Library of Heaven's Path - Bölüm:134 Şüpheci Du Yuan

---

Bölüm:134 Şüpheci Du Yuan

 

Çeviren ve Düzenleyen: Gin

 

 

Dışarıda bekleyen Ling Tianyu'yu görmezden gelen Zhang Xuan, Pixue Alemi akupunktur noktalarını açmaya devam etti.

 

Tüm gece boyu uğraştıktan sora tek seferde otuz akupunktur noktasını daha açmıştı. Toplamda çoktan elliden fazla akupunktur noktasını açmış oluyordu.

 

Zhenqi gücü de 70 ding'e ulaşmıştı.

 

Fiziksel vücudundan gelen 90 dingle birlikte, toplamda 160 dinglik bir güce kolayca ulaşabilirdi. Pixue aleminin zirvesindeki üstatlar bir tarafa, Tongxuan alemindeki üstatlarla bile kolayca eşleşebilirdi.

 

Tongxuan alemindeki biri, vücudundaki en önemli meridyen olan Tongxuan meridyenini açarak vücudunun gerçek gücünü ortaya çıkartırdı. Temel kademedeki biri 100 ding gücüne sahip olurdu. Orta kademede 200 ding ve aynı düzende Tongxuan aleminin zirvesine ulaşan biri 400 ding güce sahip olurdu.

 

Zhang Xuan şu anda toplam 160 ding  güce sahipti ve Tongxuan alemi temel kademedeki birine kıyasla biraz daha güçlüydü.

 

Pixue alemindeki birinin böyle bir güce sahip olması hayal bile edilemezdi; bu bilgi yayılırsa büyük bir tantana yaratması kaçınılmazdı.

 

Herkes Pixue ve Tongxuan alemleri arasında aşılamayacak bir güç farkı olduğunu bilirdi. Büyük ihtimalle tüm Tianxuan Krallığında, Zhang Xuan gibi bir kişi daha yoktu.

 

Sırtını geren Zhang Xuan kapıyı açarak dışarıya çıktı.

 

"Büyük Efendi, Efendi Ling gece boyu dışarda bekledi." Sun Qiang ona doğru yürüdü.

 

"Tüm gece mi?"

 

Eğitime öylesine dalmıştı ki adam aklından çıkıvermişti.

 

"O halde... Zhang Xuan parmağını bir şey düşünür gibi alnına vurdu.

 

Büyük Efendinin tavrını gören Sun Qiang Efendi Ling'in gelmesine izin vereceğini düşünerek ona beklenti dolu bir ifadeyle baktı. Ardından karşı tarafın umursamaz sözlerini duydu, "Sanırım... Önce bir şeyler yiyeceğim!"

 

Sun Qiang yalpalayarak yere düştü.

 

Tianyu Ticaret Şirketinin patronu, bir milyarder tüm gece dışarıda bekliyordu ve efendisi önce yemek yemek istiyordu...

 

Ancak bir hizmetkar olarak efendisinin davranışlarını eleştiremezdi ve hemen hizmetçileri yemek hazırlamaya gönderdi.

 

Dürüst konuşmak gerekrise Sun Qiang'ın tuttuğu hizmetçi ve hizmetkarlar etkileyiciydi. Oldukça büyük bir sofra hazırlamışlardı ve yemekler lezzetliydi.

 

Zhang Xuan kahvaltısını bitirdikten sonra avluyu dolaştı. Sabah göğüne bakıp saatin ona yaklaştığını görünce sonunda Sun Qiang'a kapıları açtırttı.

 

……………………

 

Du Yuan, Tianxuan Krallığının Dört Büyük Klanından biri olan Du Klanının genç efendisiydi. Her zaman hırssız bir hovarda ve amansız bir çapkın olmuştu.

 

Genelde tek yaptığı köpeğini yürütmek, kuşlarıyla oynamak ve genel evlerde takılmak olurdu.

 

 

Yaşı çoktan yirmi dörttü ancak yalnızca 3- Dan Dövüşçü Zhenqi alemindeydi. Varislerin arasında işe yaramazın da işe yaramazıydı.

 

Ancak bunun nedeni öyle olmak istemesi değil, başka seçeneği olmamasıydı!

 

Başlangıçta klan lideri olmaya en uygun aday babasıydı. Ancak bir sebepten ötürü on sene kadar önce büyük bir hastalığa yakalanmış, meridyenleri hasar görmüş ve akupunktur noktaları tıkanmıştı. Seviyesi Pixue alemindeki bir üstattan basit bir kötürüme çakılıvermişti.

 

Rakipleri bunu fırsat bilerek varisini baskılamışlardı.

 

Du Yuan babasının yeteneklerine sahipti ve diğerleriyle yarışmak onun yasal hakkıydı. Ancak on yıldır süren baskılar sonucu babasının nüfuzu azalmıştı ve bu noktada yeteneklerini sergileyecek olursa daha ağır bir baskıyla karşılaşacağı kesindi.

 

Başka çaresi olmadığından hırssız bir varis rolüne devam ediyor, günlerini amaçsızca yaşıyordu.

 

Bugün uyandığında güneş çoktan yükselmişti. Ancak ondan sonra sevgili köpeğini alarak sokaklarda dolaşmaya başladı.

 

"Hm? Bu... Tianyu Ticaret Şirketinden Efendi Ling Tianyu değil mi?"

 

Adımlarını birden kesti.

 

Önünde tanıdık bir figür belirmişti.

 

Ling Tianyu Tianxuan Kraliyet Şehrinde gerçekten güç sahibi olan birkaç kişiden biriydi. Devasa bir servete sahipti ve çok az kişi onu karşısına almaya cesaret edebilirdi.

