Library of Heaven's Path - Bölüm:397 Usta Kong'un Heykeli Kırılıyor!

---

Bölüm:397 Usta Kong'un Heykeli Kırılıyor!

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

"Pekala!" Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

Bir Semavi Usta Hoca olarak, bu ataların onayı onun için fazla bir anlam ifade etmiyordu. Ancak çoktan burada olduğuna göre, o da kaç tanesinin onayını alabileceğini merak ediyordu.

 

Bu nedenle dua matına yürüyüp, derin bir nefes alarak diz çöktü.

 

"Soyunuzdan gelen Zhang Xuan atalara saygılarını sunar ve içten bir şekilde onayınızı diler!"

 

Ardından, Zhang Xuan aynı az önce Mo Hongyi'nin yaptığı gibi olabildiğince eğildi.

 

Herkes hemen bakışlarını ata kitabelerine çevirdi. 4 yıldızlı usta hocalar Usta Su ve Usta Ling bile biraz gergindiler ve yumruklarını sıktılar.

 

Bu herif çok fazla mucize yaratmıştı. Belki de, Jun Ruohuan'ın rekorunu kırmayı başarabilirdi.

 

Herkes nefeslerini tutarak heyecanla bekliyordu. Salon tamamen sessizliğe gömülmüştü.

 

Ancak, ata kitabeleri oldukları yere sabitlenmiş gibi, düşme belirtisi göstermiyorlardı.

 

"Yoksa... hiçbir atanın onayını almayı başaramamış olabilir mi?"

 

Bir süre sonra, salondaki usta hocalar şaşkın ifadelerle birbirlerine bakmaya başladılar.

 

Zhang Xuan pek çok rekor kırmıştı ve bir öğrencisinin güven seviyesi şok edici 99 seviyesine kadar ulaşmıştı. Pek çok atanın onayını kazanmayı başarmalıydı. Neden burada hiç hareket yoktu?

 

Bu çok garipti.

 

"Genellikle, kitabeler bir çay saati süresi içinde düşerler. Zaman çoktan doldu, ancak hiçbir hareket yok. Görünüşe göre... başarısız oldu!"

 

Bir anlık sessizlikten sonra, Köşk Efendisi Jiang zamanı yaklaşık olarak hesapladı ve yüzünde bir hayal kırıklığı ifadesi belirdi.

 

İkilinin aldığı sonuçlara göre, Mo Hongyi atalardan birinin onayını alabiliyorsa, Usta Zhang pek çoğunun onayını kazanabilmeliydi. Ancak, şu anki durum tüm tahminlerini yanıltmıştı. Elinde olmadan biraz canı sıkılmıştı.

 

"Yetenek ve güç ataların onayı için belirleyici faktörler değildir. Daha çok... onların öğrencisi olmaya uygun olup olmadığınız önemlidir."

 

Bir an sonra, Usta Su konuştu, "Usta Zhang'in yetenekleri çok üstün olduğu için baskı altında hissetmiş olabilirler!"

 

Bu açıklama Usta Su'ya bile fazla zorlama gelmişti ancak aklına gelen tek sebep buydu. Aksi halde, daha az yetenekli olan Mo Hongyi başarılı olurken, daha üstün olan Zhang Xuan'in başarısız olması kesinlikle mantıksızdı.

 

"Aynen öyle. Mesele bu olmalı. Aksi halde, nasıl tek bir atanın bile onayını kazanamaz?"

 

Acı acı gülümseyen Köşk Efendisi Jiang tam konuşmak üzereyken Köşk Efendisi Vekili Guan ileriyi işaret edip konuştu, "Bekleyin, garip bir şeyler var. Şuraya bakın..."

 

Herkes başlarını aceleyle kaldırdı ancak ata kitabeleri hala yerlerinde duruyordu.

 

 

"Köşk Efendisi Vekili Guan..." Jiang Shu ona şüpheyle baktı.

 

"Kitabelerden bahsetmiyorum, ama..." Köşk Efendisi Vekili Guan'ın yüzü soldu ve dudakları korkuyla titredi. "Ama... Usta Kong'un heykeline bakın!"

 

Herkes bakışlarını hızla devasa heykele çevirmeden önce bir anlığına donup kalmıştı. Yere sabitlenmiş olan heykel birden... sallanmıştı!

