Library of Heaven's Path - Bölüm:216 Fazla Güç Uygulamak

---

Bölüm:216 Fazla Güç Uygulamak

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

Lu Xun'un yükselişinde rol oynayan tek şey yetenekleri değildi. Daha önemlisi gösterdiği tavırdı. Ne tür bir mücadeleye girişirse girişsin, meseleyi sakin bir tavırla ele alır, gururunun önüne çıkmasına izin vermezdi. Zhang Xuan'in itibarı berbat olsa da, Lu Xun onu hiç küçümsemeden gerekli tüm hazırlıkları yapmıştı.

 

Düelloya hangi öğrencileri göndereceğine karar vermeden önce, en iyi karşılık verecek kombinasyonu belirlemek için Zhang Xuan'in öğrencilerini araştırmıştı.

 

Araştırmasının sonucuna göre, Zheng Yang ve Mo Xiao birlikte büyümüş ve mızrak sanatını birlikte çalışmışlardı. Ancak Mo Xiao'nun Zheng Yang'e kıyasla çok daha üstün olduğu açıktı ve ikili arasındaki sayısız dövüşte kazanan daima Mo Xiao olmuştu.

 

Mo Xiao'yu en iyi dostundan istemesinin ve hatta ona Wang Klanının mızrak sanatını öğrettirmesinin sebebi tam olarak buydu.

 

Bu şekilde dövüşü kesinlikle alacağını düşünmüştü, ancak... daha dövüşmeye bile başlamadan, Mo Xiao çoktan mızrağını atıp, yenilgiyi kabul etmişti...

 

Lu Xun tüm vücudunun titrediğini ve çıldırmak üzere olduğunu hissetti.

 

Kong Jie rakibinin oyununa gelmiş ve tek bir yumrukla arenadan fırlamıştı. Pekala, buna tahammül edebilirim.

 

En fazla altı yüz bin altınım (üç milyonu beş öğrencisine böldüğünde) heba olmuş olur. Ama sen... senin derdin ne böyle?

 

Çok fazla lanet insan gördüm, ama senin kadar lanetini ilk kez görüyorum!

 

Neden geç saate kadar ayakta kaldığımı açıkça biliyorsun, yalnızca gücünüzü arttırabilmek için, Hoca Değerlendirmesinde galip gelebilmeniz için. Dahası, senin için onca para harcadım, ama sen daha dövüşmeden yenilgiyi kabul ediyorsun...

 

"Neler oluyor?"

 

"Zhenqi alemindeki iki öğrenci, biri yalnızca tek yumrukla uçup giderken, ikincisi daha dövüşmeden yenilgiyi kabul mü ediyor? Neler oluyor böyle?"

 

Yaşananlar karşısında hayrete düşen yalnızca Wang Chao ve Lu Xun değildi, izleyen öğrenci ve öğretmenlerin hepsi şaşkına dönmüşlerdi.

 

Muallim Lu'nun bir zhenqi alemindeki bir grup öğrenciyle geldiğini gördüklerinde, hepsi bunun tek taraflı bir dövüş olacağını düşünmüştü. Ancak... İlk iki tur gerçekten de tek taraflı olmasına rağmen, diğer tarafın üstünlüğü vardı...

 

Aslında, tek şaşıran kalabalık da değildi. Söz konusu adam, Zhang Xuan bile neler olduğunu anlayamamıştı.

 

Mo Xiao ve Zheng Yang sınıfta karşı karşıya geldiklerinde, Zhang Xuan Usta Lu Chen'in evindeydi ve olan biteni görmemişti. Bu yüzden Mo Xiao'nun neden daha dövüşmeye bile başlamadan yenilgiyi kabul ettiğini anlayamamıştı.

 

"Yenildiğimi kabul etmemin nedeni, birkaç gün önce onunla özel bir düelloda karşılaşmış olmam. Zheng Yang tek bir hamleyle beni yenmeyi başardı! Aslında, istese canımı alması bile zor değildi."

 

 

Zhao Ya ve diğerleri Zhang Xuan'a durumu anlatamadan önce, Mo Xiao'nun sesi arenadan yankılandı. Sesi sakindi ve içinde en ufak pişmanlık ya da keder bulunmuyordu. Daha çok, kulağa tasasız geliyordu.

 

"Son birkaç gündür bu hamleyi nasıl karşılamam gerektiğini düşünüp duruyorum. Başlangıçta, Zhenqi alemine seviye atladığımda bu tekniği etkisiz hale getirebileceğimi düşünmüştüm. Bu yüzden denemeye karar verdim ancak şu anda ona hala rakip olamayacağımı fark ettim. Zheng Yang'ın Muallim Zhang'dan öğrendiği teknik doğruca mızrak sanatının özüne iniyor ve bırakın ona dayanabilmeyi, korkarım tüm hayatım boyunca bile çalışsam, yine de  kavrayamayabilirim."

