Library of Heaven's Path - Bölüm:566 Yenilmez

---

Bölüm:566 Yenilmez

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

 

"Bu..."

 

"Ne güç ama..."

 

Sesi duyan ve gözlerinin önünde oluşan devasa çöküntüyü gören herkesin yüzündeki tüm renk çekildi. O anda, tüm konakta ölüm sessizliği hakimdi.

 

Tarikat Lideri Bai aralarındaki en güçlü kişi olmasa da, kesinlikle en zayıfları değildi. Üstelik, üstün hızıyla tanınırdı. Tarikat Lideri Luo Huang bile bir yarışta ondan geri kalırdı.

 

Ancak... muazzam hızına rağmen, yarım nefesten az süre içinde ölmüştü...

 

Üstelik, Usta Yang hareket bile etmemişti. Olay tam önlerinde yaşanmış olsa da, kimse Tarikat Lideri Bai'nin nasıl öldüğünü ve böyle devasa bir çöküntünün nasıl oluştuğunu anlayamamıştı.

 

Hamlenin gücüne bakılırsa, bırakın Tarikat Lideri Bai'yi, hepsi güçlerini birleştirseler bile bu saldırıya karşı koyamazlardı!

 

Güç!

 

Muazzam güç!

 

Korkutucu!

 

Korku kalplerini ele geçirip, bütün benliklerini sararken, hepsi kontrolsüzce titredi.

 

Usta Yang onlarla sakince konuşurken, bilinç altında rahatlamışlardı. Ancak şu anda fark etmişlerdi ki... yarı 5 yıldızlı usta hocalar olmalarına rağmen, karşı tarafın gözünde bir karıncadan farkları yoktu!

 

Karşı tarafın gücüne bakılırsa, bırakın onlar gibi yarı 5 yıldızlı usta hocaları, tüm Huanyu İmparatorluğunu yok etse bile Usta Hoca Köşkü tek kelime şikayet edemezdi.

 

Kurallar yalnızca zayıflara işlerdi!

 

Gerçek üstatlar güçleriyle konuşurdu. Gerçek güç karşısında Usta Hoca Köşkü bile geri adım atıp durumu kabullenmek zorunda kalırdı!

 

Karşılarında yaşanan şey bunun kusursuz bir örneğiydi. 8 yıldızlı bir usta hoca onlarla hoşça konuşurken, onu itaatkar şekilde dinlemeliydiler. Tarikat Lideri Bai ona karşı çıkmaya cüret ettiğine göre, aptallığı için hiç kimseyi suçlayamazdı.

 

Usta Hoca Köşkü de gücünü korumak için mantıkla hareket ederdi. Sıradan bir yarı 5 yıldızlı usta hocanın yaşadığı haksızlık için 8 yıldızlı bir usta hocayı cezalandırmaları mümkün değildi. Üstelik... bu karıncanın yüksek rütbeli bir usta hocanın sözlerine karşı geldiğini söylemeye bile gerek yoktu. Bu bile başlı başına kuralları delmek demekti!

 

Usta hocalar arasındaki hiyerarşi yalnızca göstermelik değildi.

 

8 yıldızlı bir usta hocanın sözleri bir imparatorluk hükmünden farksızdı. O ölmenizi emrettiyse, ölmekten başka seçeneğiniz yoktu. Emirlere karşı gelip, kaçmaya çalıştığına göre, ailenin ve tarikatının zarar görmesinden endişelenmiyor muydun? Eğer bu duyulursa, kimse size acımaz.

 

Eğer usta hocalar kendi rütbeleri arasında bile disiplini sağlayamazlarsa, aynı şeyi dünyanın geri kalanına nasıl uygulayabilirlerdi?

 

 

"Bu... bir savaş tekniğimi yoksa bir ilahi hazine miydi?"

 

Köşk Efendisi Kang ve İttifak Şefi Zhao konağın dışında oluşan devasa çukura bakarken korkuyla titrediler.

 

Usta Yang o kadar hızlı hareket etmişti ki yaşananları takip edememişlerdi.

 

Belli belirsiz havada şekillenen altın bir kitabın karşı tarafı ezdiğini yakalayabilmişlerdi... Ancak her şey kavrayamayacakları kadar hızlı yaşanmıştı.

 

Ne de olsa üstatların kılıç, mızrak, süvari kılıcı - ve çok daha azının - çekiç, zincir kırbaç ve dişli makas gibi silahlar kullandıklarına şahit olmuşlardı... Ancak birinin silah olarak bir kitap kullandığını hiç duymamışlardı!

