Library of Heaven's Path - Bölüm:586 Başarısızlık?

---

Bölüm:586 Başarısızlık?

 

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

Karşı tarafın endişelendiğini bilen Zhang Xuan konuştu, "Bu yalnızca bir satranç oyunu, oyun tahtasını parçalamamın mümkün olduğunu düşünmüyorum..."

 

Daha önce yaşananlar... tamamen dikkatsizlikti. Artık kuralları bildiğine göre, önlemini alarak yalnızca altı hamle yapabilirdi... Kendisini biraz tuttuğu sürece, işlerin önceki birkaç testte olduğu gibi kontrolden çıkması imkansızdı.

 

Zhang Xuan'i görmezden gelen Usta Hong elini sallayarak konuştu.

 

"Neden bir kez daha yaşa göre gitmiyoruz? En yaşlı olandan başlayacağız!"

 

Ben de önceki testte hiçbir şeyin ters gidemeyeceğini düşünmüştüm! Ne de olsa test yalnızca kitap okumakla ilgiliydi. Kim karargahtan ödünç aldığım Boşalmış Nehrin Kitabının ikiye ayrılacağını hayal edebilirdi?

 

Turnuva başladığından beri neden olduğun hasarı bir düşün! Ve hala ilk sen mi başlamak istiyorsun? Rüyanda görürsün!

 

"Pekala."

 

5 yıldızlı bir usta hocanın bile bu kadar korktuğunu, kendisini açıklama fırsatı bile vermediğini gören Zhang Xuan çaresizce omuzlarını silkti.

 

Görünüşe göre burada oyalanıp, kendi sırasının gelmesini beklemekten başka çaresi yoktu.

 

"Usta Hong'un geri adım atmaması iyi oldu! Aksi halde kim bilir bu turda neler yaşanacaktı..." Köşk Efendisi Kang ve diğerleri de manzarayı görünce alınlarında biriken soğuk terleri sildiler.

 

Zhang Xuan ilk başlamayı teklif ettiğinde, hepsi şok içinde yerlerinde sıçramışlardı.

 

Bir satranç oyununda bir şeyler yaşanması mümkün görünmese de, söz konusu kişi Zhang Xuan'di! İşlerini halletmek için kullandığı geleneksel olmayan yöntemler düşünülürse, emin olmalarına imkan yoktu!

 

Her şekilde, en güvenli yöntem onu en sona bırakmaktı.

 

Onlar kurallara karar verirken, Mingxia İmparatorluğundan Liu Quan'ın göz kapakları durmadan seğiriyordu.

 

Gruptaki en yaşlı kişi oydu... Her seferinde ilk başlamak için kimi kızdırmıştı?

 

Hiçbir yanlış yapmamıştı, yalnızca adaylar arasındaki en yaşlı kişi oydu. Gerçekten de her seferinde önce onun başlamasına gerek var mıydı?

 

Ancak her şekilde, ilk ya da son yarışmak testi nasılsa etkilemeyecekti. Bu yalnızca ruh halinde farklılık yaratırdı.

 

Derin bir nefes alarak Ruhsal Derinliğini harekete geçirdi ve Asude Suyun Kalbini aktifleştirdi. Ardından, Usta Hong'a doğru yumruklarını kavuşturarak çardağa doğru yürüdü.

 

Diğerleri de bakışlarını hemen ona çevirdiler.

 

Liu Quan çardağı destekleyen dört sütunu sırasıyla gezdi ve ardından derin düşüncelere daldı. Tütsünün süresinin dolması uzun sürmemişti. Kaşlarını çatarak kuklanın karşısına yürüyüp, bir taş alarak hafifçe boş bir noktaya yerleştirdi.

 

 

Huala!

 

Taş yavaşça satranç tahtasına düşmeden önce bir an havada süzüldü.

 

"Taşı yerleştirmeyi başardı..."

 

"Görünüşe göre doğru bir hamle yaptı!"

 

Taşın başarıyla yerini aldığını görünce herkes rahat bir nefes verdi.

 

Usta Hong daha önce geçersiz ya da kaybeden bir hamlede taşın yerleştirilemeyeceğini söylemişti.

 

Puf!

 

Karşısındaki ihtiyar kukla da bir taş oynadı.

