Library of Heaven's Path - Bölüm:238/2 Evcilleştirmek

---

Bölüm:238/2 Evcilleştirmek

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

"Tongxuan alemine ulaşmasına yardım etmek yaralarını bir anda iyileştirebilir mi?" Zhang Xuan'in gözleri parladı.

 

İlk yöntem için, şu anda bitkilere sahip olmaması bir yana, iki gün beklemek için çok uzun bir süreydi.

 

İkinci yöntem için, Zhang Xuan'in canavar eğitimi konusunda hiçbir şey bilmediği düşünülürse, tamamen ihtimal dışıydı.

 

Üçüncü yönteme gelince, Zhang Xuan Semavi Yolun Kütüphanesine sahipken, gerek insan gerekse bir canavarın seviye atlamasına yardım etmek onun için kolay bir işti.

 

Örneğin Gök Yüzünü Parçalayan Aslan konusunda, canavarın yaşadığı travmayı çözerek bir seviye atlayıp Tongxuan alemine ulaşmasını sağlamıştı.

 

Kıdemli Shan torununun isteğiyle Zhang Xuan'e acı çektirmek için bir oyun düzenlemiş ve hocalık lisansına el koyulmasını hak etmişti. Yine de, önceki karakterinin yanlışlarını çözmek isteyen Zhang Xuan farkında olmadan suçu 'diğer hocaların bilerek onu baskılamasına' atmış ve adamın bir batağa saplanmasına sebep olmuştu.

 

Bunu telafi etmek için, ayrılmadan önce Gök Yüzünü Parçalayan Aslanı ziyaret etmiş ve travmasını çözmüştü.

 

Kendisini koruyan Tongxuan aleminde bir vahşi canavar varken, Kıdemli Shang hocalık lisansını kaybetmiş olsa da, bir kez daha yükselebilirdi.

 

Zhang Xuan bu yolla bir tür özür dilemiş oluyordu.

 

Bu tecrübesiyle, başkalarına en zor seçenek gibi görünen üçüncü yöntem, aslında olun için en kolayı oluyordu.

 

Bu yüzden bir beklenti ifadesiyle Altın Alaşımlı Pantere döndü.

 

"Altın Alaşımlı Panter, bir savaş tekniği uygulamayı dene... Öhöm öhöm, yani, saldır bana!"

 

Canavar ona daha önce saldırdığında, Zhang Xuan onun hatalarını görmeye çalışmamıştı, ve sonuç olarak onunla ilgili bir kitap derlenmemişti. Seviye atlamasına yardım etmek için, önce fiziki durumunu görmeliydi.

 

"…"

 

Shen Bi Ru, Yun Tao ve diğerleri şok olmuş halde, birbirlerine şaşkın bakışlar attılar.

 

Bu herif ne yapmaya çalışıyordu?

 

Yun Tao çoktan kullanabileceği üç yöntemi saymıştı, ancak bunlardan birini seçmek yerine, Altın Alaşımlı Panterin kendisine saldırmasını istiyordu.

 

Senin tahtaların falan mı eksik?

 

Bu canavar ayağa bile kalkamıyor, ama kalkmış sana saldırmasını mı istiyorsun? Yoksa onu bir kez daha dövmeyi mi düşünüyorsun?

 

"Grraaav?"

 

Altın Alaşımlı Panter de şaşkındı.

 

"Acele et!"

 

Canavarın tereddüdünü hisseden Zhang Xuan onu teşvik etti.

 

Eğer kendisine saldırmazsa, bir kitap derlenemezdi. Ve bu durumda Zhang Xuan onun ne sorunu olduğunu göremez ve seviye atlamasına yardım edemezdi.

 

"Grraaav!"

 

Altın Alaşımlı Panter başını eğdi.

 

Efendisine saldırmaya cüret edememesi bir yana, bunu yapacak gücü de yoktu!

 

Daha ayakta bile duramazken, nasıl saldıracaktı?

 

"Az önce sana durmanı söylediğimde, bana saldırmaya devam ettin. Şimdi saldırmanı söylediğimde, tereddüt ediyorsun!"

