Library of Heaven's Path - Bölüm:521 Şifalı Ot Tarlası

---

Bölüm:521 Şifalı Ot Tarlası

 

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

 

Daha önce, Zhang Xuan 12.1 Ruhsal Derinliğiyle karşı tarafı kolayca 'ikna' edebilmişti. Şimdi Ruhsal Derinliği 14.1'e ulaştığı ve ikinci Semavi Usta Hoca onayını aldığı için, aynı şeyi tekrarlamak onun için çok daha kolaydı.

 

Yine de, Song Chao zararda değildi.

 

seviye Metal Tabut, 4 yıldızlı bir demirci tarafından Ruhsuz Metal Humanoidi korumak için özel olarak üretilmiş bir eserdi. Büyük olasılıkla Mo Hunsheng ilk satın aldığında bundan çok daha pahalıydı.

 

Kasılan Song Chao tam Usta Zhang'i bulup ruh taşını geri almayı düşünürken salon birden sessizleşti. Salondan enerjik bir esinti geçmişti.

 

"Bahçe Sahibi Xue geliyor!"

 

Bu bildiriyle birlikte, ellilerinde görünen bir kadın salona girdi. Cildi biraz sarkmıştı ve her tarafında yaşlılık belirtileri olsa da, daha önce güzel bir kadın olduğu anlaşılıyordu.

 

Gelişimini ortaya koymasa da, belli belirsiz yayılan aurasından neredeyse İblis Penç Canavarına denk güçte olduğu anlaşılıyordu.

 

İttifak Şefi Zhao'nun karşı tarafın gücünü dikkate almasına şaşmamalıydı. Görünüşe göre, endişesi yersiz değildi.

 

"Herkese bu günkü şölene katıldığı için teşekkür ederim!"

 

Salona giren Bahçe Sahibi Xue bir gülümsemeyle kalabalığı selamladı.

 

"Bahçe Sahibi Xue, fazla kibar davranıyorsunuz!"

 

"Bahçe Sahibi Xue tarafından verilen bir şöleni kaçırmaya nasıl cüret edebilirim!"

 

"Ne de olsa birbirimizi uzun süredir görmemiştik. Bu şöleni arayı kapatacak bir platform olarak görebiliriz..."

 

...

 

Kalabalıktakiler gülümseyerek karşılık verdiler.

 

Bu şifalı ot bahçesi halka açık olmasa da, herkes bahçede pek çok üstün şifalı ot bulunduğunu bilirdi. Hiç şüphesiz, bu bahçe sekiz büyük şifalı ot bahçesi arasında birinci sıradaydı.

 

Aynı şey Bahçe Sahibi Xue'nin gelişimi için de geçerliydi. Tüm bu sözler hoşbeş amaçlı olsalar da, aynı zamanda sahiplerinin gerçek düşüncelerini de yansıtıyorlardı.

 

"Sizi böyle aniden çağırdığım için özür dilerim. Hepinizi buraya toplamak için bu şöleni bahane etsem de, inanıyorum ki çoğunuz gerçek niyetimi tahmin etmişsinizdir.

 

"Hiçbir şey söylemesem de, buradaki herkes Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının bir şifalı ot bahçesi için önemini biliyor olmalı. Şifalı ot bahçemdeki ani değişim beni hazırlıksız yakaladı ve sınırlı yeteneklerim nedeniyle, henüz sorunun çözümünü bulamadım. Bu nedenle bu krizi aşmak umuduyla bilginize başvurmak için hepinizi buraya topladım. Biri bu sorunu çözebildiği sürece, ben, Xue Yiyao, onun sonsuza kadar dostu olacağıma yemin ederim. Gelecekte hangi şifalı otlara ihtiyacı olursa olsun, bahçem onları bedavaya temin edecek!"

 

 

"Şifalı otları... bedavaya mı temin edecek?"

 

"Bu ödül biraz, hayır, fazlasıyla cömert değil mi?"

 

"Bahçe Sahibi Xue'nin şifalı otları daha önce hiç satışa çıkmadı ve bu nedenle elinde yüz yıl ve üstü olgunlukta pek çok şifalı ot olmalı..."

 

"Bu önemli değil. Daha önemlisi... Eğer Bahçe Sahibi Xue'nin dostu olmayı başarırsan, onun gücü ve itibarıyla kim sana bulaşmaya cesaret edebilir ki?"

