Library of Heaven's Path - Bölüm:494 Kapkaç

---

Bölüm:494 Kapkaç

 

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"Demek Küçük Kardeş de bir canavar eğiticisi. Böyle genç bir yaşta 2 yıldıza ulaşabildiğine göre genç nesil gerçekten de etkileyici!"

 

Salon Efendisi Han şaşırmış olsa da, gerçek düşüncelerinin anlaşılmasına izin vermedi. Ellerini kavuşturarak, dikkatini başka yöne çevirmeden önce kibarca konuştu.

 

Yirmi yaşın altında 2 yıldızlı bir canavar eğiticisi etkileyiciydi, ancak şubelerinde nadir rastlanan bir durum değildi.

 

Karşı tarafın formalite icabı söylenmiş sözlerini duyan Zhang Xuan kendisini açıklamakla uğraşmadı.

 

Buraya geliş amacı ruh kahini mezarıydı. Karşı tarafın onu önemli biri olarak görüp görmemesiyle ilgilenmiyordu. Karşı taraf onun işlerine karışmadığı sürece yeterli olurdu.

 

"Salon Efendisi Han, Zhang..."

 

Eski dostunun tavrını gören Salon Efendisi Sai hemen karşı tarafın bir şeyleri yanlış anlamış olduğunu fark etmişti. Hemen meseleyi açıklamak için ağzını açmıştı ki, yer birden sarsıldı ve bir kükreme duyuldu.

 

Gravv!

 

Gök gürültüsünü andıran şiddetli kükremeyle çevredeki ağaçların kurumuş yaprakları dökülmeye başladı.

 

"Etkileyici!"

 

Zhang Xuan'in kaşları havaya kalktı.

 

Yalnızca bu ses bile Zongshi aleminin altındaki üstatları öldürmeye yeterdi.

 

Bir kükremenin bile bu kadar inanılmaz olduğuna bakılırsa, On Bin Krallık İttifakının ünlü ruh canavarından da bu beklenirdi. Bu gerçekten de korkunç bir varlıktı.

 

"Uyandı, haydi başlayalım!"

 

Salon Efendisi Han'ın gözleri ışıldadı. Hemen yana dönüp kıdemlilere talimat verdi.

 

Emri duyan kıdemliler başlarıyla onaylayarak öne çıktılar. İçlerinden biri bileğini şöyle bir çevirdi.

 

Bom!

 

Yerde devasa bir ruh canavarı cesedi belirdi.

 

"Yüce Ölümlü 2-dan [Göçebe Geyik Canavarı] cesedi mi? Onlardan birini bile avlamayı başardınız mı?"

 

Cesedi gören Zhao Feiwu'nun kaşları yukarı kalktı ve yüzünde şaşkın bir ifade belirdi.

 

"Bu ruh canavarı o kadar müthiş mi?" Sun Qiang şüpheci bir tavırla sordu.

 

"Göçebe Geyik Canavarı yalnızca Yüce Ölümlü 2-dan bir ruh canavarıdır ve özellikle güçlü olduğu söylenemez. Ancak sıra dışı bir hıza sahiptir. Eti yumuşak ve lezzetlidir ve ruh canavarları ve üstatların sevdiği bir avdır. Maalesef sayıları oldukça azdır var tüm Dokuz Kıvrım Dağlarında tek bir tane bile olmayabilir. Bir tanesini yakalamak kesinlikle epey zaman ve çaba gerektirmiştir!"

 

Zhao Feiwu hastalığından dolayı özgürce hareket edememişti. Bu nedenle zamanını kitaplara adamıştı. Göçebe Geyik Canavarını eşsiz doğası nedeniyle açık şekilde hatırlıyordu.

 

İkilinin konuşmasını duyan gri cübbeli adam gururla açıkladı, "Görünüşe göre oldukça bilgilisin. Bu Göçebe Geyik Canavarını avlamak için on yedi canavar eğiticisi altı ay boyunca avlandı! Bunun On Bin Krallık İttifakında avlanan tek Göçebe Geyik Canavarı söylemek yanlış olmaz. Piyasada bir ikincisini bulmak imkansız!"

 

 

Göçebe Geyik Canavarının gelişimi çok yüksek olmasa da, keskin hislere sahipti ve son derece zekiydi. Onun peşine takılan bunca canavar eğiticisi olmasaydı, onu yakalamak kesinlikle imkansız olurdu.

