Library of Heaven's Path - Bölüm:564 Göklerden İnmek

---

Bölüm:564 Göklerden İnmek

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

Karşı taraf geçen sefer en azından biraz korkmuş, bağırdığında geri çekilmişti. Ancak görünüşe göre bu kez, niyetleri neyse elde etmeye kararlıydılar.

 

Bu grubun genç efendinin 4 yıldızlı hoca kimliğini bile hiçe saymalarına neden olacak ne olmuş olabilirdi?

 

"Ne mi yapıyoruz? Aptalı oynamayı kes!"

 

Tarikat Lideri Luo Huang soğuk bir tavırla dudak büktü. "Usta Zhang nerede? Hemen onu buraya getir, aksi halde yapacaklarımız için bizi suçlama!"

 

Tarikat Lideri Bai'nin kaşları küçümseyen bir tavırla kalktı.

 

"Usta Hoca Köşkü gerçekten de kurallara sahiptir. Usta Zhang'in konumunda birine el uzatamayabiliriz, ancak söz konusu yalnızca basit bir kahya ve birkaç öğrenciyse... Karargahın böyle önemsiz karıncaları sakat bıraktık diye bize ceza vereceğini mi sanıyorsun?"

 

Usta hocaların uymaları gereken katı kurallar vardı, ancak bu birer aziz oldukları anlamına gelmezdi. Yalnızca ruh kahinleriyle ve Dünya Dışı İblislerle yaptıkları savaşlarda akan kanlar bir okyanusu kolaylıkla doldurabilirdi.

 

Usta Hoca Köşkünün nedensiz cinayetlere karşı olduğu doğruydu, ancak biri yaptıklarında fazla ileriye gitmediği sürece, karargah bu tarz meseleleri görmezden gelirdi.

 

Eğer bu insanlar iş birliği yapmayı reddederlerse, onları sakatlamayı, hatta öldürmeyi düşünüyorlardı. Bunun etkisi en fazla itibarlarında ufak bir azalış olurdu.

 

"Genç efendi şu anda inzivada ve şu anda rahatsız edilmemeli. Eğer onunla görüşmek istiyorsanız... lütfen yarın gelin!"

 

Karşı tarafın sözlerinin doğru olduğunu bilse de, Sun Qiang şu anda geri çekilemeyeceğini biliyordu.

 

Genç efendi kimsenin onu rahatsız etmemesi için ona görev vermişti. Ölmediği sürece, şu anda kimsenin içeri dalmasına izin veremezdi!

 

"Eceline susadığına göre, yapacaklarımız için bizi suçlama!"

 

Bu herifin yerini korumaya devam etmesini beklemeyen Tarikat Lideri Bai parmağıyla bir fiske savurdu.

 

Bom!

 

Bir kılıç çi'si havayı yararak ilerledi ve Sun Qiang tepki bile veremeden önce göğsüne çarparak ağız dolusu kan kusmasına neden oldu.

 

İblis Penç Canavarı ve Bahçe Sahibi Xue'nin bile karşı koyamadığı bir rakibe nasıl dayanabilirdi? Eğer karşı taraf bir hizmetkarı öldürerek itibarına leke sürmemek istemeseydi, şu anda çoktan ölmüş olurdu.

 

"Lanet olsun!"

 

Manzarayı görünce, Zheng Yang ve diğerlerinin gözleri öfkeyle kızardı. Öfkeyle haykırarak ileri atıldılar.

 

Ancak henüz Yarı Yüce Ölümlü alemine bile ulaşmadıkları düşünülürse, Ahenkli Ruh alemindeki bir grup üstada karşı ne yapabilirlerdi ki? Tarikat Lideri Bai'nin parmağının birkaç fiskesiyle, çoktan yaralı şekilde yere serilmişlerdi.

 

 

Tüm güçlerini ortaya koymalarına rağmen, düşmanlarına en ufak bir hasar bile verememişlerdi. Çaresizlikleri yüzünden öfkelenmeden edemiyorlardı.

 

Bunca zamandır, hocalarının koruması altında hiçbir endişe duymadan rahatça eğitim yapabilmişlerdi. Ancak şu anda, sonunda hocaları olmadan bir hiç olduklarını anlamışlardı.

 

Tehlike karşısında ona yük olmaktan başka hiçbir şey yapamıyorlardı.

 

Tarikat Lideri Luo Huang elleri ardına bağlı bir şekilde duygusuzca konuştu, "Sabrımın bir sınırı var. Eğer şimdi ortaya çıkarsa, hala hayatlarınızı bağışlamayı düşünebilirim!"

