Bölüm 80: Size Nasıl Öğretirim?

avatar
7499 31

Library of Heaven's Path - Bölüm 80: Size Nasıl Öğretirim?


 

Çevirmen: W2G

 

Öğretmenler Birliğindeki kıdemliler, Zhang Xuan'ın önceki dünyasındaki Eğitim Bakanlığında bulunan liderlerle benzer bir konumdaydı. Bir akademinin hocasının görevine son vermek yetkisine sahiptiler.

 

“Kıdemli Mo, bunca yıllık dostluğumuz hatrına, lütfen bağışlayın beni…” Cezayı duyan Shang Chen aceleyle yalvardı.

 

O anda, dünyası paramparça oluyormuş gibi hissetti.

 

Kıdemli Mo’yu buraya getiren kendisiydi. Başlangıçtaki niyeti Zhang Xuan’ın öğretmenlik lisansını elinden almaktı, fakat… Harekete geçtiğinde sadece büyük bir kaya parçasıyla ayaklarını parçaladığıyla kalmıştı. Sonunda ise, kovulan kendisi olmuştu!

 

[Durum bundan daha iğrenç bir hal alabilir miydi?]

 

“Bunların hepsi senin suçun, şımarık velet!”

 

Ne kadar düşünürse, o kadar çok sinirleniyordu. Shang Bin’e baktıktan sonra, öfkesini yatıştırmak için ona iki tekme atmaktan kendini alıkoyamadı.

 

Bu eleman Zhang Xuan’a bulaşma konusunda bu kadar inatçı olmasaydı, başına bunlar gelmeyecekti.

 

Şimdi karşı taraf sadece elini kolunu sallayarak işin içinde çıkmamış, bir de onun ekmeğine yağ sürmüşlerdi. En önemlisi de itibarı yerle bir olmuştu. Diğer öğretmenlere eziyet edip, sonuçları değiştirdiğiyle ilgili haberler yayıldığında nefret edilen ve herkes tarafından hor görülen bir kişi olması muhtemeldi.

 

O bunların hiçbirini yapmamıştı, fakat... Hiçkimse söylediklerine inanmayacağı için bunun bir önemi yoktu!

 

[Tüm insanların içinden, neden kendi büyükbabanın işini bitirmeyi seçtin…]

 

“Bağışlamak mı? Kıdemli Shang, itibarınızı yerle bir etmememin nedeni, bunca yıllık arkadaşlığımız zaten. Aksi taktirde, meslektaşlarınız üzerinde baskı kurduğunuzu Öğretmenler Birliğine iletecek olursam, muhtemelen öğretmenlik lisansınız da elinizden alınır!” Gözlerinden soğuk bir hava yayılan Kıdemli Mo, sinirlendi. “Bugünden itibaren kendine bir çeki düzen versen iyi olur!”

 

Kıdemli Shang karşı tarafın söylediklerinin doğru olduğunu biliyordu. O anda, vücudunun kuvvetsiz kaldığını hissetti ve birden bire yere kapaklandı, bakışları ebeveynleri kaybetmiş birisi kadar kederliydi.

 

"Zhang laoshi, bugün size rahatsızlık verdik. Hocalar arasında böyle bir pisliğin ortaya çıkması Öğretmenler Birliğinin ihmalkarlığıdır!” Üçlüyle uğraşmasını bitirdikten sonra, Kıdemli Mo Zhang Xuan’a dönerek, özür dileyen bir yüz ifadesiyle baktı.

 

“Dert etmeyin. Arada böyle bir, iki yozlaşmış insanın ortaya çıkması gayet normal!” Zhang Xuan bunu kafasına takmamasını söylercesine, elini salladı.

 

Bu tavrını gören herkes, ondan bir kez daha etkilendi.

 

[Gördün mü, bu bir hocanın sahip olması gereken yücelik.]

 

“Harika, o zaman ben bu meseleleri halletmek için Öğretmenler Birliğine döneyim. Durum hakkında Zhang laoshi’ye bir açıklama yapılacağından emin olacağım!” Ayrılmak için arkasını dönmeden önce, Kıdemli Mo bir süre nefretle Kıdemli Shang Chen’e baktı.

 

"Zhang laoshi, biz de gidelim. Daha bana resim eğitimi vermediniz!”

 

O anda, Cao Xiong ölümün kıyısında kalana kadar dövülmüş bir haldeydi. Olayın sona erdiğini gören Bai Xun, yüzünde bir sırıtmayla Zhang Xuan’ın yanına geldi.