 

Yaşlı adamın hamlesini görünce zor bir durumda kalmış gibi görünen Liu Quan'ın alnında derin bir kırışıklık belirdi. Ancak çelişkisi uzun sürmedi. Kısa süre sonra o da bir taş daha yerleştirdi.

 

Bu şekilde, testi geçmek için gerekli altı hamle sınırını hızla geçti ve kısa süre sonra dokuzuncu hamlesini yaptı.

 

Ancak onuncu hamlede, Liu Quan taşını yerleştiremediğini fark etti.

 

"Mingxia İmparatorluğundan Liu Quan dokuz taşla testi geçti! Sıradaki! Fenglie İmparatorluğundan Han Zhaoji..." Usta Hong duyurdu.

 

Han Zhaoji öne çıktı.

 

Kısa süre sonra, yüzünde heyecanlı bir ifadeyle çardaktan ayrıldı. Testi yedi hamleyle geçmişti.

 

Hemen ardından bir sonraki aday öne çıktı.

 

Beş başarılı meydan okumanın ardından, diğer adaylar kendilerine daha çok güvenir olmuşlardı. Ancak bu noktada seri bozuldu. Altıncı aday dördüncü taşını yerleştiremediğini fark etti ve ondan sonra gelen dört aday da testi geçemediler.

 

Sonunda, yenilgi serisini bozan Luo Xuan oldu.

 

Bu noktada herkes satranç tahtasının her bir adayla değiştiğini, bu nedenle hiç kimsenin önceki adayların hamlelerini taklit edemediğini fark etmişti.  Bu testin adaletli olmasını sağlıyordu.

 

Zaman geçti ve kısa süre sonra hava karardı. Aynı Zhang Xuan'in tahmin ettiği gibi, otuz beş usta hoca yarışmayı bitirdiğinde, gökte çoktan dolunay asılıydı.

 

Turnuvaya gelenlerin hepsi birer deha olsalar da, pek çoğu bu testte başarısız olmuştu. Elenen adayların sayısı önceki test kadar abartılı olmasa da, yine de toplamda dokuz kişi elenmişti.

 

Ancak, Ruohuan gongzi ve Song Chao gibi Zhang Xuan'in tadığı kişiler testi geçmeyi başarmışlardı.

 

Şaşırtıcı şekilde, şu anki rekor en güçlü Fani Bulut Tarikatı ya da ikinci en güçlü Beyaz Güneş Tarikatında değil; On Bin Krallık İttifakıyla aynı seviye bir imparatorluktaydı.

 

Bu usta hocanın gelişim seviyesi adaylar arasında en düşük seviyede sayılabilirdi, ancak zekası sıra dışı gibi görünüyordu. Kuklaya karşı on altı hamle oynamayı başarmıştı ve etkilenen ihtiyar kukla "Güzel." bile demişti.

 

"Usta Zhang, senin sıran!"

 

Herkes sırasını tamamladıktan sonra, Usta Hong hafif özür diler bakışlarını sıkılmış bir ifadeyle oturan Zhang Xuan'e çevirdi.

 

Karşı taraf ilk başlamak istemişti, ancak karşı korkusundan dolayı onu geri çekilmeye zorlamıştı.

 

"Hm!" Zhang Xuan çardağa doğru yürümeden önce sırtını gerdi.

 

Çardak fazla büyük değildi - yaklaşık normal bir insan boyundaydı. İçeri adım atar atmaz ilk gördüğü şey kendisine en yakın sütunda yazan dört kelime oldu 'Doğu', 'Güney', 'Batı' ve 'Kuzey'.

 

Bu dört kelime herhangi bir artistik üsluba sahip gibi görünmüyordu, yalnızca sıradan kelimelerdi.

 

Bakışlarını ikinci sütuna çevirince, onun üzerinde de kelimeler olduğunu gördü... 'Bahar', 'Yaz', 'Güz' ve 'Kış'.

 

Bir sonraki sütunda yalnızca iki gelime vardı... 'İleri' ve 'Geri'.

 

Ve dördüncü sütunda yalnızca tek bir kelime vardı... Mantık!

 

"Kuzey Güney Doğu Batı, Bahar Yaz Güz Kış, İleri Geri ve Mantık mı? Bu... Bunlar da ne böyle?"

 

Zhang Xuan kaşlarını çattı.

 

Daha detaylı ipuçları bulmayı beklese de, bunlar yalnızca normal kelimelerdi.

 

Dört sütun ve on bir kelime, ancak aralarında bir bağlantı var gibi görünmüyordu ve hiçbirinin de satrançla bağlantısı yoktu. Neyi deşifre etmesi gerekiyordu?

 

Tüm sütunlara baktıktan sonra dikkatini satranç tahtasına çevirdi.

 

Satranç tahtası önceye kıyasla çok daha karmaşık görünüyordu. Yalnızca tek bir bakışla, Zhang Xuan'in kafası karışmıştı.

 

"Semavi Satranç, yer ve gökyüzü satranç tahtası, yıldızlardan taşlar..."

 

Kaşlarını çatan Zhang Xuan Usta Hong'un söylediklerini düşündü ve aklına bir fikir geliverdi. "Kuzey Güney Doğu Batı uzayı ifade ediyor, Bahar Yaz Güz Kız zamanı ifade ediyor, İleri Geri konumu ve Mantık... kalbi ifade ediyor!"

 

"Uzay, zaman, konum ve kalp..."

 

Zhang Xuan'in daha önce edindiği tüm bilgiler kafasına aktı ve Zhang Xuan'in bakışlarındaki ışık yoğunlaştı.

 

Usta Hong'un bu konuya ilgi duymasına şaşmamak gerekirdi. Semavi Satranç adı gösteriş olsun diye konulmamıştı. Bu gerçekten de yer ve gökyüzünü bir satranç tahtası üzerinde yaşatmaktı!

 

Bir insanın kalbi üzerine engin bir dünya yaratıp, bunu satranç tahtası olarak kullanmaktı. Bu gerçekten de muazzam bir oyundu.

 

"Yalnızca kendi kavrayışım ve zekamla ne kadar ileri gidebileceğimi merak ediyorum."

 

Semavi Satrancın kurallarını kavrayan Zhang Xuan hafifçe kıkırdadı.

 

Önceki aşamalarda Semavi Yolun Kütüphanesi ve İç Görü Gözüne fazlasıyla bel bağlamıştı. Bu turun ne kadar basit olduğu düşünülürse, kendi yetenekleriyle ne kadar ilerleyebileceğini merak ediyordu.

 

Arkasını dönen Zhang Xuan taş masanın diğer ucuna geçerek oturdu. Bir an inceledikten sonra bir yere karar kılıp, taşını kararlı bir şekilde yerleştirdi.

 

...

 

"Sence Usta Zhang Semavi Satrancı kıracak mı?"

 

"Bu imkansız olmalı; bu yalnızca bir satranç oyunu. Ayrıca, biri yanlış bir hamle yaparsa taşını oynayamıyor."

 

"Gerçekten de Semavi Satranca bir şey olma ihtimali yok gibi görünüyor... Ancak yine de böyle basit bir şekilde biteceğine inanmıyorum. O halde neden bahse girmiyoruz?"

 

"Ne konuda bahse girmek istiyorsun?"

 

"Bahse varım ki Usta Zhang Semavi Satrancı parçalayacak. Eğer kazanırsam, İpek Yelpazeni bana verirsin. Aksi halde, göz koyduğun Zümrüt İnciyi sana veririm!"

 

"Anlaştık..."

 

...

 

Zhang Xuan çardağa girer girmez, kalabalığın içinde konuşmalar başlamıştı. Hatta bahse tutuşan pek çok kişi olmuştu.

 

"Öhöm öhöm!"

 

Çevredeki heyecanlı bahisleri duyan Zhao Feiwu, Köşk Efendisi Kang ve diğerleri utanç içinde alınlarını tokatladılar ve insanların Usta Zhang'i tanıdıklarını fark etmelerinden korktular...

 

Usta Hoca Turnuvasındaki bir adaya Yıkım Tanrısı muamelesi yapılacağını kim düşünebilirdi...

 

"Bu testten sonra düello turu başlayacak. Kurallarını henüz bilmesek de, eğer Usta Zhang ve Ruohuan gongzinin ikisi de sonraki tura geçebilirse, bu On Bin Krallık İttifakının yıllar içinde aldığı en iyi sonuç olacak!" Usta Ling durumu analiz ederek konuştu.

 

"Aynen öyle!" Köşk Efendisi Kang başıyla onayladı.