 

"Heykel sallanıyor mu?"

 

Şaşıran yalnızca kalabalık değildi, bu durum Usta Su'yu bile şaşkına çevirmişti.

 

Daha önce kitabelerin düştüklerini görmüşlerdi, ancak Usta Kong'un sallandığını hiç duymamışlardı!

 

"Sallanmıyor..."

 

Tam herkes bu garip olay karşısında donup kalmışken, Köşk Efendisi Jiang birden bir şey fark edip bağırdı, "Usta Zhang, dikkat edin..."

 

Sözlerini bitiremeden önce 'grrç' devasa Usta Kong heykeli yere devrildi.

 

Zhang Xuan'in başını eğdiği yer tam heykelin önüydü ve heykel doğruca onun kafasına doğru düşmüştü.

 

"Lanet olsun!"

 

Hala diz çöküp ataların onayını bekleyen Zhang Xuan böyle devasa bir heykelin onun üzerine düşmesini beklemiyordu. Yüz ifadesi anında berbat bir hal aldı. Kaçmak için çok geç kaldığını bildiği için, aceleyle ayağa fırlayıp heykele doğru hamle yaptı.

 

Bom!

 

Yumruğu ve heykel birbiriyle çarpıştılar.

 

Zongshi aleminin zirvesinde bir üstat olmanın yanı sıra, Zhang Xuan 9999 ding'lik fiziksel güce sahipti. Usta Kong'un heykeli ne kadar dayanıklı olursa olsun, çamurdan yapıldığı düşünülürse, onun yumruğunun gücüne dayanabilmesi mümkün müydü? Bom! Heykel tam ortasından patladı.

 

Hualala!

 

Usta Kong'un heykeli parçalandığı anda, mısır patlamasını andıran sesler duyulmaya başladı ve odadaki ata kitabeleri hızla düşmeye başladılar. Ardından, 'tarr! tarr!' tüm Hoca Onay Salonu sallanmaya başladı.

 

"Kaçın..."

 

Köşk Efendisi Jiang'ın yüzü soldu ve aceleyle haykırdı. Ardından, usta hoca grubuyla birlikte salondan dışarı fırladı.

 

Oyalanmaya cesaret edemeyen Zhang Xuan de peşlerinden koştu.

 

Odadan çıktığı anda 'boom!', büyük salon içe doğru çöktü. Toz toprak her yeri doldurmuştu.

 

"Bu... Neler oldu böyle?"

 

Köşk Efendisi Jiang ve diğer usta hocalar tamamen şaşkına dönmüşlerdi.

 

Aceleyle az ötede dikilen hayretler içindeki genç adama döndüler ve içlerinde onu boğma arzusu yükselmişti.

 

Diğer insanlar atalara saygılarını sunduklarında, ya kabul edilir ya da görmezden gelinirlerdi. Ancak onun sırası geldiğinde, yalnızca Usta Kong'un heykelini parçalamakla kalmamış, tüm Hoca Onay Salonunu yerle bir etmişti.

 

Senin derdin ne!

 

Usta Kong dünyanın hocasıdır ve herkes ona saygı gösterir. Heykeli senin üzerine düşüyor olsa bile, en azından onu desteklemen gerekmez miydi? Onu bir yumrukla karşılarken aklında ne geçiyordu?

 

Usta Kong'a saldırmak...

 

Bu kadarı da fazla ama!

 

Tüm usta hocalar serseme dönmüşlerdi.

 

Karşılarındaki genç adam harabeye dönen salona bakıp, kafasını kaşıyarak sordu, "Bu şekilde... Onaylandım mı?"

 

Onaylanmak mı?

 

Kafanı onayla sen!

 

Herkes ağlamanın eşiğindeydi.

 

Usta Kong'un heykelini ve ata salonunu yok ettin; nasıl hala diğerlerinin seni onaylamasını umabiliyorsun ki?

 

Gerçekte, Zhang Xuan de içten içe çökmek üzereydi.

 

Onaylanmamayı kabul edebilirdi, ancak heykel ne demeye kafasını düşmeye kalkışmıştı?

 

Bir milenyumu aşkın süre dayanabilecek kadar sağlamdı ve sertliği sıradan kayalardan bile fazlaydı.  Eğer ona vurmayıp, kafasına düşmesine izin verecek olsaydı, fiziksel vücudu bunu kaldıracak kadar sağlam olsa da, muhtemelen beyin sarsıntısı geçirirdi.

 

"O ihtiyar moruk benden intikam almaya çalışıyor olmalı..."

 

Zhang Xuan ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Daha önce, Usta Kong'u hocası olarak kabul etmediği için karşı taraf intikam almaya çalışıyor olabilirdi. Aksi halde, böyle devasa bir heykel neden birdenbire üzerine düşecekti?

 

Ve tüm Hoca Onay Salonunun da onuna birlikte çökmesi?

 

Şimdi bu durumu nasıl çözecekti...

 

"Kimse bugün olanlar hakkında konuşmayacak!"

 

Bir anlık sessizlikten sonra, Usta Su çevreyi süzüp emir verdi.

 

Usta Kong'un heykelinin parçalanması ve Hoca Onay Salonunun çökmesi, birinin atalarının mezarının yağmalanmasından farksızdı... Eğer haber yayılacak olursa, kesinlikle alay konusu olurlardı. Usta Hoca Köşkünün prestiji yerle bir olurdu.

 

Bu nedenle tek yapabilecekleri haberleri sansürlemekti.

 

Salonda yalnızca az sayıda kişi olduğu için şanslılardı ve her birinin konumu düşünülürse, böyle utanç verici bir olaydan bahsetmek istemeyecekleri kesindi.

 

"Emredersiniz!" Kalabalıktakiler başlarıyla onayladılar.

 

"Pekala, onaylanmamak büyütülecek bir durum değil. İkiniz birer usta hoca olduğunuza göre, ikinize birer usta hoca olarak sorumluluklarınızı ve görevlerinizi anlatmama izin verin!"

 

Meseleyi konuşmanın zaman kaybı olduğunu bilen Köşk Efendisi Jiang hemen konuyu değiştirdi.

 

"Bir hocanın üzerine düşen görev, bildiklerini aktarıp, insanların şüphelerini gidermektir! Birer usta hoca olarak, sizden beklenen de tam olarak bu. Usta Kong ilk başta Usta Hoca Köşkünü kurarken, kafasında tek bir düşünce vardı. O da... tüm insanların birer üstat olmasıydı!"

 

"Herkesin birer üstat olması mı?"

 

Mo Hongyi ve Zhang Xuan kaşlarını çattılar.

 

"Aynen öyle. Dünyamız yüzeyde barış dolu gözükse de, gerçekte öyle değil."

 

Köşk Efendisi Jiang'ın yüzünde ciddi bir ifade belirdi, "Usta Kong'un zamanında, insanlar kıtadaki baskın ırk değillerdi. Bir başka güçlü ırk daha vardı... Dünya Dışı Şeytani Kabile!"

 

"Dünya Dışı Şeytani Kabile mi?"

 

"Hm. Bu inanılmaz güçlü bir ırktır ve her bir üyesi doğuştan Zhizun aleminde bir üstadın gücüne sahip olur! O zamanlar, onların eline düşen insanlar ömürlerinin sonuna kadar kölelik yaparlardı!"

 

Köşk Efendisi Jiang yavaşça açıkladı, "Sonunda, Usta Kong'un önderliğinde insan ırkı galip gelmeyi başardı. Usta Kong ardından Usta Hoca Köşkünü kurarak insanlığın kendini savunacak güce ulaşması için herkese eşit eğitim şansı vermeyi umut etti."

 

"Bu..."

 

Zhang Xuan şok olmuştu.

 

Semavi Yolun Kütüphanesinde muazzam bir kitap koleksiyonu olsa da, böyle kadim sırlar kitapların hiçbirinde yazmadığı için tüm bunları ilk kez duyuyordu.

 

Dünyada böylesine güçlü bir ırk olduğunu ve doğuştan Zhizun alemi gücünde olduklarını asla hayal edemezdi.

 

"İkiniz neden zehir ustalarının hor görüldüğünü ve diğer meslekler tarafından tanınmadıklarını biliyor musunuz?" Köşk Efendisi Jiang sordu.

