Library of Heaven's Path - Bölüm:522 Tamamen Çaresiz

---

Bölüm:522 Tamamen Çaresiz

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

 

"Aynen öyle, Bahçe Sahibi Xue bize bunları anlatmalı. Aksi halde boşuna uğraşmış oluruz!"

 

"Durumu kavrayamazsak Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının hastalığıyla ilgili hiçbir şey yapamayız. Neden hep birlikte daha iyi bir çözüm bulabilmemiz için detaylardan biraz bahsetmiyorsunuz?"

 

...

 

Kıdemli Lu'nun sözlerini duyan herkes başlarıyla onayladı.

 

Bahçe Sahibi Xue'nin ödülü için ellerinden geleni yapmaya kararlıydılar.

 

"Pekala, o halde Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının durumundan söz edeyim!"

 

İnsanların ancak her şeyi anlatırsa daha iyi bir çözüm sunabileceğini bilen Bahçe Sahibi Xue isteği geri çevirmedi, "Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı her zaman sağlıklı olmuştur. Hastalık bulaşmadan önce sarmaşık tamamen yeşildi ve yaprakları sıra dışı derecede canlıydı. Yaklaşanlara enerji veren yaşam dolu bir aura yayardı... Yaklaşık altı ay önce her şey değişti!”

 

"Altı ay önce ot tarlasına göz kulak olmakla görevlendirdiğim bir hizmetçi bana sarmaşığın damarlarında hafif bir sararma gördüğünü bildirdi. O zamanlar, kızın sözlerine inanmamıştım ve hemen durumu kontrol etmeye koştum. Beni şaşırtacak şekilde, söyledikleri gerçekten de doğruydu! Yine de, çoğu herbolojistin bileceği gibi, yaprakların rengi mevsimlerle değişir ve bu yüzden konuyu fazla önemsemedim!”

 

"Ancak on gün sonra, sarılık yayılmaya başladı. Yalnızca yapraklarla başlayıp, gövdenin yarısını kaplamıştı. İşte o zaman sonunda bir sorun olduğunu fark edip onu tedavi etmeyi denedim!”

 

"Yapraklar sarardığı için dikkatimi hemen su kaynağına çevirdim. Ne de olsa böyle sorunların nedeni genellikle sudur!”

 

"Bu nedenle Tianhan Dağından özel olarak buz suyu getirip sarmaşığa o sudan verdim. Yapraklarının sarılığının zaman geçtikçe toparlayacağını düşünmüştüm. Ancak kim bir ay sonra sarmaşıktaki tüm yaprakların sararacağını ve damarların bile kurumaya başlayacağını düşünebilirdi!”

 

"Bu beni panikletti. Dikkatimi hemen toprağa çevirdim ve ağır bir bedel ödeyerek, sarmaşığın beslendiği tarladaki tüm toprağı değiştirdim. Ancak, bunun da hiçbir etkisi olmadı. Tamamen çaresiz kalmıştım. Yardımınızı almak umuduyla herkesi bu nedenle davet ettim!"

 

Konuştuğu sırada, Bahçe Sahibi Xue başını umutsuzca salladı.

 

"Sarı yapraklar ve çürüyen damarlar... Normal koşullarda bu yetersiz beslenme ya da aşırı beslenmeyle ilgili bir durum olmalı. Bahçe Sahibi Xue bu konuda bir şeyler denedi mi?" Kıdemli Lu sordu.

 

"Çoktan denedim ancak işe yaramadı!"

 

Bahçe Sahibi Xue kafasını salladı.

 

"Bir bakmama izin verin!"

 

Açıklamayı duyduktan sonra, bir kıdemli kalabalığın arasından öne çıktı.

 

 

"Bu Kıdemli Liu!"

 

"Hangi Kıdemli Liu?"

 

"On Bin Krallık Şehrinde başka kim kendisini Kıdemli Liu olarak anmaya cesaret edebilir? Tabi ki de şehrin kuzeyindeki şifalı ot bahçesinden Bahçe Sahibi Liu!"

 

"O da mı burada? Kuzey Şifalı Ot Bahçesi On Bin Krallık Şehrindeki en büyük ikinci bahçedir!"