 

"Bu doğru..."

 

...

 

Aşağıda büyük bir hengame kopmuştu.

 

Herkesin gözleri heyecandan kızarmıştı.

 

Lu Zhan'in bile nefesi hızlanmış ve gözleri kızarmıştı.

 

Lu Klanı On Bin Krallık İttifakının Dört Büyük Klanından biri olsa da, dörtlünün son sırasındaydı. Klan alttaki rakipler nedeniyle yerinden olma tehlikesi yaşıyordu.

 

Eğer Bahçe Sahibi Xue'yi kendi saflarına çekebilirlerse, zirveye tırmanmaları yalnızca zaman meselesi olurdu.

 

Heyecanını bastırarak yeni tanıştığı genç adama bir bakış attı ve bir bakışta ona duyduğu hayranlık daha da derinleşti.

 

Herkesin yüzü heyecandan kızarmıştı ve salondaki kıdemlilerin çoğunun şakaklarındaki damarlar bile belli oluyordu. Ancak bu genç adam söz konusu muazzam ödüllere rağmen sakinliğini koruyabilmişti.

 

Şaşıran Lu Zhan sordu, "Kardeş Zhang, heyecanlanmadın mı?"

 

"Heyecanlanacak ne var ki?" Zhang Xuan şaşırarak sordu.

 

"Bahçe Sahibi Xue'nin dostu olmak..." Sözlerinin ortasında, Lu Zhan acı acı gülümsedi.

 

Bu genç adam 4 yıldızlı bir usta hocadan bile saygı gören biriydi ve karşı taraf kendisini 'çaylak' olarak tanımlamıştı. Xue Yiyao On Bin Krallık Şehrinde üstün bir figür olabilirdi, ancak bu yine de karşı tarafın gözüne girmesine yetmeyebilirdi.

 

Herkesin heyecanını bastıran Bahçe Sahibi Xue tekrar konuştu, "Çoktan söylenecek her şeyi söyledim. İlgilenenler benimle şifalı ot tarlasına gelebilirler. Hepiniz Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının durumunu bizzat gördükten sonra çözüm yöntemini konuşabiliriz!"

 

"Pekala, o halde Bahçe Sahibi Xue'ye yolu göstermesi için zahmet vereceğiz!"

 

"Bakalım sorunu kim çözebilecek!"

 

...

 

Yanıt verdikten sonra herkes Bahçe Sahibi Xue'nin peşine takıldı.

 

Şifalı ot bahçesinin tarlası Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı tarafından beslenen birinci sınıf bir tarlaydı. Burada yetişen tüm şifalı otlar dışarıdakilere kıyasla çok daha etkili ve büyüktüler.

 

Zhang Xuan kalabalığın ardından takip etti.

 

Daha Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını bile görmeden önce, havadaki ruhsal enerjinin giderek yoğunlaştığını hissetmişti. Hava bile yaşam gücüyle dolu gibiydi.

 

Burada, yalnızca şifalı otlar değil, üstatlar bile yenilenmiş hissederdi.

 

İç Görü Gözünü aktifleştiren Zhang Xuan çevreyi şöyle bir tarayınca elinde olmadan kaşlarını çattı.

 

Şifalı ot tarlası yaşam enerjisiyle dolu gibi gözükse de, bölgede belli belirsiz bir ölüm aurası dolanıyor gibiydi.

 

Bu soğuk ve kötücül bir histi. Biri dikkatli bakmadığı sürece bunu kolayca gözden kaçırabilirdi.

 

"Görünüşe göre gerçekten de Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığıyla ilgili yanlış bir şey var!"

 

Bunu gören Zhang Xuan birden Bahçe Sahibi Xue'nin neden bunca herbolojisti bir araya toplayıp, böyle büyük bir ödül vadettiğini anlamıştı.

 

Görünüşe göre Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının sorunu beklenenden çok daha büyüktü.

 

Daha tarlaya bile ulaşmamalarına rağmen Zhang Xuan ölüm aurasını hissedebilmişti. Bu durumda tarlada çok daha belirgin olmayacak mıydı?

 

Ölüm aurasının yoğunluğuna bakılırsa, eğer Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı tedavi edilmezse muhtemelen bir yıl bile yaşayamazdı.

