Library of Heaven's Path - Bölüm:587 Düello Turu Başlıyor

---

Bölüm:587 Düello Turu Başlıyor

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

Bunca zamandır konu ne olursa olsun engin konuları anlamak ve yorumlamak için Semavi Yolun Kütüphanesini ve İç Görü Gözünü kullanmıştı. Ancak bu kez, sütunlardaki kelimelerden anladıklarına göre oynayarak kendi zekasını test etmeye karar vermişti.

 

En azından altı hamle yapabileceğini düşünmüştü, ancak... ikinci taşta takılıp kalmıştı. Bu kez gerçekten de her şeyi berbat etmiş olabilir miydi?

 

Zekası gerçekten de bu kadar zayıf mıydı?

 

Zhang Xuan ağlamak üzereydi.

 

Son üç testte sorunsuzca ilerledikten sonra, burada yenilmeyi beklemiyordu.

 

Usta Hong'un yüzü de şiddetle seğiriyordu.

 

İkinci taşı oynayamaması... Bu kez bu karmaşayı nasıl temizleyecekti? Usta Zhang'in oldukça yetenekli olduğunu, bir istisna olarak, yalnızca tek taşla testi geçeceğini söyleyemezdi ya?

 

Eğer bunun olacağını bilseydi, kesinlikle Usta Zhang'in ilk yarışmasına izin verirdi!

 

İnadı böyle bir duruma sebep olmuştu. Eğer Usta Zhang bu meseleden dolayı ona kin besleyecek olursa, kesinlikle sonu gelmişti...

 

Bu ne lanet bir durum böyle! 5 yıldızlı bir usta hocanın, Usta Hoca Turnuvasının sunucusunun basit bir eleme turu yüzünden bu noktaya düşmesi canını ciddi derecede sıkıyordu.

 

Dişlerini sıkan Usta Hong cesaretini toplayarak duyurdu, "Usta Zhang ikinci taşını koyamadığına göre, bunun anlamı... testte başarısız olduğu! Pekala, eleme turu bittiğine göre, artık düello turuna geçelim..."

 

Ancak tam o anda, Zhang Xuan'in karşısındaki kukla bir anda satranç tahtasını bir kenara iterek ayağa kalktı. Berrak sesi havada yankılandı.

 

"Kaybettim!"

 

"Kayıp mı?"

 

"Bu da ne demek?"

 

"Usta Zhang... kuklaya karşı bir Semavi Satranç maçını mı kazandı? Üstelik, karşı tarafın kendi rızasıyla yenilgiyi kabul ettiğini söylemeye bile gerek yok!"

 

"Semavi Satrancın kurallarını kavramak zor değil miydi? Bir tütsülük sürede kuralları kavrayıp, kuklayı yenmek..."

 

Herkes şaşırıp kalmıştı. Durumun imkansızlığı onları delirtiyordu.

 

Usta Zhang'in ikinci taşı koyamamasının nedeninin kuralları anlamamasından kaynaklandığını düşünmüşlerdi. Bir sonraki anda kuklanın yenilgiyi kabul edeceğini hayal bile edemezlerdi...

 

Bu artık yalnızca 'kuralları anlama' seviyesinde değildi... Daha çok, Usta Zhang oyunda yalnızca diğerlerinin hayranlık duyabileceği bir usta olmuştu!

 

"Sen ciddi misin?"

 

Luo Xuan, Song Chao ve diğerlerinin gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı.

 

Teste bizzat girmişlerdi ve Semavi Satrancın ne kadar engin olduğunu biliyorlardı. Altı hamleden fazla oynayabilen herkes dehalar arasında bir deha sayılırdı. Ancak karşılarındaki genç kuklayı ikinci hamlesinde yenmişti...

 

 

O hala bir insan mıydı?

 

Herkesin yaşadığı şokun aksine, Usta Hong büyük bir rahatlama hissetmişti.

 

Görünüşe göre Usta Zhang'in başarısız olduğunu açıklayacağı her seferinde, karşı taraf büyük bir geri dönüş yapıyordu...

 

O anda, karşı tarafın kendisiyle oynadığını hissetmişti.

 

Eğer bu devam ederse, iflas etmenin üstüne, yaşadığı şoklar nedeniyle bir de kalp krizi geçirecekti...