 

"Hm!" Karşı taraf biraz fazla böbürlense de, Zhao Feiwu sözlerinde bir yanlış olmadığını biliyordu.

 

Bu canavarı yakalamak gerçekten de inanılmaz zordu. Daha önce, ittifak prensi (İttifak şefinin hanesinden) hasta düşmüştü ve tedavi için Göçebe Geyik Canavarı kalbine gerek vardı. İttifak şefi malikanesi bu ruh canavarı için yüksek bir para ödülü koysa da beş sene boyunca sonuç alınamamıştı.

 

Sonunda, tedavi uygulanamadığı için prensin durumu kötüleşmiş ve sonunda ölmüştü.

 

Kitapları karıştırıp Göçebe Geyik Canavarı hakkında bilgi toplamasının bir nedeni de buydu.

 

"Geyik Canavarının yalnızca eti yumuşak ve lezzetli değildir, daha önemlisi, bu ruh canavarı ruh bitkileriyle beslenir. Zayıf gelişimine rağmen ruhsal enerjiyle dolup taştığından bir tonikten farksızdır. Eğer bir ruh canavarı bu eti yiyecek olursa, şu anki dar boğazını aşıp kolayca yüksek alemlere ulaşabilir!"

 

Salon Efendisi Sai araya girdi. "Bir başka deyişle, bu seyyar bir Seviye Atlama Hapı!"

 

"Anlıyorum. Demek bu avı İblis Penç Canavarını memnun etmek için kullanacaksınız!"

 

Durumu anlayan Sun Qiang şaşırıp kalmıştı.

 

Bu İblis Penç Canavarını evcilleştirmek için böyle nadir ve avlanması zor bir ruh canavarını yem olarak kullanacakları kimin aklına gelirdi. Canavar Salonunun Salon Efendisi bu kez gerçekten de her şeyini ortaya koyuyordu.

 

Onlar meseleyi konuşurlarken, Salon Efendisi Han derin bir nefes çekerek öne çıktı.

 

"Kardeş İblis Penç, sana bahsettiğim şeyleri çoktan hazırladım. Tam buradalar, gel de bir bak!"

 

Sesi mağarada yankılandı. Anlık bir sessizlik oldu ve ortamdaki gerginlik her geçen saniye artıyordu. Tam herkes sabrının sınırına ulaşmak üzereyken, İçeriden bir rüzgar yükseldi ve devasa bir figür dışarı uçtu.

 

Bu yedi-sekiz metre yüksekliğe sahip devasa bir ruh canavarıydı. Kanat açıklığı otuz metreden fazlaydı. Gözleri kan kırmızıydı ve ona korkunç bir görünüm veriyordu. Aynı zamanda vücudu sağlam görünüşlü pullarla kaplıydı ve sıra dışı savunma gücünü ortaya koyuyordu.

 

On Bin Krallık İttifakındaki herkesin korktuğu Yüce Ölümlü 4-dan'ın zirvesindeki kanatlı ruh canavarı... İblis Penç!

 

Graaaav!

 

Devasa canavar sanki Salon Efendisi Han'ın sözlerini anlamış gibi, yerde Göçebe Geyik Canavarı cesedine ateşli gözlerle baktı.

 

Ruh canavarları ruhsal enerji özümseyerek eğitim yapabilirlerdi ve zekaları bir insandan geri kalmazdı.

 

Bu Göçebe Geyik Canavarı cesedinden otların derin kokusu ve yoğun bir ruhsal enerji dalgası yayılıyordu. O anda, iç güdüleri bu eti yerse, gelişiminin kesinlikle fırlayacağını bağırıyordu. Yüce Ölümlü 5-dan'a ulaşmayı başaramasa bile, bundan fazla uzakta olmazdı. Bu koşullarda heyecanlanmaması mümkün müydü?

 

"Kardeş İblis Penç, bir şartımı kabul ettiğin sürece Göçebe Geyik Canavarı senin olacak!"

 

Canavarın ilgisini çektiğini gören Salon Efendisi Han hafifçe kıkırdadı.

 

Graaaav!

 

İblis Penç Canavarı sanki karşı tarafın şartını dinlemeye hazır olduğunu anlatır gibi başını Salon Efendisi Han'a çevirdi.