 

"Ne çok şifalı ot var... İnanılmaz! Klanımız buna kıyasla bir hiç gibi kalıyor..."

 

"Herkesin Bahçe Sahibi Xue'nin bahçesinin On Bin Krallık İttifakındaki en iyi bahçe olduğunu söylemesine şaşmamalı. Daha önce şüphelerim vardı, ancak bunu gördükten sonra kabul etmekten başka çarem yok!"

 

"Bahçe Sahibi Xue elli yıldır hiçbir şifalı ot satmadı. Deposundaki şifalı otlar inanılmaz olmalılar!"

 

Şok dolu yorumlar arasında, kalabalık şifalı ot tarlasına ulaştı.

 

Ot tarlası birkaç yüz mu genişlikteydi ve tek bir bakışta sonunu görmek imkansızdı. Bölgede her türden şifalı ot ekiliydi ve her biri yoğun bir ruhsal enerji yayıyordu. Tarlada yürüyen herkes inanılmaz bir rahatlık hissine kapılmıştı.

 

(1 mu= 666.6 metre kare)

 

"Bu Toprak Ruhu Otu... Suskun Çiçeği... Vahşi Sarıgümüş Otu... Tüm bunlar son derece pahalı şifalı otlar, üstelik dışarıda bulmak çok zor. Burada bu kadar çok olmaları..."

 

Lu Zhan o kadar şaşırmıştı ki ağzını doğru şekilde kapatamıyordu.

 

Buradaki şifalı ot çeşitliliği inanılmazdı. Dışarıda çok zor bulunan şifalı otlar tarlaları dolduruyordu ve sahip oldukları farklı şekiller ve boyutlarla, bölgeye eşsiz bir güzellik katıyorlardı.

 

"Burası şifalı ot bahçemin ana parçası, Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı!"

 

Ot tarlasının arasındaki dar bir patikadan yürüyen Bahçe Sahibi Xue ileriyi işaret etti.

 

Parmağı takip eden herkes ot tarlasının ortasından yükselen devasa sarmaşığı görebiliyordu. Gövdesi yedi - sekiz metre kalınlıktaydı ve dalları yemyeşil yapraklarla doluydu.

 

Buradaki insanların çoğu ilk kez böyle devasa bir sarmaşık görüyordu ve büyüklüğü karşısında hayrete düşmüşlerdi.

 

Yine de, garip bir durum olduğunu hemen anlamışlardı. Kalın sarmaşığın yaprakları hafif sarı bir tondaydı ve her an solacak gibi görünüyorlardı.

 

"Bu sarmaşık ölümün eşiğinde gibi görünüyor..."

 

"Bu nasıl oldu? Böyle dev bir sarmaşık nasıl solabilir?"

 

"Bu garip..."

 

...

 

Buradaki herkes şifalı otlar hakkında oldukça bilgili herbolojistlerdi. Böyle devasa bir sarmaşığın ölümün eşiğinde olduğunu görmek onları şaşırtmıştı.

 

"Yanılmıyorsunuz. Bu Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı gerçekten de ölümün eşiğinde. Onu kurtarmak için pek çok şey denedim ancak çabalarım sonuç vermedi. Başka seçeneğim kalmadığından, aklıma konuyu tartışmak için herkesi davet etmekten başka bir çare gelmedi!"

 

Bahçe Sahibi Xue'nin bakışları karardı.

 

"Toprak Damarlı Ruh Sarmaşıkları tüm şifalı ot bahçelerinin temelidir ve eğer ölürse, tüm şifalı otların solması uzun sürmez. O zaman tüm ot tarlası mahvolur!"

 

Bir ihtiyar bir bakış atıp konuştu, "Bahçe Sahibi Xue Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı konusunda çaresiz kaldığına göre, büyük olasılıkla biz de iyi bir fikir sunamayız."

 

Sözleri diğerlerinin de onayını aldı.

 

Bahçe Sahibi Xue'nin yetiştirdiği üstün şifalı otlara bakılırsa, meslek konusundaki yeteneği son derece yüksek olmalıydı. O bile bu konu karşısında çaresiz kaldığına göre, geri kalanlar sorunu nasıl çözebilirlerdi ki?

 

Moralin düştüğünü gören bir ihtiyar konuştu, "Bu cesaretinizi kırmasın. Eğer kafa kafaya verirsek belki de soruna bir çözüm bulabiliriz. Ne de olsa Bahçe Sahibi Xue'nin bizi davet etmesinin asıl sebebi bu!"