 

Herkes şaşkına halde dişlerini sıkıp, kasılıp, tekmeler savurarak yuvarlanırken... Söz konusu kişi, Zhang Xuan de şaşkına dönmüştü.

 

Bu kez ne Semavi Yolun Kütüphanesini ne de İç Görü Gözünü kullanmıştı ve testi geçmek için yalnızca kendi zekasını kullanıyordu. Ve bu nedenle kendine fazla güvenmiyordu.

 

Tam olarak bu nedenle ikinci taşı koyamadığını fark ettiğinde paniklemiş ve kalbi durmuştu.

 

Ancak... Rüyalarında bile yalnızca testi geçmekle kalmayıp, kuklanın kendi rızasıyla yenilgiyi kabul edeceğini hayal edemezdi...

 

Tam bir şey söylemek üzereyken, karşısındaki yaşlı adam karşısında eğildi ve sesi zihninde yankılandı. "Yalnızca tek bir hamle yapmış olsan da, tüm ilerleme ve geri çekilme yollarımı tıkadın. Hamlene hiçbir şekilde karşılık veremiyorum. Sonunda, Semavi Satrancın... bir varisi var!"

 

Ardından, bir bilgi dalgası zihnine daldı.

 

Hong long!

 

Bu bilgi dalgasıyla, sayısız uygulanabilir satranç düzeni ve özel hamlelerle ilgili tüm bilgiler zihnine yerleşmişti.

 

Ruh Bildirimi mi?"

 

Zhang Xuan'in gözleri yaşadığı şokla kocaman açıldı.

 

"Bir kuklanın Ruh Bildirimi kullanabilmesini sağlayabildiğine göre, kuklayı yaratan kişi ne kadar güçlü olmalı?" Zhang Xuan ciddi bir yüz ifadesiyle düşündü. Ancak yeni edindiği bilgilere göz atma fırsatı bulamadan önce, karşısındaki kukla güçsüz kalmış gibi birden hareket etmeyi kesti. Ardından, vücudunda sayısız çatlak belirdi.

 

"Durum kötü!"

 

Zhang Xuan'in gözleri panikle açıldı. Çabucak kuklanın yok olmasını engellemek için ileri atıldı.

 

Ona aktarılan bilgilerde kuklanın varoluş amacını öğrenmişti - Semavi Satranç mirasını aktarmak. Varoluş sebebini yerine getirdiğinden, kuklanın içindeki irade kalıntısı yok olmuştu ve bu nedenle hareket kabiliyetini yitirmişti. Doğal olarak kukla parçalanmaya başlamıştı.

 

Sadece...

 

Eğer parçalanacaksan en azından bunu ben testi tamamladıktan sonra, etrafta kimse yokken yap! Böyle bir zamanda parçalanırsan... Usta Hong'un yüzüne nasıl bakacağım?

 

Elini yaşlı adamın omzuna koyan Zhang Xuan onu bir arada tutabilmek umuduyla zhenqisini ona aktardı. Ancak beklentisinin aksine, aktardığı zhenqi karşı tarafın zhenqisiyle çarpıştı.

 

Bom! Kukla anında patlayarak tuzla buz oldu.

 

Ve güç kaynağını kaybetmiş gibi görünen satranç tahtası ve çardak da çökerek harabeye döndü.

 

"Lanet olsun..."

 

Zhang Xuan ne yapacağını şaşırmıştı.

 

Bunu yalnızca iyi niyetle, kuklanın bir süre daha dayanabilmesi için yapmıştım... Böyle bir şey yaşanacağını nereden bilebilirdim?

 

Ancak düşününce, Zhang Xuan de hatasını fark etmişti. Kuklayı ayakta tutan bir irade kalıntısıydı ve büyük olasılıkla, bu irade kalıntısı bir ruh kahininin yetenekleriyle kuklaya işlenmişti. Aksi halde cansız bir kuklanın Ruh Bildirimini kullanabilmesine imkan yoktu...

 

Ve Semavi Yolun zhenqisi ruh kahinlerinin baş düşmanıydı. Onun zhenqisi için içine girince yalnızca parçalara ayrılacak olan kukla bir anda patlamıştı...

