Çevirmen: W2G

“Ciddi bir şekilde mi okuyorsun?” Bir rüzgar Kıdemli Mo’nun sakalını uçururken, yüzü her an patlayabilecekmiş gibi kırmızı görünüyordu. “İçeriğini yorumlamak için hiçbir not almıyorsun ve rastgele sayfaları çeviriyorsun. Söyle bana, kim senin gibi okuma yapar?”

“İçeriklerin yorumlanması için okurken not almak şart mı?” Ancak şimdi, Zhang Xuan karşı tarafın neden bu kadar öfkeli olduğunu anlayabilmişti. Cevap vermek zararınaydı.

Önceki yaşamında, o bir kütüphaneciydi ve iş kapsamı Elder Mo'nunkine benziyordu. Ancak, o zamanlar birisi geçiş izni olduğu sürece, mülke girebilir ve hiçkimse içeride ne yiyip içtiğini umursamazdı. Basitçe, birisini öldürmediği veya yangın çıkarmadığı sürece istediği gibi takılmakta özgürdü!

Önceden, eski Zhang Xuan’ın Öğretmen Yeterlilik Sınavından aldığı hayret verici sonuçtan dolayı Elder Mo'nun işleri onun için zorlaştırdığını düşünüyordu. Bu kadar saçmalıktan sonra, nedeninin böyle bir şey olduğu ortaya çıkması onu şaşırttı.

“Bu kitaplar, akademinin önceki kuşaklarının aralıksız çabaları sayesinde elde edildi ve onların her biri kan, ter ve gözyaşlarının ürünüdür. Buraya çalışmaya gelmediysen, onlara dokunma! Yaptığın muameleye bakacak olursak, saygısız davranarak sorun çıkarma dışında ne yapıyor olabilirsin?” Kıdemli Mo öfkeyle ellerini savurdu.

“Ben… Tamam, sorun çıkardığımı düşünmekte ısrar ediyorsanız, öyle düşünmeye devam edebilirsiniz!”

Zhang Xuan açıklamak istedi fakat bir süre düşündükten sonra, başını salladı ve tersini yapması gerektiğine karar verdi.

Cennet Yolunun Kütüphanesi konusu açığa çıkmamalıydı. Bu da, neden çılgınca kitapları karıştırdığını açıklayamayacağı anlamına geliyordu.

Nasılsa, bir daha buraya gelmek zorunda olmadığı için bu durumu açıklamasının gereği yoktu. Ayrıca itibarı zaten yeterince kötüydü, daha fazla lekelenip lekelenmediğinin bir önemi yoktu.

“En azından bunu kabul ediyorsun! Şimdi, Defol!” Zhang Xuan’ın itirafından üzerine, Kıdemli Mo’nun gözlerindeki yoğun nefret görülebiliyordu. Elini sallayarak, ona terk etmesini işaret etti.

“Ayrılıyorum!”

Tam ayrılmak üzereyken, çevresini hoş bir koku sardı ve önünde bir şahış belirdi. Yolunu kapatan Shen Bi Ru, “Bir dakika bekle!” dedi.

“Ne oldu yine?” Zhang Xuan çaresiz bir şekilde ona baktı. “Sen kendi kitabını okurken, ben de benimkini okudum. Seni rahatsız etmediğime eminim!”

“Hmph!”

Genelde, birisini durdurduğunda karşı taraf mutluluktan havalara zıplardı. Fakat, bu adam ona rahatsız olmuş bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Shen Bi Ru kaşlarını çattı, “Söyleyeceklerimin onunla alakası yok. İçeride kitapları okuduğunu söylemiştin değil mi? Bu kadar uzun süre okuduktan sonra, eminin bazılarının içeriklerini hatırlıyorsundur!”

"Ne demek istiyorsun?"

Bu kadının nasıl bir numaranın peşinde olduğundan emin olamayan Zhang Xuan, şüphe içinde ona baktı.

“Basit. 《Sekiz İlaç Arıtma Metodunu》okuduğunu fark ettim. O kitapta anlayamadığım bazı kısımlar var, bu yüzden sana danışmak istiyorum. Eminim ki isteğimi reddetmeyeceksin, değil mi?” Shen Bi Ru sordu.