 

Canavarın küçük bir kedi gibi uysal davrandığını gören Zhang Xuan ne diyeceğini şaşırmıştı.

 

Benim yerime Yun Tao'yu hedef alman gerektiğini söylediğimde, bana saldırmaya devam ettin. Şimdi bu şekilde mi davranıyorsun...

 

"Sonuçta, yalnızca bir vahşi canavarsın. Görünüşe göre seninle anlaşmak imkansız olacak.

 

Unut gitsin, o halde kendim yaparım!

 

Kafasını sallayan Zhang Xuan, Altın Alaşımlı Pantere yaklaşıp merhametli bir şekilde gülümsedi. "Telaşlanma. Kafanı kaldır..."

 

Altın Alaşımlı Panter devasa kafasını kaldırdı.

 

Diğerleri de dikkatlerini o yöne çevirmiş, neyin peşinde olduğunu merak ediyorlardı.

 

"Evet, aynen böyle..."

 

Vahşi canavarın itaatkar bir şekilde kafasını kaldırdığını gören Zhang Xuan elini uzattı ve pat! Ensesinin arkasına vuruverdi.

 

"Grraaav?"

 

Ona çoktan teslim olmasına rağmen efendisinin kendisini dövmesini beklemeyen Altın Alaşımlı Panter içerleyerek kükredi. Ardından, devasa vücudu sarsılıp, bilinçsizce yere çöktü.

 

"Ne?"

 

Diğerleri öyle büyük bir şok yaşamışlardı ki bayılacaklarını hissediyorlardı.

 

Bu senin evcil canavarın! Dahası... onu iyileştireceğini sanıyordum? Neden onu bayılttın ki?

 

Diğerlerinin tepkilerine aldırmayan Zhang Xuan avcunu canavarın vücuduna koydu.

 

Çın!

 

Kütüphanede bir kitap belirdi.

 

Kitabı hızla okuyan Zhang Xuan kafasını memnun bir şekilde salladı. Ardından Yun Tao'ya dönüp sordu, "O... bayıldı. Nasıl uyandırabilirim?"

 

"…"

 

Yun Tao ve diğerleri delireceklerini sandılar.

 

Vahşi canavarı hızla iyileştirmenin yolunu sorduğunda, hepimiz onu tedavi edeceğini düşündük. Ancak, beklentimizin aksine, onu bayılttın.

 

Şimdi herkes ne yapmaya çalıştığını merak ederken, onu uyandırmak istiyorsun...

 

Kardeşim, biraz daha mantıklı davranamaz mısın?

 

Hangi lanet şeyin peşindesin sen? Ne halt ettiğini hiçbirimiz anlayamıyoruz!

 

"Ne oldu? Hiçbir fikrin yok mu?" Zhang Xuan kaşlarını çattı.

 

"Var, var!"

 

Saçlarını yolma isteğini bastıran Yun Tao aceleyle öne çıktı.

 

Altın Alaşımlı Panterin özelliklerini iyi biliyordu. Parmağını bir akupunktur noktasına bastırdı ve devasa canavar kısa süre sonra gözlerini açtı.

 

"Graav..."

 

Zhang Xuan'i gördüğü anda, kendine gelen Altın Alaşımlı Panterin göz kapakları seğirdi. Ağlamanın eşiğindeydi.

 

"Bana bu şekilde bakmana gerek yok. Sormama izin ver, yaralarından bir anda kurtulmak ister misin? Ayrıca, Tongxuan alemine ulaşmak istiyor musun?" Canavarın kırgın bakışlarına aldırmayan Zhang Xuan devam etti, "Eğer istiyorsan, devam edelim. Aksi halde şimdi gideceğim. Dağın kralı olarak kalıp, bana asla teslim olmamışsın gibi davranabilirsin!"

 

Eğer canavar yaralarından hızlıca kurtulamazsa, Zhang Xuan'e hiçbir faydası olmazdı. Durum buyken, Zhang Xuan'in onunla daha fazla zaman kaybetmesine gerek yoktu.

 

"Grraaav!"