 

Bakışlarını kalabalığa çeviren Zhang Xuan herkesin kocaman açılmış gözlerle, bir yaratık görmüş gibi kendisine baktığını gördü.

 

"Bunu gördünüz mü? Semavi Satrancı bile bağışlamadı!"

 

"Sana onun yok olacağını söylemiştim, değil mi? Ve bir de bana inanmadın..."

 

"Usta Zhang yenilgisini kabul eden bir kuklayı nasıl patlatır? Bu kadarı da fazla!"

 

"Haklısın. Ancak bunu yapmasaydı, Yıkım Tanrısı olarak itibarını nasıl koruyacaktı?"

 

...

 

Herkes fısıltılarla konuşuyordu.

 

Belki de Semavi Satrancın bir istisna olabileceğini düşünmüşlerdi, ancak sonunda, aynı ilk üç testteki eserler gibi, o da yok edilmişti! Görünüşe göre bir eser ne kadar değerli olursa olsun, Usta Zhang'le karşılaştığı anda onu bekleyen tek bir kader vardı... Mutlak yıkım!

 

Ne kadar sağlam ya da dayanıklı olduğunuz önemli değil...

 

"..."

 

Bu sözleri duyan Zhang Xuan kan kustu.

 

Gerçekten de bunu bilerek yapmadım, onu kurtarmaya çalışıyordum...

 

Bunların hiç birini bilerek yapmadım, hepsi yalnızca tesadüf!

 

"Yine mi bir şeyleri yok etti?"

 

Köşk Efendisi Kang ve diğerleri birbirlerine baktılar. Bu noktada zihinlerinde yalnızca tek bir düşünce vardı - rahatlama. Daha önce seçim turunda değerli bir eser kullanmadıkları için rahatlamadan edememişlerdi... Aksi halde, Usta Hoca Köşkü şubeleri çoktan iflas etmiş olurdu.

 

"Semavi Satrancım..."

 

Usta Hong'un dudakları sıkıntıyla titredi.

 

Yalnızca o, Hayalet Bölgesi İllüzyon Şehri ve Semavi Satrancı elde etmesinin ne kadar uzun sürdüğünü biliyordu... ancak tek bir turnuvada, hepsi Usta Zhang tarafından yok edilmişti. Yalnızca tek bir günde, fakir bir adama dönüşmüştü.

 

Bir bıçağın göğsüne saplandığını ve kalbinin durmadan kanadığını hissediyordu.

 

Yine de, kuklaya neler olduğunu net şekilde görebilmişti.

 

Kukla Usta Zhang ona yaklaşmadan önce bile parçalanıyordu ve Usta Zhang gerçekten de onu kurtarmaya çalışıyordu... Yalnızca yardımı işleri daha da kötüleştirmişti ve bir patlamaya neden olmuştu.

 

Ancak bunu bilse de, kuklanın parçalanmasının nedeninin yine de Usta Zhang olduğuna hiç şüphe yoktu...

 

Eğer bunun yaşanacağını bilseydi, ön eleme turuyla uğraşmazdı. Doğruca eleme formatlı düellolara başlardı!

 

Usta Hong'un sakinleşebilmesi için epey zaman gerekti. Derin bir nefes vererek, sıkıntısını zorla baskıladı.

 

Şu anda tek yapabileceği Köşk Efendisi Mo'dan bir tür karşılık talep etmek ve karşı tarafın kayıplarına karşı bir şeyler teklif etmesini ummaktı... Bu noktada kendisini başka nasıl teselli edebileceğini bilmiyordu.

 

Usta Hong kalabalığa bakarak sordu, "Kuklanın yenilgiyi kabul ettiği düşünülürse, bunun anlamı Usta Zhang'in Semavi Satrancın kurallarını tamamen kavradığıdır. Bu hükmüme itirazı olan var mı?"

 

"Yok!" Herkes kafasını salladı.

 

Semavi Satrancın kalıntıları arasında duran bu adam gerçekten de bir Yıkım Tanrısıydı ve karşı tarafın sıradan bir insanın hayal bile edemeyeceği yeteneklere sahip olduğunu kabul etmek zorundaydılar.

 

"Usta Zhang bu testi tamamladığına göre, bu eleme turu sona ermiştir. Saat geç olduğundan, daha fazla zaman kaybetmeden doğruca düello turuna başlayalım!" Usta Hong duyurdu.