Aslında, planı basitti. Önündeki bu adam tüm o kitapları karıştırarak şov yapmıyor muydu?

Bu nedenle, ona kitap hakkında sorular sorarsa, karşısındaki cevap veremeyecek ve yalanı ortaya çıkacaktı.

“Sekiz İlaç Arıtma Metodu mu?” Zihninde bir kitap belirirken, Zhang Xuan’ın bilinci sarsıldı. Gerçekten de, bu kitabı önceden incelemişti. “Emin olmadığınız bir şey varsa, sormaya çekinmeyin ve sorularınızı cevaplayacağım. Ama hemen yemek yemeliyim yani size ayıracak çok zamanım yok, o yüzden acele edin…”

"Sen…"

Sıkıca yumruklarını sıkan Shen Bi Ru, neredeyse sinirinden bayılacaktı.

[Ses tonu, yanıt arayan bir öğrencinin sorularına cevap veren hayal kırıklığına uğramış bir öğretmen gibi.

İlk olarak, ben güzeller güzeli bir kadınım. İkinci olarak, senden daha yüksek seviye bir hocayım ve en popüler hocalardan biriyim! Eğer sana bir soru soruyorsam, bil ki senin standartlarını test ediyorum. Neden senden bir şeyler öğreniyormuşum gibi konuşuyorsun?]

Herkesin kendine has bir uzmanlık alanı var, bu yüzden akademideki hocalar bir şeyler öğrenmek için sık sık birbirlerine danışır. Ancak, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır alan biri olarak ne sana, bana danışmanlık edebilecek niteliğe sahip olduğunu düşündürüyor?]

İçinde patlamak üzere olan öfkesini bastıran Shen Bi Ru, dişlerini gıcırdattı, “Kısa bir süre önce, kitapta şöyle bir cümle okumuştum ‘Bitkiler dağılırsa, ilaç oluşturmak zor olur! Bitkiler bitiştirilirse, sarı bir ilaç oluşacaktır!’ Bu sözleri biraz garip ve anlaşılmaz buluyorum. Can Zhang Hoca, bana bunun anlamını açıklayabilir mi?”

‘Açıklamak’ kelimesini söylediğinde, dişleri neredeyse aralarında oluşan yoğun baskıdan dolayı parçalanacaktı ve dişlerini sıkma sesi net bir şekilde duyuluyordu.

Büyük bir güzellik olarak, onu utandırma gibi bir amacı olmasaydı asla bir çöpten yardım istemezdi.

“Şu hafızanıza rağmen hala soru sormak istiyorsunuz…” Karşı tarafın böyle bir soruyla geleceğini düşünmüyordu. Dudaklarını büzerek yanıtladı, “Cümle ‘Bitkiler bitiştirilirse, ilaç oluşturmak zor olur! Bitkiler dağılırsa, sarı bir hap oluşacaktır!’ şeklinde olmalıydı. Manası basit. Bir ilacı arıtırken, bitkisel sıvılar veya toz yığınları bir araya geldiği zaman, tıbbi özelliklerini birleştirmek imkansız olur. Diğer taraftan, ayrılır ve sonrasında birlikte karıştırılırsa, oluşturulan ilaç yumurta sarısı renginde olacaktır!”

İnceleme Köşkündeki tüm kitapları inceledikten sonra, bilincinin sadece bir kez sarsılmasıyla hapın arıtılması için kullanılan doğru yönteme erişebilmişti. Böyle bir soruyla diğerlerini afallatabilirdi, fakat ona karşı kullanmak? Ne şaka ama!

En kötü tarafı da şuydu… Soruyu yanlış bir şekilde sormuştu! Standartları ortalamanın çok altındaydı!

