Library of Heaven's Path - Bölüm:399 İttifakın Üzerinde

---

Bölüm:399 İttifakın Üzerinde

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

 

"O halde resmiyetle uğraşmayacağım!"

 

Bir anlık tereddütten sonra, Usta Su açıklamaya başladı, "İnanıyorum ki en azından On Bin Krallık İttifakımızın kıtadaki konumu hakkında az da olsa bir şeyler duymuşsunuzdur!"

 

Okuduğu kitaplar sayesinde, Zhang Xuan usta hocaların etkisi sebebiyle bu kıtanın Usta Hoca Kıtası olarak anıldığını biliyordu.

 

Burası neredeyse sonsuz görünen devasa bir kıtaydı.

 

İçinde sayısız krallık, tarikat ve bağımsız güç odağı buluyordu.

 

On Bin Krallık İttifakı bu bölgedeki en büyük güç olabilirdi, ancak tüm Usta Hoca Kıtasıyla kıyaslandığında, önemli bir yer sayılmazdı.

 

Karşısındaki usta hocaların gözlerindeki şaşkınlığı gören Usta Su kafasını salladı. "Sanırım az da olsa bir şey bilseniz bile, bu bilgiler yetersiz kalıyor. O halde daha fazlasını açıklamama izin verin!"

 

"Sanırım hepiniz krallıkların sınıflandırma sistemini biliyorsunuz. Toplamda dört sınıf var, Rütbesiz, 2. Sınıf, 1.Sınıf ve Yetkili!

 

"Sizin Tianwu Krallığınız 1.Sınıf bir krallık ve Xuanyuan Yetkili Krallığına bağlı sayılıyor. Ve On Bin Krallık İttifakının yetki alanında Xuanyuan Krallığı seviyesinde 142 krallık bulunuyor!"

 

"O kadar çok mu?"

 

Zhang Xuan şaşırmıştı.

 

Gördüğü harita yalnızca 1.Sınıf krallık seviyesindeydi. Bu nedenle Yetkili Krallıkların durumuyla ilgili fazla bilgi sahibi değildi.

 

Başlangıçta, On Bin Krallık İttifakının yalnızca bir isim olduğunu düşünmüştü, ancak şu anda, içinde bulundurduğu krallık sayısının gerçekten de en az on bin olması gerektiğini fark etmişti.

 

Toplamda 142 Yetkili Krallık vardı ve Xuanyuan Krallığı Tianwu Krallığı gibi yirmi 1.Sınıf Krallığa hükmediyordu ve bu böylece gidiyordu... Toplam sayı o kadar fazlaydı ki hemen hesaplamak zordu.

 

"Aynen öyle. Usta Hoca Köşkünün varlığı ve tarihte yaşanan bazı olaylar şu anki duruma neden oldu ancak şimdilik o konuyu açmayacağım. Bunun yerine On Bin Krallık İttifakına odaklanacağım!”

 

"On Bin Krallık İttifakı belli sınırların içindeki tüm krallıkları yönetir ve devasa bir organizasyon gibi görünse de, Usta Hoca Kıtasına kıyaslandığında, engin okyanustaki önemsiz bir damla gibidir. Tüm kıtada binlerce benzer güç var ve komşumuz olan Mingxia İmparatorlu ve Henghai İmparatorluğu buna dahil... Ayrıca Kas Kat Kum Tarikatı ve Soğuk Rüzgar Tarikatı gibi bazı güçlü üçüncü sınıf tarikatlar da var."

 

"On Bin Krallık İttifakı gibi pek çok güç daha mı var?"

 

Herkes şok olmuştu.

 

Usta Hoca Kıtasının çok büyük olduğunu biliyorlardı, ancak bu boyutta olduğunu tahmin etmemişlerdi.

 

Onların gözünde, on bir krallığı bünyesinde toplayan bir varlık çoktan muazzamdı. Tüm kıtada buna benzer binlerce güç olduğunu nasıl tahmin edebilirlerdi ki?

 

 

Yalnızca düşüncesi bile korkutucuydu!

 

"On Bin Krallık İttifakı kulağa otoriter gelebilir, ancak içindeki krallıklar özerktir ve birbirleriyle fazla bağlantıları yoktur, bu nedenle benzer güçler arasında en zayıflarından biri sayılır.