 

Ön eleme turunun dört testi de bittiğine göre, artık düello turuna başlama zamanı gelmişti.

 

"Düello turunun kuralları basit. Düellolar çiftler halinde yapılacak ve maçların sırası kurayla belirlenecek. Düello illa dövüş üzerine değil, aynı zamanda usta hocaların sahip olması gereken Ruhsal Derinlik, bilgi aktarımı, gelişim üzerine kavrayış, kusurları belirleme gibi temel özellikler üzerine de olabilir!

 

"Kazanan sonraki tura ilerlerken, yenilen elenir. Bu, ilk on belirlenene kadar devam edecek!"

 

Usta Hong adaylara bakarak konuştu, "Sormak istediğiniz bir şey var mı?"

 

"Yok!"

 

Adaylar aceleyle kafalarını salladılar.

 

Bu Usta Hoca Turnuvasının genellikle kullanılan düello şekliydi ve kurallar da son derece basitti.

 

"Pekala, kura çekimine başlayalım. Şu anda 27 kişisiniz ve 16 kişi bir sonraki tura kalacak. Bir başka deyişle... beş kişi yarışmadan bir sonraki tura kalacak." Usta Hong konuştu.

 

Başlangıçta kaç katılımcı olursa olsun ilk turun sonunda adayların sayısının ikinin kuvvetleri kadar olması gerektiğini söyleyen bir kural vardı, yani 2, 4, 8, 16, 32... Bu, özellikle de dövüşlerin giderek daha yoğun olacağını düşünülerek, sonraki turların daha adil geçmesi için konulan bir kuraldı.

 

Yalnızca bu yolla, en sonda şampiyonluk mücadelesinin iki kişi arasında geçmesi sağlanabilirdi.

 

"Pekala, kura çekmeye başlayalım!"

 

Kuralları açıkladıktan sonra, Usta Hong elini şöyle bir salladı ve bir usta hoca elinde önceden hazırlanmış bir kutuyla çıkageldi. Kalan yirmi yedi aday tek tek gelerek birer numara seçtiler.

 

Zhang Xuan de onlardan biriydi.

 

Şöyle bir baktıktan sonra başını salladı.

 

Görünüşe göre pek de şanslı sayılmazdı; doğruca bir üst tura geçmesini sağlayan beş boş kuradan birini seçememişti.

 

"Bir boş kura çekmeyi başardım!"

 

Zhang Xuan şanssızlığına üzüldüğü sırada, Ruohuan gongzinin heyecanla kendisine baktığını gördü. Karşı tarafın kurasına bakınca, üzerinde 'A1, boş' yazılı olduğunu gördü.

 

Öte yandan Zhang Xuan'in kağıdında 'D2' yazılıydı.

 

Herkesin kurasını çektiğini gören Usta Hong konuştu, "Düello turu dört ana kola ayrılıyor, sırasıyla A, B, C ve D, ve her kol 1, 2, 3 ve 4 olarak tekrar ayrılıyor. Aynı kurayı çekenler birbirleriyle eşleşecekler ve kağıtlarında 'boş' yazanlar doğruca son on altıya girecekler!

 

"Önceki turnuvalardaki sıralamaya göre, daha üst sırada yer alan gücün adayı düello içeriğini seçme hakkına sahip olacak. Tabi ki, rakibi düello şeklini reddetme hakkına sahip, ancak düello başına yalnızca tek bir reddetme hakkına sahip olacak! Bu hak kullanıldıktan sonra, bir sonraki düello formatını kabul etmekten başka şansı olmayacak."

 

Bu daha önceki turnuvalarda uygulanan kurallarla aynı olduğundan, fazla detaya inmeye gerek yoktu.

 

"Pekala, ilk tur şimdi başlıyor. A1 boş olduğuna göre, A2 çeken iki aday A bölümündeki sahneye çıkabilir!"

 

Usta Hong elini salladı ve sahneyi kapatan son sisli bölge de temizlenerek dört küçük sahneyi ortaya çıkarttı. Sırasıyla A, B, C ve D sahneleri olarak ayrılmışlardı.

 

Az önce çektikleri kağıtları tutan iki genç adam A sahnesine doğru yürüdüler.