Library of Heaven's Path - Bölüm:541 Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcı

---

Bölüm:541 Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcı

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Bir usta hoca yalnızca gelişim konusunda derin bir anlayışa sahipse, öğrencilerinin kusurlarını belirleyip, onları düzeltebilir. Aksi halde, tek bildiği teorik bilgiyse, öğrencilerine doğru şekilde rehberlik edemez!

 

"Bu nedenle bir usta hocanın gelişimi ve bir insanın özünü görebilme yeteneği de büyük önem taşır! Bu nedenle diğer kıdemlilerle konuştuk ve gelişim kavrayışı üzerine olacak bu test için geleneksel yöntemleri izlememeye karar verdik. Bunun yerine yalnızca bu test için yeni bir savaş tekniği tasarladık. Birazdan her birinize tekniği öğrenmek için birer tütsülük süre verilecek (15 dakika) ve savaş tekniği üzerine ne kadar derin bir anlayışa ulaştığınıza göre değerlendirileceksiniz!

 

"Endişelenmeyin. Bu savaş tekniği tamamen yeni olduğundan daha önce herhangi bir adaya sızdırılmış olduğu konusunda endişelenmenize gerek yok." Köşk Efendisi Kang açıkladı.

 

"Tekniğin daha önce sızdırılmış olmasına imkan yok. Usta hocalar eşitlik ve adalete değer verirler. Eğer bir araştırma yapılır ve biri suçlu bulunursa lisansı elinden alınır! Birinin sonuçlarını bile bile böyle bir şeye kalkışması mümkün olabilir mi?"

 

"Adaletsiz olsa bile, Ruohuan gongzi'nin köşk efendisinin öğrencisi olduğu düşünülürse, avantajlı olan taraf o olurdu... Ancak o, ardı ardına aldığı darbelerle yıkımın eşiğinde görünüyor!"

 

"Sahiden! Dört Beyefendinin lideri olmasına rağmen şu düştüğü hale bak. Yenilmiş bir horoz gibi görünüyor..."

 

"Doğru ya, Köşk Efendisi Kang, bu ne tür bir savaş tekniği olacak? Eğer fazla kolaysa, adaylar bu yetenekleriyle bir tütsülük sürede tamamen kavrayabilirler. Bu yaşanırsa sonuçları nasıl değerlendireceksiniz?"

 

Kuralları duyan seyircilerden bazıları şüphelerini dile getirdiler.

 

Birinin savaş teknikleri üzerindeki ustalığı beş temel seviyeye ayrılırdı: Acemilik, Başlangıç, Küçük Başarı, Büyük Başarı ve Mükemmeliyet.

 

Acemilik birinin savaş tekniğini ucu ucuna anladığını ve tekniği güçlükle kullanabileceğini ifade ederdi.

 

Başlangıç seviyesinde, biri tekniğin gücünü belirli ölçüde kullanabilir, ancak kontrol konusunda sıkıntı yaşardı.

 

Küçük Başarıda, birinin savaş tekniği konusundaki anlayışı oldukça engin bir seviyeye ulaşırdı. Tekniği bir koz olarak kullanabilirdi.

 

Çoğu dövüşçünün savaş tekniklerini yalnızca bu seviyeye kadar çalıştıklarını bilmek gerekirdi.

 

Bunun üzerinde Büyük Başarı ve Mükemmeliyet yer alırdı. Ancak onlarca yıllık emek olmadan, bu seviyelere ulaşmak imkansızdı.

 

Eğer bu savaş tekniği çok kolaysa, tüm adaylar bir tütsülük sürede kesinlikle küçük başarı seviyesine ulaşabilirlerdi. Herkes aynı seviyede olduğunda, kimin daha iyi olduğunu değerlendirmek zor olurdu.

 

 

"Küçük Başarı mı?"

 

Herkesin endişesini anlayan Köşk Efendisi Kang kıkırdadı, "Eğer bu savaş tekniğini kimin tasarladığını bilseydiniz, aynı şeyi düşünmezdiniz!"

 

"Bu savaş tekniğini kim tasarladı ki?"

 

"Yoksa... Kıdemli Hong mu?"

 

"Kıdemli Hong On Bin Krallık İttifakı Usta Hoca Köşkünde savaş teknikleri konusunda en derin anlayışa sahip kişi. Son elli yılda, en az otuz savaş tekniği yarattı!"

