Library of Heaven's Path - Bölüm:187 Bir Dolu Saçmalık

---

Bölüm:187 Bir Dolu Saçmalık

 

Çeviri ve Düzenleme: Gin

 

 

Usta Yang'ın hazırladığı karışıma en ufak güveni bile yoktu. Ancak durum karşı tarafın söylediği gibiydi. Eğer başka bir çözüm bulamazlarsa, Kraliyet Kıdemlisi üç dakikadan fazla yaşamayacaktı.

 

Adam her şekilde öleceğine göre, denemekten zarar gelmezdi!

 

Sonuçta Usta Yang, Ling Tianyu'nun karısını, Du Miaoxuan'ı ve pek çok başka kişiyi tedavi etmişti. Yöntemleri ve yaptıkları anlaşılmaz ve güvenilmez gözükse de,sahip olduğu tek şans buydu.

 

On nefes kadar sonra dişlerini sıkarak konuştu, "Pekala, bunu deneyeceğim!"

 

Denemekten başka çaresi yoktu.

 

Daha iyi bir çözüm bulamamıştı.

 

Kararını veren İmparator Shen Zhui, çenesini sıkarak masadaki yeşim şişeyi aldı ve Kraliyet Kıdemlisine yaklaştı.

 

"Kraliyet Kıdemlisi, saygısızlığımı affedin..."

 

Ağzını bir kaşık yardımıyla araladıktan sonra medikal solüsyonu yavaşça döktü.

 

"Uuuuuu..."

 

Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong ölümün eşiğinde olsa da, bilinci hala yerindeydi. Medikal solüsyon ağzına zorla dökülürken neredeyse ağlıyordu.

 

Olan her şeye kendi gözleriyle şahit olmuştu. Usta Yang'ın yaptıkları sırtını ürpertmişti.

 

O, kralın kendisinden bile daha çok saygı gören, Tianxuan Krallığı'nın Kraliyet Kıdemlisiydi. Ancak büyük ihtimalle zehirli olan bir sıvıyı test bile etmeden ona içiriyorlardı... Ona resmen Hap Test Hayvanı muamelesi yapılıyordu! Dahası, bu en ufak bir hatada kesin ölümüyle sonuçlanacak bir testti...

 

Neden hayatım bu kadar zor geçti? Tek istediğim huzur içinde yaşayıp huzurla ölmekti. Bunu istemem çok mu?

 

İmparator Shen Zhui'nin Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong'un ağzına bütün solüsyonu boşaltması kısa sürdü.

 

Öhö öhö öhö!

 

Bir anlık mücadelenin ardından Shen Hong'un gözleri döndü ve hareket etmeyi kesti.

 

"Kraliyet Kıdemlisi..."

 

İmparator Shen Zhui'nin rengi soldu. Geriye doğru sendeleyip acıyla haykırdı.

 

Başarısız mı oldu?

 

Kraliyet Kıdemlisi sadece Tianxuan Krallığının en büyük destekçisi değil, aynı zamanda Shen Zhui'nin yakın akrabasıydı.

 

Shen Hong'a Kraliyet Kıdemlisi olarak hitap etse da, adam aslında iki nesil önceki imparator ve Shen Zhui'nin öz büyükbabasıydı.

 

Büyük babasının gözlerinin önünde öldüğünü görmek, son darbeyi indiren ilacı bizzat içirmiş olmasını söylemeye bile gerek yoktu, ona tarifsiz bir acı yaşatmıştı.

 

"Eğer karışımlar bu kadar kolay hazırlanabilseydi, zehir ustalarının hiçbir değeri kalmazdı..."

 

Liu Ling başını salladı. Zhang Xuan'a dönerek konuştu, "Usta Yang, Shen Hong ilacı kullanmadan da ölecek olsa da, sizin ilacınızı kullandığı için öldüğü bir gerçek. Bu yüzden onu sizin öldürdüğünüzü söylemek yanlış olmaz!"

 

 

"Öldürmek mi?"

 

"Bu doğru. Karışımı hazırlayan sizdiniz ve sizin emrinizle ona içirildi. Şu an öldüğüne göre, sorumluluk size ait değil mi yani?" Liu Ling ona keskin bir bakış attı.

 

"Usta Yang, ilacınıza güvenmiyor muydunuz?" İmparator Shen Zhui öfkeyle sordu.

 

Hazırladığınız karışımı sizin emrinizle Kraliyet Kıdemlisine içirdim. Ve şu olanlara bakın...

 

"Benim sorumluluğum mu?"

 

"Aynen öyle! Shen Hong, Tianxuan Krallığının en büyük destekçisiydi, ve sizin ilacınızla öldüğüne göre, onun rolünü üstlenerek kendinizi affettirmelisiniz!"