 

“Pekala!”

 

Başıyla onaylayan Zhang Xuan, diğerleriyle beraber Aydınlanma Arzu Kulesinden çıktı.

 

Gerçeği söylemek gerekirse, yaşanan bu olaylardan ucu ucuna kurtulmuştu.

 

Wang klanı, Bai Xun ve Huang Yu'nun zamanında gelişleri olmasaydı, durumun üstesinden gelse bile, bunun için çok fazla çaba sarf etmesi gerekirdi.

 

Özellikle Zhao Yanfeng konusunda.

 

Aslında onun durumu hakkında söylediği şey tam anlamıyla doğru değildi.

 

Zhao Yanfeng’in acı çekmesinin nedeni Doğuştan Mühürlü Meridyenler değil, Doğuştan Dar Meridyenlerdi!

 

Doğuştan Dar Meridyenler, önceki hayatından bir tabirle anlatılacak olursa, diğerleri sekiz şeritli bir yolda ilerlerken, senin sadece bir bisiklet yoluna sahip olmandı.

 

Dar meridyenlere sahip olan birisinin, ruhsal enerji akışı gerçekleşirken, vücudu parçalanıyormuş gibi hissetmesi doğaldı. Dahası, yetiştirme hızını önemli oranda düşürdüğü için gelecek başarımları için de bir kısıtlama oluşuyordu.

 

Fakat, özünde Doğuştan Mühürlü Meridyenlerle arasında bir fark vardı.

 

Ruhsal enerji akışını tam anlamıyla engellen Doğuştan Mühürlü Meridyenler, gidilecek yolun her türden çiviyle kapalı olmasına benziyordu. Öte yandan, Doğuştan Dar Meridyenlerde kişinin meridyenleri kısıtlı olmasına rağmen, ruhsal enerji vücut içinde sıkıntı olmadan dolaşabiliyor ve problem yaşanmadan yetiştirme yapılabiliyordu.

 

Yetiştirmesinin çılgına dönmesiyle dar meridyenleri genişlemiş ve bu da daha kolay bir şekilde yetiştirme yapmasına olanak sağlamıştı. Yetiştirmesinin seviye atlayıp, Juxi alemi zirvesine ulaşabilmesinin nedeni de tam olarak buydu.

 

Fakat, bu olay vücuduna da büyük bir hasar vermişti. Juxi alemi zirvesi o zamanlar ulaşabileceği en üst noktaydı ve diğer aleme geçiş yapması onun için imkansızdı.

 

Karşı tarafla olan sorununu tatlıya bağlamak adına, Zhang Xuan onun yükselmesine yardımcı olmuştu. Aynı zamanda, önceki kendisinin vücudunda bırakmış olduğu travmayı da ortadan kaldırarak, tam anlamıyla bir taşla iki kuş vurmuştu.

 

En azından bu olaydan sonra, hiçkimse çılgına dönme olayını onun aleyhinde kullanamayacaktı.

 

Zhao Yanfeng’in kolayca yükselmesini nasıl başardığına gelirsek, aslında bunun arkasındaki teori basitti.

 

İnceleme Köşkündeki bütün kitapları okuduktan sonra, Cennet Yolu Kutsal Sanatı 1-dan, 2-dan ve 3-dan seviyelerini oluşturmuştu. Dün gece bunların yetiştirmesini tekrar yaptıktan sonra, yükselmek için doğru yolun hangisi olduğunun oldukça farkındaydı. Dahası, vücudundaki üstün kaliteli zhenqiyi de hesaba katacak olursak, karşı tarafın doğru yolda ilerlemesi için rehberlik etmesi zor olmamıştı.

 

“Bugünden itibaren, kovulma tehlikesiyle karşı karşıya olmayacağım!”

 

Kalbinde taşıdığı bu yükten kurtulduktan sonra, rahat bir nefes aldı.

 

Buraya geçiş yaptıktan sonra, okuldan atılma tehlikesi zor zamanlar yaşamasına neden olmuştu. Birkaç tane öğrenciyi sınıfına aldıktan sonra bile, etrafında dolaşmakta olan uğursuz bulutların hala dağılmadığını hissetmişti. Ancak şu anda, bu tehditten tamamen kurtulmuştu!

 

Aydınlanma Arzu Kulesinden ayrılırken, Wang Tao gibi Wang Yan’ın da sınıfında oturup, derslerini dinlemesine izin verdi ve ancak bu şekilde Wang klanı akademiden ayrıldı.

