Bölüm 12: İmparator Soyu

avatar
7357 31

Library of Heaven's Path - Bölüm 12: İmparator Soyu


 

Çevirmen: W2G

 

Bir saat sonra, Zhang Xuan Lojistik Şube’den dışarı çıktı ve gözleri heyecanla parıldıyordu.

 

Önceki kişiliği olsaydı, bugün ondan yararlanmalarıyla sonuçlanırdı. Fakat, Cennet Yolunun Kütüphanesiyle hayatı bambaşka bir yöne doğru yol almaya başlamıştı.

 

“Belki de, buraya geçiş yapmak benim için bir lütuftur! Bu heyecan verici hayat arzu ettiğim şeydir!”

 

Zhang Xuan yumruğunu sıktı ve derin bir nefes verdi.

 

Önceki hayatında, sadece eviyle kütüphane arasında mekik dokuyan düz ve basit bir kütüphaneciydi. Hayatına o şekilde devam etmiş olsaydı, sadece maaşını almaya devam edip, amaçsız hayatına devam edecekti. Ancak, burada işler farklıydı. Cennet Yolunun Kütüphanesi olarak bilinen harika bir hediye paketiyle, belki de ilerleyip, daha güçlü bir hale gelecekti. Tamamen yeni ve heyecan dolu bir hayat yaşayabilirdi.

 

O anda Zhang Xuan, sonunda bu dünyanın bir parçası olmuştu. Önceki vatanıyla bu dünya arasındaki ikilemden doğan, kalbindeki savaş sona ermişti.

 

“Çekme beni. Bırak öleyim, ölmek istiyorum…”

 

Kendi kendine bu durumu kutlarken, çok uzak olmayan bir mesafeden içe işleyen bir ağlama sesi duydu.

 

Arkasını döndü ve akademideki yapay göle doğru yönelen bir şişko gördü. Göle atlayarak intihar etmek istiyordu.

 

Şişkonun arkasındaki hiçkimse onu durdurmaya çalışmadı. Durdurak bilmeden ağlamasına rağmen, şişko da ileriye doğru hareketlenmedi. Aniden arkasına döndü ve arkasındaki bir öğrencinin elinden tutarak, bu öğrenci onu geriye çekiyormuş gibi gösterdi. Sonrasında, inlemeye devam etti.

 

“Tutma beni. Bırak öleyim, yaşamak istemiyorum…”

 

“...”

 

Herkes suskundu.

 

“Bu çok utanmazca!” Zhang Xuan başını salladı.

 

Bu şişko, ölmek istememesine rağmen, birisinin onu intihar etmekten alıkoyduğunu gösteren sahte bir görüntü oluşturmaya çalışıyordu. O gerçekten de utanmazdı.

 

Bu elemanın ölmeye niyeti olmadığını anladıktan sonra, onu takmadan sınıfına doğru yürümeye başladı. Çok uzaklaşmadan, yer titremesiyle beraber, inleyen bir sesin ona doğru yaklaştığını hissetti. Bunu takiben, bir çift kalın kolun onun bacağına sarıldığını gördü.

 

“Hocam, size yalvarıyorum, lütfen beni öğrenciniz olarak kabul edin. Onların hepsi vücudumdan dolayı beni küçümseyip, reddetti…”

 

Şişko gözyaşlarına boğuldu.

 

“Bırak beni!”

 

Zhang Xuan’ın nutku tutulmuştu.

 

Bu eleman çok garip değil miydi? Onun bir öğretmen olduğunu görünce, ona doğru hücum edip, öğrencisi olarak kabul etmesi için yalvarmıştı. Zhang Xuan, hayatı boyunca böyle birisini görmemişti.

 

“Hocam, sadece beni kabul ederseniz giderim!” Şişkonun yüzünün birçok kısmı gözyaşı ve sümükle doldu. Sesi o kadar hüzünlüydü ki, yanda seyretmekte olanlar bile ona acıdı. “Bugün, ondan fazla hocaya uğradım, fakat hiçbiri beni kabul etmek istemedi. Burada, ne kadar acınacak halde olduğumu gören hocam, lütfen beni kabul edin!”