 

"Aynen öyle. Örtüşen Hayali Yumruk ve Dalgasız Ardışık Ayaları yaratan kişi o!"

 

"Savaş tekniklerimin üçü de onun teknikleri..."

 

"Sadece... Kıdemli Hong en az on yıldır inzivada değil miydi? Ne zaman döndü?"

 

"Hiçbir fikrim yok. Ancak bu savaş tekniği gerçekten ona aitse, Küçük Başarı bir yana, kısa süre içinde Başlangıç seviyesine ulaşmak bile zor olacaktır!"

 

...

 

Köşk efendisinin sözlerini duyan kalabalık birden söz konusu efsanevi figürü hatırladı.

 

"Aynen öyle. Savaş tekniğinin yaratıcısı Kıdemli Hong!"

 

Köşk Efendisi Kang kıkırdayarak herkesin zihnini kurcalayan gizemi kaldırdı. "Son on yılda, Kıdemli Hong bu tekniği geliştirmek için inzivaya çekilmişti ve birkaç gün önce, sonunda onu geliştirmeyi başardı! Harcadığı zaman düşünülürse, tekniğin ne kadar karmaşık olduğunu hayal etmek zor değil. Benim ve diğer kıdemlilerin ortak değerlendirmesine göre, bu tekniğin Ruh orta seviyenin zirvesine ulaştığını düşünüyoruz!"

 

"Ruh orta seviyenin zirvesinde bir savaş tekniği mi?"

 

"Etkileyici!"

 

Herkes şok içinde nefesini tuttu.

 

Bırakın seçim turunda yarışan adayları, Yüce Ölümlü 4-dan'ın zirvesinde bir üstat bile bu seviye bir savaş tekniğini kavramakta zorlanırdı.

 

"Pekala, söylenmesi gereken her şeyi söyledim. Şimdi testin kurallarını açıklamak için Kıdemli Hong'a kulak verin. Kendisi adayları bizzat değerlendirecek!"

 

Köşk Efendisi Kang gülümsedi. Kalabalığa doğru bakınca, bir anlığına donup kaldı, "Ah? Kıdemli Hong, bir dakika bekleyin. Siz... nereye gidiyorsunuz?"

 

Köşk Efendisi Kang'in bakışlarını takip eden kalabalık, bir ihtiyarın onlar farkında olmadan salonun girişine doğru ilerlediğini gördü. Salondan çıkmasına bir iki adım kalmıştı.

 

"Öhöm öhöm. Ben... yalnızca ayaklarımı açıyordum!"

 

Herkesin dikkatini ona çevirdiğini gören ihtiyar aceleyle durdu ve yüzü kızardı.

 

"Dördüncü test başlamak üzere..." Köşk Efendisi Kang aceleyle yanına koşup, onu geri çekti.

 

"Ben..." Kıdemli Hong'un yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı. "Köşk efendisi, neden... testi sen yönetmiyorsun?"

 

Daha önce kendinden emin bir şekilde testi yürütmeyi kabul etmişti, ancak önceki üç kıdemlinin düştükleri berbat durumu gördükten sonra, tereddüt etmişti.

 

O delikanlı kesinlikle sinsiydi. Eğer onu değerlendirmeye kalkarsa başına ne gibi bir gariplik geleceğini kim bilebilirdi. Kurmak için büyük çaba harcadığı itibarının tek olayla yerle bir olmasını istemiyordu.

 

"Bunu nasıl yapayım? Savaş tekniğini yaratan sensin, üstelik çoktan Büyük Başarı seviyesine ulaştığını söylemeye bile gerek yok. Senden başka kim onları değerlendirmeye layık olabilir?" Köşk Efendisi Kang konuştu.

 

Bu savaş tekniğini Kıdemli Hong geliştirmişti ve adam çoktan Büyük Başarı seviyesine ulaşmıştı. Ondan başka kimse bu testi yürütemezdi.

 

En azından, Köşk Efendisi Kang bunu yapabileceğini düşünmüyordu.

 

"Ah..." Kıdemli Hong tereddüt etti.

 

"Endişelenme, yalnızca bir tütsülük süre. En yetenekli deha bile bu sürede yalnızca Başlangıç seviyesine ulaşabilir. Sorun olmayacaktır, endişelenme!"

 

Kıdemli Hong'un endişelendiğini bilen Köşk Efendisi Kang telepati yoluyla onu ikna etmeye çalıştı.