 

Zhao Yanfeng’e gelecek olursak, o gözünü Zhang laoshi’den ayıramıyordu. Gözlerinden Zhang Xuan'ın yeteneklerinden etkilendiği açıkça okunuyordu ve bir kez daha onun vesayeti altına girmeyi umut etti.

 

Fakat, Zhang Xuan bu teklifi anında reddetti.

 

[Ne şaka ama!

 

Ben altın bir bileziğe sahip olan bir geçişçi ve er ya da geç usta hoca olacak birisiyim. İnsanların vesayetim altına girip, istedikleri zaman çıkmalarına izin verirsem, itibarım yerle bir olmaz mı?

 

Önceki ben, senin çılgına dönmene neden olurken, ben senin Savaşçı 2-dan’a çıkmanı sağladım. Böylece ödeşmiş olduk ve bir daha bunun bahsinin açılmasını istemiyorum.]

 

Zhang Xuan tarafından reddedilen Zhao Yanfeng'in, ne kadar kahrolduğu gözlerinden açıkça belli oluyordu. Ancak bir süre sonra, bir şeyi hatırladı ve gözleri bir kez daha kararlılıkla parlamaya başladı. Döndü, Wang Yan’ın arkasından yürüdü ve ayrıldı.

 

"Huang Yu xiaojie, nasıl yardımcı bir usta hoca olunacağını öğrenebilir miyim?”

 

Yol boyunca ilerlerken, Zhang Xuan ona bu soruyu sormasına engel olamadı.

 

Bu yaşananlardan sonra, bu dünyada bir yere sahip olmak ve diğerlerinin saygısını kazanmak için tek yolun Usta bir Hoca olmaktan geçtiğinin farkına vardı!

 

Usta bir Hoca olmak için de ilk olarak yardımcı bir usta hoca olman gerekiyordu.

 

"Yardımcı usta hoca ünvanı daha çok birine hitap etmenin bir yolu gibidir. Bir Usta Hocanın aksine, bunun için değerlendirilmeye gerek yoktur! Tam olarak şansa bağlıdır. Bir Usta Öğretmen sana gözünü diker ve seni asistanı olarak çağırırsa, o andan itibaren yardımcı bir usta hoca olarak kabul edilirsin!" Huang Yu açıkladı.

 

"Ah!" Zhang Xuan başını salladı.

 

Aslında, yardımcı usta hoca önceki yaşamındaki doçent doktorlara benziyordu. Asıl yetkiye sahip olmamalarına ve daha çok bir sözcü gibi olmalarına rağmen, bir Usta Hoca'nın onurunu temsil edip, toplumda saygın bir konumda bulunmaktaydılar.

 

"Sen yardımcı bir usta hocasın, öyleyse o kitapçı..." Zhang Xuan şüpheyle ona baktı.

 

Huang Yu'nun yardımcı bir usta hoca olduğunu duymak onu şaşkına çevirmişti. Daha önce, Usta Lu Chen'in evine serbestçe girip çıkabildiğini gördüğünde, onun özel bir konumda olduğunu anlamıştı. Sadece, bu kadar özel olmasını beklemiyordu.

 

Ayrıca, yardımcı bir usta hoca olarak, ismi Hongtian Akademi'nin kıdemlilerinden bile daha üstteydi. Pazarda gözlerden uzak bir kitapçı açması için hiçbir sebep yoktu.

 

“Liu shi'nin dikkatini çektim ve onun yardımcı usta hocası oldum, ama hala çok gencim ve diğerlerinin güvenini kazanmak için biraz tecrübeye ihtiyacım var. Bu yüzden, Liu shi'nin tavsiyesini dinleyip, karakterimi geliştirmek amacıyla küçük bir mağaza açmak için kalabalık bir ticaret şehrine geldim. Bu sayede daha fazla okuyup, daha bilgili biri haline gelebileceğim... " dedi. (Shi, laoshi'nin kısa versiyonu)

 

Zhang Xuan başını salladı.

 

Meselelerin gerçeğini görmek, başlı başına bir çalışma alanıydı ve aralarındaki ilişkiyi kurmak çok derin bir mevzuydu.

 

Küçük dükkan sahiplerini asla küçümsememek gerekir. Bazen bu insanların, insan kişiliğini anlama konusundaki yetenekleri uzmanlar ve akademisyenlerin bile ötesine geçer.