 

Tereddüt etse de, Altın Alaşımlı Panter sonunda başıyla onayladı.

 

"Kabul etmen iyi oldu!"

 

Başıyla onaylatan Zhang Xuan, Altın Alaşımlı Panterin yanına yürüdü. Ardından devasa vücuduna ayasıyla vurdu.

 

Pat pat pat pat pat!

 

Darbe sesi tam olarak otuz altı kez yankılandı ve her bir darbe Altın Alaşımlı Panterin akupunktur noktalarına hedeflerini şaşmadan isabet etmişti. Aynı zamanda, saf zhenqisi canavarın vücuduna girerek meridyenlerinden akmıştı.

 

"Bu..."

 

Başkaları Zhang Xuan'in davranışlarından dolayı şaşırabilirdi, ancak Yun Tao potansiyel bir canavar eğiticisi olarak, Zhang Xuan'in ne yaptığını tek bakışta anlamıştı!

 

"Canavar eğitimi konusunda hiçbir şey bilmediğini sanıyordum? Altın Alaşımlı Panterin akupunktur noktalarına nasıl bu kadar isabetle vurabiliyor?"

 

Ağzı bir karış açılan Yun Tao heyecanla titredi.

 

Bir canavarın fiziksel yapısı insanlardan tamamen farklıydı. Doğal olarak kullandıkları gelişim yöntemleri de farklıydı. Mantıksal olarak bakılırsa, canavar eğitimi konusunda hiçbir şey bilmeyen birinin, bir vahşi canavarın vücudundaki akupunktur noktalarını tespit edebilmesi imkansızdı. Hatta, akupunktur noktalarının yerlerini yaklaşık olarak tahmin edebilmeleri bile inanılmaz bir başarı olurdu.

 

Daha önce yaşadıklarından sonra, karşısındaki bu adamın canavar eğitimi konusunda tamamen cahil olduğunu biliyordu. Ancak... tüm bilgisizliğine rağmen, sıradan görünen bu darbelerin hepsi, en ufak sapma olmadan vahşi canavarın akupunktur noktalarına isabet etmişti!

 

Burada neler dönüyordu?

 

Dahası... bu akupunktur noktalarına vurarak ne yapmaya çalışıyordu?

 

Yoksa gerçekten de... canavarın Tongxuan alemine ulaşmasına yardım mı etmeye mi çalışıyordu?

 

Cidden mi?

 

Bu resmi bir canavar eğiticisinin bile yapmakta zorlanacağı bir şeydi.

 

O şokun etkisini hala atlatamamışken, Zhang Xuan tüm akupunktur noktalarına vurmayı bitirmişti. O anda, Altın Alaşımlı Panterin vücuduna aktardığı saf zhenqi canavarın genişlemiş meridyenlerinde dizginsizce akıyordu.

 

Puf!

 

Geri çekilen Zhang Xuan alnında biriken ter damlalarını sildi.

 

Bir vahşi canavarın gelişim seviyesini arttırmak bir insana kıyasla tamamen farklıydı.

 

Altın Alaşımlı Panterin devasa vücudundan dolayı, seviye atlaması için gerekli zhenqi bir insanınkinden kat ve kat fazlaydı. Zhang Xuan Semanın Yolu İlahi Sanatını çalışıyor olmasa ve zhenqisi bu kadar saf olmasaydı, karşı tarafın gelişim seviyesini yükseltemeden önce zhenqisini tüketir ve bayılırdı.

 

Yine de, zhenqisinin büyük bir kısmını kullanmıştı ve bu onu biraz yormuştu.

 

Çatırt! Çuturt!

 

Altın Alaşımlı Panterin vücudundan mısır patlamasını andıran çatırtılar yükselmeye başladı.

 

Normal koşullarda, bir vahşi canavarın gücü ırkı ve yetenekleriyle belirlenirdi. Kanı evrim geçirmediği sürece, gelişim seviyesini arttırması zordu.

 

Ne de olsa, sıradan hayvanlardan üstün bir zekaya sahip olsalar da, yine de insan zekasının gerisindeydiler ve gelişim teknikleri de kullanamıyorlardı.

