Library of Heaven's Path - Bölüm:328 İki Genç Kızın Kavgası

---

Bölüm:328 İki Genç Kızın Kavgası

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

 

"Ayağa kalk!" Mu Xueqing'in söyledikleri Zhang Xuan'in canını sıksa da, yine de kalkmasına yardım etmek için yanına yürüdü.

 

Bu meseleden ötürü bir öğrenciyle ağız dalaşına girmeyi düşünmüyordu. Kızı atılmakla tehdit etmesinin tek nedeni, gelecekte uysalca söz dinlemesi için onu uyarmaktı.

 

Küçüklükten beri hap kullandığı için, hap zehri çoktan vücudunun derinliklerine işlemiş ve meridyenlerini bir kelepçe gibi sıkıca tıkamıştı. Meridyenlerindeki kirlerin tümünü temizleyebilmek için kızın ona tamamen güvenmesi gerekiyordu.

 

Bu nedenle kızın iyice düşünüp bu fırsatı değerlendirmeye karar vermesi için  bilerek soğuk davranmıştı. Eğer bu fırsatı değerlendirmek isterse, Zhang Xuan kızı kurtarmaya razıydı. Ancak, inat etmeye devam ederse, bu Zhang Xuan için büyük bir kayıp olmazdı. En kötü bir öğrenci kaybetmiş olacaktı. Eğer isterse, on gün içinde kızın gelişim alemini aşan öğrenciler yetiştirebilirdi.

 

"Hapların içinde zehir olsa da, bu ciddi bir sorun değil. Aksi halde, eczacıların itibarı bu kadar yüksek olmazdı!"

 

Zhang Xuan açıkladı, "Kullandığın gelişim yöntemin medikal enerjinin vücudunda hızla dağılmasını ve böylece hızlı etki göstermesini sağlayan bir etkisi var. Ancak aynı zamanda, hap zehrinin de vücuduna daha hızlı emilmesini sağlıyor, durumun bu nedenle bu kadar ciddileşmiş. Yıllar içinde, hap zehri meridyenlerinde birikerek, vücudundan atılmasını zorlaştırmış!"

 

"Bana gelişim tekniğinin bir kopyasını yaz, onu senin için biraz değiştireceğim. Ona uygun şekilde eğitim yaptığın sürece, vücudunda biriken hap zehri on günden az sürede atılacak ve gelişim seviyende de bir yükseliş yaşayacaksın!"

 

Hap zehri 4 yıldızlı bir usta hoca için bile zorlu bir sorundu. Ancak, Zhang Xuan Semavi Yolun İlahi Sanatını çalıştığı için - kusursuzluğa en yakın gelişim tekniği - bu sorunu çözmesi zor değildi.

 

"Emredersiniz!" Tereddüt etmeye cesaret edemeyen Mu Xueqing gelişim tekniğini aceleyle bir kağıda kopyaladı.

 

Zhang Xuan kağıda şöyle bir baktıktan sonra, kıza geri uzatmadan önce bir kaç değişiklik yaparak, buna uygun şekilde eğitim yapması talimatını verdi.

 

Bir saat sonra, Mu Xueqing rahatlatıcı bir hissin tüm vücudunu sardığını hissetti. Vücudunu saran zincirlerden kurtulmuş gibi hissediyordu ve rahatlatıcı bir his vücudunu içten içe kucaklamıştı. Hatta, gelişiminde ufak bir seviye atlayıp bir akupunktur noktası daha açmıştı.

 

Vücudundaki değişimi hisseden Mu Xueqing sonunda Muallim Liu'nun ne kadar inanılmaz biri olduğunu anlamıştı. O anda karşı tarafa minnet doluydu.

 

"Pekala, dersi burada bitiriyoruz. Hepiniz gidebilirsiniz!"

 

Mu Xueqing'in sorununu çözdükten sonra, Zhang Xuan elini şöyle bir salladı.

 

 

Öğrenciler başlarıyla onaylayarak sınıftan ayrıldılar.

 

Sınıftan çıkan grup heyecanını daha fazla bastıramamıştı.

 

"Muallim Liu kesinlikle fazla müthiş! Rehberliğinden sonra, gelişim yöntemimin tamamen yanlış olduğunu fark ettim. Eğer talimatlarına göre eğitim yaparsam, kesinlikle üç aydan az sürede Dingli alemine ulaşırım!"