 

Usta Zhang gerçekten de endişe vericiydi. Ancak savaş teknikleri tek nefeste ustalaşılacak şeyler değillerdi. Karşı tarafın bir tütsülük sürede Büyük Başarı seviyesine ulaşacak tekniğin yaratıcısı olan Kıdemli Hong'u geçeceğine inanmıyordu.

 

Bu nedenle Kıdemli Hong'un endişeleneceği bir durum yoktu.

 

"Pekala öyleyse!"

 

Bir an daha düşündükten sonra, Kıdemli Hong, Köşk Efendisi Kang'in sözlerini mantıklı bularak sahneye yürüdü.

 

"Köşk Efendisi Kang testin içeriğini size kısaca açıkladı. Şimdi testin kurallarını açıklayacağım!

 

"Size öğreteceğim savaş tekniğinin adı 'Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcı'. Tekniği geliştirmemi sağlayan ilhamı kırmızı lotusların doğasını inceleyerek kazandım. Kurallar oldukça basit, size kılıç sanatının formülünü öğreteceğim ve tekniği çalışıp kavramak için bir tütsülük süreniz olacak!

 

"Ardından teknik üzerindeki kavrayış seviyenizi bizzat ölçeceğim. Endişelenmeyin, gelişim seviyeniz teknik üzerine kavrayışınızı etkilemeyecek - yalnızca yeteneğiniz üzerinden değerlendirileceksiniz. Yüce Ölümlü alemine ulaştığınız sürece bu tekniği öğrenip, uygulayabilirsiniz.

 

"Değerlendirme sırasında birbirimize saldıracağız. İstiyorsanız, tamamen kılıç ustalığı üzerinden çarpışabiliriz. Eğer Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcını kullanarak benimle üç kere çarpışabilirseniz, bunu Acemilik Seviyesine ulaştınız olarak sayacağım. Altı kılıç Başlangıç seviye ustalık ve dokuz kılıç Küçük Başarı seviye ustalığa ulaştığınız anlamına gelecek... Ve eğer benimle on kere çarpışabilirseniz, Büyük Başarı seviyesine ulaşmış olarak değerlendirileceksiniz..."

 

Kıdemli Hong kuralları açıkladı.

 

Gerçekte, bu ikinci turdaki gelişim testine biraz benziyordu. Ancak bu testte, adaylar yalnızca Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcını kullanabilirlerdi. Eğer adaylardan biri bir başka teknik kullanırsa, başarısız olmuş sayılacaktı.

 

Bir tütsünün yanma süresi yaklaşık on beş dakikaydı ve bu kısa süre içerisinde, bırakın tekniği kavrayıp gerçek bir dövüşte kullanmayı, tamamını okumak bile zor olacaktı.

 

Önceki üç teste kısayla, bu turun zorluğu çok daha yüksekti.

 

"Adaleti sağlamak için test bir başka odada yapılacak. Şimdi içeri giriyorum, sırayla içeri gelebilirsiniz..."

 

O noktada, Kıdemli Hong devam etmeden önce bir anlığına duraksadı, "Gereksiz tartışmalara neden olmamak için hangi sırayla yarışacağınızı ben belirlesem daha iyi olacak. Du Hu önce girecek, ardından Luo Xi, Feng Mosheng, Fu Xiaochen, Jun Ruohuan ve son olarak Usta Zhang!"

 

Zhang Xuan'in gariplikleri düşünülürse, onu sona bırakmak en iyisiydi. Aksi halde, karşı taraf ilk yarıştığında durumun kontrolünü kaybedip, daha öncekiler gibi teste devam edemeyecek duruma gelirse ne olacaktı?

 

"Pekala!"

 

Hepsi başlarını sallayarak onayladılar.

 

"O halde başlayalım!"

 

Sıralamayı kararlaştırdıktan sonra, Kıdemli Hong odaya girdi. Du Hu aceleyle onu takip etti.

 

Bir tütsülük süre sonunda, duvarda bir ışık titreşti ve üzerinde bir sayı belirdi... 3!

 

Du Hunun böyle kısa bir sürede Acemilik seviyesine ulaşabileceğini kim düşünebilirdi.

 

Diğer kıdemliler tarafından aday gösterilen bir dehadan bekleneceği gibi, gerçekten de üstün biriydi.

 

Ondan sonra Luo Xi yarıştı.