“Nasıl, cevaplayamazsın, değil mi! Ah… Ne dedin?” (Bu kadında gitti, geçmişler olsun :D)

Genç adamın sorusuna cevap veremeyeceğini düşünmüştü. Zhang Xuan’ın sorusuna hiç zorlanmadan cevap vereceğini rüyasında görse inanmazdı. Böyle bir geri dönüşe hazırlıksız olan Shen Bi Ru şaşkındı, güzel gözleri neredeyse yerlerinden çıkacaktı.

Kasten cümleyi hatalı okumuştu, böylelikle karşı taraf yanlış bir yönlendirme yapacaktı. Onun bakış açısına göre, bu adam İnceleme Köşkünde sadece şov yapıp, kitaplardan en ufak bir bilgi bile öğrenmiyordu. Bir kitabın içeriği hakkında bir soruyla çıka gelirse, yanıtsız kalacağına emindi!

Bu nedenle, onun kendini aptal yerine koyduğunu görmek için hatalı bir şekilde okumuştu!

Kim onun… sorudaki hatayı düzeltip, olabilecek en doğru cevabı vereceğini tahmin edebilirdi!

[Nasıl… Bu nasıl olabilir?

Bu adam sadece göz gezdirerek, tüm 《Sekiz İlaç Arıtma Metodunu》 hatırlıyor olabilir mi?

Ama bu imkansız!

O, Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfırla çakan hoca. Hap arıtılması gibi alışılmak bir konu hakkında nasıl bilgili olabilir?]

“Pekala, başka sorularınız var mı?” Açlıktan büzülmüş olan karnını sıvazlayan Zhang Xuan, ona hızlı olması sinyalini verdi.

“Evet, daha var!” Karşı konulamaz şok halinden sonra, karşısındakinin yüzündeki vurdumduymaz ifadeyi gören Shen Bi Ru, hemen kendine geldi ve başka bir soru sordu, “Anlamadığım başka bir cümle daha var. ‘Bir metali alevlerin içinde arıtırken, saf olmadığı takdirde asla onları birleştirmeyin!’”

Sözlerini bitirdikten sonra, karşı tarafın nasıl afallayacağını beklerken, soğuk bir şekilde gülümsedi.

Daha önce sorduğu soru hap arıtılması hakkındayken, bu silah dövme konusunda olan bir görüştü. Bu, eski bir kitapta gördüğü tabirdi. Bir ay boyunca araştırdıktan sonra bile bu sözü anlayamamıştı. En sonunda, usta bir demirciye danıştıktan sonra anlamını kavrayabilmişti!

Başlangıçta, onu rencide etmesinin bedeli olarak karşı tarafı sadece utandırmak istemişti. Ama, Zhang Xuan’ın Sekiz Hap Arıtma Metodunda hakkındaki sözün anlamını açıklayabileceğini tahmin etmemişti!

Bu içindeki rekabetçi ruhu ateşledi ve karşısındaki sus pus bırakmak için zor bir soru ortaya atmasına neden oldu.

"Bu…"

Yanda duran Kıdemli Mo, Zhang Xuan’ın ilk soruya cevap verebildiğini görünce şaşırmıştı. Yine de, bu şok durumu çok uzun sürmemişti.

Sekiz Hap Arıtma Metodu, sayısız eczacının öğrenmek zorunda olduğu temel bir el kitabıydı ve yetiştiriciler için Hongtian Dokuz Dan Formülü neyse, eczacılar için de Sekiz İlaç Arıtma Metodu oydu. Daha önce ilaç arıtmayan birinin bile, bunun hakkında bir iki şey bilmesi normaldi.

Shen Bi Ru ikinci sorusunu sorduğunda, hayrete düşmüştü. Çünkü, ona bile bu sözleri yorumlamak zor gelmişti.

“Bir metali alevlerin içinde arıtırken, saf olmadığı takdirde asla onları birleştirmeyin!” Tam ikisi de cevap veremeyeceğini düşünürken, Zhang Xuan başını salladı ve Shen Bi Ru’ya sanki bir aptala bakarmış gibi baktı, “Bu sözleri anlamanın nesi bu kadar zor? Bu, silah dövme işlemi gerçekleştirilirken, tüm kirlilikten adam akıllı kurtulmak için kişinin ilk önce malzemeleri ayrı ayrı ateşte arıtması gerektiği söylüyor. Ancak o zaman silah daha etkin bir biçimde bir araya gelebilir! Daha zor sorular sormanızı rica edebilir miyim? Böyle basit bilgiler, biraz kitap okumayla rahatça elde edilebilir!”