 

Kimi zaman, insan doğasını ve tavırlarını anlamanın en iyi yolu en temelden başlamaktır.

 

Öğretmenler Birliği’nin liderinin kızı olarak, Huang Yu’nun doğduğundan beri bir eli yağda bir eli baldaydı. Liu shi'nin ondan bunu yapmasını istemesinin nedeni, onu dış dünyaya hazırlamanın yanı sıra dünyasal tecrübeler kazanmasını amaçlamasıydı.

 

Zhang Xuan bir süre sohbet ettikten sonra, usta hocalar ve yardımcı usta hocalar hakkında belli bir derecede fikir edinmiş oldu.

 

Bu dünyada, öğretmenlik yoluna büyük bir saygı duyuluyordu ve hocalar, önceki yaşantısından bile çok daha saygın konumdaydı.

 

Ne eczacı,ne demirci, ne de değer biçici… Üst Dokuz Yoldaki sayısız meslekten hiçbiri, usta hocalarla karşılaştırılamazdı.

 

Ancak, bu normal bir durumdu. İster yetiştirmeyle ister diğer mesleklerle alakalı olsun, herkes onlara rehberlik etmesi için bir hocaya ihtiyaç duyardı. Hocalara saygı göstermeyen biri, nasıl gelişebilirdi ki?

 

“Pekala, Usta Lu Chen sizi ne ile test ediyor, benim altımda eğitim almakla mı?”

 

Öğretmenlerin sosyal konumlarını kavradıktan sonra Zhang Xuan’ın, kafasında başka bir şüphe daha belirdi.

 

Bai Xun, Zhennan Wang'ın küçük oğluydu, Huang Yu ise birlik liderinin kızı olmasının yanı sıra bir yardımcı bir usta hocaydı. Mantıklı konuşacak olursak, sosyal konumlarına bakıldığında, başkaları tarafından test edilmeleri için bir gerekçe olmaması gerekirdi.

 

“Usta Lu Chen, uzun yıllar boyunca sakladığı [Sarı Zambak Mürekkep Tuvali] adında bir tabloya sahip… İkimiz de onu istiyoruz, bu yüzden usta, bizi değerlendirmek adına bu kadar zor bir sınav belirledi!”

 

Huang Yu açıkladı.

 

"Sarı Zambak Mürekkep Tuvali?" Zhang Xuan kaşlarını çattı. “Usta ressam Mo Chenzi tarafından çizilen Sarı Zambak Mürekkep Tuvali mi? İkiniz de tablolardan anlayamıyorsunuz… Neden onu isteyesiniz ki?”

 

Zhang Xuan’ın, İnceleme Köşkü'nde okuduğu kitaplarda, bu Sarı Zambak Mürekkep Tuvali'nin birçok kaydı vardı. Bir asır önce yaşamış olan usta bir ressamın geride bıraktığı sanatsal bir hazine olduğu söyleniyordu. Tam anlamıyla eşi benzeri olmayan bir tablo.

 

"Bu bir... hediye olarak düşünebilirsiniz!"

 

Huang Yu utandı.

 

"Hediye mi?"

 

Zhang Xuan farkına vardı.

 

O ve Bai Xun, Sarı Zambak Mürekkep Tuvali'ne gözlerini aynı zamanda dikmiş ve Usta Lu Chen'den talep etmişlerdi. Usta onlara bu tuvali hediye olarak vermeyi kabul etmişti, fakat bunun için sunduğu şart ilk olarak onun yapmış olduğu sınavı geçmeleriydi.

 

Söz konusu sınav resimlerin değerlendirilmesiyle alakalıydı.

 

“Usta Zhang, siz çok derin bir resim anlayışına sahipsiniz, içindeki problemleri bir bakışta görebiliyorsunuz. Bunu bize de öğretebilir misiniz?”

 

Bai Xun ümitle ona baktı.

 

“Evet, lütfen bize öğretin!” Huang Yu da baktı.

 

"İkinize öğretmek mi?"

 

Bu tabloyu değerlendirebilmesinin nedeni, Cennet Yolu Kütüphanesi denen üst düzey hileydi. Aslında… resimler hakkında hiçbir şey bilmiyordu, bilmediği bir konuda onlara nasıl ders verebilirdi?

 

İkisinin beklenti dolu bakışları altında, ne yapması gerektiğinden emin olamayan Zhang Xuan, başını kaşıdı.



İlk cildin sonu!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44302 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr