Library of Heaven's Path - Bölüm 652: Ahenkli Ruh Aleminin Zirvesi

---

Bölüm 652: Ahenkli Ruh Aleminin Zirvesi

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

Duvardaki yazıyı gören Zhang Xuan hayal kırıklığına uğramıştı.

 

Bu kalp atışını hızlandıran ilk kızdı, ancak sonunda, kısa süre içinde ayrılmışlardı. Karşı tarafın ismini öğrenmeyi bile başaramamıştı.

 

Zhang Xuan mağaradan çıkmadan önce elini kaldırarak duvardaki yazıyı sildi.

 

Karşısına çıkan engin gökyüzüne rağmen etrafta tek bir kişi bile yoktu.

 

Görünüşe göre karşı taraf uzun süre önce gitmişti.

 

Çevrede dolaşıp, karşı tarafın gittiğini fark edince, çevresine bakarak geçen süreyi hesaplamaya başladı ve sonuç kafasını sallamasına neden oldu.

 

"Üç gün boyunca baygın mı kalmışım?"

 

Tam üç gün baygın kaldığını düşünmemişti.

 

"Ruh ve Bedenin Kusursuz Uyumu zhenqi gelişimimi Ahenkli Ruh aleminin zirvesine yükseltmiş..."

 

Daha önce, Zhang Xuan'in seviye atlaması için karşılık gelen Semavi Yolun İlahi Sanatı kılavuzlarını derlemesi gerekmişti. Ancak bu sefer, yalnızca bir kez bayılmasıyla ruh ve vücudu kusursuz şekilde bütünleşmekle kalmamıştı, zhenqi gelişimi de büyük bir ilerleme kaydetmişti.

 

Berraklaştırma aleminin zirvesinden doğruca Ahenkli Ruh aleminin zirvesine yükselmişti!

 

Bu tüm bir gelişim alemi demekti!

 

Ancak, Ahenkli Ruh aleminin asıl amacının birinin ruhu ve bedeninin uyum sağlaması ve ruhunu beslemek olduğu düşünülürse, bu beklenen bir durumdu.

 

Ruhunun bedeniyle kusursuz bir uyuma sahip olması kavramı Semavi Yolun İlahi Sanatıyla birebir örtüşüyordu. Bu nedenle, doğal olarak seviye atlamıştı.

 

Zhenqi vücudunda büyük bir hızla akarak tüm bedenini ve ruhunu beslemişti.

 

"Normal bir Ahenkli Ruh alemi üstat 3,200,000 ding gücüne sahiptir, ancak benim gücüm 4,000,000 ding'e ulaştı!"

 

Gözlerini kapatan Zhang Xuan bilincini dantianına yönlendirdi.

 

Ruh ve Bedenin Kusursuz Uyumuyla, gücünü test etmeden bile vücudunun içine bakıp, şu anda ne kadar güce sahip olduğunu görebilirdi.

 

Ahenkli Ruh aleminin zirvesinde 4,000,000 ding'lik bir güçle, Evren Köprüsü alemi temel kademe bir üstada sadece zhenqi gücüyle rakip olabilirdi.

 

Eğer fiziksel vücudundan gelen 2,000,000 ve ruh gelişiminden gelen 3,200,000 ding hesaba eklenecek olursa, bu toplamda 9,200,000 ding gibi muazzam bir güce ulaştığı anlamına gelirdi. Yüce Ölümlü 7-dan Kusursuz Uyum alemi orta kademe bir üstat bile onun tek bir yumruğuyla öldürülebilirdi.

 

(Kusursuz Uyum alemi temel kademe 8,000,000 ding; orta kademe 9,000,000 ding; ileri kademe 10,000,000 ding; zirve 11,000,000 ding gücündeydi!)

 

Ancak tabi ki, Kusursuz Uyum alemi her şeyi tek bir bütün haline getirmeyi içerirdi. Birinin zhenqisi, ruhu ve fiziksel vücudu önemli derecede güçlenirdi. Aynı zamanda, çevre kontrolü konusunda üstün bir ustalık seviyesine ulaşarak, tehlikelere karşı daha üstün sezgilere sahip olurdu. Bu seviye bir üstadı yaralayabilmek hiç de kolay olmazdı.