 

Resmi canavar eğiticilerinin bile evcil canavarlarının gelişim seviyesini arttırmakta zorlanmaları bu yüzdendi.

 

Ancak... Zhang Xuan farklıydı. Yüksek seviye bir vahşi canavarın diğerlerinden tek farkı safkan oluşuydu. Zhang Xuan'in vücudundaki Semavi Yolun zhenqisi birinin meridyenlerini açarak kanındaki tortuları temizleyebilir, kanın saflığını arttırabilirdi.

 

Kanındaki safsızlık temizlendiğinde, vahşi canavar sınırlamalardan kurtulmuş olurdu. Doğal olarak gelişim alemi de yükselirdi.

 

Bom!

 

Patlama sesleri fazla uzun sürmedi. Kısa süre sonra, Altın Alaşımlı Panterin vücudu bir balon gibi şişerek hızla büyüdü. Daha önceki dört metrelik halinden, altı yedi metreye büyümüştü. Aynı zamanda, vahşi canavarın yaydığı aura da muazzam derecede değişmişti. Daha da güçlü ve korkutucu olduğu açıktı.

 

Bam bam bam!

 

Yaydığı aura Yun Tao ve diğerlerinin solgun yüzlerle geriye kaçmalarına neden olmuştu.

 

"Bu..."

 

Karşılarındaki bu canavarın seviye atladığı açıktı!

 

Yalnızca rastgele birkaç darbeyle, Altın Alaşımlı Panter Tongxuan alemine mi ulaşmıştı?

 

Yun Tao başının döndüğünü hissetti. Gördüğü bu manzara fazla inanılmazdı.

 

Canavar Salonunda uzun bir süre geçirdikten sonra, bir vahşi canavarın kanının evrimleşmesinin ne kadar zor olduğunu biliyordu.

 

2 yıldızlı canavar eğiticileri bile, yıllar süren çaba olmadan böyle bir şeyi başaramazdı!

 

Ancak, karşılarındaki bu herif... yalnızca birkaç nefeslik sürede bunu başarmış mıydı?

 

Burada neler dönüyordu?

 

Bunları düşünen tek kişi Yun Tao değildi. Shen Bi Ru'nun gözleri yaşadığı şokla kocaman açılmıştı.

 

Muallim Zhang'in tamamen beklenmeyen bir şey yapacağını biliyordu. Yine de, karşısındaki manzara gözlerinden şüphe duymasına neden oluyordu... Yaptıkları beklentilerini tamamen aşmıştı.

 

Bir mesele değilmiş gibi Altın Alaşımlı Pantere seviye atlatıvermek...

 

Ortalama usta hocalar bile böyle bir şeyi başaramazdı!

 

Bu herif Usta Yang'dan ne öğrenmişti?

 

Puf!

 

Herkesin hayret dolu bakışları altında, Altın Alaşımlı Panterin kanı başarıyla evrim geçirmişti. Aynı zamanda, gücü Tongxuan aleminin temel kademesinde sabitlenmişti.

 

Gravv!

 

Artan gücüyle birlikte, daha önce aldığı yaralar da tamamen iyileşmişti. Ayağa kalkıp gaddar bir kükremeyle gökleri sarstı.

 

Ardından, devasa Altın Alaşımlı Panter Zhang Xuan'in yanına yürüyüp yere yattı. O anda, gözleri hayranlık ve sevgiyle doluydu ve az önce hissettiği kırgınlık tamamen yok olmuştu.

 

Zhang Xuan onu bayılttığında, takip etmek için yanlış insanı mı seçtiğini düşünüyordu. Ancak şimdi, efendisinin inanılmaz yeteneklere sahip biri olduğunu fark ediyordu.

 

Bu kez, ona en içten şekilde teslim oluyordu.

 

"Seviye atladığına göre, artık yola koyulalım!"

 

Zhang Xuan tek sıçrayışta Altın Alaşımlı Panterin sırtına zıplayıp Shen Bi Ru'ya tırmanmasını işaret etti. Ardından ikili Canavar Salonuna doğru yola koyuldular.