 

"Kıdemli Lu haklı!"

 

"Sonuçta, tek kişinin gücü sınırlıdır. Birlikte çalışırsak belki de bu sorunu çözebiliriz!"

 

"Ömrümüz boyunca şifalı otlarla uğraştık, eminim ki hepimizin bazı gizli teknikleri ve havalı numaraları vardır. Belki hepsini denersek, bu Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını kurtarabiliriz!"

 

"Konu şifalı otlarla ilgili olduğu sürece kesinlikle bir çıkış yolu bulabiliriz!"

 

...

 

İhtiyarın sözlerini duyunca kalabalığın morali yerine gelmişti.

 

Bahçe Sahibi Xue'nin ortaya koyduğu ödül çok büyüktü. Kimse böyle iyi bir fırsatı geri tepmek istemiyordu.

 

Yöntemlerinin işe yarayıp, yaramayacağını bilmiyorlardı, ancak... belki de işe yarardı?

 

"Bu benim büyük babam, Lu Klanının şimdiki şefi!"

 

Kıdemli Lu'nun tek bir sözüyle kalabalığın moralinin yerine geldiğini gören Lu Zhan hemen Zhang Xuan'e dönerek onu tanıttı.

 

"Hm!" Zhang Xuan sessizce başıyla onayladı. Gözleri karşısındaki sarmaşığa odaklanmıştı.

 

Sarmaşık devasaydı ve dışarıda kalan kısmı en az birkaç yüz metreydi. Sarmaşığın toprağın ne kadar altına uzandığını hayal etmek zordu.

 

Böyle garip bir bitki var olabildiğine göre, doğa gerçekten de mucizelerle doluydu.

 

Zhang Xuan sarmaşığın yapraklarını İç Görü Gözüyle dikkatle inceledi.

 

"Bu doğru gözükmüyor..."

 

Bir süre inceledikten sonra Zhang Xuan kaşlarını çattı.

 

İç Görü Gözü devasa sarmaşığın büyüme hızını ölçüp, ona uygun bir analiz yapabiliyordu. Semavi Yolun Kütüphanesine kıyasla geri kalsa da, çoğu sorunu çözmek için fazlasıyla yeterliydi.

 

Mantıksal olarak konuşmak gerekirse, sarmaşığın yaprakları sarı ve ölümün eşiğinde olduğuna göre, gövdesi hasta, kurtçuklarla dolu ya da ömrünün sonuna yaklaşmış olmalıydı... Ancak İç Görü Gözü durumun bu olmadığını gösteriyordu!

 

Bir başka deyişle... Bu Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı tamamen sağlıklıydı, ancak bir şekilde ölüm aurasıyla sarmalanmıştı. Görünüşe göre birkaç günden fazla dayanamayacaktı.

 

Bu sağlıklı ve dinç bir adamın birden ayağa kalkamayacak kadar güçsüz düşmesine benziyordu. Durum gerçekten de kafa karıştırıcıydı.

 

Ziyaretçileri yasaklayıp, İttifak Şefi Malikanesine bile şifalı ot satmayı kabul etmeyen Bahçe Sahibi Xue'nin birdenbire herkesi buraya toplayıp böyle cömert bir teklif yapmasına şaşmamalıydı. Gerçekten de köşeye sıkışmıştı.

 

Zhang Xuan Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığını incelerken, diğerleri de tembellik etmiyorlardı.

 

Sarmaşığı inceleyen Kıdemli Lu birden konuşmaya başladı.

 

"Bahçe Sahibi Xue, Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığı hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmalısınız. Bilgileri değerlendirmek için, hastalığın ne zaman başladığını, ne tür semptomlar görüldüğünü ve tedavi için hangi yöntemleri uyguladığınızı sorabilir miyim?"

 

Tek bir bakışta, bu devasa Toprak Damarlı Ruh Sarmaşığının hasta olduğu açıktı ve bir şifalı otu tedavi etmek, aynı bir insanı tedavi etmek gibi durumu hakkında bilgi sahibi olmayı gerektirirdi. Yalnızca detayları ve hastalığın semptomlarını öğrenerek çıkarımlarda bulunabilir ve en doğru tedavi yöntemini saptayabilirdiniz.