 

Du Hu ile birlikte, altılının en zayıf ikilisiydiler. Seçilme şansı olmadığını bildiğinden, artık baskı hissetmiyordu. Bir tütsülük süre sonunda o da üç saldırı yaparak Acemilik seviyesine ulaştığını göstermişti.

 

Ondan sonra Feng Mosheng odaya girdi. Kıdemli Feng'in öğrencisinden bekleneceği gibi, savaş teknikleri konusundaki kavrayışı son derece engin bir seviyeye ulaşmıştı. Luo Xi ve Du Hu daha mütevazi geçmişlere sahip olduklarından, ona rakip olamazlardı. Bir tütsülük süre sonunda, Kıdemli Hong'la beş kere çarpışabilmeyi başarmıştı.

 

Bu neredeyse Başlangıç seviye sayılırdı!

 

Fu Xiaochen de iyi bir sonuç alarak beş kere çarpıştı.

 

Bu dörtlü yarıştıktan sonra, herkesin gözleri Jun Ruohuan'a odaklanmıştı.

 

Kılıç tekniklerinde ustaydı ve Köşk Efendisi Kang'in öğrencisi olarak bu seçim turunun en popüler adayı olduğunu söylemeye bile gerek yoktu. Bu nedenle ondan beklentiler büyüktü.

 

İlk üç turda ardı ardına darbeler alsa da, yine de resmi bir 4 yıldızlı usta hocaydı. Sıra ona geldiğinde çoktan zihin halini dengelemişti ve şansına, kimseyi hayal kırıklığına uğratmadı. Bir tütsülük süre sonunda, duvarda devasa bir '6' belirmişti.

 

Bu savaş teknikleri konusundaki kavrayışının akranları arasında birinci sınıf olduğunu gösteriyordu.

 

"Kıdemli Hong'la altı kez çarpışabildiğine göre, bu ustalığının yalnızca on beş dakika içinde Başlangıç seviyesine ulaştığını gösterir! Eğer daha çok zaman bulursa, Küçük Başarı seviyesine ulaşması sorun olmaz!"

 

"O gerçekten de bir deha!"

 

"Acaba Usta Zhang bu rekoru kırabilecek mi?"

 

"Usta Zhang... Bana göre, en alışık olduğu silah mızrağı. Kızıl Lotusun Dokuz Kılıcının bir kılıç tekniği olduğu düşünülürse, dezavantajlı konumda olabilir!"

 

"Bu doğru..."

 

...

 

Ruohuan gongzinin odadan çıktığını görünce, herkes bakışlarını seçim turunun sürpriz atına çevirdi.

 

Başlangıçta, kimse onun hakkında iyi düşüncelere sahip değildi. Ancak, ilk üç turda tartışmasız şekilde birinci geldikten sonra, kimse yeteneklerini küçümsemeye cesaret edemiyordu.

 

Yine de, biraz şüphe etmeden duramıyorlardı.

 

Ne de olsa ilk testte karşı tarafın mızrak sanatlarında yetenekli olduğunu görmüşlerdi. Birdenbire bir kılıç sanatı öğrenmek onun için zor olacaktı.

 

Tartışmaların arasında, Zhang Xuan odaya girdi.

 

Kısa süre sonra, tütsü söndü.

 

"Hmm? Neden duvarda bir sayı belirmedi?"

 

"Sahiden! Diğer örneklere bakılırsa şimdiye kadar bir sayı belirmiş olmalıydı. Acemilik seviyesinde de olsa, Başlangıç seviyesinde de, en azından bir sonuç çıkmamalı mıydı?"

 

"Neler oluyor?"

 

Zaman dolmuştu, ancak bir sonuç görünmediği gibi, oda garip bir şekilde sessizdi. Salondaki usta hocalar birbirlerine şaşkın bakışlar atmaya başladılar.

 

Bu herifin daha önce yaptıkları düşünülürse, Kıdemli Hong'u tek saldırıda alt etmiş olsa bile, kalabalık buna fazla şaşırmazdı. Ancak... hiçbir sonuç görünmüyordu ve odandan hiç ses çıkmadığını söylemeye bile gerek yoktu... Bu da neydi şimdi?

 

Yoksa Kıdemli Hong... bu herifi öldürmüş olabilir miydi?

 

Ya da belki de... bu herif Kıdemli Hong'u öldürmüştü?

 

Gerçekten de, burada neler dönüyordu?