Library of Heaven's Path - Bölüm:259 Patlayan Kazan

---

Bölüm:259 Patlayan Kazan

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

"Kazan patlıyor mu?"

 

Salon Efendisi ve diğerleri yumruklarını sıkmadan duramadılar.

 

Kazanın patlaması bir eczacının hap üretimi sırasında karşılaşabileceği en korkunç olaydı. Genellikle, eczacının şifalı otların içerdiği enerjiyi kontrol edememesinden ve işlemin dengesizleşmesinden kaynaklanırdı.

 

Patlama gerçekleştiği anda, içindeki bitkilerle birlikte tüm kazan harap olurdu. Patlamanın etkisiyle eczacı da yaralanabilirdi.

 

Hapın seviyesi ne kadar yüksekse, kazandaki enerji de o kadar artardı ve hap üretimi sırasında patlamaya o kadar yatkın olurdu.

 

Eğer Mo Yu 2 yıldızlı bir eczacı olsaydı ve gelişim seviyesi Zongshi alemine ulaşsaydı, kendi gücü ve şifalı otlara hakimiyetiyle kazanın içindeki kontrolsüz enerjiyi zorla bastırabilirdi. Ancak şu anda, tüm kazan şiddetle sallanıyordu ve her an patlayabilecek gibi gözüküyordu. Kazanın patlamasını engellemek için çok geç kalındığı ortadaydı.

 

"Başarısız mı oldular?" Salon Efendisi Feng'in yüzü berbat görünüyordu.

 

Yakıcı Güneş Hapının Çelik Dişli Uluyan Gök Canavarı için ne kadar önemli olduğunun farkındaydı. Eğer hapı başarıyla üretip ona içirebilirlerse, vücudundaki yang enerjisi güçlenecekti. Bu da kan evrimini başarıyla gerçekleştirerek gücünü arttırabileceği anlamına gelecekti.

 

Öte yandan, eğer hap üretimi başarısız olursa, Çelik Dişli Uluyan Gök Canavarının yaşadığı krizi atlatma şansı düşüktü. Başarısız olursa, uyanması bile çok zor olacaktı ve onu bekleyen tek şey ölümdü.

 

Başlangıçta, Mo Yu'nun canavar eğiticisi Zhang'in rehberliğiyle hapı üretebileceğine dair umudu vardı. Ancak, sarsılan kazana bakılırsa, hiç şansları kalmamıştı.

 

Kazan kesinlikle patlayacak ve haplar harap olacaktı.

 

Bu değiştirilemez bir gerçekti.

 

"Her şey bitti..."

 

İşlerin bu noktaya gelmesini beklemeyen Yun Tao'nun yüzü soldu.

 

Bu genç adamla karşılaşalı çok olmasa da, onun kendinden emin gülümsemesi ve imkansızı başarabilme yeteneği zihninde derin bir iz bırakmıştı.

 

Her şeye kadir gözüken Kıdemli Zhang Xuan, hap üretiminde başarısız mı olacaktı?

 

"Kim sana o kadar mağrur davranmanı söyledi? Hak ettiğini alıyorsun!"

 

Diğerlerinin gergin bakışlarının aksine, Zhou Xuan ve Zhu Jinhuang birbirleriyle bakışarak sokuk bir şekide dudak büktüler.

 

Az önce senin rehberliğinle hiçbir şeyin yanlış gitmeyeceğini söyleyip hava atmıyor muydun...

 

Fui!

 

Kazan patladığında olanları nasıl açıklayacaksın bakalım.

 

Bir velet olmana rağmen her şeyi biliyormuş gibi davranmaya devam ettin. Gör bak seninle nasıl dalga geçeceğiz!

 

 

...

 

Havadaki gerginlikten bihaber olan Zhang Xuan kaşlarını çattı.

 

Bu Mo Yu'ya kesinlikle güven olmazdı. Böyle kritik bir anda dikkatinin dağılacağını düşünmemişti.

 

Kızın nasıl bir eczacı olabildiğini merak ediyordu.

 

Yalnızca yarım nefes erken davransa da, o yarım nefes büyük emekle sağladığı dengeyi yok etmeye yeter de artardı.

 

Hesaplamalarında büyük bir fark yaratmıştı.

