Library of Heaven's Path - Bölüm:439 Berrak Zihin

---

Bölüm:439 Berrak Zihin

 

Çeviri ve Düzenleme:Gin

 

 

 

Genç efendilerinin hapis kaldığını öğrendiklerinde, diğer hizmetkarlar kesinlikle başkalarına onu kurtarması için yakarmaya başlarlardı. Ancak, bu herif endişelenmediği gibi, onlara böyle bir ifadeyle bakıyordu...

 

Sen bir ast mısın yoksa bir düşman mı?

 

Bu Köşk Efendisi Kang'ın bile kırmakta zorlanacağı bir düzen! Ancak böyle umursamazca yaklaşabildiğine göre, cesur musun yoksa içten içe genç efendinin burada ölmesini mi istiyorsun?

 

"Gongzi' öfkeden bayılmak üzereyken, yanındaki Wei Yuqing de gözlerini deviriyordu.

 

Eğer Zhang Xuan adamını ona bizzat emanet etmemiş olsaydı, bu herifin bir sahtekar olduğundan şüphelenirdi.

 

Büyük olasılıkla, ölüm efendisinin üstünde dolanırken dünyada sakin kalabilecek tek kişi oydu.

 

"Sorun nedir?"

 

Sun Qiang karşı tarafın onu neden azarladığını anlayamamıştı.

 

"O halde ben gideceğim! Usta Yang'a borçluyum ve şimdi öğrencisinin başı dertteyken, bir kenarda sessizce bekleyemem..."

 

Bu ahmağın genç efendisinin hayatını kurtarmak için Usta Yang'a haber vermeye niyeti olmadığını gören Gu Mu ve diğerleri onu göz ardı etmeye karar vermişlerdi.

 

"Genç efendiyi kurtarmayı mı düşünüyorsun?"

 

Sun Qiang sonunda durumu fark etmişti ve yüzünde küçümseyen bir ifade belirdi, "Sizin bu kadar tecrübesiz olacağınızı düşünmemiştim... Bir de içinizde On Bin Krallık İttifakının elçisi olduğunu düşününce... Bu yalnızca bir düzen, bu kadar abartacak ne var? Genç efendi buradayken, gerçekten de endişelenmenize gerek yok!"

 

"Tecrübesiz?"

 

Rütbesiz bir krallıktan gelen ve bir düzenin bile ne olduğundan habersiz bir herif On Bin Krallık İttifakının elçisini küçümsemeye mi cesaret ediyordu?

 

Gruptakiler o kadar öfkelenmişlerdi ki neredeyse kan kusacaklardı.

 

Tecrübesiz olan sensin, tecrübesiz olan senin bütün ailen!

 

‘Gongzi' çenesini sıkarak karşısındaki şişkoyu parçalamayı aklından geçirdi.

 

Ancak onun Usta Yang'ı çağırmasından daha iyi bir çözüm yoktu.

 

Bu nedenle öfkesini bastırarak açıklamaya başladı, "Bu Büyük Xuanyuan Düzeni ve bin yıldır beslendikten sonra ilk kez aktifleştiriliyor..."

 

"Ya!"

 

Açıklamayı duyan Sun Qiang yalnızca başıyla onayladı ve umursamaz bir karşılık verdi, "Sözlerin bittiğine göre, artık dinlenmelisin!"

 

"Sen..."

 

'Gongzi' neredeyse cinnet geçirecekti.

 

Sanki karşısındaki herif insan dilinden anlamıyordu. Nefesini boşuna tüketmişti!

 

Lanet olsun!

 

Unut gitsin, böyle kalpsiz bir herife patlamanın zamanı değil. Usta Zhang'ı kurtarmak daha önemli.

 

Bu nedenle şişkoyu göz ardı etmeye karar vererek Jin Conghai'ye döndü, "Kıdemli Jin, bu meselede sizin gücünüz gerekebilir. İşte kimliğimi kanıtlayan hüküm. Eğer Ding Mu devam etmekte ısrarcı olursa, onu öldürmekte özgürsünüz..."

 

 

Tam 'gongzi' Jin Conghai'ye bazı talimatlar verip, meseleyi kaba kuvvetle çözmeyi düşünürken, Büyük Kıdemli Wei Yuqing ve Gu Mu birden bağırdılar.

 

"Ne?"

 

"Gongzi, bakın..."

 

İkilinin ifadelerini görünce 'ta tak', gongzinin kalbi tekledi. O anlık gecikmede Zhang Xuan'in belki de çoktan öldüğünü düşünerek aceleyle bakışlarını aşağıya çevirdi ve o anda gözleri hayretle açıldı.

 

Her şeyi yok edecek gibi duran devasa düzen ortadan kayboluvermişti. Aşağıdaki manzara sanki hiçbir şey olmamış gibi tamamen sakindi.