 

"Tek bir hamlede yenileceğimi bilirken, doğruca yenilgiyi kabul etmem daha iyi!"

 

Mo Xiao bu noktada ellerini birleştirip hafifçe kıkırdadı, "Zheng Yang, iyi bir hocan var. Ona hak ettiği değeri göstermelisin!"

 

Mo Xiao daha sonra mızrağını alıp arkasını dönerek koltuğuna döndü.

 

Sesi tüm alanda yankılanmıştı ve neredeyse herkes söylediklerini açıkça duymuştu.

 

"Mo Xiao tüm hayatını buna adasa bile Muallim Zhang'in Zheng Yang'a öğrettiği tekniği çözemeyip, karşılayamayacağını mı söyledi?"

 

"Eğer öyle ise bu teknik Wang Klanının mızrak sanatından bile daha mı üstün? Bu nasıl mümkün olabilir?"

 

"Bu bir düello olduğuna göre, yalan söylemesine imkan yok... Aksi halde Muallim Lu onu öldürene kadar dövmez mi?"

 

...

 

Herkesin gözleri şokla kocaman açılmıştı.

 

Wang Klanının mızrak sanatı Tianxuan Krallığında aşırı ünlüydü. Pek çok insan yalnızca hamleleri görerek onu tanıyabilirdi. Bu alanda yenilmez sayılırdı ve mızrak sanatlarının zirvesi olarak görülürdü.

 

Ancak, Mo Xiao karşı tarafa rakip olamayacağını söylemişti... Herkes hayret içindeydi.

 

"Görünüşe göre Muallim Zhang Xuan anlatıldığı kadar zayıf biri değil. Tam aksine, görünüşe göre elinin altında güçlü silahları var.

 

"Sahiden, toplamda beş maçtan ilk ikisini ardı ardına kazandı. Muallim Lu burada gerçekten kaybedecek mi?"

 

"Kim bilir. Ama umarım Muallim Lu bir geri dönüş gerçekleştirebilir..."

 

...

 

Tüm çevrede hararetli tartışmalar yükselmişti. Arenanın kenarındaki Lu Xun ağır şekilde nefes alıp veriyordu ve suratı yeşile dönüyordu.

 

Lanet olsun, benden ders alan tüm bu öğrencilerin derdi ne? Hiçbir öğrenci hocasını bu şekilde yüz üstü bırakmamalı.

 

Dahası, söylediğin o sözler neydi öyle?

 

Zheng Yang'ın iyi bir hocası var... Senin iyi bir hocan yok mu peki?

 

Siz öğrencilerime hap alabilmek için üç milyon harcayıp, zhenqimi tüketerek gelişim seviyelerinizi arttırmanıza yardım ettim Ancak... Karşılığı bu mu?

 

Lu Xun öfkelenmiş olsa da, saldırmak için doğru zaman olmadığını biliyordu. Kontrolünü kaybettiği anda, bunca yıldır oluşturduğu itibar tek bir anda çöküp giderdi.

 

Öğrencilerine dikkatle baktı.

 

Henüz dövüşmemiş üç öğrencisi vardı.

 

Bai Chao, Du Lei ve Zhu Hong.

 

Bai Chao yumruk tekniklerinde uzmandı ve sağ kolundaki meridyenleri hasarlı olan Liu Yang için zor bir rakipti.

 

Du Lei etkileyici bacak tekniklerine sahipti. Dahası, Lu Xun ona hızla hareket edebilmesini sağlayan güçlü bir manevra tekniği daha öğretmişti, bu yüzden bacakları yaralı olan Wang Ying'le baş etmesi sorun olmamalıydı.

 

Zhu Hong'a gelince, o Zhao Ya ile karşılaşacaktı.

 

Lu Xun ardı ardına iki turu kaybettiğine göre, bu turu kesinlikle kazanmalıydı. Aksi halde itibarı tamamen yerle bir olacaktı.

 

"Du Lei, sıra sende!"

 

Bir an düşündükten sonra Du Lei'yi göndermeye karar vermişti.

 

Araştırmalarına göre, Wang Ying zayıf ve hassas bir karaktere sahipti. Du Lei maç başlar başlamaz ona hızla saldırdığı sürece, karşı taraf kesinlikle bundan ürkecekti.

 

Ayrıca bacakları daha yeni iyileşmişti ve hala zayıf olmalıydı. Du Lei ona karşı kazanmayı başaramasa bile, durumunu koruyarak, manevra teknikleriyle tehlikeden kaçabilirdi. En azından önceki ikisi gibi tek taraflı yenilgiler almayacaktı.

 

Du Lei başıyla onaylayarak arenaya girdi.