 

Güçlü eczacılar kendi güçlerini kullanarak şifalı bitkilerin şiddetli tepkimelere girmelerini bastırabilirlerdi. Ancak Mo Yu yalnızca 1 yıldızlı bir eczacıydı; gücü ve yetenekleri bunu yapması için yetersizdi. Bu yüzden Zhang Xuan'in tek yapabileceği bitkiler arasındaki dengeyi sağlamaktı. Ancak, bir hata yapılmıştı ve eğer durumu bir an önce kurtarmazsa, tüm emekleri boşa çıkacaktı.

 

"Sakinleş, panik yapma ve geri çekilme!"

 

Kazanın patlamak üzere olduğunu gören Mo Yu içgüdüsel olarak geri çekilmeye çalışmıştı. Zhang Xuan kararmış bir yüz ifadesiyle ona bağırdı.

 

Bu noktada kaçmamalıydı. Yerinden ayrıldığı anda, kazandaki enerji hızla kontrolden çıkacaktı ve patlama kaçınılmazdı.

 

"Ben..."

 

Mo Yu'nun yüzü kızardı.

 

"Ne oldu? Korktun mu? Eğer böyle olacağını bilseydim, senin yardımını istemezdim. Bir başka çırak eczacı arasaydım, böyle bir şey asla yaşanmazdı!" Zhang Xuan soğuk bir şekilde homurdandı.

 

"Sen..." Mo Yu öfkelenmişti.

 

Gururlu ve rekabetçi bir karaktere sahipti. Aynı anda pek çok farklı meslekle ilgilenip büyük başarılar elde etmesi ve insanların gözünde bir deha konumuna yükselmesi de bu sayedeydi.

 

Başlangıçta, kazanın her an patlayabileceğini gördüğünde, hap üretime devam etmekte tereddüt etmişti. Ancak, karşı taraf hap üretimi için ondan yardım istemekte hatta ettiğini ve bir çırağın bile ondan iyi iş çıkaracağını söylediğinde, öfkesi tavan yapmıştı.

 

Eğer şu anda geri çekilirse, bu herif daha sonra kesinlikle dalga geçecekti.

 

Dişlerini sıkarak kendisini yerinde kalmaya zorladı. "Şimdi ne yapacağız?"

 

Kışkırtmasının işe yaradığını gören Zhang Xuan talimat verdi, "Kalan Beyaz Güneş Yaprakları ve Bulanık Güneş Sarmaşığını aynı anda kazana ekle!"

 

"Hepsini mi?"

 

Mo Yu şaşırmıştı. Enerji çoktan kontrolden çıkmıştı ve eğer kalan yang özellikli şifalı otları da eklerse, patlama daha şiddetli olmaz mıydı?

 

Kim bu şekilde hap üretirdi ki...

 

Şu anki durumda en fazla kazan harap olacaktı. Eğer bu iki bitkiyi ekleyecek olursa, kazan patlamakla kalmayacak, içindeki yoğun enerji ve yakıcı ısı onu ağır yaralayacaktı!

 

Yoksa bu herif intikam almaya mı çalışıyordu...

 

"Acele et!" Zhang Xuan'in kaşları havaya kalktı.

 

"Pekala!"

 

Karşı tarafın kendisine bağırmasını beklemediğinden yüzü karardı. Dişlerini sıkarak kararını verdi.

 

Eğer bu yüzden öleceksem, öyle olsun!

 

En azından, bu herifin kendisiyle dalga geçmesinden çok daha iyiydi!

 

Bileğinin bir hareketiyle kalan iki yang özellikli şifalı otu kazana attı.

 

Bom!

 

Tahmin ettiği gibi, iki yang özellikli şifalı ot kazana girdiği anda, kazan daha da şiddetle titremeye başlamıştı.

 

Daha önce, kazan yalnızca patlayabilir gibi gözüküyordu, ancak şu anda, herkes kazanın patlayacağına yüzde yüz emindi.

 

Bunun nedeni, herkesin kazanın dayanma sınırına ulaştığını görmesiydi. Yüzeyinde çatlaklar belirmeye başlamıştı.

 

"Herkes geri çekilsin..."

 

Salon Efendisi Feng yüzünde asil bir ifadeyle zhenqisini kullanarak bir kalkan oluşturdu.

 

Patlayan bir kazanın tehlikelerini bildiklerinden, herkes aceleyle geri çekildi.

 

Tehlikeli bir düşmanın karşısındaymış gibi, her biri savunma pozisyonu almıştı.

 

Çıtır, çıtırt!