 

"Çoktan genç efendinin inzivada olduğunu söyledim. Şu anda kimse onu rahatsız edemez..."

 

Sun Qiang ayağa kalkmaya çalışarak Tarikat Lideri Luo Huang'ın karşısına dikildi. Zheng Yang ve diğerleri de onu takip etti.

 

Karşı tarafa rakip olamayacaklarını biliyorlardı, ancak şu anda kazanabilecekleri bir saniye bile Zhang Xuan için çok değerli olabilirdi. Ne kadar güçsüz olurlarsa olsunlar, şu anda geri çekilemezlerdi.

 

Zhang Xuan onlar için önemli biriydi. Eğer karşı taraf ona sorun çıkartmak istiyorsa, önce cesetlerini çiğnemeliydi!

 

"Ölmeye bu kadar hevesli olduğunuza göre, isteğinizi yerine getireceğim! Bakalım öğrencileri ve kahyası öldükten sonra saklanmaya devam edebilecek mi!"

 

Bir grup karıncanın onun gücünü görmezden gelmeye cesaret ettiğini gören Tarikat Lideri Luo Huang'ın bakışları karardı ve yüzünde öldürme arzusunu yansıtan bir ifade belirdi.

 

Kahyanın ve öğrencilerinin arkasına saklanmak mı istiyorsun?

 

Pekala, bunu yapmaya devam et! Bakalım daha ne kadar saklanabileceksin!

 

Orta parmağını başparmağının üzerine yerleştiren Tarikat Lideri Luo tam kendisine karşı gelmeye cüret eden gruba doğru bir kılıç çi'si dalgası daha savurmak üzereyken, iki figürün koşarak geldiklerini gördü.

 

Öndeki güçlü bir aura yayan bir ihtiyardı. Kaşları endişeli bir ifadeyle çatılmıştı.

 

"Tarikat Lideri Luo, ne yapıyorsunuz?"

 

Konağa bile gelmeden önce ihtiyar kükremesi tüm konakta yankılandı.

 

"Usta Zhang On Bin Krallık İttifakımızın bir usta hocasıdır. Konağına bu şekilde gelip, kahyasını ve öğrencilerini yaralamanız On Bin Krallık İttifakına savaş ilan ettiğiniz anlamına mı geliyor?"

 

Sesi öfkeyle kaynıyordu.

 

On Bin Krallık İttifakı Usta Hoca Köşkü'nün Köşk Efendisi Kang Gan!

 

Hemen arkasında yetkin bir çehresi olan orta yaşlı bir adam vardı. Tek bir bakışta, yüksek mevkide biri olduğu anlaşılıyordu... Zhao Feiwu'nun babası, On Bin Krallık İttifakından İttifak Şefi Zhao.

 

Meselenin neden olduğu büyük kargaşa düşünülürse, bundan haberdar olmamaları imkansızdı.

 

Yalnızca, Tarikat Lideri Luo ve bunca üstadın, 4 yıldızlı usta hoca sınavını yeni geçen bir usta hocaya saldırmalarını asla beklememişlerdi.

 

Zhang Xuan seçim turunda sıra dışı yetenekler sergilemiş olsa da, bu yalnızca On Bin Krallık İttifakı seviyesi için geçerliydi. Bunca üstadın hep birlikte onunla yüzleşmeye gelmesi hiç mantıklı değildi.

 

"Savaş ilanı mı?"

 

Köşk Efendisi Kang'in geldiğini gören Tarikat Lideri Luo Huang hafifçe kıkırdadı ve parmak uçunda topladığı kılıç çi'sini dağıttı. Ellerini arkasına bağlayarak devam etti, "Köşk Efendisi Kang, meseleyi abartıyorsun. Bugün burada olmamızın tek nedeni Usta Zhang konusunda bir şikayet almamız ve tüm usta hocaların itibarına leke süren bu suçluyu ayıklamak istiyoruz. Bunun On Bin Krallık İttifakı Usta Hoca Köşkünüzle hiçbir ilgisi yok!"

 

Gözlerini kısan Köşk Efendisi Kang sorguladı, "Suçluyu ayıklamak mı? Bunun anlamı nedir?"

 

Sun Qiang ve diğerleri de şaşırmışlardı.

 

Bu herifler konağa dalıp, hiçbir sebep belirtmeden Usta Zhang'le görüşmeyi talep etmişlerdi. Ancak, bir anda, suçluyu ayıklamaktan söz etmeye başlamışlardı...