 

"Wang Ying!"

 

Karşı tarafın Du Lei'yi yolladığını gören Zhang Xuan, öğrencisine rakibiyle yüzleşmesini işaret etti.

 

Wang Ying yanıt verdi. Hafif kızaran bir yüzle o da arenaya yürüdü.

 

İzleyici bölümünde.

 

"Muallim Lu'dan bekleneceği gibi. Ardı ardına iki tur kaybetmiş olsa bile, Zhang Xuan'in zayıflığını görebildi."

 

Shen Bi Ru'nun kaşları endişeyle çatılmıştı.

 

"Zayıflık mı? Ne zayıflığı?" Han Qiong şaşırmıştı.

 

"Wang Ying Dört Büyük Klandan Klan Şefi Wang Hong'un tek kızı. Zayıf ve masum bir karakteri var ve bu yüzden, başkalarına kolayca inanıyor. Muallim Zhang Xuan'ın beş öğrencisi arasında, zayıf halka o."

 

Shen Bi Ru açıkladı.

 

"Eğer durum buysa, o gerçekten de Zhang Xuan'ın zayıf karnı."

 

Han Qiong katılarak başıyla onayladı.

 

Gelişim aleminde ilerlemek göklere karşı gelmek demekti. Zayıf karakterli olanlar başkalarıyla dövüşürken dezavantajlı konumdaydılar.

 

"Yalnızca bu da değil, Wang Ying aynı zamanda gençken yaralanmış ve bacaklarında bir sakatlık kalmış. Yürürken sorun yaşamasa bile, dövüşmeye kalktığı anda bu sorun açığa çıkacak. Klan Şefi Wang Hong onu tedavi ettirebilmek için krallıktaki pek çok ünlü doktoru davet etti. Usta Yuanyu da onun durumunu kontrol etti, ancak o bile nasıl yardım edeceğini bilemeden üzgün şekilde geri dönmek zorunda kaldı."

 

Shen Bi Ru Wang Ying'in meselesi hakkında oldukça bilgiliydi ve tüm bildiklerini Han Qiong'a anlattı. "Durum buyken... Wang Ying'in o bacaklarla Du Lei'ye rakip olabilmesi imkansız."

 

"Ah?"

 

Han Qiong şok olmuştu. Böyle bir durum olabileceğini tahmin etmemişti.

 

"Du Lei'ye gelince, bir zamanlar Muallim Chen Hong'un öğrencisiydi."

 

"Muallim Chen Hong mu? Manevra tekniklerinde uzman olan hoca mı?"

 

"Hm, evet o! Tüm öğrencileri içinde en hızlısı Du Lei'ydi. Wang Ying'in karşısına böyle birini çıkardığına göre Muallim Lu dersini iyi çalışmış." Shen Bi Ru kafasını salladı. "Görünüşe göre Wang Ying... kaybedecek!"

 

...

 

"Lütf... Lütfen bana rehberlik edin!"

 

Arenada, Wang Ying hafif kızarmış yüzüyle ellerini kavuşturmuştu.

 

"Sana rehberlik edebileceğimi iddia edemem. Eğer dövüşmek istiyorsan, haydi başlayalım!"

 

Omuzlarındaki ağır yükün farkında olan Du Lei ayaklarıyla yerden güç alıp, doğruca Wang Ying'e atıldı.

 

Hareketleri fırlayan bir ok gibi çabuktu.

 

"Hızlı!"

 

"Bu gerçekten 3-dan dövüşçü seviyesinde bir gelişim üstadı mı? 4-dan Pigu alemindeki bir dövüşçü bile böyle bir hıza sahip olamaz!"

 

"Bu hamle 【Aldatan Gölgelerin Dokuz İlahi Adımı】, Muallim Lu'ya ait ünlü bir tekniktir. Muallim Lu'nun bu tekniği cömert bir şekilde öğrencisine öğreteceğini kim bilebilirdi!"

 

"Aldatan Gölgelerin Dokuz İlahi Adımı mı? Hongtian Akademisinin manevra teknikleri konusundaki en önemli gizli kılavuzu? Bu Tianxuan Krallığı'nındaki en güçlü tekniklerden biri sayılmıyor muydu?"

 

"Bu doğru!"

 

"Eğer bu tekniği öğrenebilseydim, benimle aynı seviyedeki üstatlara karşı yenilmez olurdum. Bu Wang Ying büyük olasılıkla sağlam bir dayak yiyecek!"

 

...

 

Pek çok öğrenci Du Lei'nin tekniğini tanımış ve hayrete düşmüştü.

 

Aldatan Gölgelerin Dokuz İlahi Adımı diğer köklü manevra teknikleriyle karşılaştırıldığında bile güçlü bir teknik sayılırdı. Muallim Lu bir keresinde bu tekniği kullanarak pek çok sayıda üstadı yenmişti. Kimse bu tekniği Du Lei'ye öğretmiş olabileceğini hayal edemezdi.