"Bu…"

Shen Bi Ru’nun ince vücudu sarsıldı.

Daha önce bu sorunun cevabını bulmak için birçok farklı kişiye danışmak zorunda kalmıştı. Fakat, bu genç adam anında sözün anlamını belirtmeyi başarmıştı, bu…

Sadece o değil, Kıdemli Mo’da şaşkınlıktan neredeyse bayılacaktı.

Zhang Xuan’ın onun bile bilmediği bir soruya cevap verdiği düşünülürse, tüm o kitapları incelerken… ciddi bir şekilde çalışıyor olabilir miydi?

“Zhang Xuan laoshi, cevabınız yanlış ama. 《Çeşitli İhtilafların Tartışmalarında》 bununla alakalı sizin iddia ettiğinizden farklı bir açıklama olduğunu hatırlıyorum. Şöyle söylüyordu; ilaca bir metal madde eklenmek istenirse, ilk önce arıtılmalıdır aksi taktirde bir bütün olarak koyulaşmayacaktır!”

İnanamama halindeki Kıdemli Mo konuştu.

“Yanlış hatırlıyorsun,《Çeşitli İhtilafların Tartışmalarında》ne böyle bir ifade ne de buna benzeyen bir cümle yer almıyor. Okuduğunuz, Liu Ze tarafından yazılan《Çeşitli Teorilerin Tartışmaları》olmalı. Söylediğinize benzer bir ifade vardı onda fakat tam olarak yazılan şuydu; ‘Metalle birlikte ilacı arıtırken, saf olmadığı taktirde asla ikisini birbirine karıştırmayın’ ve bir metali ateşte arıtmayın!”

Zhang Xuan ellerini görkemli bir şekilde salladı.

Her ikisinin de onu test ettiğinin farkında değildi. Onların kitapların içeriklerini adam akıllı hatırlayamadığını düşündü ve gelişigüzel bir şekilde açıklamaya devam etti, “Oh, bu kitap, İnceleme Köşkünde dokuzuncu sıranın köşesinde. Az önce söylediğiniz cümleler 49. sayfada yazılı! Shen laoshi’nin sorduğu soruya gelirsek, eğer benim açıklamamdan şüphe duyuyorsanız, kıdemli Du Qu’dan bize miras kalan 《Ateş Zanaatkarlığının Üç Sanatını》  inceleyebilirsiniz. 15. rafın köşesinde bulunuyor ve sorunuzun açıklaması 24. sayfada yazıyor!”

“Bir bakayım!”

Shen Bi Ru, şüpheli gözlerle ona baktı. Aceleyle İnceleme Köşküne döndü ve kısa bir süre sonra, elinde iki kitapla çıkageldi, 《Çeşitli Teorilerin Tartışmaları》 ve 《Ateş Zanaatkarlığının Üç Sanatını》. Zhang Xuan’ın söylediği sayfayı çevirdiğinde sendeledi ve neredeyse olduğu yerde kendinden geçti.

[Zhang Xuan’ın söyledikleriyle... birebir aynı, tek bir tutarsızlık bile yok!

Sadece kitabın içeriğini hatırlamakla kalmadı; sözün hangi kitaptan geldiğini, yerini ve hatta sayfa numarasını bile söyleyebildi?

Bu gerçek mi?]

Ç.N.: Çok yoğun bir dönem geçiriyodum canlar, daha yeni bitti sayılır sınavlar falan. Bundan mütevellit serinin yakın bir zamanda presinin gelmesi söz konusu değil fakat bölüm sayısını ileriki zamanlarda arttırmaya çalışacağım. Yoğun ısrar üzerine Iaoshi, xiaojie gibi kavramları bundan sonraki bölümlerde türkçe kullanacağım. Kendinize çok iyi bakın :D