 

"Basit. Birisi bize Usta Zhang'in akrabalarını öldürdüğünü, aile mirasını çaldığını ve krallığını yok ettiğini anlattı!"

 

Tarikat Lideri Luo Huang kaşlarını kaldırdı. "Bir usta hoca olarak, Usta Hoca Köşkünün izni olmadan bir krallıkta sorun çıkartıp, düzenini alt üst etmiş... Yarı 5 yıldızlı usta hocalar olarak, onu bu konuda sorgulayamaz mıyız?"

 

"Bu..."

 

Köşk Efendisi Kang şaşırıp kaldı.

 

Son birkaç aydır Usta Hoca Turnuvası için hazırlık yapmakla meşguldü, bu nedenle Xuanyuan Krallığında olanlar konusunda fazla emin değildi. Üstelik, Zhao Feiwu daha az kişinin haberdar olduğu için haberleri baskılamıştı. Luo Qianhong da utancından dolayı konuyu onlara bildirmemişti.

 

Bu nedenle Köşk Efendisi Kang'in bu konudan haberi yoktu.

 

"Aile mirasını mı çalmış? Bu mesele muhtemelen o kadar basit değil!"

 

İttifak Şefi Zhao meseleyi kızından duymuştu, ancak fazla önemsemediğinden detayları sorgulamamıştı.

 

"O kadar basit değil mi? Burada canlı bir şahidimiz bile var!"

 

Tarikat Lideri Luo Huang elini salladı ve kalabalığın içinden tek kollu bir ihtiyar öne çıktı.

 

Ding Hong!

 

Zhang Xuan'in bu avluda yaşadığını bildiğinden, gözleri öfkeyle yanıyordu.

 

"Büyük torunum, Ding Mu, Zhang Xuan tarafından öldürüldü ve onun dostlarından biri Xuanyuan Krallığının kontrolünü ele geçirdi. Hatta, kolumu kesen de oydu. Onun yüzünden dönecek bir evim olmadan avare gibi dolaşmak zorunda kaldım..."

 

Ardından, Ding Hong öfkeyle kükredi, "Ve bu dengesiz davranışlarının tek nedeni tek bir yadigardı... Usta Kong'un el yazması mektubu!"

 

"Usta Kong'un el yazması mektubu mu?"

 

Bu sözleri duyan Köşk Efendisi Kang'in kaşları seğirdi.

 

Bunun ne olduğundan fazla emin olmasa da, Usta Kong'la ilgili hiçbir şeyin sıradan olmadığını biliyordu.

 

"Aynen öyle! Bu yadigar nedeniyle tüm klanımı yok etti! Bu bir usta hocaya uygun bir davranış mı?" Ding Hong uludu.

 

Sözleri özellikle konuyu çarpıtacak şekilde seçilmişti. Usta hocaların doğruyu yanlıştan ayırabileceklerini bildiğinden, gerçeği Zhang Xuan'in tüm bunları Usta Kong'un el yazması mektubunu elde etmek için yapmış gibi çarpıtmayı seçmişti.

 

Detaylarla ilgili söylediği her şey doğruydu - yaşanan her şey Usta Kong'un el yazması nedeniyle ortaya çıkmıştı, yanızca anlattığı hikaye Zhang Xuan'i kötü gösterecek şekilde kurgulanmıştı.

 

"Yalan söylüyorsun! Bunu yapmaya çalışan senin..."

 

Karşı tarafın gerçekleri çarpıttığını gören Zheng Yang o kadar öfkelenmişti ki, yapabilse Ding Hong'un tepesine çıkıp, onu paramparça ederdi.

 

"Bu ne cüret! Burada kıdemlilerin konuşuyor, senin gibi bir astın konuşmamızı bölmeye hakkı yok!"

 

Zheng Yang sözlerini bitiremeden önce, Tarikat Lideri Luo Huang elini şöyle bir salladı.

 

Puf!

 

Bir enerji dalgası Zheng Yang, Sun Qiang ve diğerlerine doğru akarak onları susturdu. Ne kadar çabalasalar da, tek bir kelime bile edemediler.

 

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Köşk Efendisi Kang'ın yüzü karardı.

 

"Bir şey yapmadım. Yalnızca başkalarının konuşmamızı bölmesini istemiyorum!"

 

Tarikat Lideri Luo Huang, Köşk Efendisi Kang'e umursamaz bir bakış atarak sordu, "Karşı tarafın söylediklerini duydun. 4 yıldızın zirvesinde bir usta hoca olarak, İmparator Ding Hong'un yalan söyleyip söylemediğini kolayca anlayabilirsin!"

 

Birinin gelişimi bir usta hocanın fazla üzerinde olmadığı sürece, bir usta hocanın karşısında yalan söyleyebilmek imkansızdı. Köşk Efendisi Kang ve Ding Hong'un gelişimleri arasındaki muazzam fark düşünülürse, Köşk Efendisi Kang'in karşı tarafın yalanlarını anlayamaması imkansızdı.

 

Diğerleri de tam olarak bu nedenle Ding Hong'un Usta Kong'un el yazması mektubuyla ilgili sözlerine inanmış ve bu kadar ileri gitmeye razı gelmişlerdi.

 

"Bu..."

 

Köşk Efendisi Kang şaşırıp kaldı.

 

Bu tek kollu İmparator Ding Hong'un sözleri duygu yüklüydü ve karşı tarafın Usta Zhang'e duyduğu nefretin gerçek olduğunu hissedebiliyordu.

 

Usta Zhang torununu öldürmüş ve tüm krallığını yok mu etmişti?

 

Hepsi... Usta Kong'un el yazması mektubunu elde etmek için miydi?

 

Bir başka konu olsaydı, Köşk Efendisi Kang kesinlikle Usta Zhang'i savunurdu. Ne de olsa, karşı tarafla geçirdiği tüm süre boyunca, onun karakteriyle ilgili belirli bir fikre sahip olmuştu.

 

Eğer o kadar aç gözlü birisi olsaydı, Ruohuan gongzi'ye o orta seviye ruh taşını vermezdi.

 

Ancak... Usta Kong'un el yazması mektubu hiçbir usta hocanın karşı koyamayacağı bir cazibeye sahipti.

 

Usta Zhang bu konuda gerçekten suçlu olabilir miydi?

 

Köşk Efendisi Kang'in gözlerindeki tereddüdü gören Tarikat Lideri Luo Huang hemen öne çıkarak bildirdi, "Zhang Xuan usta hoca ahlak yasalarını görmezden gelerek bilinçli bir şekilde çaldı, öldürdü ve bir krallığın yönetimini gasp etti. Üstelik, yarı 5 yıldızlı usta hocalar olarak bizi karşılama nezaketini göstermedi, bunun yerine hizmetkarının bize hakaret etmesine bile izin verdi. Yalnızca bu itaatsizlik suçlamasıyla bile, bu meseleyi karargaha bildirerek lisansını iptal ettirebilir ve Buyruk Salonunun bir soruşturma açmasını sağlayabiliriz!"

 

Sözleri duyanların ruhunu afallatan bir etkiye sahipti - Ahenkli Ruh alemindeki üstatlara has bir yetenek - ve bu sözlerini daha inanılır hale getiriyordu.

 

"Bu mesele kesinlikle duyulduğu kadar basit değil. Bir sonuca varmadan önce bu konuyu dikkatle araştırmalıyız..."

 

Yine de, Köşk Efendisi Kang Usta Zhang'in böyle suçlar işlediğine ihtimal vermiyordu.

 

"Konuyu araştırmak mı? Bir araştırmaya gerek var mı ki? Usta Kong'un el yazması mektubu üzerinde mi değil mi bulduğumuzda gerçek ortaya çıkacak!"

 

Tarikat Lideri Luo Huang yenlerini savurdu.

 

"Bu..."

 

Köşk Efendisi Kang şaşırıp kaldı.

 

Eğer Usta Kong'un el yazması mektubu gerçekten de Zhang Xuan'deyse, hiçbir açıklama onu bu suçtan aklayamazdı.

 

"Pekala, acele edip Usta Zhang'i buraya getirin. Burada tüm gün onu mu bekleyeceğiz?"

 

Kaşlarını çatan Tarikat Lideri Luo Huang sözlerinin ortasındayken bir anda inanılmaz derecede güçlü bir auranın göklerden indiğini hissetti. Ardından, en ufak bir duygu kırıntısı bile barındırmayan son derece soğuk bir ses yankılandı.

 

"Bu yüzsüz yağmanızı bariz yalanlarla haklı çıkartmaya çalıştığınıza göre, Huanyu İmparatorluğunun usta hocaları gerçekten de utanmazmış!"

 

O noktada havada bir figür belirdi. Cübbesi göklerden inen bir ölümsüz gibi dalgalanıyordu.

 

"Uçan? A-A-A-A-ziz?"

 

Tarikat Lideri Luo Huang ve diğerlerinin gözleri hayretle kısıldı.