Çevirmen: W2G

Bacağındaki rahatsızlıkla normal bir şekilde yürürken sıkıntı yaşamamasına rağmen, eğitiminde büyük zorluklarla karşı karşıya kalmıştı. Bir zehir kemiklerine yayılmış gibi hissediyordu. Son altı ayda, mutluluk içinde geçirdiği tek bir gün bile olmamaıştı.

Tam olarak bu nedenden dolayı, yabancılara karşı hem ürkek hem de suskun bir tavır takınan biri haline gelmişti.

Önceden, bu hastalığın hayatı boyunca devam edeceğini düşünüyordu. Ancak, kim herkesin işe yaramaz dediği Zhang Xuan laoshi’nin ‘o sadece küçük bir mesele!’ diyeceğini tahmin edebilirdi. Bunları sözleri duyduğunda, kulaklarına inanamadı.

Bunları bir süre önce duysaydı, Zhang Xuan’ın yine palavra attığını düşünürdü. Fakat, sakatlığının arkasındaki nedeni söylediğinden beri, bir beklenti beslemeye başlamıştı.

“Bu odaya teker teker girmenizi istememin sebebi, sizi olabildiğince en iyi şekilde tedavi etmek! Pekala, şimdi vücudunu gevşet!”

Zhang Xuan, odadan orta boy bir yeşimtaşı kutusu aldı ve nazikçe açtı. İçinde farklı uzunluklarda çok sayıda gümüş iğne vardı.

Bir dövüş sanatçısının eğitim dönemleri boyunca, sakatlık geçirmesi çok rastlanan bir durumdu. Bu nedenle akademi, yaralananların kan dolaşımını arttırmak ve yaralanmayı geçici olarak hafifletmek için her sınıfa böyle malzemeler hazırlamıştı.

“Tamam!” Wang Ying genç adamın kararlı, kendinden emin fakat hiçbir kibir barındırmayan sesini dinledi ve cevap verdi.

Sou!

Hiç hareket etmeden ilk geldiği yerde oturmakta olan Zhang Xuan, eline gümüş bir iğne aldı ve hafifçe iğnenin üstüne vurdu.

Yumuşak bir ses eşliğinde zhenqi ile doldurulan gümüş iğneyi yavaşça Wang Ying’e vurdu ve içindekiler genç kızın bacağına nüfuz etti.

“Bu… Meltem Akupunktur Tedavisi mi?” İnce vücudu bir kez daha titrerken, Wang Ying’in gözleri fal taşı gibi açıldı.

Meltem Akupunktur Tedavisi. Bir dövüş sanatları ustasının, gücü üzerindeki kontrolden yararlanarak hastanın vücuduna temas etmeksizin, gümüş iğnelerin doğru noktaları delmesinden emin olmak için kullandığı bir yöntemdi.

Bu yöntemle, bir erkek doktor bayan hastalarına yakınlaşmadan akupunktur tedavisi uygulayabiliyordu. Bu sayede, iki kişi arasında yaşanabilecek tuhaf durumlardan kaçınılmış oluyordu.

Böyle bir akupunktur uygulama yöntemi basit gözükse de, aslında oldukça karışıktı. İlk olarak, gücünün üzerinde mutlak bir hakimiyete sahip olan bir dövüş sanatları ustasına ihtiyacın vardı. Ufak bir belirsizlik durumunda bile, işlemin başarısızlıkla sonuçlanma ihtimali çok yüksekti! Ayrıca, yapan kişi keskin gözlere sahip olmalıydı. Hastanın kıyafetinin altındaki akupunktur noktalarını tam olarak ayırt etmek zordu. Doktorun akupunktur noktasını yanlış tespit etmesi, her türlü soruna sebebiyet verebilirdi.

Usta Yuanyu bir keresinde, birisinin Meltem Akupunktur Tedavisini uygulayabilmesi için en azından Savaşçı 5-dan Dingli alemi seviyesine erişmiş olması gerektiğini söylemişti.

Akademide işe yaramaz olarak adlandırılan bu hoca, böyle bir seviyeye mi ulaşmıştı?

İmkansız!

Akademide, ünlü Lu Xun hoca gibi Dingli alemine ulaşmış olan şahsiyetlerin hepsi tanınmış insanlardı. Liu laoshi’ye göre Zhang Xuan laoshi sadece Savaşçı 3-dan Zhenqi alemindeydi. 5-dan Dingli alemine ulaşması için önünde daha upuzun bir yol vardı!

Savaşçı 3-dan Zhenqi alemindeki birisi Meltem Akupunktur Tedavisini uygulayabilir miydi?

Bunun imkansız olduğunu düşündü.

Sou sou sou sou!

Hala inanamama duygusu içindeyken, genç adam yavaşça bir kaç tane daha gümüş iğne batırdı.

Bir rüzgar dalgası şiddetini arttırdı ve gümüş iğneler bacağına birebir aynı derinlikte saplandı. Bu, karşısındaki adamın gücü üzerindeki kontrolünün, çoktan oldukça gelişmiş bir düzeye ulaştığını gözler önüne seriyordu.

Gümüş iğne etinden içeriye girdi. Wang Ying, Zhang Xuan’a tam onu nasıl tedavi etmeyi düşündüğünü soracakken, Zhang Xuan eliyle iğnenin üzerinden geçti ve bu iğnenin içinde bulunan zhenqinin aktif hale gelip, vücuduna dağılmasını sağladı.

“Ah…”

Zhenqi vücuduna girdiğinde bacağında bir karıncalanma hissi hissetti. Daha önce kapalı olan akupunktur noktası, gelen zhenqi dalgalanmasıyla beraber bir anda açıldı.

“Bu… bu… bu üstün zhenqi mi?”

Karıncalanma hissi tüm vücuduna yayılırken, Wang Ying net bir şekilde vücudundaki zhenqinin neye benzediğini ‘gördü’.

[Su kadar berrak, hiçbir kirlilik barındırmıyor.

Bu… sadece üstün zhenqinin sahip olabileceği bir kalite!

Üstün zhenqi?

Bu sadece tanrı ya da aziz yetiştirme tekniğine sahip birisinin oluşturabileceği bir şey. Tüm Tianxuan Krallığında, şu ana kadar hiç kimsenin üstün zhenqi yetiştirmesi yaptığı görülmedi. Nasıl oluyor da, akademideki en kötü hoca böyle bir seviyede? Tüm bunları hayal ediyor olmamam…]

“Bitti!”

Şaşkınlıkla dolup taşarken, vücudu tamamen gevşedi ve pat diye düştü. Bu olmadan önce, Zhang Xuan iğneleri çıkarmıştı.

Bunu takiben, Wang Ying bacağının gevşediğini hissetti. Daha önce deneyimlemediği bir rahatlamayla hissiyle doldu.

Sakatlığından sonra normal bir şekilde hareket edebilmesine rağmen, sanki bacakları düzlenmiş gibi hissediyordu, her zaman bir gerginlik hissi hakimdi. O anda, bu hoş hissin bacağında tekrar tekrar dalgalanmasıyla, bacağının hareket etmesine engel olan bazı zincirlerin kırıldığını hissetti. Bacağı diğer haliyle kıyaslanamaz bir biçimde çevik ve canlıydı.

"Bacağım…"

Biraz kalın kafalı olabilirdi, fakat bacağındaki sakatlığın düzeldiği anlamayacak kadar da salak değildi!

“Hocam, teşekkür…”

Wang Ying’in dizleri gevşedi ve yere diz çöktü. Gözleri tamamen kırmızıya dönmüştü.

Çok uzun zamandır bu günün gelmesini beklemişti. Doğrusu, bu konuda kendini çaresiz hissetmişti. Rüyalarında bile… böyle aksi bir rahatsızlığın akademinin en kötü hocası tarafından iyileştirileceğini asla hayal edemezdi!

“Görünüşe göre gerçekte… O çok yetenekli biri, sadece kendini alt seviye birisiymiş gibi gösteriyor…”

Aklına böyle bir düşünce geldi.

Alt seviye bir profil çizmemiş olsaydı, ders işleyişi nasıl olursa olsun, sadece onun bacağını nasıl iyileştirdiği göz önüne alındığında akademideki itibarını arttırması çok kolaydı. Böyle birinin Öğretmen Yeterlilik Sınavında sonuncu olması başka türlü nasıl mümkün olabilirdi?

Aklından bu düşünceler geçerken, Wang Ying diz çöktü ve kalbinin derinliklerinden onu hocası olarak kabul etti. Onun vesayetinten çıkmakla alakalı tüm düşünceleri yok oldu.

“Un, şimdi bacağındaki rahatsızlık iyileşti, dışarı çıkıp düzgün bir şekilde eğitim yap. Başka bir sıkıntı yaşarsan, gel ve beni bul!”  Zhang Xuan el hareketleriyle konuştu ve ona yapması için bir görev verdi, “Bu arada, çıkınca Liu Yang’i buraya çağır!”

“Tamam!” Wang Ying, odadan çıkmadan önce heyecanla yanıtladı.

………………………………

“Ben daha sonra onun derslerinden ayrılmayı düşünüyorum, hepiniz benimle misiniz?”

Sınıfta, Liu Yang, Zheng Yang, Zhao Ya ve Yuan Tao birbirlerine kendilerini tanıttıktan sonra, Liu Yang bunu dedi.

Gerçeği söylemek gerekirse, morali inanılmaz derecede bozulmuştu.

İlk yüze girmiş bir öğrenci olarak, onu almaya can atan bir sürü hoca vardı. Ancak, iki hoca arasında yapılan düellonun sonunda, en kötü hocanın öğrencisi olmak zorunda kalmıştı.

Haksızlığa uğramışlık duygusu. onun çılgına dönmesine neden olmuştu.

[Ne olursa olsun, bugün onun derslerinden ayrılmalıyım. Bu okuldan ayrılmam anlamına gelse bile… Hiç kimse bunu yapmama engel olamayacak!]

“Ben… de onun derslerinden çekilmek istiyorum. Fakat Zhang Xuan laoshi bu duruma kızacak olursa, neler yapabileceğini söylemek zor!” Şişko Yuan Tao bunu söylemekten kendini alıkoyamadı.

“Kızacak olursa mı? Hmph, kızarsa nolmuş? Ne yapabilir ki? Onun yanlış yönlendirmesinden dolayı deliye dönmek istemiyorum!” Liu Yang alay edici bir ses tonuyla konuştu.

“Deliye dönmek mi?” Zheng Yang şüphe içinde baktı.

O sadece kabul ettiği hocanın Yeterlilik Sınavında kötü bir sonuç alıp, sonuncu olduğunu biliyordu. Onun rehberliğindeki bir öğrencinin deliye döndüğüne dair bir hikaye duymamıştı.

“Un!” Liu Yang devam etti, “İnanmıyorsan biraz bekle, göreceksin. Wang Ying dışarı çıktığında, yüzü kesinlikle berbat bir halde olacak. Dolandırılmış gibi hissedecek. Zhang Xuan laoshi’nin öğretim standartlarıyla alakalı çok şey duydum. Eğer öğrencilerine adam akıllı tavsiyeler verseydi, diğer hocalar tarafından küçümsenen bir konumda olmazdı…”

Jiyaaa!

Onlar konuşurken, kapı açıldı ve Wang Ying heyecanlı bir bakışla dışarı çıktı.

“Un?”

Liu Yang’ın kafası karışmıştı. Wang Ying’in kasvetli bir halde olmasını bekliyordu. Fakat beklentilerinin aksine o mutlu bir şekilde gülümsüyordu.

Kalbinin derinliklerinden gelen neşeyle dolup yaşıyordu. Böyle bir yüz ifadesine sahip olması için büyük bir mükafat almış olmalıydı.

Böyle korkunç itibarlı bir hoca, doğru dürüst tavsiyeler verebilir miydi?

Tek bir seansta bir öğrenciyi sanki bir takım değerli hazineler elde etmiş kadar heyecanlı bir hale getirmek, muhtemelen ünlü Lu Xun laoshi bile bunu yapacak beceriye sahip değildi!

“Liu Yang, hoca senin gelmeni istedi!” Diğerlerinin düşündüklerinden habersiz olan Wang Ying, çalışmasını yapmak için bir köşeye çekilmeden önce, onu bilgilendirdi.

“Benim mi?” Liu Yang çenesini sıktı. “Bana ne tür önerilerde bulunabileceğini görmek istiyorum! Eğer hiçbir iyi öneride bulunamazsan, derslerinden ayrılacağım!”

Sessizce mırıldanarak odaya girdi.