 

Çatlaklar giderek daha da büyüdü ve vahşi aura giderek güçleniyordu. Kazan daha fazla baskıya dayanamayacak gibi gözüküyordu.

 

"Yeşil Kurbağa Otu ve Bürümcük Mersin Çiçeği ekle..."

 

Zhang Xuan en ufak panik göstermeden komut vermeye devam etti.

 

Karşı tarafın sözünü dinlemekten başka seçeneği olmadığını bilen Mo Yu hızla Zhang Xuan'in söylediği bağlayıcı şifalı otları alarak kazana attı.

 

O anda, Yakıcı Güneş Hapı için gerekli tüm şifalı otlar kazana atılmıştı.

 

Bu şifalı otları eklemek kazanın daha da şiddetli sarsılmasına neden olmuştu. Kazandan yayılan yakıcı ısı dalgaları havayı bile büküyordu. Manzarayı gören herkes bilinçsizce alınlarında biriken soğuk terleri sildiler ve kalpleri endişeyle kasıldı.

 

"Ateşin yoğunluğunu bir kat arttır!" Zhang Xuan buyurdu.

 

"Ateşin yoğunluğunu mu arttırayım?"

 

Mo Yu yumruklarını sertçe sıktı.

 

Kazan patlamanın eşiğindeydi, ancak Zhang Xuan ona ısıyı arttırmasını söylüyordu. Bu ateşe benzin dökmek gibiydi!

 

Yine de, kararını çoktan vermişti ve sonuçları ne olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıydı. Zhenqi avuçlarından hızla ateşe aktı.

 

Vuuun vunnn!

 

Mo Yu'nun zhenqisiyle etkilenen ateş bir anda büyümüştü. Dalgalanan alevler tüm kazanı kaplıyordu.

 

Çat! Çat! Çat!

 

Şifalı otların arasındaki şiddetli etkileşim kazanın sınırlarını zorlamışken, sıcaklıktaki bu ani artışa dayanabilir miydi? Bir dizi çatırdama sesi duyuldu ve bir çatlak tüm kazan yüzeyi boyunca uzandı...

 

"Patlıyor!"

 

Birileri haykırdı. Bir sonraki an, çatlayan kazan daha fazla dayanamadı. Bom! Güçlü bir patlama gerçekleşti.

 

Güçlü ısı dalgaları çevreye yayılırken, kazanın parçaları her yöne fırladı.

 

"Her şey bitti..."

 

Hala zhenqisini kazana aktarmakla uğraşan Mo Yu patlamanın böyle ani olmasını beklemiyordu. Hazırlıksız yakalanmıştı ve tepki verme fırsatı bile bulamadan güçlü bir basınç dalgası ona doğru aktı.

 

Bu dalganın içinde kazan parçaları da vardı. Eğer herhangi bir parça ona isabet ederse, güçlü gelişim alemine rağmen ağır yaralanırdı.

 

"Her şey bitti. O herif yüzünden gerçekten öleceğim..."

 

Mo Yu sarsıldı. O anda kaçmasının imkansız olduğunu bildiğinden, zhenqisini hayati organlarını korumak için yönlendirdi.

 

Puf!

 

Bu kez ağır yaralanmaktan kurtulamayacağını düşünürken, önünde ansızın bir figür beliriverdi.

 

Bom bom bom!

 

Şok dalgası şiddetle parlarken, önündeki figür etkilenmeden duruyordu. Sanki sarsılmaz bir dağ gibi, tüm darbeyi o karşılamıştı.

 

"Zhang Xuan..."

 

O noktada kendisini koruyanın bunca zamandır kızdığı o genç olduğunu fark ediverdi.

 

Patlama anında öne atılarak ona kalkan oluvermişti...

 

Gözleri kızardı.

 

Bu herifin sözleri kulağa berbat gelse de, içten içe sevgi doluydu.

 

Zhu Jinhuang, Zhou Xuan ve Yun Tao üçlüsü onun için her şeyi yapabileceklerini söyleyip durmuşlardı. Ancak en önemli zamanda bir kenardan izlemeyi seçmişlerdi. Onlar yerine bu ağzı bozuk herif ona kalkan olmuştu.

 

Puf!

 

Kısa süre sonra tozlar dağıldı. Devasa kazan çoktan paramparça olmuştu. İçindeki kömür yere dağılmıştı.