 

"O bile başarısız olursa, elimizden bir şey geleceğinden şüpheliyim..."

 

...

 

Kalabalık öne çıkan kıdemliyi gördüğü anda bir hengame kopmuştu.

 

"Bu herif çok mü ünlü?"

 

Zhang Xuan, Lu Zhan'e şüpheli bir bakış attı.

 

"Öhöm öhöm..." Lu Zhan kendi tükürüğünde boğuluyordu. "Kardeş Zhang, bu Kıdemli Liu yüz yıl önce bile On Bin Krallık Şehrinde çok ünlü bir figürdü. Bir zamanlar İttifak Şefi Malikanesinde Kraliyet Herbolojisti olarak hizmet verdi! Geçmişte, büyük babam pek çok konuda ona danışmıştır. Nitelik açısından kesinlikle On Bin Krallık Şehrindeki en kıdemli herbolojisttir. Yoksa... adını hiç duymamış olabilir misin?"

 

Lu Zhan delirecek gibi hissediyordu.

 

Zhang Xuan On Bin Krallık Şehrinden olsa da olmasa da, Kıdemli Liu'yu nasıl tanımazdı?

 

Kıdemli Liu'nun ününün yalnızca herbolojiyi aştığını bilmek gerekirdi. Yalnızca güç konusunda bile, On Bin Krallık Şehrindeki en üstün figürlerden biriydi.

 

"Ya!" Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

"Yalnızca bir 'ya' mı?" Lu Zhan neredeyse kan kusacaktı.

 

Bu Kıdemli Liu! Usta Hoca Köşkünden Köşk Efendisi Kang bile ondan büyük bir saygıyla söz eder. Ancak sen umursamaz bir tavırla 'ya' mı diyorsun? Bunun anlamı da ne? Sanki önemsiz birinin adını duymuş gibisin.

 

Karşı tarafın bakışlarını ona diktiğini fark eden Zhang Xuan sordu, "Sorun nedir?"

 

"Hiçbir şey!"

 

Karşı tarafın masum ifadesini gören Lu Zhan dünyasının döndüğünü hissetti.

 

Bu genç adamın numara yapmadığını ancak şimdi fark etmişti. Gerçekten de Kıdemli Liu'nun itibarından ve kimliğinden habersizdi.

 

Çaresizlik hissini bastırarak, içten içe Kardeş Zhang'in şifalı otlar konusunda bilgi kazanması için ona ders vermeye karar verdi. Ancak tam o anda, karşı taraf onu bir kez daha çıldırmanın eşiğine getiren sözler söyledi.

 

"O ihtiyarın yetenekleri sınırlı ve Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını tedavi etmeyi başaramayacak!"

 

Başını çevirince, genç adamın başını hayal kırıklığıyla sallayarak Kıdemli Liu'ya baktığını gördü.

 

Kafanı mı sallıyorsun? Hayal kırıklığına mı uğradın?

 

Lu Zhan kanının göğsüne toplandığını hissetti ve onu mantığa bağlayan son iplik de kopmuştu.

 

Ne demeye hayal kırıklığına uğruyorsun?! Bir usta hoca olabilirsin, ancak herboloji konusunda hiçbir şey bilmediğin ortada. Kıdemli Liu mükemmel bir herbolojisttir ve alanında büyük saygı görür, Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını iyileştiremese bile, onu eleştirme hakkına sahip olduğunu mu sanıyorsun?

 

Ayrıca... ses tonundan bahsetmeye bile gerek yok!

 

Ondan bir astınmış gibi söz etmen... Kardeşim, sen nereden geldin böyle? Bu kadar kibirli ve mağrur olmasan olmaz mı?

 

Lu Zhan çılgınlıktan bayılmak üzereyken, Kıdemli Liu sonunda kalın sarmaşığın çevresinde dönmeyi tamamladı.

 

"Toprak, su, hava ve besin durumu normal... Neler oluyor?"

 

Kıdemli Liu şaşkın bir şekilde kaşlarını çattı.

 

Şifalı otlar konusundaki derin anlayışı düşünülürse, tek bir bakışta toprak, su ve diğerlerinin kalitesini ölçebilmişti. Sarmaşığın gelişimini etkileyebilecek tüm faktörler kusursuzdu ve sorunun kaynağı bunlar olamazdı. Yine de, dev Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı ölüyordu. Bu garip durum onu gerçekten de şaşkına çevirmişti.

 

Kıdemli Liu bir an düşündükten sonra sordu, "Bahçe Sahibi Xue, bu Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı ömrünün sonuna gelmiş olabilir mi?"

 

Bahçe Sahibi Xue kafasını salladı.

 

"Ömrünün sonuna mı? Bu imkansız! Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı bin yıldan fazla süre yaşayabilir ve bu ruh sarmaşığı yalnızca yüz yıldan biraz uzun süredir yaşıyor. Nasıl ömrünün sonuna gelmiş olsun?"

 

O da bu ihtimali düşünmüş ve durumu analiz etmişti. Ancak, sarmaşık yaşam gücüyle doluydu ve ömrünün sonuna yaklaştığını gösteren hiçbir belirti yoktu.

 

"Ayrıca, ömrünün sonuna yaklaşıyor olsa bile kökünden başlayarak yavaşça solardı. Ancak bunun önce yaprakları sararmaya başladı. Ömrünü henüz tamamlamadığı ortada!"

 

"Haklısın!"

 

Karşı tarafın analizini duyan Kıdemli Liu kafasını sallamadan edemedi, "Bilgisizliğimi mazur görün ancak gerçekten de sorunun nedenini bulamadım."

 

"Kıdemli Liu, çabanız için müteşekkirim!"

 

Kıdemli Liu'nun da çaresiz kaldığını gören Bahçe Sahibi Xue'nin bakışları karardı. Yine de, kibarca karşılık verdi.

 

"Yardım edemediğim için üzgünüm!"

 

Kıdemli Liu geri çekilip derin düşüncelere daldı.

 

Görünüşe göre sorun onu gerçekten şaşkına çevirmişti.

 

"Kıdemli Liu bile sorunu çözemedi mi?"

 

Kıdemli Liu'nun çaresiz kaldığını itiraf ettiğini gören Lu Zhan birden genç adamın sözlerini hatırladı ve gözleri şok içinde büyüdü.

 

Kardeş Zhang şanslı bir tahminde mi bulundu yoksa gerçekten de Kıdemli Liu'nun Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını tedavi edemeyeceğini anlayacak muhakeme yeteneğine sahip mi?

 

Herboloji konusunda tamamen bilgisiz değil miydi?

 

"Kıdemli Liu bile başarısız olduğuna göre, içimizden bir başkasının yardımcı olabileceğine şüpheliyim. Yine de, bir denemek istiyorum!"

 

Kıdemli Lu öne çıktı.

 

Sarmaşığa doğru yürüyerek birkaç noktaya eliyle vurup, incelemek için bir parça kabuk koparttı. Uzun bir süre düşündükten sonra, sonunda kafasını sallayarak aynı Kıdemli Liu gibi geri çekildi.

 

Bunca yıldır şifalı otlarla uğraşan birisi olarak, bitkilere bulaşan genel hastalıklar konusunda oldukça bilgiliydi. Ancak, daha önce Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının durumuna benzer bir hastalığı hiç görmemişti ve doğal olarak bunun için bir çözümü yoktu.

 

En yetenekli iki kıdemli başarısız olduktan sonra, birkaç kişi daha öne çıkıp bazı tavsiyelerde bulundular, ancak Bahçe Sahibi Xue tüm bu tavsiyeleri geri çevirdi.

 

Ortaya konulan fikirler sıradandı ve hepsini daha önce denemesine rağmen hiçbir sonuç alamamıştı.

 

İki saat sonunda, tüm herbolojistler ve bahçe sahipleri şanslarını denemiş, ancak hepsi başarısız olmuşlardı. Genç nesilden öne çıkmayan bazı kişiler vardı ancak çoğu kıdemlilerine eşlik edip, ufuklarını genişletmek için buradaydılar. Yetenekleri diğerlerine kıyasla çok daha zayıf olduğundan, uygulanabilir bir çözüm bulamamışlardı.

 

"Başka fikri olan var mı?"

 

Bunca herbolojist davet etmesine rağmen kimsenin sorunu çözemediğini gören Bahçe Sahibi Xue'nin hayal kırıklığı derinleşmişti.

 

"Aklıma başka bir şey gelmiyor!"

 

"Bahçe Sahibi Xue çoktan düşünebildiğim tüm yöntemleri denemiş. Durum gerçekten de ümitsiz görünüyor!"

 

"Kıdemli Liu, Kıdemli Lu ve Bahçe Sahibi Xue bile bu konuda çaresizken, biz nasıl daha iyi bir çözüm sunabiliriz..."

 

"Bahçe Sahibi Xue'nin böyle cömert bir ödül teklif etmesine şaşmamalı. Gerçekten de bu ödülü kazanmak kolay olmayacak!"

 

...

 

Bahçe Sahibi Xue'nin sözlerini duyan herkes başlarını salladı.

 

Çoğu Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının durumuna bir bakmıştı, ancak sarmaşığın sorunu onların anlayış seviyesini aşıyordu. Yıllarını bu sanata adayan herbolojistler bile durumu kavrayamamış ve çaresiz kalmışlardı.

 

"Pekala, size zahmet verdim. Salonda bir şölen hazırlandı, ayrılmadan önce bir şeyler yiyin..."

 

Kimsenin bir fikir öne sürmediğini gören Bahçe Sahibi Xue kafasını salladı.

 

Herkesi bir şölen bahanesiyle buraya davet ettiği için, lezzetli yemekler ve kaliteli şarap hazırlatmıştı.

 

"Hiçbir yardımın dokunmadı ve yeteneksizliğim beni utandırdı. Sanırım şölene kalamayacağım..."

 

"Hala yapmam gereken işlerim var, bu yüzden müsaadenizi istiyorum..."

 

Bahçe Sahibi Xue misafirperver davransa da, insanların yüz ifadeleri düşmüştü.

 

Ancak bu tahmin edilecek bir durumdu, buradaki herkes herbolojistler arasında ünlü kişilerdi, ancak kafa kafaya vermelerine rağmen hastalığın kökenini bulamamışlardı. Utanç duymalarına şaşmamalıydı.

 

"Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının hastalığı gerçekten de biraz garip. Sorununu bulamamanız büyütülecek bir mesele değil. Ne de olsa ben de çaresiz kaldım. Umarım hepiniz kalıp, yemekte bana eşlik edersiniz. Ayrıca, sizden isteyeceğim bir şey daha olacak..."

 

Herkesin yüzündeki utanç dolu bakışları gören Bahçe Sahibi Xue durumu hemen kavramıştı ve onları teselli etti. Tam konuşmaya devam edeceği sırada, ansızın donup kaldı. "Oradaki gongzi, siz ne yapıyorsunuz?"

 

Sözleri duyan herkes bakışlarını hemen o tarafa çevirdi ve genç bir adamın kalın sarmaşığın yanında olduğunu gördü. Elini uzatıp sarmaşığa zarifçe dokundu.

 

Ardından, sarmaşığın çevresinde bir kez daha dönerek, durmadan önce birkaç değerli şifalı ota daha dokundu.

 

"O ne yapıyor?"

 

Herkes şaşkına dönmüştü.

 

Şifalı otların yetişmesi için özel bir ortam gerekirdi. Hatta, bazı şifalı otlar insanların temasına karşı ekstra hassastı. Bu nedenle Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını inceleyen hiç kimse ona doğrudan dokunmamıştı.

 

Yapsalar bile, bunu eldiven giyerek yapmışlardı.

 

Ne de olsa birinin çalıştığı gelişim tekniğine bağlı olarak, dokunuşu şifalı otta istenmeyen bir tepki yaratabilir ve hayal edilemeyecek sonuçlara neden olabilirdi.

 

Bir keresinde, yang özellikli bir üstat yin özellikli bir şifalı ota dokunmuş ve şifalı ot bir anda soluvermişti.

 

Çoğu herbolojist bu nedenle nötr gelişim teknikleri çalışırdı.

 

Tüm herbolojistler bile Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının durumunu kötüleştirmekten endişelenerek uzak dururlarken, bu herif sarmaşığa gizlice yaklaşıp, korkusuzca ona dokunmuştu...

 

Lanet olsun!

 

Temel kuralları bile bilmiyor musun?