 

Zhang Xuan hala yavaşça yürümeye devam ediyordu ve şu anda Ding Mu'ya on metre mesafedeydi.

 

"Neler oldu?"

 

Gözlerini hızla ovalayan 'gongzi' hayrete düşmüştü.

 

Daha az önce, düzenin yıkıcı gücüyle içindekileri her an öldürmek üzere olduğunu görmüştü. Ancak, neden birdenbire ortadan kaybolmuştu?

 

Gözleri ona oyun mu oynamıştı?

 

"Az önce... Az önce..."

 

Wei Yuqing'in yüzü tamamen beyazlamıştı ve dudakları titriyordu. Görünüşe göre şu anda konuşmakta bile zorlanıyordu.

 

"Neler oldu?" Jin Conghai de sormadan edememişti.

 

"Görünüşe göre... Zhang Xuan yalnızca bir parmağını uzattı, ve ardından... sonuç bu oldu!" Wei Yuqing ağlamanın eşiğindeydi.

 

Buna kendi gözleriyle şahit olmasına rağmen, durum onun için daha bile inanılmaz gözükmüştü.

 

Bu da neydi böyle?

 

Yalnızca parmağıyla dokunarak, yıkıcı düzeni bir anda durdurmuştu.

 

Jin Conghai ve 'gongzi' bu düzeni övüp durmamışlar mıydı...

 

Hatta On Bin Krallık İttifakı Usta Hoca Köşkünün köşk efendisinin bile onu durduramayacağını ve zorla durdurmak için en az on Yüce Ölümlü üstat gerekeceğini söylememişler miydi?

 

Ancak, karşı taraf düzeni kolayca durdurmuştu! Hayal mi görüyordu?

 

"Tek bir parmağıyla mı durdurdu?"

 

Jin Conghai ve 'gongzi' yaşadıkları şokla neredeyse kendi dillerini ısıracaklardı. Tam ikilinin doğru gördüklerinden emin olup olmadıklarını soracakken, Sun Qiang iki eli ardında bağlı şekilde, yüzünde gururlu bir ifadeyle öne çıktı.

 

"Genç efendimiz düzen ustalığı sınavına hiç girmedi, ancak böyle güçsüz bir düzen onun karşısında bir hiçtir..."

 

Ardından, gruba bir kez daha küçümseyerek baktı.

 

Amma tecrübesizlerdi.

 

Elçi? 4 yıldızlı zehir ustası? Fui!

 

Sonuçta, hepiniz böyle önemsiz durumlarda hala panikliyorsunuz!

 

"Sen..."

 

Aşağılanan 'gongzi' tam bu herifle tartışmaya başlayacakken Jin Conghai ciddi bir yüz ifadesiyle aşağıyı gösterdi. "Gongzi, bakın!"

 

Tekrar bir şey kaçırmaktan korkarak, Sun Qiang'ı göz ardı edip bakışlarını hemen aşağıya çevirdi.

 

...

 

"Sen... İmkansız!"

 

'Gongzi' Jin Conghai ve diğerleri yukarıda yaşadıkları şokla ölmek üzerelerken, Ding Mu da kalp krizi geçirmek üzereydi.

 

Büyük Xuanyuan Düzeni onun en büyük kozuydu. Töreni aceleyle bitirmesinin ana nedenlerinden biri yeşim mührün kontrolünü ele geçirmekti...

 

Düzeni aktifleştirdiği anda, elçinin bile çaresiz kalacağını düşünmüştü. Ancak, bu güçlü düzen harekete geçemeden önce, karşı taraf parmağının ucuyla onu durdurmuştu...

 

Kardeşim, sen de kimsin?

 

Bacaklarını bile kaldırmadan, Bai Chen'i geri sıçrayacak kadar korkuttun; tek bir darbeyle, Yarı Yüce Ölümlü Köşk Efendisi Luo Qianhong'un kovalar dolusu kan kusmasına neden oldun; ve şimdi böyle güçlü bir düzeni tek parmakla durduruyorsun...

 

Kendinin 2 yıldızlı bir usta hoca değil de, Usta Kong'un reenkarnasyonu olmadığına emin misin?

 

"Daha önce beni öldürmeye çalışırken bu olacakları tahmin etmeliydin!" Karşı tarafın yaşadığı şoku görmezden gelen Zhang Xuan ilerlemeye devam etti.

 

Büyük Xuanyuan Düzeni devasa ve güçlü olabilirdi, ancak aynı diğer düzenler gibi, bir çekirdeği vardı.

 

Ding Mu düzeni yeşim mühürle Semanın Sunağında aktifleştirdiğine göre, çekirdek buralarda bir yerde olmalıydı. Semavi Yolun Kütüphanesi sayesinde, Zhang Xuan'in çekirdeğin tam yerini öğrenerek onu durdurması zor olmamıştı.

 

"Son ana kadar kimin galip geleceğini bilemezsin..."

 

Yaşadığı şoku atlatan Ding Mu'nun yüzünde tekrar vahşi bir ifade belirmişti.

 

Düzenin artık işe yaramayacağını bildiğinden, yeşim mührü yere attı. Ardından, yumruklarını sıkarak gelişim alemini harekete geçirdi ve ellerini bir zhenqi tabakasıyla sardı.

 

Hayalet savaş tekniği, Gök Parçalayan Yumruk!

 

Ding Mu yalnızca Zhizun alemi ileri kademedeydi, ancak bu savaş tekniği sayesinde Yeşil Yaprak Tahtasının zirvesinde yer almayı başarmıştı. Bu bile savaş tekniğinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

 

"Geber!"

 

Karşı tarafın dişli bir rakip olduğunu bilen Ding Mu gelişim alemini sonuna kadar kullanarak ilk adımı attı.

 

Bom!

 

Hava gücünün etkisiyle sıkıştığında kulakları sağır eden bir ses patlaması meydana geldi. Göz açıp kapayıncaya kadar, yumruk çoktan Zhang Xuan'in önünde belirip, göğsünü hedef almıştı.

 

"Güçlü!"

 

"O da Zhizun aleminin zirvesinde... Seviye atlamış olduğunu kim tahmin edebilirdi!"

 

Ding Mu'nun sergilediği muazzam gücü gören kalabalık şok olmuştu. Veliaht prensi tanıyan pek çok kişi, onun söylendiği gibi Zhizun alemi ileri kademede olmadığını, çoktan zirveye ulaştığını fark etmişti!

 

"Seviye atlamamış. Daha çok... bir tür gizli sanat kullandı!"

 

Luo Qianhong'un yüzünde ciddi bir ifade vardı.

 

Karşı tarafla iyi arkadaşlardı ve adam son birkaç gündür Usta Hoca Köşkünde saklanıyordu. Bu nedenle karşı tarafın gücünden haberdardı.

 

Zhizun alemi ileri kademeye ulaşalı epey zaman geçse de, tekrar seviye atlaması için daha en az altı ay vardı.

 

Bu nedenle tek mantıklı açıklama bir çeşit gizli sanat kullandığıydı.

 

Söylentiye göre kraliyet ailesi kan özlerini yakmanın karşılığında gelişim seviyelerini bir ya da iki küçük alem arttıran bir gizli tekniğe sahipti.

 

"Yine de, şu Zhang Xuan'in... başı dertte!"

 

Yumruklarını sıktı.

 

Ding Mu'nun Genç Yaprak Tahtasının zirvesine ulaşabilmesinin nedeni veliaht prens olması değil, gerçekten bunu hak edecek güçte olmasıydı.

 

Böyle bir gizli sanat kullanmasa bile Zhizun aleminin zirvesindeki bir üstadı alt edebilirdi. Gelişimindeki bu sıçramayla, Luo Qianhong bile karşı tarafı yenmekte zorlanırdı.

 

Zhang Xuan'in onu yaralayabilmesinin tek nedeni tekniklerindeki kusurlardan faydalanması ve güçlü fiziksel vücuduydu. Öte yandan, Veliaht Prens Ding Mu da, kraliyet ailesinin Ruh Kanı Vücut Besleme Formülüne sayesinde güçlü bir fiziksel vücuda sahipti.

 

Gelişim tekniği, savaş tekniği ya da fiziksel vücut konularının hiçbirinde faydalanılabilecek bir kusuru yoktu.

 

Zhang Xuan'in onu aynı yöntemle yenmesi imkansızdı.

 

"Kozun bu mu?"

 

Tam Luo Qianhong, Zhang Xuan'in Ding Mu'ya karşı koyamayacağını düşündüğü sırada, genç adamın sakin sesi yükseldi.

 

Ardından, genç adam kafesteki bir tavşanı yakalar gibi, parmaklarını uzatıp bir kavrama hareketi yaptı.

 

Puf!

 

Ding Mu'nun yumruk sanatı bir anda yok olmuştu. Ardından, Ding Mu sanki ufak bir tavukmuş gibi, Zhang Xuan onu boynundan yakalayıp havaya kaldırdı.

 

Ne Gök Parçalayan Yumruk, ne Hayaletin zirvesindeki savaş tekniği, ne de kan yakan gizli sanat...

 

Bu genç adam karşısında, hepsi evcilik oyunu kadar gülünçtü!

 

"Bu... 4 yıldızlı usta hocaların bile ulaşmakta zorlandığı alem, [Yanılsamayı Alt Etmek, Berrak Zihin] mi?"

 

Gözlerini kısan Luo Qianhong'un yüzünde bir hayret ifadesi belirmişti.