 

"Son üç yıldır Kardeş İblis Penç ve ben birlikte epey zaman geçirdik ve inanıyorum ki ne tür bir karaktere sahip olduğumu anlamışsındır. Şartım basit... Umarım benim evcil canavarım olursun!" Salon Efendisi Sai konuştu. "Endişelenmene gerek yok, denkler anlaşması yapabiliriz. Bu şekilde seni yapmak istemediğin hiçbir şeye zorlayamam!"

 

Graaavv!

 

Bir evcil canavar olması gerektiğini duyan İblis Penç Canavarı'nın yüzü anında vahşi bir ifadeye büründü ve hoşnutsuz bir şekilde kükredi. İnsanın tüylerini diken diken eden düşmanca bir aura yaymaya başlamıştı.

 

Salon Efendisi Han bu konuya devam etmeye cüret ederse kesinlikler saldıracağını söyler gibiydi.

 

Ejderha kanının bir taşıyıcısı olarak, soylu bir canavardı. Nasıl bir insana teslim olup onun uşağı olmayı kabul edebilirdi?

 

"Karar vermek için bu kadar acele etme!"

 

Karşı tarafın onu hiç tereddüt etmeden reddettiğini gören Salon Efendisi Han'ın yüzü berbat bir hal aldı. Ancak, bunu çabucak gizleyerek kıkırdadı, "İnanıyorum ki insanlar arasındaki konumumu biliyorsun. Ben Canavar Salonunun lideriyim, pek çok kişinin saygı duyduğu biri. Kardeş İblis Penç, beni takip ettiğin sürece, sana dengim gibi davranıp her isteğini yerine getirmek için elimden geleni yapacağım! Ruh canavarlarının ömürleri uzun olabilir, ancak çevredeki ruhsal enerjiyi özümseyerek seviye atlama çaban ne kadar sürecek? Eğer beni takip edersen çok daha iyi kaynaklara sahip olacaksın!"

 

Sözlerini bitiren Salon Efendisi Han arkasındaki kıdemlilere işaret etti.

 

Birkaç kıdemli öne çıktı ve yere bir öbek ruh taşı bıraktılar.

 

Hepsi düşük seviye ruh taşları olsalar da minik bir dağ oluşturmuşlardı. En az birkaç bin taneydiler ve ortaya çıkışlarıyla çevredeki ruhsal enerji bir anda dalgalandı. Yalnızca bir nefeste gözeneklerinizin açıldığını ve inanılmaz bir rahatlık hissinin sizi sarmaladığını hissedebilirdiniz.

 

Gelişimleri için ruh taşlarını kullanabilenler yalnızca insanlar değillerdi; ruh canavarları da bunu yapabilirdi.

 

Ruh taşlarının enerjisini kullanarak eğitim yapmak kesinlikle çevredeki ruhsal enerjiyi özümseyerek eğitim yapmaktan hızlıydı.

 

"Burada toplam 8000 ruh taşı var. Koşulumu kabul ettiğin sürece, hepsini hemen sana verebilirim." Salon Efendisi Han konuştu.

 

Karşı taraf bunca ruh taşı çıkartabilirken Salon Efendisi Sai'nin yapamaması onun fakir olduğu anlamına gelmiyordu. Daha çok, Salon Efendisi Sai parasının büyük bir kısmını koleksiyonu için harcadığından, anlık olarak yanında bulundurduğu miktar çok daha sınırlıydı. Toplam servet konusunda çok daha üstün olduğu kesindi.

 

Bu aynı Zhang Xuan'in önceki dünyasındaki antika koleksiyoncularının durumuna benziyordu. Eğer o antikacılar tüm koleksiyonlarını satacak olsalar kesinlikle para içinde yüzerlerdi. Ancak, bu eserler için uygun alıcılar bulmak zordu ve bir anda çıkarabilecekleri nakit zengin tüccarlarla kıyaslanamazdı.

 

"Eğer bu ruh taşlarıyla ilgileniyorsan, bu da ilgini çekecektir!"

 

Bunca ruh taşına rağmen İblis Penç Canavarının tepki vermediğini gören Salon Efendisi Han bir an tereddüt ettikten sonra dişlerini sıktı. Bileğini çevirerek bir yeşim kutu çıkarttı.