 

 

Zhang Xuan'in Prenses Fei-er'le yaptığı dövüşü örnek vermek gerekirse, güç konusunda avantajlı durumda olmasına rağmen, kızı yenebilmek için Semavi Yolun Kütüphanesini kullanmak zorunda kalmıştı.

 

Gelişim alemindeki bir seviye fark; hız, refleks ve hamlelerin kesinliği konusunda önemli bir değişim demekti. Tüm bu avantajlara yalnızca güçle karşı koyamazdınız.

 

Zhang Xuan'in gücü Kusursuz Uyum alemi orta kademe bir üstattan bile fazla olsa da, gerçek dövüş gücü yalnızca Kusursuz Uyum alemi temel kademe bir üstatla berabere kalabilmesini sağlardı.

 

Ancak bu seviyenin altında, hiç kimse Zhang Xuan'e rakip olamazdı. Bir grup Evren Köprüsü aleminin zirvesinde üstat ona aynı anda saldırsa bile, onları kolayca yok edebilirdi.

 

"Ahenkli Ruh alemine ulaştıktan sonra, usta hoca rütbem yarı 5 yıldıza ulaşmış sayılabilir..."

 

Zhang Xuan'in gelişimi her zaman bir usta hoca ilerleyişindeki en büyük engel olmuştu. Şimdi gelişimi yükseldiğine göre, aynı Luo Xuan ve diğerleri gibi yarı 5 yıldızlı bir usta hoca sayılırdı.

 

"Çoktan üç gün geçmiş, acaba hala buradalar mı..."

 

Sıkışık bir programları olduğu düşünülürse, Usta Hong ve diğerlerinin hala Huanyu Başkentinde olup olmadıklarını kestirmek zordu.

 

Normal koşullarda, Arındıran Göldeki eğitim biter bitmez, Hongyuan Usta Hoca Akademisine doğru yola koyulmaları gerekirdi. Ancak, Arındıran Gölün işe yaramaz hale geldiği düşünülürse, burada kalmaları için bir neden yoktu. Böylece, çoktan yola koyulmuş olmaları mümkündü.

 

Hongyuan İmparatorluğu epey uzaktaydı, eğer acele etmezlerse, açılış törenine zamanında yetişemeyebilirlerdi ve bu da adaylık haklarını kaybetmelerine neden olabilirdi.

 

Usta Hoca Akademisi her yılın ikinci ve sekizinci ayında bir grup yeni öğrenci kabul ederdi. Grupları ikinci aydaki törene yetişmek için acele ediyordu ve şu an çoktan birinci aydaydılar. Çok fazla zamanları kalmamıştı.

 

"Geri dönmeliyim..."

 

Fazla zamanı kalmadığını bilen Zhang Xuan derin bir nefes alarak, Usta Hong ve diğerlerinin çoktan gidip gitmediklerini kontrol etmek için Huanyu Başkentine geri uçmaya hazırlandı. Ancak, tam o anda telaşlı ayak sesleri duyuldu ve birkaç insan figürü görüş alanına girdi.

 

"Xing Yuan, Prenses Fei-er ve diğerleri mi? Neden buradalar?"

 

Zhang Xuan hemen sessizce büyük bir ağacın üzerine sıçradı ve aşağıya bakarken şaşkındı.

 

Gördüğü figürler Yu Fei-er, Xing Yuan, Luo Qiqi, Wu Zhen ve Ye Qian'dan başkası değillerdi.

 

Luo Qiqi en önde duruyordu ve elinde bir harita vardı. Diğerleri ciddi yüz ifadeleriyle onu takip ederken bir şeyler arıyor gibi görünüyordu.

 

Beş kişilik grup oldukça dağılmış görünüyordu. Hepsinin üzerinde bir kavgadan çıktıklarını gösteren yaralar vardı.

 

"Qiqi, daha ne kadar uzakta?"

 

Yu Fei-er'in yüzündeki endişe açıktı.

 

Luo Qiqi çevreyi kontrol ederek yanıtladı, "Haritaya göre, buralarda bir yerlerde olmalı..."

 

"Güzel. Hızımızı arttırmalıyız. O canavarları düzen levhamla şimdilik durdurmuş olsam da, güçleri düşünülürse her an kurtulup peşimize düşebilirler..." Yu Fei-er konuştu.

 

"Aynen öyle!"

 

Xing Yuan farkında olmadan korkuyla arka tarafı kontrol ederken başıyla onayladı. Görünüşe göre daha önce yaşadıkları onları korkutmuştu.

 

"Gerçekten de garip. Ruh canavarları genellikle yalnız hareket ederler, şimdi neden işbirliği yapıyorlar? Sanki bir şeyi bulmaya çalışır gibi, bölgede gruplar halinde çılgınca dolaşıyorlar."

 

Wu Zhen içinde bulundukları durumu inanılmaz bulmuştu.

 

"Bunu ben de garip buldum. İki büyük kara ruh canavarı, Yüce Aslan Ruh Canavarı ve Zırhlı Kaplan Ayı genellikle birbirlerine düşmandırlar. Ancak, eski dostlarmış gibi iş birliği yapıp, birlikte saldırdılar. Ve o Kartal Ejder Canavarı... Kanatlı bir ruh canavarları ne zaman kara ruh canavarlarıyla bu kadar yakınlaşıverdi?" Xing Yuan şaşkın bir ifadeyle ekledi.

 

Arındıran Göl daha fazla kullanılamayacağından, Yeşil Dağa girip akademinin onlara verdiği görevi tamamlamadan önce, başkentte neredeyse üç gün boyunca dinlenmişlerdi. Ancak, hedeflerine bile ulaşamadan, bir grup öfkeli ruh canavarıyla karşı karşıya kalmışlardı.

 

Her biri Yüce Ölümlü 5-dan gücünde olan bu ruh canavarları inanılmaz güçlüydüler. İşleri daha da kötü hale getiren, birlikte çalışarak gördükleri her bir insanı avlamalarıydı. Onların çılgınca saldırıları karşısında, Luo Qiqi ve grubun geri kalanı neredeyse canlarından olacaktı.

 

Eğer Yu Fei-er'in sahip olduğu savunma eserleri olmasaydı, kesinlikle kurtulamazlardı!

 

"Ye Qian, Yeşil Dağın oldukça güvenli olduğunu söylememiş miydin? Sen buna güvenli mi diyorsun?"

 

Onları kovalayan kalabalık ruh canavarı grubunu ve içine düştükleri durumu hatırlayan Yu Fei-er kendini öfkeyle köpürürken buldu.

 

O lanet Zhang Xuan haricinde, ne zaman böylesi bir adaletsizliğe uğramıştı?

 

"Ben..." Ye Qian'ın alnında soğuk terler belirdi. Ağlamaklı bir yüzle karşılık verdi, "Ruh canavarları genellikle sakindir ve insanlara saldırmazlar... Neler olduğuna dair benim de hiçbir fikrim yok!"

 

O da yaşananlar karşısında hiçbir şey anlayamamıştı.

 

Yeşil Dağa ilk kez gelmiyordu ve doğal olarak bölgedeki ruh canavarları hakkında epey bilgiliydi. Normal koşullarda bu canavarlar insanlara nadiren saldırırlardı. Ancak bugün, gördükleri tüm insanlara saldırmak için birlikte hareket ediyorlardı.

 

Buraya gelmeden önce diğerlerine Yeşil Dağın tamamen güvenli olduğu konusunda garanti verdiğini bilmek gerekirdi!

 

Ancak, son birkaç saatte, dağ boyunca pek çok ruh canavarı tarafından kovalanmışlardı ve o kadar yorgunlardı ki, kan kusabilirlerdi. Yalnızca düşüncesi bile canlarını sıkmaya yetiyordu.

 

"Pekala, daha fazla açıklamana gerek yok. O canavarlar bir kez daha gelirlerse, hepsini kendin durduracaksın..." Yu Fei-er ellerini salladı.

 

Ye Qian'ın dudakları seğirdi.

 

Eğer o, Ahenkli Ruh aleminde bir üstat, o öfkeli gruba tek başına karşı koymaya çalışacak olursa, büyük olasılıkla ilk saldırı dalgasında can verirdi. Bir anlık tereddütten sonra, Ye Qian sordu, "Neden babamdan ruh canavarlarını kovmak için bir birlik görevlendirmesini istemiyorum?"

 

Huanyu Başkenti fazla uzakta değildi ve istedikleri sürece, kendilerini kurtarmak için orduyu buraya getirebilirlerdi. Onlarca Yüce Ölümlü 5-dan ruh canavarı korkutucu olabilirdi, ancak üstatlarla dolu bir ordu karşısında durabilmelerine imkan yoktu.

 

"Bunun akademiden verilen bir görev olduğunu bilmiyor musun? Buraya asker gönderterek başarısız olmamızı ve utanç içinde geri dönmemizi mi istiyorsun?" Yu Fei-er soğuk bir tavırla dudak büktü.

 

"Bu..."

 

Ye Qian kafasını kaşıdı.

 

Karşı taraf haklıydı. Bu gizli bir görevdi ve kimsenin öğrenmesine izin veremezlerdi. Eğer başkaları öğrenirse, görevi yerine getiremedikleri için başarısız olmak endişelerinin en azı olurdu - gizliliği koruyamadıkları için kovulabilirlerdi bile.

 

"Pekala, böyle gereksiz şeyleri konuşmayı bırakalım. Acele edip yeraltı odasının girişini bulalım. Yeraltı odasına girdiğimiz sürece güvende oluruz. Aksi halde, seni ruh canavarlarının arasına atıp bir veliaht prensin tadı nasıl olurmuş tatmalarını sağlarım!"

 

Kaşlarını çatan Yu Fei-er ellerini salladı.

 

"Peki!" Ye Qian'ın dudakları seğirse de, karşı çıkmaya cesaret edemedi. Bu nedenle hemen Luo Qiqi'nin yanına giderek yön bulma konusunda ona yardım etti.

 

Huanyu İmparatorluğunun veliaht prensi olabilirdi, ancak bu inatçı prenses karşısında bir hiçti.

 

Çevreye bakındıktan sonra, ileriyi işaret ederek konuştu, "Görünüşe göre hedefimiz fazla uzakta değil. Giriş şu tepenin ardında olmalı..."

 

"Güzel, o halde acele edelim!"

 

Grup hemen haritada işaretli koordinatlara doğru koşmaya başladı.

 

Onlar gittikten hemen sonra, Zhang Xuan gizlendiği yerden çıktı.

 

"Bir tür görevi bitirmeye çalışıyor olmalılar..."

 

Yu Fei-er'in grubunun Huanyu İmparatorluğuna Usta Hoca Akademisinin verdiği bir tür görev için geldiğini duymuştu, ancak hedeflerinin Yeşil Dağda olacağı kimin aklına gelirdi.

 

"Söylediklerine bakılırsa, o ruh canavarlarıyla karşılaşmış olmalılar!"

 

Zhang Xuan kafasını kaşıdı.

 

Beyaz cübbeli kızı kurtarmak için tek seferde otuzdan fazla ruh canavarını kızdırmıştı. Belki de öfkelerinden, ruh canavarları bölgeye giren tüm insanlara saldırıyorlardı ve Luo Qiqi ve diğerleri de bu öfkenin kurbanları olmuşlardı.

 

"Eğer hala çevredelerse, en iyisi uçmadan ilerlemek. Aksi halde beni fark ederler..."

 

Belki de aradıkları yeri yoğun ağaçların arasında bulmanın zor olacağını düşündükleri için bu yola baş vurmamışlardı, ancak Luo Qiqi ve diğerleri bir kanatlı ruh canavarıyla gelmedikleri için şanslıydılar.

 

Otuz ruh canavarı içinde, bazıları hava dövüşünde oldukça yetenekliydiler. Eğer bir kanatlı ruh canavarının sırtında gelmiş olsalardı, anında fark edilip, kuşatılacaklarından, savunmasız bir konuma düşerlerdi.

 

Eğer yerde kuşatılacak olsalardı, en azından karşılık verip, kaçabilirlerdi. Ancak havada, onları bekleyen tek son mezarlarına çakılmak olurdu.

 

"Bu zahmetli olacak…"

 

Aynı şekilde, Zhang Xuan de havada o kanatlı ruh canavarları tarafından kuşatılmak istemiyordu.

 

Gelişimi epey yükselmesine ve o ruh canavarlarından artık korkmamasına rağmen, mümkünse dövüşten kaçınmayı tercih ederdi.