 

Turnuvada yalnızca yirmi yedi kişi kalmıştı.

 

Yedi gücün tüm adayları çoktan elenmişti.

 

Bir başka deyişle, Usta Zhang ve Ruohuan gongzi düello turunda berbat sonuçlar elde etmedikleri sürece, sonuçlar On Bin Krallık İttifakının önceki turnuvalarda elde ettiklerinden çok daha iyi olacaktı.

 

Ruohuan gongzi'nin Usta Zhang'in yardımı sayesinde Yüce Ölümlü 4-dan'ın zirvesine ulaşması bir şanstı ve Usta Zhang'le yaşadığı tecrübeler cesaret gibi zayıf noktalarını güçlendirmeye yaramıştı. Aksi halde bu testleri geçmesi zor olurdu.

 

Bir başka deyişle... Usta Zhang On Bin Krallık İttifakının şu anki olağan üstü sonuçlarındaki rolü büyüktü.

 

Tam bu konuyu düşündükleri sırada, Usta Su aniden seslendi, "Bakın! Usta Zhang hamlesini yapıyor!"

 

Herkes bakışlarını hızla çevirince, Zhang Xuan'in kuklanın tam karşısına oturduğunu gördüler. Tahtaya bir taş yerleştirdi.

 

O anda, herkes tutulmuş nefesleriyle kalakaldı.

 

Neyse ki, taş yerine oturdu. Ardından, karşısındaki ihtiyar adam da bir taş aldı, ancak o anda, sanki hamle yapmaya niyeti yokmuş gibi ansızın durdu.

 

"Neler oluyor?"

 

"Yoksa... Usta Zhang Semavi Satranç yerine kuklayı mı yok etmeyi planlıyor?"

 

Yaşlı adamın donan vücudunu gören herkes şaşkın ifadelerle birbirlerine bakakaldı.

 

Usta Zhang'in Semavi Satrancı yok edip etmeyeceğini düşünürken, karşı taraf tek bir hamleyle kuklanın donup kalmasına neden olmuştu... Yoksa gerçekten kırılmış olabilir miydi?

 

Bu biraz... fazla abartılı olmamış mıydı?

 

Herkes dönüp Usta Hong'a baktı ve onun da alnında derin bir kırışıklık belirmişti.

 

Kısa bir an sonra, Usta Hong gerilime daha fazla dayanamadı. Çardağa yürüyerek kuklaya baktı.

 

Bir an sonra, rahat bir nefes vermişti.

 

Aynı diğerleri gibi, o da kuklanın bozulduğunu düşünmüştü. Ancak yakından bakınca, kukla hala kusursuz şekilde çalışıyordu.

 

"Lütfen hamleni yap!"

 

Kuklanın yanında duran Usta Hong eğildi.

 

Yaşlı adam bir kukla olsa da, bir ruha sahipti ve insan lisanını anlayabiliyordu. İkisi sık sık birbirlerine karşı oynadıklarından, Usta Hong ona karşı derin bir saygı besliyordu.

 

"Hm!"

 

Bir anlık tereddütten sonra, kukla başıyla onaylayarak taşını yerleştirdi.

 

Zhang Xuan bir anlığına donup kalsa da, kısa süre sonra bir taş alarak o da yerleştirdi.

 

Çın!

 

Ancak taş havada süzülerek, Zhang Xuan ne kadar güç uygularsa uygulasın aşağı inmeyi reddediyordu.

 

"Taşını yerleştiremiyor mu? Bunun anlamı... hamlesi geçersiz mi?"

 

"Yani... başarısız mı oldu?"

 

Herkes şaşırıp kalmıştı. Usta Hong bile şaşkındı.

 

Kurallara göre, biri yalnızca altı hamle yapabilirse testi geçmiş sayılacaktı ve şu anda, Usta Zhang yalnızca tek bir hamle yapabilmişti. Bunun anlamı... teste başarısız mı olmuştu?

 

"Siktir... Bunun anlamı, kavrayışımda bir hata mı var?"

 

Ta tak! Zhang Xuan'in kalbi tekledi.

 

Bu kez ne Semavi Yolun Kütüphanesini ne de İç Görü Gözünü kullanmıştı... Gerçekten de bu şekilde başarısız mı olacaktı?