 

"Aynı şey benim için de geçerli. Hocamızın verdiği formüle göre eğitim yaptıktan sonra, tüm vücudum rahatladı ve gücüm de hızla artıyor. Çok önemsemediğim bir sorunun beni bu kadar engelleyeceğini tahmin edemezdim."

 

"Yetenekli bir hoca işte böyle olur! Aslında belirttiği şeyleri bildiğimizi, ama bir araya getiremediğimizi fark ettin mi..."

 

"Akademinin bir başka vasat hoca göndereceğini düşünüyordum, ancak Muallim Liu'nun bu kadar yetenekli olacağını kim tahmin edebilirdi..."

 

...

 

Hepsinin gözleri parıldıyordu.

 

Yeni hocalarıyla tanışalı çok olmasa da, çoktan ona hayran olmuşlardı.

 

"Birkaç sıradan tavsiyeyle gelişim alemlerimizi yükseltebildi, usta hocalar bile böylesi bir yeteneğe sahip değiller!" Grupta konuşulanları duyan Meng Tao eklemeden edemedi.

 

"Aynen öyle! Birkaç usta hocayla görüşme onuruna eriştim, hatta bir keresinde Köşk Efendisi Jiang'ın Yeşim Eğitim Nişanını elde ederek dersini iki saat boyunca dinledim. Verdiği ders etkileyiciydi, ancak Muallim Liu'nun kusursuz rehberliğine kıyasla hala eksik kalır!" Mu Xueqing başıyla onayladı.

 

Ailesinin gücü sayesinde küçüklüğünden beri pek çok usta hocayla bir araya gelmişti ve hatta Köşk Efendisi Jiang'ın bile dersini dinlemişti. Ancak, onun rehberliği Muallim Liu kadar isabetli değildi; Muallim Liu doğruca sorunun kökünü işaret ederek sorun çözüldüğünde büyük bir ilerleme kaydetmelerini sağlıyordu.

 

"Köşk Efendisi Jiang'ın dersi bile ona kıyasla zayıf mı kalıyor? Bunun anlamı Muallim Liu'muzun öğretme yeteneğinin çoktan 2 yıldızlı bir usta hocadan üstün olduğu mu?" Meng Tao inanamayarak sordu.

 

"Yalnızca Köşk Efendisi Jiang da değil, bence deha Usta Hoca Zhang Xuan da ona kıyasla zayıf kalır! Yeteneği sayesinde yalnızca usta hoca sınavında büyük bir ses getirmeyi başardı... öğrencilerinin gelişim seviyesi yüksek değil. Duyduğum kadarıyla hepsi Dingli alemindeymiş ve en güçlüleri ise yalnızca Pixue alemindeymiş!"

 

Mu Xueqing devam etti.

 

"Eğer öğretme konusunda gerçekten Muallim Liu kadar uzman olsaydı, öğrencileri bu kadar güçsüz olur muydu?"

 

Kendine yeni bir idol bulan Mu Xueqing bu deha usta hocaya duyduğu saygıyla eskisi kadar kör değildi.

 

Duyduğu haberleri hatırlayınca, Zhang Xuan ve Muallim Liu arasında bir kıyaslama yapmış ve bu sonuca ulaşmıştı.

 

Usta Hoca Zhang Xuan yetenekli biriydi, ancak öğretme konusunda Muallim Liu'ya rakip olabilmesi imkansızdı.

 

Aksi halde has çırakları bu kadar güçsüz olurlar mıydı?

 

Muallim Liu'nun, Lu Chong'un on gün içinde Tongxuan aleminde bir üstadı yeneceğini söylediğini unutmamak gerekirdi. Usta hoca Zhang Xuan'in öğrencileri onunla kısa süredir beraber olsalar da kesinlikle on günden fazlaydı.

 

Kimin daha üstün olduğu açıktı.

 

"Kimin öğretme konusunda vasat olduğunu söyledin sen? Cesaretin varsa sözlerini tekrar et!"

 

Mu Xueqing sözlerini tam bitirmişti ki arkalarından bir ses yükseldi. Arkalarını dönünce yaklaşık Mu Xueqing'in yaşlarında inanılmaz güzellikteki bir genç kızla karşılaştılar. Kaşları hoşnutsuz bir ifadeyle çatılmıştı.

 

Her zaman güzelliğiyle gurur duyan Mu Xueqing, bu genç kızı gördüğü anda hayranlıkla nefesini tutmadan edememişti. Ancak, bir an sonra içinde bir kıskançlık dalgası yükseldi.

 

"Kimden bahsettiğimden seni neden ilgilendiriyor?" Mu Xueqing soğuk bir tavırla homurdandı.

 

O hiçbir şeyden korkmayan Küçük Şeytandı. Muallim Liu'nun otoritesi karşısında uysal bir kuzu olmuş olabilirdi, ancak eğer bir yabancı tepesine çıkabileceğini düşünüyorsa, hayal görüyor olmalıydı!

 

"Az önce Usta Hoca Zhang Xuan'in öğretme konusunda vasat olduğunu ve öğrencilerinin güçsüz olduklarını mı söyledin?"

 

Karşıdaki güzel kız ona öfkeyle yanan bakışlar atıyordu.

 

"Ne oldu? Yanlış bir şey mi söyledim? Usta Zhang'in yeteneklerine diyecek hiçbir şey yok, ancak himayesindeki öğrenciler gerçekten de sıradan. Yalnızca gelişim alemlerine bakan biri öğretme yeteneklerinin sıradan olduğunu görebilir!"

 

Mu Xueqing havucu sopaya tercih eden biriydi. Usta Zhang'e büyük saygı duysa da, genç kızın sesindeki tehdidi hissedince sözlü olarak karşılık vermeden edememişti.

 

"Sen... böyle söylediğine göre, kelimeleri boşa harcamayalım. Benimle düello yapmaya cesaretin var mı!?"

 

Genç kızın yüzü sertleşti ve gümüş dişlerini sıktı.

 

"Düello mu?"

 

Mu Xueqing şaşırmıştı.

 

Bu kız hasta falan olmalıydı!

 

Yalnızca öylesine Usta Hoca Zhang Xuan'in derslerinin Muallim Liu'nunkiyle kıyaslanamayacağını söylemişti, ancak bu genç kız sanki tüm ailesini öldürmüş gibi davranıyordu. Neyin peşindeydi böyle?

 

Ancak, Küçük Şeytan ve tüm Tianwu Krallığındaki en iyi öğrencilerden biri olarak bir düellodan kaçamazdı!

 

"O halde dövüşelim, senden korkacağımı mı sandın?" Soğuk bir tavırla dudak büken Mu Xueqing yenlerini savurdu.

 

"Kıdemlim.." Küçük Şeytanın öfkelendiğini gören Meng Tao ve diğerleri şok olmuşlardı. Hemen onu durdurmaya çalıştılar.

 

Öte yandan, güzel genç kızın yanındaki diğer bir genç kız da biraz endişeli görünüyordu.

 

"Zhao Ya, Usta Liu bize sorun çıkartmamamızı söyledi..." Genç kız zayıf bir sesle konuştu, başlarının derde girmesinden endişeleniyordu.

 

"Wang Ying, çoktan hocamıza hakaret ettiler, buna göz mü yumacağız?" Bir genç adam öne çıktı. Bileğinin bir hareketiyle sırtına asılı mızrağı savurdu ve mızrağın parçaları birbiriyle bütünleşmeye başladı.

 

"Aynen öyle, buna göz yumamayız. Hocamıza ve bize hakaret ettiler. Burası Tianwu Akademisiyse ne olmuş?" Dolgun yüzlü bir şişko öne çıktı.

 

Bunlar Tianwu Akademisini gezmeye gelen Zhao Ya, Zheng Yang ve diğerleriydi.

 

Tianwu Akademisinde dolaşırken, on üç çevre krallıktaki en büyük akademinin ihtişamı onları gerçekten de şaşkına çevirmişti. Tüm öğle boyu yürüdükten sonra, tam geri dönmek üzereyken, birinin Muallim Zhang'e hakaret ettiğini duymuşlardı!

 

Kalplerinde en saygı duydukları figüre leke sürülürken bir kenardan sessizce izlemeleri mümkün müydü?

 

Kendilerine hakaret edilmesini kaldırabilirlerdi, ancak kimsenin Muallim Zhang'e hakaret etmesine izin vermezlerdi!

 

Kalplerinde, Muallim Zhang tanrıya eş bir varlıktı. Muallim Liu ve Jiang Chen de kimdi... tüm o adamlar onlar için hiçbir şey ifade etmiyordu!

 

"Ben..."

 

Zheng Yang ve Yuan Tao'nun Zhao Ya'nın kararını desteklediğini gören Wang Ying başıyla onaylamadan önce bir an daha tereddüt etti, "Pekala!"

 

Zhang Xuan'in bu beş öğrencisi her zaman korkusuz karakterde olmuşlardı. Aksi halde Hoca Değerlendirmesi sırasında herkesin içinde Lu Xun'a meydan okumaya cesaret edemezlerdi.

 

Şu anda Tianwu Akademisinde olsalar da, burada hiç bir bağlantıları ya da destekçileri olmasa da, birilerinin hocalarına hakaret etmesini affedemezlerdi.

 

"Tam karşıda bir antrenman arenası var. Kaybeden karşı taraftan özür diler!" Zhao Ya'nın kömür karası saçları rüzgarda uçuştu ve bir anda saf ve yürekli bir tanrıça gibi görünmüştü. "Meydan okumamı kabul edecek cesaretin var mı?"

 

"Korkacak ne var? Daha çok yenildiğinde sözünden dönersin diye korkuyorum!" Mu Xueqing de geri kalmamıştı.

 

"O halde saçmalamayı kes, gidelim!"

 

Zhao Ya karşı tarafla tartışmakla uğraşmadı ve düello arenasına doğru yürümeye başladı.

 

Gelişim temelli bir akademi olduğundan, Tianwu Akademisinin tüm kampüsünde, öğrencilerin birbirleriyle dövüşerek gelişim alemlerini yükseltebilmeleri için orta boyutlu antrenman arenaları bulunuyordu.

 

"Sorun nedir?"

 

"Görünüşe göre Küçük Şeytan Mu Xueqing birisiyle dövüşecek!"

 

"Birisiyle mi dövüşecek? Kim onunla dövüşecek kadar cesur olabilir? Zhao Wuxing? Yoksa Liu Changyan mı?"

 

"Onlar değil... Karşı tarafı daha önce görmemiştim. İnanılmaz derecede güzel bir genç kız, o kadar güzel ki gözlerime inanamadım!"

 

"İki güzel kız arasında bir dövüş mü? O halde bunu izlemeliyim..."

 

...

 

Kampüste tembelce yürürken ikilinin arasındaki barut kokusunu hisseden diğer öğrenciler anında heyecanlanmışlardı ve antrenman arenasının etrafında büyük bir kalabalık toplandı.

 

Mu Xueqing hem güçlü hem de güzeldi ve her zaman akademinin ilgi odağı olmuştu. Karşısındaki genç kızın ondan bile daha güzel olduğunu söylemeye gerek bile yoktu. Bir anda tüm akademinin dikkati bu düelloya odaklanmıştı.

 

Arenanın çevresinde halkalar halinde bir kalabalık toplanmıştı.

 

"Gerçekten de güzelmiş!"

 

"O... onu daha önce neden hiç görmedim?"

 

"Yeni olmalı. Aksi halde bu güzellikle onu duymamış olmam imkansız!"

 

...

 

Zhao Ya'yı görür görmez öğrenci kalabalığının gözleri ışıldadı.

 

Saf Yin Vücudunu harekete geçirdikten sonra, duruşu ve görünüşü daha da saflaşmıştı ve normal genç kızlardan farklıydı. Bir anda herkesin bakışlarını üzerine çekmişti ve erkek öğrencilerin gözleri parıldıyordu.

 

"Lanet olsun..."

 

Erkek öğrencilerin kıza heyecanlı bakışlar attıklarını gören Mu Xueqing'in yüzü sertleşti ve öfkeyle patlamak üzereydi.

 

Geçmişte, nereye giderse gitsin ilgi odağı olurdu. Ancak şu anda, başka bir genç kız tüm ışığı çalmıştı. Buna nasıl müsaade edebilirdi?

 

"Eğer kafanı eze eze adını unutturmazsam, kendi soy adımdan vazgeçerim..."

 

Dişlerini gıcırdatan Mu Xueqing yumruklarını sıktı.