 

"Örneğin Mingxia İmparatorluğu hem üstat sayısı hem de ekonomi açısından bizden çok daha üstündür. Liuyun ve Luosha Tarikatları da üstün dehalarla doludur ve güçleri bizden çok daha fazla.

 

"Ancak tabi ki, bu güç odaklarında da Usta Hoca Köşkü var ve bir karargahın denetimindeler.

 

"Yetiştirilecek yetenekleri daha iyi seçmek ve usta hocaları onurlandırmak için, On Bin Krallık İttifakı ve 26 benzer güç birlikte çalışarak bir Usta Hoca turnuvası düzenler!

 

"Turnuva her on yılda bir yapılır ve yirmi yaşın altındaki tüm usta hocaların katılmalarına izin verilir. Kazanana cömert ödüller verilir.

 

"Bu turnuva çoktan 77 kere düzenlendi ve ne yazık ki On Bin Krallık İttifakı hep son sıralarda yer aldı! Elle ettiğimiz en iyi sonuç bile yalnızca 23.lük oldu..."

 

Bu noktada, Usta Su'nun yüzü utançla kızardı.

 

27 benzer güç arasında, en iyi sıralamaları 23.lük ya da diğer bir deyişle sondan beşincilik olmuştu.

 

Utanmış olmasına şaşmamalıydı.

 

"Bu kez, yeni atanan Köşk Efendisi Kang bir değişiklik yapıp daha iyi sonuçlar almaya kararlı... On Bin Krallık İttifakı Usta Hoca Köşkünün üyelerinin diğer krallıkları araştırarak, yetenekli gençleri seçip, üç ay sonra yapılacak turnuva için yetiştirilmesini emretti..."

 

Usta Su Zhang Xuan'a beklenti dolu bir bakış attı.

 

"Usta Su'nun söylemeye çalıştığı... Usta Zhang'in bu turnuvaya katılmasını istediği mi?"

 

Köşk Efendisi Jiang durumu fark etmişti.

 

"Aynen öyle!" Usta Su başıyla onayladı. "Genç yaşına rağmen, Usta Zhang Usta Hoca Köşkünün pek çok rekorunu kırdı. On Bin Krallık İttifakında bile, muhtemelen onun yeteneklerine rakip olabilecek kimse yoktur. Bu yüzden... Onu resmi olarak turnuvaya katılmaya davet ediyorum!"

 

"Bu..."

 

Karşı tarafın böyle bir istekte bulunmasını beklemeyen Köşk Efendisi Jiang elinde olmadan Zhang Xuan'e döndü.

 

Diğer usta hocaların bakışları da Zhang Xuan'e odaklanmıştı.

 

Turnuvaya katılıp katılmayacağını seçmek Zhang Xuan'in kendi kararıydı. Kimse onu buna zorlayamazdı.

 

"Bu..." Zhang Xuan de bu ani istek karşısında donup kalmıştı.

 

"Usta Zhang, yanıt vermek için acele etmene gerek yok. Meseleyi düşünüp hocanla değerlendirmek için iki günün var. Kararını verdiğinde bana cevabını verebilirsin!" Usta Su konuştu.

 

"Pekala, o halde biraz düşüneceğim..." Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

Zhang Xuan Usta Hoca Turnuvasının adını bile duymamıştı ve turnuvanın ne şekilde yapıldığı konusunda hiçbir fikri yoktu. Bu nedenle teklife temkinli yaklaşması gerektiğini hissediyordu.

 

Şu anki asıl hedefi otuzuna gelmeden önce 9 yıldızlı bir usta hoca olmaktı. Geri kalan her şey ikinci plandaydı.

 

"Pekala, tüm söyleyeceklerim bu kadar. Usta Zhang, Usta Yang konusunda sana zahmet vereceğim. Usta Ling ve ben gerçekten de hocanla tanışmak istiyoruz!" Usta Su kıkırdadı.

 

Karşı tarafın Zhang Xuan gibi bir yetenek yetiştirebildiğine bakılırsa, yöntemleri kendilerininkinden üstün olmalıydı. Burada olduklarına göre, kıdemlilerine saygılarını sunmamak etiğe aykırı olurdu.

 

"Hocam döndüğünde, iki kıdemliye hemen bildireceğim."

 

Karşı tarafın meseleyi unutmadığını gören Zhang Xuan başının ağrıdığını hissetti.