 

Du Yuan bir züppe olsa da yine de Dört Büyük Klanın bir üyesiydi. Bu yüzden şehrin elit tabakasıyla sıkça görüşürdü. Ling Tianyu'nun kendi Du Klanıyla geniş iş bağlantıları vardı be onunla birkaç kez görüşmüşlerdi.

 

Bu adam büyükbabasıyla aynı prestije sahipti, peki öyleyse... neden yolun kenarında böyle bekliyordu? Çiğden dolayı ıslandığını ve berbat göründüğünü söylemeye gerek bile yoktu. Sanki tüm gece dışarıda kalmış gibi görünüyordu.

 

"Bu kimin malikanesi?"

 

Kısa süre sonra durumdaki yanlışlığı fark etmişti.

 

Efendi Ling Tianyu malikane sahibinin kapıları açmasını bekliyor olmalıydı.

 

Sokaklarda sıklıkla gezinirdi ve bu malikanenin uzun süredir boş olduğunu biliyordu. Ayrıca içerde biri yaşasa bile, nasıl bir kimlik Efendi Ling gibi bir adamı kapıda bekletebilirdi ki?

 

"Efendi Ling'in dün geceden beri burada beklediğini duydum!"

 

"Gerçekten öyle, kendi gözlerimle gördüm! Görünüşe göre Efendi Ling malikanenin sahibiyle görüşmek istiyor ama karşı taraf onu görmezden geliyor. Kahyanın biri ona ya beklemeye devam etmesini ya da bir daha asla gelmemesini söyledi..."

 

"Siktir, ciddi misin? Kim bu herif? Efendi Ling Tianyu'yu tüm gece bekletebildiğine göre? Dahası, böyle küstahça?"

 

"Ben de bilmiyorum... Bu yüzden sabah erkenden buraya geldim. Gerçekten de tüm gece boyunca beklediğini düşününce..."

 

……

 

...

 

Duruma şaşırmıştı ki uzakta devam eden konuşmayı duydu.

 

"Tüm gece boyunca beklemiş mi?"

 

Du Yuan hayret etti.

 

Yalnızca elit kesimle iletişimi olanlar Ling Tianyu'nun gerçekte ne kadar güçlü olduğunu bilebilirlerdi.

 

Sıradan bir iş adamı olsa da, Dört Büyük Klanın liderleriyle, soylular ve kraliyet ailesiyle arası iyiydi. Her yıl ulusal hazineye hatırı sayılır bir bağış yapardı. İmparator Shen Zhui bile ona bir para ağacı gibi davranır ve gücendirmeye cesaret edemezdi.

 

Böyle prestijli bir adamın bir başkasının kapısında tüm gece beklediğini düşününce...

 

Buna bizzat şahit olmasaydı bu söylentilere asla inanmazdı.

 

Sen ciddi misin?

 

Böyle inanılmaz bir iş başarabildiğine göre, kimdi bu malikanenin sahibi?

 

"Bu malikanenin kime ait olduğunu biliyor musunuz?

 

Du Yuan elinde olmadan sohbet eden kalabalığa yaklaşıp sordu.

 

"Hiçbir fikrim yok. Görünüşe göre daha dün taşınmış!"

 

"Oldukça büyük bir kargaşa yarattı. Taşındıktan hemen sonra onlarca muhafız, hizmetkar ve hizmetçi tuttu!"

 

"Ben malikanenin sahibini gördüm. Kırlarında, orta yaşlı bir adam, yüzü hafifçe sararmış ve oldukça zayıf. Daha önce onu hiç görmemiştim!"

 

Detayları bilen birkaç kişi konuşmuştu.

 

"Orta yaşlı bir adam? Onlarca muhafız ve hizmetçi tutmuş?"

 

Du Yuan'ın kafası adamları dinledikten sonra daha da karışmıştı.

 

"Bakın, kapılar açılıyor..."

 

O anda sımsıkı kapalı duran kapılar yavaşça açılıyordu. Gıırrç! Tombul bir adam dışarı çıktı.

 

"Sun Qiang?"

 

Dun Yuan tombul adamı tanıyordu.

 

Tianyu Ticaret Şirketinde emlak ofisi işletirdi. Daha önce sevgilisine ev ayarlamak için ofise gitmişlerdi. Karşı taraf kimliğini öğrendikten sonra hemen itaatkar bir tavır takınmıştı. Adam tipik bir sokak satıcısıydı.

 

Peki neden buradaydı?

 

Burada bir hizmetkar olarak çalışıyor olabilir miydi?

 

Akıl yürütmeye devam ederken Sun Qiang'ın görkemli reverans yapıp konuştuğunu duydu, "Efendi Ling, Büyük Efendimiz sizi içeri davet ediyor!"

 

Sesi, sanki karşı tarafı önemsemiyormuş gibi nezaketsizdi.

 

Tianyu Ticaret Şirketinden küçük bir satıcı patronuyla böyle konuşmaya cüret mi ediyordu?

 

Du Yuan Ling Tianyu'nun sinirleneceğini düşünmüştü, ancak beklentilerinin aksine, adam sinirlenmediği gibi, yüzünde minnettar bir ifade vardı. İleriye çıkıp karşı tarafın eline bir yığın şey tutuşturdu, "Kardeş Sun, yardımınız için teşekkür ederim. Bunlar minnetimin göstergesi, lütfen kabul edin. Gelecekte daha cömert hediyeler göndereceğimden emin olabilirsiniz!"

 

"Ne?"

 

Du Yuan'ın gözleri yuvalarından fırlayacaktı.

 

Lanet olsun... Biri bana neler döndüğünü anlatabilir mi?

 

Az önce şahit olduğu şeyler tamamen anlamsızdı. Sanki tüm dünya tersine dönmeye başlamıştı.