

 

Şimdi bile, Luo Qiqi'nin yüzü hala şoktan bembeyazdı.

 

O saldırıda tüm gücünü kullanmıştı, ancak kılıcı karşı tarafa zarar bile veremeden elinden fırlayıvermişti. İçinde bir çaresizlik hissi yükseliyordu.

 

"Ben de bilmiyorum, ancak şu anki gücümüzle icabına bakabileceğimiz bir şey değil!" Zhang Xuan önceki yaralarını iyileştirmek için Semavi Yolun zhenqisini harekete geçirirken konuştu. "Büyük olasılıkla, yanlış mekanizmayı tetikleyerek onu serbest bıraktın..."

 

"Ben mi bıraktım?"

 

Luo Qiqi'nin vücudu şok içinde sarsıldı ve yüzünde pişman bir ifade belirdi.

 

Sahiden de.

 

O devasa el ancak o mekanizmaya bastırdıktan sonra ortaya çıkmıştı.

 

"Hm. Karşı tarafın ne olduğunu tam olarak söylemesem de, görünüşü bana bir şeyi hatırlattı..."

 

Zhang Xuan kaşlarını çattı.

 

"Nedir?" Luo Qiqi endişeyle sordu.

 

"Dünya Dışı İblisleri!"

 

Ağız dolusu nemli hava üfleyen Zhang Xuan'in az önce aldığı yaralar tamamen iyileşmişti.

 

"Usta Kong'un Usta Hoca Kıtasından uzun süre önce sürdüğü ırktan mı söz ediyorsunuz... Dünya Dışı Şeytani Kabile?" Luo Qiqi'nin tüm vücudu kasıldı ve gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

 

"Aynen öyle. Daha önce bir Dünya Dışı İblis gördüm ve derisinin rengi biraz farklı olsa da, iskelet yapısı olarak fazla farklı görünmüyor!" Zhang Xuan konuştu.

 

Yu Fei-er ve diğerlerinin gittikleri geçit yerine bunu seçmesinin özel bir nedeni vardı.

 

'Özlem Dolu Mesken', o üç kelimeye işlenen öldürme arzusu bir insanın sahip olabileceği bir şey olamazdı... bir Dünya Dışı İblis'e aitti!

 

Usta Hoca Turnuvası sırasında, Usta Hong cesaretlerini test etmek için bir Dünya Dışı İblis getirmişti. Zhang Xuan'in iblisten yayılan o öldürme arzusunu unutabilmesine imkan yoktu.

 

Ve o üç kelimeden hissettiği öldürme arzusu aynıydı.

 

Bu nedenle Büyük Usta Wu Yangzi'ye ait olmadığını düşünmüştü.

 

Ancak yine de, Zhang Xuan başlangıçta fazla emin değildi. Ne de olsa Dünya Dışı İblisler ortadan kaybolalı çok uzun zaman geçmişti... burada birkaç tane olacağı kimin aklına gelirdi!

 

Dahası, onlardan kaçınmak için özellikle seçtiği yeraltı odasında karşılaşmışlardı!

 

Gerçekten de yanlış seçim yapmış olabilir miydi? Yoksa gerçekten de Özlem Dolu Mesken Wu Yangzi'nin kaldığı yerken, Acıyı Gömme Meskeninde dev bir yaratık mı yaşıyordu?

 

Huuv! Huuv!

 

İkili konuştuğu sırada, mekanizmadan tıkırtılar gelirken taş kapı yavaşça açılmaya devam etti.

 

Başlangıçtaki açıklık yalnızca bir kolun geçebileceği kadardı, ancak bu hızla giderse tüm taş kapının açılması ve arka tarafta hapis olan yaratığın serbest kalması an meselesiydi.

 

 

Dünya Dışı İblis adını duyan ve az önceki öldürme arzusunu hatırlayan Luo Qiqi'nin başından soğuk terler boşaldı ve yüzü soldu.

 

"Hocam, yukarı çıkalım..."

 

5 yıldızlı bir usta hoca olsa da, hala gençti ve daha önce hiç Dünya Dışı İblis görmemişti. Bir bakıma, Ruohuan gongzi ve diğerlerinden önceki hallerinden daha iyi durumda değildi.

 

Daha önce bir Dünya Dışı İblisle yüzleşen Zhang Xuan paniklemedi. Bunun yerine İç Görü Gözünü aktifleştirerek durumu dikkatle analiz etmeye başladı.

 

"Yukarıda bir Ejderha Ayırma Kilidi var ve basamakların dar olduğunu söylemeye bile gerek yok. Orada köşeye sıkışırız ve sonumuz kaçınılmaz olur!"

 

Bu küçük taş odadan kaçmak gerçekten onun da ilk düşüncesi olmuştu, ancak bu kesinlikle doğru hamle olmazdı.

 

Bu geçit yalnızca tek bir yere açılıyordu ve genişliği ancak ikisini yan yana alacak kadardı. Eğer yukarıya kaçacak olurlarsa, köşeye sıkışmaları an meselesiydi.

 

"O halde ne yapacağız?" Karşı tarafın sözlerini duyan Luo Qiqi de bunun mantıklı bir fikir olmadığını fark etti ve yüzü korku ve telaşla soldu.

 

"Önümüzde başka seçeneğimiz yok. Bu odadan kaçmak için bir başka mekanizma bulmalıyız. Aksi halde burada öleceğiz!" Zhang Xuan konuştu.

 

Semavi Yolun zhenqisi ve 16.0'lık Ruhsal Derinliğinin etkisiyle, Dünya Dışı İblisin yoğun öldürme arzusu ona çok az etki ediyordu. Bu nedenle durumu hala mantıklı şekilde analiz edebilmişti.

 

"Anlıyorum!"

 

Luo Qiqi çenesini kararlılıkla sıktı.

 

Doğal olarak, 2.sınıf öğrencilerin en üstün dehası ünü boş yere değildi. Ne kadar paniklemiş olursa olsun, hocasının sözlerinde hiçbir yanlış olmadığını biliyordu ve başıyla onaylayarak hemen duvara doğru yürüdü.

 

Zhang Xuan de duvara yaklaşarak zihninde 'kusurlar' diye haykırdı ve duvarın her bir parçasına dokunmaya başladı.

 

Taş oda fazla büyük değildi ve yalnızca birkaç on metre kareydi. İkilinin tüm odayı aramaları uzun sürmemişti. Zhang Xuan hızla Semavi Yolun Kütüphanesindeki kitapların sayfalarını çevirdi, ancak alnında derin bir kırışıklık belirdi.

 

Tüm bu kitaplar duvarların yapıldığı minerallerle ilgiliydi - bir mekanizmayla ilgili tek bir kısım bile yoktu. Yanılmış olabilir miydi? Gerçekten de odada bir başka mekanizma yok muydu?

 

"Durum nedir?"

 

Dönüp Luo Qiqi'ye baktı.

 

Wu Zhen gibi mekanizmalarda uzman olmasa da, 5 yıldızlı bir usta hoca olarak yine de üstün bir muhakeme yeteneğine sahipti. Aksi halde, önceki mekanizmayı tetikleyerek o dev yaratığı kazara serbest bırakamazdı.

 

"Hiçbir şey yok!"

 

Luo Qiqi kafasını salladı. Bir anda, aklına bir fikir geldi ve yüzü anında soldu. Endişeli bir bakışla Zhang Xuan'e dönerek sordu, "Hocam... yoksa çıkış mekanizması aslında..."

 

Konuşmaya devam edemeyerek titreyen parmağıyla işaret etti.

 

Kızın gösterdiği yeri gören Zhang Xuan'in kaşları seğirdi.

 

Bu, Dünya Dışı İblisin olduğu taş kapıydı.

 

Gerçekte, odada başka mekanizma bulamayınca o da bu ihtimali düşünmüştü. Ancak, kabul etmek istemediğinden zihninin derinliklerine gömmüştü. Luo Qiqi kapıyı işaret ettiğinde, yüzleşmekten başka çaresi kalmamıştı.

 

"Bu bir kumar olacak. Eğer çıkış oradaysa, yaşamak için hala bir şansımız olabilir... aksi halde, bizi bekleyen tek son ölüm!"

 

Taş kapının yavaşça ayrılarak açıldığını gören Zhang Xuan, yaratığın serbest kalarak onları öldürmesinin an meselesi olduğunu biliyordu. Bir an önce karar vermeliydiler.

 

Eğer şüpheleri yanlış çıkarsa ve taş kapının ardı bir çıkmaz yolsa, sonları kaçınılmaz olurdu!

 

Ancak orada bir geçit varsa, buradan kurtulmak için şanslarını deneyebilirlerdi.

 

"Evet!" Durumu kavrayan Luo Qiqi başıyla onaylayarak denemeye razı olduğunu gösterdi.

 

"Önce o taş kapının arkasına saklanmalısın. Yaratık atladığında, onu önünden çekeceğim. Bu arada taş kapıdan gireceksin, bir geçit varsa hemen kaç. Beni beklemene gerek yok." Zhang Xuan yüzünde ciddi bir ifadeyle telepatik olarak talimat verdi.

 

"Yapamam!"

 

Karşı tarafın planını duyan Luo Qiqi'nin yüzü telaşla kızardı ve haykırdı.

 

İçerideki yaratığın gücünü görmüştü, bu nedenle Usta Zhang'in ona bir kaçma fırsatı yaratmak için kendisini büyük bir riske attığını biliyordu.

 

Tehlike anlarında çoğu kişi kendi hayatını kurtarmanın bir yolunu arardı. Öte yandan Usta Zhang onu kurtarmak için kendisini feda etmeye razıydı...

 

Bu iyiliğin karşılığını ödeyebilmesi mümkün değildi.

 

"Hocam..."

 

Gözleri endişeyle kızardı.

 

Birinin gerçek rengi ancak tehlike anlarında ortaya çıkardı.

 

Gerçek bir hoca işte böyle olurdu!

 

Öğrencilerinin iyiliği için her şeyini feda etmeye razıydı!

 

5 yıldızlı bir usta hoca olsa da, kendisinin aynı durumda aynı şeyi yapamayacağını fark etmişti.

 

"Çabuk, tereddüt etmeyi kes! Aksi halde ikimiz de kurtulamayacağız!" Zhang Xuan kıza bağırdı.

 

"Ben... Pekala!"

 

Dişlerini sıkan Luo Qiqi taş kapının arkasına geçmeden önce başıyla onayladı.

 

Grrç! Grrç!

 

Tam saklandığı anda, taş kapı sonunda tamamen açıldı ve arkasında dev bir figür belirdi.

 

Bu üç metrelik bir yaratıktı. Tüm vücudu gri bir renkteydi ve bir ölüm aurası taşıyordu.

 

"Bu... bir Dünya Dışı İblisin cesedinden yapılmış bir kukla mı?"

 

Gözlerini kısan Luo Qiqi şok içinde ağzını kapatırken, zarif vücudu kontrolsüzce titredi.

 

Dünya Dışı İblisler doğuştan üstün bir güçle kutsanmış varlıklardı. Fiziksel vücutları, ruhları, gelişimleri ya da doğuştan gelen yetenekleri sıradan bir insandan fazlasıyla üstündü. Bir bakıma, cesetten üretilen bir kukla Ruhsuz Metal Humanoide benzerdi, ancak üstün fiziksel vücudu nedeniyle çok daha güçlüydü. Hatta, bedenin doğası gereği, Dünya Dışı İblisin ölmeden önceki tüm gücünü ortaya koyabilirdi.

 

Bu temiz mobilyalarla ilgili gizemi açıklıyordu...

 

İki bin yılın ardından nasıl hayatta kalan birinin olabileceğini düşünmüşlerdi, ancak bir kukla olacağı kimin aklına gelirdi!

 

Bu tür bir eser ruhsal enerjiyle hareket ederdi ve hasar görmediği sürece, sınırlı bir ömrü olmadığı söylenebilirdi. Yeraltında olmalarına rağmen, bölge ruhsal enerji açısından zengindi ve ruhsal enerji ihtiyacı ne kadar yüksek olursa olsun kuklayı besleyebilirdi.

 

Büyük olasılıkla mobilyaları o temizlemişti.

 

Bilinci olmasa da, efendisinin verdiği görevleri yerine getirebilirdi.

 

Luo Qiqi şok olmuş durumdayken, Usta Zhang bir anda haykırarak kılıcını savurdu.

 

"Geber!"

 

Tzz la!

 

Zhang Xuan'in hamlesinin yoğun gücü, ortaya çıkan kılıç çi'siyle birlikte havada keskin bir uğultu yaratarak kuklaya doğru uçtu.

 

Taş kapıdan çıkan kukla Zhang Xuan'in kılıç çi'sini kalın elleriyle tokatladı.

 

Puf!

 

Zhang Xuan'in şiddetli saldırısının kuklanın tokadıyla buluşması bir tsunami dalgası karşısındaki yalnız bir tekneyi andırıyordu, tokadın üstün gücüyle, kuklayı uzun süre durduramadan önce yok olmuştu.

 

Tam Luo Qiqi tereddüt edip, Usta Zhang'e yardım mı etse yoksa kaçsa mı karar veremediği sırada, karşı tarafın endişeli sesi odada yankılandı.

 

"Acele et ve git!"

 

"Hm!"

 

Karşı tarafın tüm bunları ona bir hayatta kalma şansı sunmak için yaptığını bilen Luo Qiqi çenesini sıkarak taş kapıya doğru fırladı.

 

Hocam, teşekkür ederim...

 

Eğer buradan canlı çıkabilirsek, bana verdiğiniz her bir talimata uyacağım. Ömrüm boyunca sizin öğrenciniz ve muhafızınız olacağım...

 

Hong long!

 

O taş kapıya doğru koştuğu sırada, Zhang Xuan bir anda muazzam bir gücün üzerine çöreklendiğini hissetti. Keskin bir nefes ile, bir kez daha duvara çakılmıştı.

 

'Bu olamaz!'

 

Duvardan kurtulan Zhang Xuan saldırgan Dünya Dışı İblis kuklasına şaşkın bir bakış attı.

 

Bu dev canavarı kendine çekerek Luo Qiqi'nin kaçmasına fırsat tanımayı yalnızca iyilik olsun diye yapmamıştı... Daha çok, karşı tarafın minnetini bir altın sayfa oluşturmak için kullanmak istemişti!

 

Bu sayede bir Aziz'i bile yok edebileceğine güveniyordu!

 

Karşı taraf onu hocası olarak kabul ettiğine ve ona karşı derin bir minnet duyduğuna göre, kesinlikle bir altın sayfa oluşacağını düşünmüştü. Kim... hiçbir şey olmayacağını düşünebilirdi!

 

Yoksa karşı tarafın minnetini kazanamamış olabilir miydi?

 

Ancak bu olamazdı! Kızın gözlerinden, bu fedakarlığı için ona içten bir minnet duyduğu anlaşılıyordu. Ancak, durum buysa, altın sayfa neden oluşmamıştı?

 

Bir anda, Zhang Xuan'in kafasında bir düşünce belirdi.

 

'Yoksa... birine rehberlik ederek kazandığım ve hayatını kurtararak kazandığım minnet arasında bir fark mı var?'

 

Başından beri, Semavi Yolun Kitabındaki altın sayfalar savaş ve gelişim teknikleri öğretip, başkalarının şüphelerini giderdiğinde ortaya çıkmışlardı.

 

Ancak bu kez durumun diğerlerinden farklı olduğu açıktı.

 

Bu kez, karşı tarafın duyduğu minnet onun hayatını kurtarmasından kaynaklanıyordu. Bu gerçekten de büyük bir iyilik olsa da, bir hoca ve öğrenci arasında oluşan bir minnet değildi. Daha çok, onun yüce gönüllülüğüne ve soylu karakterine yönlenmişti.

 

'Yanlış hesapladım...'

 

Zhang Xuan'in dudakları seğirdi ve alnından soğuk terler boşalmaya başladı.

 

Altın sayfa oluşması için bir hoca öğrenci ilişkisi ve aralarındaki minnet gerektiğini düşünmüştü. Altın sayfa şekillendiği sürece bu umutsuz durumdan kurtulabilirdi. Kim gerçekte başarısız olacağını bilebilirdi...

 

Bu kez, bu devasa canavarla gerçekten de kafa kafaya dövüşmek zorundaydı!

 

Ve ona hiçbir şekilde rakip olamayacağı açıktı.

 

Puf!

 

Bu lanet durum karşısında kasılıp kalmışken, Dünya Dışı İblis çoktan önündeydi. Devasa yumruğunu kafasına doğru savurdu.

 

Bu andan sonra, Zhang Xuan yaptığı her hamle ölümüyle sonuçlanabilirdi.

 

Bu, bu dünyaya geçtiğinden beri yüzleştiği en büyük krizdi!