 

İki 4 yıldızlı usta hocanın ciddi yüz ifadelerine bakılırsa, Zhang Xuan bu işten sıyrılmasının imkansız olduğunu biliyordu.

 

Yalnızca, 4 yıldızlı usta hocaların karşısına kılık değiştirerek çıkmak... Dürüst konuşmak gerekirse, Zhang Xuan bu konuda kendisine güvenmiyordu.

 

"Eğer başka talimatınız yoksa, ben şimdilik müsadenizi istiyorum!"

 

Başka bir konu kalmadığını gören Zhang Xuan yumruklarını kavuşturdu.

 

"Hoşça kalın!" Diğerleri başlarıyla onayladılar.

 

2 yıldızlı usta hoca sınavı ve göreve başlama töreni sona erdiğine göre, Zhang Xuan'in malikanesine dönüp öğrencileriyle görüşme zamanı gelmişti.

 

Zhang Xuan başkente geldikten hemen sonra kılık değiştirmeye başladığından, kendi görüntüsüyle şehirde pek yürümemişti.

 

Konferans salonundan çıkınca, Mu Xueqing, Lu Chong ve Tianwu Akademisinden diğer öğrencilerinin onu beklediklerini gördü.

 

"Hocam!"

 

Gözleri hayranlıkla parıldıyordu.

 

Hocalarının rütbesiz bir hoca olduğunu düşünmüşlerdi. Kim onun adı tüm başkentte yankılanan büyük deha Zhang Xuan olduğunu düşünebilirdi!

 

Böyle saygı değer bir hocaya sahip oldukları için gururlanmadan edememişlerdi.

 

"Hocam..."

 

Zhao Ya ve diğerleri de öne çıktılar, ancak diğer grubun heyecanına kıyasla, başları dövüşü kaybetmiş birer horoz gibi eğikti.

 

Bu özellikle Zheng Yang ve Yuan Tao için geçerliydi. Kedi görmüş birer fare gibi, korkuyla titrediler.

 

"Malikaneye dönünce size dersinizi vereceğim!"

 

Burası Usta Hoca Köşküydü ve etrafta pek çok göz vardı. Eğer yabancılar kendi öğrencilerinin onu haklamaya çalıştıklarını öğrenirse, kesinlikle bayılana kadar gülerlerdi.

 

2 yıldızlı usta hoca olarak kazandığı prestij bir anda yerle bir olurdu.

 

Böyle aile içi skandallarla kapalı kapılar ardında ilgilenilmeliydi. Malikaneye dönünce bu küstah veletlere derslerini vermeye kararlıydı.

 

"Siz de beni izleyin!"

 

Mu Xueqing, Lu Chong ve diğerlerine bir bakış atan Zhang Xuan eliyle işaret etti.

 

İki kimliği artık birleştiğine göre, bazı düzenlemeler yapıp bitirilmesi gereken ilişkileri bitirmenin zamanı gelmişti.

 

"Emredersiniz!"

 

Kalabalık başıyla onayladı ve Zhang Xuan'i hemen ardından takip ettiler.

 

Malikanede, Usta Liu, Bai Chan ve diğerleri çoktan haberleri almışlardı. Aceleyle Zhang Xuan'i karşılamaya koştular ve gözleri hayranlıkla parıldıyordu.

 

Ana salona girince, Zheng Yang ana sandalyeye oturup, yerde diz çöken Zheng Yang, Yuan Tao ve diğerlerine sert bir ifadeyle baktı.

 

Malikaneye girdikleri anda, grup zehir meselesini ona açıklamıştı.

 

"Muallim Liu kim olursa olsun, ben olmasam bile, bir hoca olarak ona hak ettiği saygıyı göstermeliydiniz. Ufak bir münakaşa yüzünden onu zehirlemek mi, bu ne cüret!" Zhang Xuan bağırdı.

 

Bu veletler bu kez gerçekten de çok ileri gitmişlerdi.

 

Onu zehirlemeye çalışmaları bir utanç kaynağıydı, ancak onu gerçekten öfkelendiren davranışlarındaki değer eksikliğiydi. Bir hocanın onurunu hiçe saymışlar ve ahlak sınırlarını aşmışlardı.

 

Bir insan değerlerini yitirdiği anda, ne kadar güçlenirse güçlensin yalnızca alçak biri olurdu!