 

Bir kitap... Ne kadar kalın olursa olsun bir tuğladan farklı olmazdı! Üstelik, güçsüz dokusu nedeniyle bir Yüce Ölümlünün fiziksel vücuduna zarar veremeyeceğini söylemeye bile gerek yoktu. Durum bu olduğuna göre, nasıl öldürmek için kullanılabilirdi?

 

Eğer karşı taraf gerçekten de Ahenkli Ruh alemi ileri kademede bir üstadı bir kitap kullanarak kıymaya çevirip, karşı koymasına bile fırsat vermeden böyle büyük bir çukur oluşturduysa... Ne kadar güçlü olmalıydı?

 

Her şekilde, karşı taraf gibi üstün bir varlık seviyesinde olanların tekniklerini kavramaları mümkün değildi!

 

"Bu..."

 

Wang Ying hariç herkes Usta Yang'ın Tarikat Lideri Bai'yi tek bir hamleyle öldürmesi karşısında hayrete düşmüştü. O da Usta Yang'ın sergilediği muazzam güç karşısında şaşırmıştı, ancak onu gerçekten şaşırtan şey fark ettiği başka bir durum olmuştu.

 

Zayıf karakteri nedeniyle Zhang Xuan'in diğer öğrencileri arasında fazla ön plana çıkmayabilirdi. Ancak, dikkatli bir yapısı vardı ve en ufak detaylara bile özen gösterirdi. Daha yeteneksiz olmasına rağmen diğerlerine ayak uydurabilmesinin nedeni de buydu.

 

Bu nedenle Usta Zhang'in ona öğrettiği gelişim ve savaş tekniklerini çok iyi kavramıştı.

 

Wang Ying, Sun Qiang, Zheng Yang ve diğerleri Usta Zhang'in bu tekniği kullandığını görmüşlerdi ve Usta Yang onun hocası olduğuna göre, aynı tekniği kullanabilmesi fazla şaşırtıcı değildi.

 

Ancak Wang Ying'in açıkça fark ettiği şey... Usta Yang'in tekniği kullandığında, hareketlerinin Usta Zhang'le birebir aynı olmasıydı ve tek fark daha hızlı hareket etmesiydi.

 

O gün, Lu Chong'un göğsünden yaralandığını gören Usta Zhang öfkelenerek bir altın kitap fırlatmış ve onlara zarar vermeye yeltenen düşmanlarını kıymaya çevirmişti... Ve hareketleri Usta Yang'in az önceki hareketleriyle birebir aynıydı.

 

Aynı savaş tekniğini uygularken bile, herkesin başkaları tarafından kopyalanamayan bir üslubu olurdu.

 

Bu aynı bir aşçı çırağının ustasıyla birebir aynı tat ve görünümde bir yemek hazırlayamaması gibiydi.

 

Hareketlerinin birebir aynı olmasının yalnızca tek bir açıklaması olabilirdi... o da ikisinin aynı kişi olmasıydı!

 

Wang Ying, Usta Yang'ı dikkatle incelemeye başladı ve bir şeyi fark ettiği anda, şok içinde ağzını kapadı.

 

Hiç şüphesiz, havada duran bu adamın hem dış görünüş hem de kıyafet açısından Usta Zhang'le pek çok farkı vardı. Mantıksal olarak bakılırsa, Wang Ying'in hiçbir şey fark edememesi gerekirdi. Ancak... Usta Yang'ın boynunda hafif grimsi bir leke görmüştü.

 

Daha önce ruh kahini mezarında, Mo Hunsheng Usta Zhang'i boynundan yakalamıştı ve hocaları durumu tersine çevirmeyi başarsa bile, boynunda hafif gri bir leke kalmıştı. O zamandan beri iki ay geçmişti ve gri leke neredeyse fark edilemeyecek kadar kaybolmuştu. Yine de, biri dikkatli bakacak olursa, hatlarını hala görebilirdi. Ve az önce Usta Zhang'le karşılaştığında, aynı izi onda da görmüştü...

 

Ve yeri birebir aynıydı!

 

Usta Yang'ın Usta Zhang'le aynı ize sahip olması ve ikisinin birebir aynı teknikleri kullanmaları...

 

Dahası... Düşününce Usta Yang ve Usta Zhang asla aynı anda bir arada görünmemişlerdi!

 

Yoksa...

 

Usta Yang, Usta Zhang miydi?

 

Bu mantığa aykırı gibi görünse de, aslında tamamen imkansız değildi. Ne de olsa Usta Zhang daha önce kendisini Usta Liu olarak göstermişti ve kızın durumu fark etmesi oldukça uzun sürmüştü.