 

Kutuyu yavaşça açınca ortaya bir ruh taşı çıktı.

 

Bom!

 

Kutu açıldığı anda, çevredeki ruhsal enerji neredeyse çıplak gözle görülecek kadar yoğunlaştı. Öyle hissettiriyordu ki biri ruh taşını eline aldığı anda enerji özümsemeye çalışmasa bile, ruhsal enerji vücuduna sızarak onu güçlendirirdi.

 

Kısacası, bu ruh taşını bir bebeğin yanına koyarsanız, bebek eğitim yapamamasına rağmen taşın ruhsal enerjisiyle beslenirdi ve vücudu normal hastalıklara bağışıklık kazanacak kadar güçlenirdi. Yalnızca iki ay içinde fiziksel vücudu Pigu alemi bir üstada denk güce ulaşırdı.

 

"Yoksa bu... orta seviye bir ruh taşı olabilir mi?"

 

Zhang Xuan yumruklarını heyecanla sıktı.

 

Sayısız kitap okuduktan sonra ruh taşlarının seviyeleriyle ilgili birkaç şey öğrenmişti.

 

Şu anda sahip olduğu ruh taşları en kalitesiz olan düşük seviye ruh taşlarıydı.

 

Düşük seviye ruh taşları Yüce Ölümlü 4-dan ve altı üstatların gelişimini desteklemeye yeterliydi. Daha üst seviyede biri yüksek seviye ruh taşlarına ihtiyaç duyardı.

 

Zhang Xuan'in durumunda ise, Semavi Yolun zhenqisinin inanılmaz saflığından dolayı yalnızca Yüce Ölümlü 1-dan Uzun Ömür aleminin zirvesinde olsa da, düşük seviye ruh taşları neredeyse gelişimi için etkisiz hale gelmişti. Eğer Orijin Enerji alemine ulaşmak istiyorsa, o seviyenin Semavi Yolun İlahi Sanatını tamamlamasının yanında bir de orta seviye ruh taşına ihtiyacı olacaktı!

 

Salon Efendisi Han'ın elindeki o ruh taşı gelişim alemini Uzun Ömür aleminin zirvesinden Orijin Enerji Aleminin zirvesine yükseltmeye yeterliydi.

 

Sayıca fazlalık kalite farkını dengeleyebilse de, bu mantık yalnızca kalite farkının çok fazla olmadığı durumlarda geçerliydi.

 

Yeterli miktarda samanla, bir elmas bile satın alabilirdiniz. Ancak, samanın dayanıklılığı asla bir elmasa rakip olamazdı.

 

Bu nedenle on bin düşük seviye ruh taşı bir orta seviye ruh taşıyla takas edilebilse bile, tek bir orta seviye ruh taşının etkisine ulaşamazdı.

 

"Doğru, bu orta seviye bir ruh taşı!"

 

Eski dostunun böyle değerli bir şeyi ortaya sürmesini beklemeyen Salon Efendisi Sai'nin gözleri şokla kocaman açıldı.

 

Orta seviye ruh taşları inanılmaz derecede pahalıydı. Tüm On Bin Krallık İttifakında sayıları bir elin parmaklarını geçmezdi. Değeri Göçebe Geyik Canavarından bile fazlaydı!

 

Graaaav!

 

Orta seviye ruh taşını gören İblis Penç Canavarının gözleri daha da kızardı.

 

Gerçekte, en değerli hazinesini çıkartmak zorunda kaldığı için Salon Efendisi Han'ın da kalbi kanıyordu. Ancak, bunu ortaya sürmeden İblis Penç Canavarını ikna etmenin imkansız olacağını biliyordu. Bu nedenle çenesini sıkarak devam etti, "Kardeş İblis Penç evcil canavarım olmayı kabul ettiği sürece, bu orta seviye ruh taşı onun olacak... Hm? Kardeş İblis Penç, ne yapmaya çalışıyorsun..."

 

Sözlerini bitiremeden önce, İblis Penç Canavarı devasa kanatlarını çırparak ileri atıldı. Pençeleri şiddetli rüzgarın içinde Salon Efendisi Han'ın elindeki ruh taşını kapmak için uzandı.

 

"Kapkaç mı? Lanet olsun!"