 

Aslında o da, ilacı kullansa da kullanmasa da Shen Hong'un öleceğini biliyordu. Bu öfkeli sözlerinin arkasındaki niyet farklıydı.

 

Shen Hong'un krallıktaki en büyük amacı, saldırganları ve devrimcileri caydırmaktı. Eğer Usta Yang onun yerini almayı kabul ederse, Shen Hong'dan çok daha büyük bir caydırıcı etki sağlayacağı kesindi.

 

Hatta varlığı sayesinde Tianxuan Krallığı 2. ve belki de 1. sınıf bir krallık bile olabilirdi.

 

"Onun yerini almak mı?"

 

Zhang Xuan kafasını salladı, "Asla!"

 

Tongxuan alemi gizli kılavuzlarını ele geçirir geçirmez bu karakteri yok etmeyi düşünüyordu. Krallığın en büyük destekçisi olmak mı?

 

Ne şaka ama!

 

"İmkansız mı? Usta Yang, Shen Hong'u kurtaramadığınız yetmezmiş gibi, bir de ölümüne sebep olduğunuz için en ufak pişmanlık duymuyor musunuz?" Liu Yang kaşlarını kaldırdı.

 

"Ölümüne sebep olmak mı? Siz hayal görüyorsunuz..." Zhang Xuan kıkırdadı. "Rahatlayın, ben buradayken öyle kolayca ölemez!"

 

Ardından hareketsiz yatan Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong'a yaklaşıp yüzüne bir tokat attı.

 

Pah!

 

Tokadın sesi çınlamıştı.

 

Öhö öhö öhö!

 

Ardından salonda öksürük sesleri yankılandı. Biraz önce hareketsiz yatan Shen Hong, ağız dolusu medikal solüsyonu tükürdükten sonra gözlerini yavaşça açtı.

 

"Bu..."

 

Herkes donup kalmıştı.

 

Usta Yang'ı saygısız davranışlarından dolayı azarlamaya hazırlanan Liu Ling, Zheng Fei ve diğerlerinin gözleri yuvalarından düşecekti. Gözlerinin onlara oyun oynadığını düşünüyorlardı.

 

"Kraliyet Kıdemlisi, siz..."

 

İmparator Shen Zhui yüzünde inanamaz bir ifadeyle öne çıktı. Olup bitenlere anlam veremiyordu.

 

"Seni hayırsız, beni boğmak mı istiyordun? Öhö öhö..."

 

Shen Hong'un öfkeli sesi tüm salonu doldurmuştu. O anda ölümün eşiğindeki biri gibi gözükmüyordu.

 

"Usta Yang, neler oluyor..."

 

İmparator Shen Zhui aceleyle ona döndü.

 

Kraliyet Kıdemlisinin hareketsiz kaldığını açıkça görmüştü. Nasıl birdenbire uyanmış ve hatta konuşmaya başlamıştı?

 

Neler oluyordu?

 

Tüm bu olanlara inanamayan yalnızca o değildi. Liu Ling, Zhuang Xian ve Zheng Fei de bunca yıllık bilgi ve tecrübelerinin çatırdadığını hissediyorlardı.

 

Bir ölü yaşama geri mi dönmüştü?

 

Bu gerçek olamazdı!

 

"Shen Hong'un vücudu güçsüzdü ve ölümün eşiğindeydi. Sana ona ilacı içirmeni söyledim, ama sen tüm şişeyi boğazından içeri boşaltmaya kalkıştın. Yapışkan medikal solüsyon soluk borusunu tıkamıştı ve onu neredeyse öldürecekti... Neden birdenbire uyandığına gelince, sebebi basit. Hazırladığım medikal solüsyon işe yaradı!"

 

Zhang Xuan duygusuz bir ses tonuyla konuşmuştu.

 

Durum karmaşık gözükse de, aslında oldukça basitti.

 

Hazırladığı On Zehirli Medikal Solüsyonu kütüphane ile kontrol etmişti, doğal olarak etkisiyle ilgili bir sorun olamazdı. Shen Hong ölümün eşiğinde olsa da, solüsyon içtiği anda etki göstermiş ve yaşam gücünü geçici olarak arttırmıştı.

 

Bir yudum içmesi yeterli olacakken, İmparator Shen Zhui tüm şişeyi ağzına boşaltmıştı. Soluk borusunu tıkayan onca sıvıyla, boğulmamış olması bile bir lütuf sayılırdı.

 

Zhang Xuan bunu fark ettiği için yüzüne bir tokat atarak tıkalı soluk borusunu açmış, böylece kendine gelmesini sağlamıştı.

 

"Bu..."

 

İmparator Shen Zhui ve üç usta hoca açıklamayı dinledikten sonra hayrete düşmüşlerdi.

 

Rastgele hazırlanan bir karışım... etkili mi olmuştu?

 

Diğer zehir ustaları karışımı hazırlarken bir damla fazla kullanma korkusuyla her çeşit ölçüm aleti kullanırdı.  Ancak bu herif sıvıları rastgele karıştırmıştı... Buna rağmen başarılı olmuş olması...

 

Yüce gökler, bizimle dalga geçiyor olmalısınız!

 

Tabi ki en şok edici olan bu değildi... Daha biraz önce, Usta Yang'ın bunun ne tür bir ilaç olduğunu bilmediği açıktı. Ancak sonrasında kıdemli bir zehir ustası gibi karışımı hazırlayıvermişti...

 

Yüce gökler, biri bana neler döndüğünü anlatabilir mi?

 

Aynı söylediği gibi, oracıkta öğrenmiş olması mümkün müydü?

 

Sadece gözlerini kapatarak tüm bunları öğrenmiş olabilir miydi?

 

Dahası, hap üretimi kadar zor olmakla ünlü olan zehir hazırlamayı öğrenmişti...

 

Dördü sanki rüyadalarmış gibi hissediyorlardı.

 

"Usta Yang, hayatımı kurtardığınız için teşekkür ederim..."

 

Daha şoku atlatamamışlardı ki, Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong yataktan kalkarak ellerini kavuşturdu.

 

Ölüme ne kadar yakın olursa olsun, On Zehirli Medikal Solüsyonu kullanan biri geçici süre de olsa yaşam enerjisini geri kazanır ve sağlığına kavuşurdu.

 

Shen Hong gelişim seviyesini geri kazanmamış olsa da, yürümek onun için zor değildi.

 

"Bu kadar resmi davranmaya gerek yok. Şimdi benim için bir savaş tekniği uygulayın."

 

Zhang Xuan sahip olduğu sınırlı süreyi boşa harcamak istemiyordu ve hemen Shen Hong'dan bir savaş tekniği sergilemesini istedi.

 

Karışımı hazırlamasının asıl amacı buydu. Karşı taraf ayağa kalkabilecek kadar sağlıklı olduğuna göre, acele etmesi iyi olacaktı.

 

"Bir savaş tekniği mi uygulayım? Vücudum şu anda zayıf ve ufak bir miktar zhenqi bile yönlendiremiyorum. Şu anda bir teknik uygulasam bile bir işe yaramayacak... Bence kendimi utandırmasam daha iyi olur!"

 

Shen Hong kafasını salladı. "Ölümü tecrübe ettikten sonra, bunu iyice düşündüm. Eğer krallık ben olmadan ayakta kalırsa, çok daha iyi olacak. Ama sonunda kaybedilirse, tek söyleyebileceğimiz kaderinin bu olduğu olur. Bu kadar inat etmeye gerek yok..."

 

"..." Zhang Xuan.

 

Bir savaş tekniği uygulamanı istememin tek nedeni kütüphanede seninle ilgili bir kitap derleyerek fiziksel durumunu görmekti. Neden birdenbire zırvalamaya başladın?

 

Bu kadar felsefi konuşmaya ne gerek var...

 

"Kardeş Shen Hong'un ölümü tecrübe ettikten sonra tüm bunları görebilmesi ne iyi! Zenginlik aslında hiçbir şey ifade etmez, en önemli olan şey kişinin gelişimidir. Yetki sahibi olmak iyi olsa da, görünüşe göre gelişiminde ilerlemene engel olmuş. Aksi halde bu yeteneğinle uzun zaman önce Zongshi alemine ulaşmış olurdun."

 

Zhang Xuan karşılık verme fırsatı bile bulamadan Liu Ling araya girip başını memnun bir şekilde sallamıştı. Shen Hong'a duyduğu hayranlık gözlerinden okunuyordu.

 

"Aynen öyle! Bu gerçeği çok geç fark etmiş olmam ne yazık."

 

Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong iç çekti. Ardından Zhang Xuan'a dönerek konuştu, "Yine de Usta Yang'a yardımlarından ötürü teşekkür etmek istiyorum. Buna zaman ayırdınız ve gelişim seviyem geri dönmemiş olsa da, yine de memnunum..."

 

Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong devam etmek üzereyken, Usta Yang'ın yüzü giderek karardı. Ardından adama bir tokat savurdu.

 

Pah!

 

Tokat tam olarak kafasının arkasına isabet etmişti.

 

Tak!

 

Kraliyet Kıdemlisi Shen Hong sözlerini bitiremeden görüşü karardı ve olduğu yere baygın halde yığıldı.

 

"Yalnızca bir savaş tekniği uygulamanı istedim. Anlatacağın bir dolu saçmalık varmış..."

 

Ellerini çırpan Zhang Xuan homurdandı.

 

Arkasını döndüğü anda İmparator Shen Zhui ve üç usta hocanın kocaman açılmış gözlerle kendisine baktıklarını gördü.