 

Zhang Xuan kazanın tam önünde durarak Mo Yu'yu patlamadan korumuştu. Üstü başı darmadağındı... Giysileri parçalanmıştı ve yüzü kapkaraydı.

 

"Sen iyi misin?" Salon Efendisi Feng ve diğerleri yanlarına koştular.

 

"Ben iyiyim!" Zhang Xuan gülümsedi.

 

Semavi Yolun Altın Vücudu ve Semavi Yolun Zhenqisine sahip olduğu için savunma konusunda çelikten farksızdı. Patlamanın gücü muazzam olsa da, ona yalnızca yüzeysel yaralar açmıştı.

 

"İyi olmana sevindim... Hapı üretmek imkansız, Beixu Krallığına birilerini yollayarak Eczacı Wang Xing'in yardımını isteyeceğim." Salon Efendisi Feng teselli etti.

 

Wang Xing, Beixu Krallığı Eczacı Loncasının lideriydi ve 2 yıldızın zirvesinde bir eczacıydı.

 

Genellikle ondan hizmet almak çok zor olurdu. Ancak Salon Efendisi Feng adamı tanıyordu ve dahası aynı itibara sahip oldukları için ondan yardım istemesi zor değildi.

 

"Buna gerek yok..."

 

Zhang Xuan başını salladı. Tam durumu açıklayacağı sırada Zhu Jinhuang ve Zhou Xuan, Mo Yu'yu ayağa kaldırmak için yardıma koştular. Yüzlerinde endişeli bakışlar vardı.

 

"Genç hanım Mo Yu, yaralandınız mı..."

 

Onların koştuğunu gören Mo Yu'nun yüzünde hoşnutsuz bir ifade belirdi. Çabucak kafasını salladı.

 

Zhang Xuan darbeyi onun için karşılamıştı ve bu sayede hiçbir fiziksel yara almamıştı. Daha çok, patlamanın gücü onu korkutmuştu.

 

"Hepsi bu herifin suçu! Sanki inanılmaz biriymiş gibi size rehberlik etmekle ilgili söylediği onca şeye ne oldu? Sonuçta olanlara bakın? Kazanın patlaması bir yana, Genç hanım Mo Yu neredeyse yaralanacaktı! Eğer ona bir şey olsaydı bunun sorumluluğunu alabilecek miydin?"

 

"Hap üretimi çocuk oyuncağı değildir, öyle kafana göre bir başkasına rehberlik edemezsin. Kendini bir usta hoca mı sanıyorsun? Bir usta hoca bile 1 yıldızlı bir eczacıya 2 yıldızlı bir hap üretirken rehberlik edeceğini iddia edemez. Biraz tevazu göstermeyi öğrenmelisin!"

 

Tanrıçalarının sessiz kaldığını gören ikili daha da öfkelenmişti. Hemen Zhang Xuan'e dönüp onu eleştirmeye başlamışlardı.

 

"Kesin sesinizi!"

 

İkilinin yaptıkları kızı çoktan hayal kırıklığına uğratmıştı. Dırdır edip durduklarını gördüğünde öfkesi daha da arttı. Bu yüzden kararan yüz ifadesiyle onlara patladı.

 

"Genç hanım Mo Yu..."

 

İkili onun adına konuştuklarından, kızı daha çok kızdıracaklarını düşünememişlerdi. Kendilerini tanrıçalarına açıklamaya çalışacakken, kızın bir özür ifadesiyle Zhang Xuan'e doğru yürüdüğünü gördüler. "Hap üretiminin başarısız olması benim hatam. Eğer mümkünse, bunu bir kez daha yapabilirim. Bu kez dikkatimin dağılmayacağına söz veririm!"

 

"Bu konuda endişelenme!" Zhang Xuan elini şöyle bir salladı.

 

"Patlamadan beni korumak için önüme geçtin, teşekkür ederim. Daha önce hiçbir erkek bana bu şekilde davranmamıştı. Niyetini anlıyorum..." Karşı tarafın yüzündeki aldırmaz ifadeyi gören Mo Yu kendini daha suçlu hissetmişti.

 

"Öhöm öhöm, dur bir saniye! Bir şeyi yanlış anlamışsın... Seni patlamanın etkisinden korumaya çalışmıyordum!"

 

Zhang Xuan başını salladı. Elini uzattığında avcunun içinde birkaç hap vardı, "Yalnızca taze üretilmiş hapları topluyordum!"