 

Bir hoca olarak, öğrettiği şeyler yalnızca bilgi değil, aynı zamanda ahlak ve değerlerdi.

 

Bu aynı bir çiçek yetiştirmeye benziyordu. Yalnızca sulamak ve gübre eklemek yetmezdi, ara sıra dallarını budamak gerekirdi. Aksi halde dalları kıvrılıp bükülmeye başlar ve estetik değerini kaybederdi.

 

"Hocam, bir daha böyle bir şey yapmaya cesaret edemeyiz..."

 

Hocalarının öfkelendiğini gören Zheng Yang ve diğerleri korkudan beyazladılar.

 

"Cesaret edemez misiniz? Bana karşı harekete geçmeye bile cesaret ettiniz, başka ne sizi durdurabilir ki? Benim, Zhang Xuan'ın sizin gibi öğrencileri yok ve sizin hocanız olmaya da uygun değilim!"

 

Yenlerini savuran Zhang Xuan soğuk bir tavırla homurdandı.

 

"Hocam..."

 

Zheng Yang ve diğerlerinin vücutları sarsıldı.

 

Bunun anlamı Zhang Xuan'in onları himayesinden kovduğuydu!

 

"Hocam, yalvarırım emrinizi geri alın. Zheng Yang ve diğerleri bunu bilerek yapmadılar..."

 

Zhao Ya öne atılıp Zhang Xuan'a yalvardı.

 

"Onlar için yalvarma, bırak diz çöksünler. Olanları iyice düşündüklerinde tekrar konuşacağız!"

 

Zheng Yang ve diğerlerine bağırdıktan sonra, Zhang Xuan dikkatini Mu Xueqing ve diğer öğrencilerine çevirdi.

 

"Liu Cheng kimliğim altında kader sizi ve beni hoca ve öğrenciler olarak bir araya getirdi. Ancak, şu an kendi kimliğime döndüğüme göre, kaderimiz sona erdi. Hepinize sizi Zongshi alemine ulaştıracak gelişim teknikleri vereceğim, bu yüzden şimdilik gidebilirsiniz!"

 

Zhang Xuan'in bu öğrencilerle olan bağı yalnızca Tianwu Akademisi nedeniyleydi. Artık görevi sona erdiğine göre, ilişkilerinin bitme zamanı gelmişti.

 

Bunun haricinde, Tianwu Krallığı onun için çok küçüktü. Buradan ayrılması uzun sürmeyecekti. Zhao Ya ve diğerleriyle ilgilenmek bile onun için yeterince zorken, koca bir sınıfı peşinde sürükleyemezdi!

 

"Hocam..."

 

Mu Xueqing, Meng Tao ve diğerlerinin gözleri kızardı.

 

"Pekala, bitmeyen bir şölen yoktur. Benim öğrencilerim olmasanız bile, hepiniz azimle çalışmalısınız!"

 

Onlara son bir talimat veren Zhang Xuan ellerini salladı, "Şimdi gidebilirsiniz!"

 

"Emredersiniz..."

 

Grup diz çökerek hep birlikte bir kere eğildi.

 

"Hocam, ben... sizinle gelmek istiyorum. Nereye giderseniz gidin sizi takip edeceğim!" Mu Xueqing dişlerini kararlılıkla sıktı.

 

"Sen Eczacı Mu'nun tek kızısın. Eğer gidersen, onunla kim ilgilenecek? Geri dönmelisin!" Zhang Xuan elini şöyle bir salladı.

 

"Ben..." Mu Xueqing ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Annesini genç yaşta kaybetmişti ve babası onu yetiştirmek için pek çok zorluk yaşamıştı. Eğer gidecek olursa, babasına ne olacaktı?

 

"Eğer gelecekte hala beni takip etmek istersen, beni bulmadan önce Eczacı Mu meselesini çözmelisin. Endişelenme, bir usta hoca olarak, beni bulman zor olmayacaktır!" Zhang Xuan gülümsedi.

 

"Emredersiniz. Hocam, son birkaç günkü rehberliğiniz için teşekkür ederim!"

 

Bu konuda anlaşan Mu Xueqing eğilip birkaç kez yere kapandı.

 

Zhang Xuan başıyla onayladı. Tam konuşmak üzereyken, zihni birden sarsıldı. Bir raf titremeye başladı ve altın kitap bir kez daha ortaya çıktı.