 

Du Lei yalnızca temel bilgileri öğrenmiş olsa da, bu bile onunla aynı seviyedeki dövüşçüleri yenmesine yeterliydi.

 

Wang Ying'in bacaklarının yaralı olduğunu ve gelişiminin yalnızca Dantian aleminde olduğunu söylemeye gerek bile yoktu.

 

Du Lei'nin hızlı saldırısı karşısında, Wang Ying gümüş dişlerini sıkıp, yana doğru dönerek saldırıyı savuşturdu.

 

"Hehe, ilk saldırımdan kaçınmış olabilirsin, ancak daha ne kadar kaçabileceksin?"

 

Karşı tarafın hızlı saldırısından başarıyla kaçabildiğini gören Du Lei şaşırmıştı. Ancak meseleyi daha fazla düşünmeden soğuk bir şekilde sırıttı. Vücudundaki zhenqiyi öfkeyle kontrol ettiğinde, hızı giderek daha çok arttı ve kısa süre sonra, arenanın çevresinde bulanık gölgeler oluşmaya başlamıştı.

 

Aldatan Gölgelerin Dokuz İlahi Adımı en yüksek seviyesinde, kullanıcısına dokuz gölge klonu yaratma şansı sunardı. Gölge klonlarıyla gerçek vücudu ayırt etmek zordu ve bu saldırılardan kaçınmayı neredeyse imkansız hale getirirdi.

 

Du Lei hala dokuz gölge klonu yaratmaktan çok uzak olsa da, şu anda maksimum hızıyla hareket ederken, arkasında gerçek yerini çözmeyi zorlaştıran görüntüler bırakıyordu.

 

"Bu çocuk fazla güçlü!"

 

"Ne muazzam bir hız, onu ben bile göremiyorum! Böyle bir şeye karşı nasıl dövüşülebilir ki?"

 

Öğrencilerin ağızları seğirmişti. Kendilerinin Wang Ying'in yerinde hayal ettiklerinde, ellerinde olmadan kafalarını salladılar.

 

Şu anki güç seviyelerinde, onu görmeyi başaramıyorlardı. Durum buyken, onunla nasıl dövüşebilirlerdi ki?

 

"Görünüşe göre Du Lei kazanacak!"

 

Wang Chao içten bir kahkaha attı.

 

Yüzüne ardı ardına iki tokat yedikten sonra, çoktan öz güvenine ağır bir darbe almıştı. Ancak Du Lei'ye bakınca, ne Kong Jie gibi kandırılıp tek yumrukta arenadan uçmuştu ne de arenaya çıktıktan hemen sonra yenilgiyi kabul etmişti. Bu rahatlamasına neden olmuştu.

 

Zhenqi alemindeki bir dövüşçünün, Dantian alemindeki bacakları sakat bir küçük kıza kaybetmesi utanç verici olurdu.

 

"Sahiden de öyle, bu inanılmaz hızıyla bırak şu genç kızı, gelişim alemimi onun seviyesine baskılayacak olsaydım, ben bile onu yenmekte zorlanırdım."

 

Kıdemli Hong Hao sakalını sıvazlayıp gülümsedi, "Bak, şu Wang Ying hamlesini yapacak..."

 

Wang Chao o tarafa baktığında Wang Ying'in sağ bacağını kaldırdığını gördü. Yüzündeki tereddüt açıktı ve nasıl saldıracağından emin değil gibi duruyordu.

 

"Haha, böyle bir manevra tekniğiyle karşılaşan biri karşı koymak için ellerini kullanmalıdır. Ne de olsa eller bacaklardan çok daha çeviktir! Bacakları yaralı, ama hala onları kullanmakta ısrar ediyor. Ne aptal ama, ona bir tekme isabet ettirebilmesi bile mucize olur..."

 

Soğuk bir ifadeyle dudak büken Wang Chao hala kızla dalga geçerken, kızın karşısındaki bir gölgeye doğru tekme savurduğunu gördü.

 

Bam!

 

Yüzündeki alaycı sırıtış daha tam halini alamamışken, Wang Chao artçı gölgelerin birdenbire durduğunu gördü. Du Lei kızarmış bir suratla metrelerce uçup, sert bir şekilde yere düşmüştü. Ardı ardına ağız dolusu kan kusuyordu.

 

"Du Lei... Özür dilerim. Gücümü kontrol etmek için elimden geleni yaptım, ancak yanlışlıkla fazla güç kullanmış oldum..."

 

Wang Ying panikleyerek aceleyle özür dilemişti. Yüzü kıpkırmızı kesilmişti ve ağlamak üzere gibi duruyordu.