 

Zhang Xuan ve Mo Hongyi kafalarını olumsuz anlamda sallamadan önce birbirlerine bir bakış attılar.

 

"Zehir ustalarının insanları gizlice öldürebilme yetenekleri başkalarını korkutsa da, uzmanlık alanları insan ırkına çokça fayda sağlar. Yine de, diğer meslekler onları hor görür... Bunun nedeni yalnızca korku ve endişe değil, daha önce Dünya Dışı Şeytani Kabileyle ittifak kurup, insanlara zarar vermelerine yardım etmeleridir!"

 

Köşk Efendisi Jiang açıkladı.

 

İkili durumu hemen fark etmişlerdi.

 

Aslında, bu konu şimdiye kadar Zhang Xuan'i şaşırtmıştı. Zehir ustaları gerçekten de korkutucu düşmanlardı, ancak sonuçta her karşılaştıklarını zehirleyen deliler değillerdi. Ayrıca zehrin gücüyle her şeyi başaramayacaklarını söylemeye gerek bile yoktu. Onlara karşı bu kadar temkinli yaklaşmaya, şehirlerden kovup Kızıl Lotus Dağları gibi ücra köşelere sürmeye gerek olmadığını düşünmüştü.

 

Ancak bu bilgiyi duyduğunda, durumun zehir ustalarının bir zamanlar yaptıkları affedilemez suçlardan kaynaklandığını anlamıştı.

 

Zaman geçtikçe kin unutulmuştu, ancak alışkanlıklar zor ölürdü ve bu günkü duruma neden olmuşlardı.

 

Bugün bile, zehir ustaları korkulan varlıklardı. Kimse onları kışkırtmak istemiyordu ancak isimleri çoktan lekelenmişti.

 

"Pekala, ikiniz yalnızca 2 yıldızlı usta hocalarsınız ve bu konu çoktan geride kaldı. Dünya Dışı Şeytani Kabile artık yaşamıyor, bu nedenle meseleyi fazla kafaya takmanıza gerek yok!"

 

Köşk Efendisi Jiang gülümsedi. "Dünya Dışı Şeytani Kabile tehlikesi geçmiş olsa da, usta hocaların mirası bugün hala devam ediyor. Usta Hoca Köşkünün bir üyesi olduğunuz sürece, sizden bir hocanın rolünü üstlenmeniz, Usta Hoca Köşkünün kurallarına uymanız ve kitleleri aydınlatmanız beklenir!

 

Bize rakipsiz bir itibar ve saygı gösterilmesinin nedeni usta hocalar olarak ismimiz değil, kitleleri aydınlatma konusunda üstendiğimiz roldür!"

 

Ardından, Köşk Efendisi Jiang'ın yüzü ciddileşti, "Eğer ikinizden birinin başkalarına zulmettiğini ya da kuralları ihlal ettiğini duyarsam, ben hiçbir şey yapmasam bile başka usta hocalar kesinlikle peşinize düşüp, sizi yok eder!"

 

"Emredersiniz!" Zhang Xuan ve Mo Hongyi başlarıyla onayladılar.

 

"Unutmayın, bir usta hoca olmak bir onur ya da mevki değil, bir sorumluluk ve görevdir. Gerçek bir usta hoca her zaman öğrencilerinin iyiliğini düşünerek hareket eder. Yalnızca üzerimize düşen rolü yerine getirirsek başkalarının onayını ve saygısını kazanırız!"

 

Sözlerini bitirdikten sonra, Köşk Efendisi Jiang elini şöyle bir salladı, "Pekala, çoktan gereken her şeyi söyledim. Haydi ana salona gidelim de sizi Usta Su ve Usta Ling'le tanıştırayım!"

 

"Hm!"

 

İkili karşılık verdi ve üç kişi Usta Hoca Köşkünün ana salonuna geçtiler.

 

Kimse sayısız ata kitabesi ve Usta Kong'un heykelinden yavaşça sızan özel aurayı fark etmemişti. Bir araya toplanarak büyük bir akım oluşturmuşlardı.

 

Ancak, kabul edecek kimse olmadığı için aura sanki hiç ortaya çıkmamış gibi zamanla yavaşça kayboldu.