 

Şok olan Wang Ying'in vücudu güçsüz şekilde sallanmaya başladı.

 

...

 

Tabi ki Wang Ying'in zihninden neler geçtiğini kimse bilemezdi. Yüzündeki şok ifadesini fark etseler bile, bunu Usta Yang'ın sergilediği muazzam güce bağlarlardı.

 

Ancak o anda, herkesin yüzü insanlık dışı şekilde beyazlamıştı ve Usta Yang'in öfkesini çekmekten korkarak tek kelime etmeye bile cesaret edemiyorlardı.

 

"Usta Kong'un el yazması mektubunu ele geçirme hırsımın, beni ahlaki değerleri hiçe saymama neden olacak kadar körleştirmesine izin vererek aptallık ettim. Ölmeyi hak ediyorum!"

 

Tarikat Lideri Bai'nin cesedinin bile kalmadığını gören Tarikat Lideri Luo Huang kaderine razı geldi.

 

Usta Yang Tarikat Lideri Bai'ye saldırdığına göre, kendisinin bir istisna olacağını düşünmüyordu. Karşı tarafı kızdırarak ailesine ve tarikatına zarar getirmektense, teslim olmak daha iyiydi.

 

Dişlerini sıkan Tarikat Lideri Luo Huang başını kaldırdı ve gözleri kararlılıkla parladı, "Umarım ben öldükten sonra Usta Yang Fani Bulut Tarikatını ve öğrencimi bağışlar. Tüm bu olay benim inisiyatifimle gerçekleşti ve onların bu konuyla hiçbir ilgileri yok..."

 

Onun ölmesi çok önemli değildi. Önemli olan Fani Bulut Tarikatının bu olaydan etkilenmemesiydi.

 

Eğer karşı tarafı kızdırırsa ve adam öfkesini Fani Bulut Tarikatından çıkartmaya kalkışırsa, pişman olmak için çok geç olurdu.

 

"Hocam..."

 

Hocasının kaderine razı geldiğini ve onun adına yakardığını duyan Luo Xuan panikledi.

 

İblis Penç Canavarının altında kalarak aldığı yaralar çoktan iyileşmişti ve bu nedenle bugün grupla birlikte gelmişti. Ancak 8 yıldızlı bir usta hocanın işe karışmasını asla beklemiyordu.

 

"Daha fazla konuşmaya gerek yok. Ben öldükten sonra Kıdemli Wang'ı benim yerime geçirin..."

 

Bundan kurtulmanın imkansız olduğunu bilen Tarikat Lideri Luo Huang sakinleşmişti ve son isteğini bildirdi.

 

"Hocam..."

 

Hocasının öldüğünü görmek istemeyen Luo Huang dişlerini sıktı. Tüm cesaretini toplayarak öne çıkarak yumruklarını kavuşturdu. "Usta Yang, geri kalanımız günahlarımızı affettirmek için ruh taşları ödeyebileceğine göre, Fani Bulut Tarikatımız hocamızın hayatı karşılığında yüz orta seviye ruh taşı ödeyebilir mi?"

 

"Ne saçmalıyorsun sen..."

 

Çırağının bu sözleri ettiğini duyan Tarikat Lideri Luo Huang hemen onu durdurmak için öne fırladı.

 

Karşı taraf 8 yıldızlı bir usta hocaydı. hepsini öldürmek yerine bir alternatif sunmasının tek nedeni muhtemelen bunca usta hocanın tek seferde öldüğünü görmek istememesiydi...

 

Sence karşı taraf seviyesinde bir üstat gerçekten de bu kadarcık orta seviye ruh taşıyla ilgilenir mi?

 

Orta seviye ruh taşları bir yana, üst seviye ve son seviye ruh taşları bile onun ilgisini çekmeyebilir!

 

Hayatımı yalnızca önemsiz ruh taşlarıyla satın almak... Karşı taraf böyle bir teklifi nasıl kabul edebilir?

 

8 yıldızlı bir usta hocanın sözleri yasayla eş değerdi. 7 yıldızlı usta hocalar bile 8 yıldızlı bir usta hocanın verdiği kararları değiştirmeyi hayal edemezdi. Bunu yalnızca birkaç orta seviye ruh taşıyla yapabileceğini düşünmek...

 

Eğer mesele öyle kolayca çözülebilseydi, Tarikat Lideri Bai öyle büyük bir kumar oynamaya kalkışıp, sonunda kıymaya dönmezdi.

 

Öğrencisinin böyle kritik bir anda toyluk yaptığını düşünerek, bu fikri kafasından çıkartmasını isteyecekken, havadaki figür umursamaz bir tavırla karşılık verdi, "Şunu 150 orta seviye ruh taşı yap da, ben de canını bağışlayım!"

 

"Ne?"

 

Bir anlığına, Tarikat Lideri Luo Huang hayali sesler duyduğunu düşündü.

 

Hayatım... yalnızca 150 orta seviye ruh taşı değerindeymiş.

 

Orta seviye ruh taşları gerçekten de değerliydiler, ancak Fani Bulut Tarikatının yıllar içinde topladığı büyük servet düşünülürse, böyle bir miktarı ödemeleri zor değildi.

 

Ne de olsa Usta Hoca Turnuvasını pek çok kere kazanmışlardı. Yalnızca kazandıkları ödüller bile korkutucu bir servet değerindeydi. Üstelik, yarı 5 yıldızlı usta hocaların uzun mesafe Yeşim Eğitim Nişanlarının da iyi bir gelir kaynağı olduğunu unutmamak gerekirdi...

 

Orta seviye ruh taşları gerçekten de değerliydi, ancak onun gibi bir tarikat liderinin hayatıyla nasıl kıyaslanabilirlerdi?

 

Ancak.. karşı taraf böyle bir takası gerçekten de kabul mü etmişti?

 

Şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemezken, havadan Usta Yang'ın hoşnutsuz sesi duyuldu.

 

"Ne oldu? Ödemek istemiyor musun? O halde kendini öldürebilirsin!"

 

"Ödemeyi kabul ediyoruz, kabul ediyoruz!"

 

Ancak o anda tüm bunların gerçek olduğuna emin olmuştu. Böyle kritik bir noktada nasıl tereddüt edebilirdi? Bileğini çevirerek bir yığın orta seviye ruh taşı çıkardı ve o anda havadaki ruhsal enerji yoğunlaşıverdi.

 

150 orta seviye ruh taşı, ne bir eksik, ne bir fazla.

 

"Hm!"

 

Havada, Usta Yang başını memnun bir ifadeyle salladı. Avucunu kapadı ve orta seviye ruh taşları depolama yüzüğüne uçtu.

 

"Pekala, bağışlandın. Geri kalanlarınıza gelince, ruh taşlarını ödeyin ve kaybolun!"

 

"Emredersiniz..."

 

Her biri yirmi orta seviye ruh taşı ödedikten sonra, grup yangından kaçan vahşi hayvanlar gibi konaktan dışarı fırladı.

 

Ancak konaktan çıktıkları anda rahat bir nefes verebilmişlerdi. Bilinçsizce konağın önündeki dev çukura bir bakış attılar ve yüzlerinden garip bir ifade geçti.

 

Öhöm öhöm, Tarikat Lideri Bai kesinlikle boş yere öldü...

 

Eğer hayatını ruh taşlarıyla satın alabileceğini önceden bilseydi, kesinlikle böyle aptalca bir şey yapmaya kalkışmazdı!

 

Yalnızca birkaç ruh taşı uğruna kıymaya döndüğüne düşünülürse, ruhu bu manzarayı görüyorsa kesinlikle nehirler ağlıyor olurdu...

 

Ancak yine de, kim bir tarikat liderinin yaşamının yalnızca 150 orta seviye ruh taşı edeceğini düşünebilirdi ki? Bu Ahenkli Ruh aleminde bir ruh canavarının değerinden bile düşüktü! Bu ne saçma bir durumdu böyle?

 

Yine de, bu sayede Usta Yang'ın onların yaşamlarını gerçekten de umursamadığını anlayabilmişlerdi!

 

Sahi den de, onlar gibi bir grup karıncanın yaşaması ya da ölmesi onu neden ilgilendirecekti ki?

 

Onlar da aynı şekilde 1 yıldızlı usta hocaların hayatlarını umursamazlardı.

 

Güvenli bir mesafeye yürüdükten sonra, Tarikat Lideri Luo Huang rahat bir nefes vererek çırağı Luo Xuan'a emir verdi, "Döndükten sonra tüm çırakları Usta Zhang'i, onun öğrencilerini ve hatta On Bin Krallık Şehrinin sıradan vatandaşlarını bile  kızdırmamaları konusunda sıkı sıkıya uyar!"

 

"Usta Yang kızdırmayı göze alabileceğimiz biri değil. Huanyu İmparatorluğu ve Hongyuan İmparatorluğu bile onun tersine gelmeyi göze alamaz... Bir usta hoca olarak rütbesi bir yana, yalnızca gelişim seviyesi onu bir Yetkili İmparatorluk bölgesinde bile...

 

Yenilmez yapar!"