 

Öğrenciler arasındaki sınavlar da bir öğretmenin değerlendirmesini etkiliyordu. Onun gibi tombul birisinin savaşlarda ve çeviklik konusunda sorun yaşaması olasıydı. Bu yüzden, en tanınmış hocalar onu kabul etmek istemezdi.

 

“Seni kabul etmemi istiyorsan, en azından bana yeteneklerini göstermelisin. Bacağıma sarılarak, ne elde edeceğini düşünüyorsun?” dedi Zhang Xuan.

 

O, Cennet Yolunun Kütüphanesine sahipti, öğrenci bulmakta sıkıntı yaşamamalıydı. Bu eleman vasat birisi çıkarsa, Zhang Xuan onu öğrencisi olarak kabul etmeyecekti.

 

“Hocam, beni öğrenciniz olarak kabul etmelisiniz. Oldukça kabiliyetliyimdir…” Şişko yavaşça kollarını gevşetmeden önce, tereddütlü bir şekilde baktı.

 

“Kabiliyetli olup olmadığını görmeden bilemeyiz. Boş konuşmanın manası yok!” Karşısındakinin anlamamak konusunda biraz isteksiz olduğunu gören Zhang Xuan, onu tekmeleyerek uzaklaştırdı.

 

Bu da neydi? Bir kız öğrencinin bacağına sarılmasına tenezzül gösterebilirdi. Fakat, o bir erkekti ve aynı zamanda şişkoydu… Bunu düşünmek bile ürpermesine yetti.

 

“Tamam! Yeteneklerime bakın!” Şişko karşısındaki tarafından aşağılanmış hissetmedi. Ayağa kalktı ve çevreyi inceledi. Sonrasında, kısa bir mesafeden birkaç tane beton blok taşıdı. Daha sonra, elleriyle bir bloğu yukarı kaldırdı ve kafasını üzerine vurdu.

 

Peng!

 

Beton blok parçalandı.

 

Bundan sonra, birkaç tane daha beton blok getirdi ve onları dirseğini ve bacağını kullanarak parçaladı. İstisnasız her biri paramparça oldu.

 

[Bu eleman tombul görünüyor, fakat henglian dövüş sanatlarında yetenekli.]

 

Onun henglian seviyesine çok takılmadan, Zhang Xuan şu anda zihninde otomatik olarak derlenen kitaba göz atıyordu.

 

Henglian kullanılarak yapılan yetenekler de bir çeşit dövüş sanatı olarak düşünülebilirdi. Şişko hünerini göstermeye başladığı anda, kütüphane onunla ilgili bilgileri derlemeye başlamıştı.

 

“Yuan Tao, Dihuang Şehrinden avare bir yetiştirici, Savaşçı 1-dan Juxi Alemi Orta seviye!”

 

……

 

“Kusurları: 18 durum. Numara.1, vücudundaki Antik İmparator Soyu daha uyanmamış! Numara.2, eğitimini yaptığı dövüş sanatlarındaki temelleri çok zayıf…”

 

“İmparator Soyu?”

 

Kitaptaki kayıtlara bakan Zhang Xuan şaşırdı.

 

Vüducun bundan önceki sahibinin hafızasındaki bilgilerle bütünleştikten sonra, bu dünyada soyun ve doğuştan gelen bedenin çok önemli olduğunu öğrenmişti. Birisi bu ikisinden bir tanesine ve onlardan istifade etmek için uygun bir metoda sahip olduğu sürece, yetiştirmesi gelecekte sıçrayarak yükselecek ve bu gücünün katlanarak artmasını sağlayacaktı.

 

Saf Yin Beden, Saf Yang Beden, Kusursuz Beden, Altın Beden gibi pek çok doğuştan gelen beden tipi vardı…

 

Ayrıca, Antik Soy, Yeni Soy, miras ve mutasyonlar gibi birçok türden soy da mevcuttu.

 

Bunlara sahip olanlar bir kere keşfedildiklerinde, her biri sayısız öğretmenin uğruna mücadele ettiği bir hedef haline gelecekti.

 

Bu şişkonun sahip olduğu İmparator Soyu, Antik Soylardan bir tanesiydi. Bu tip bir soya sahip olanların, yetiştirmelerinin zirvesine ulaştıklarında, bedenlerinin aşılamaz olacağı ve dünyadaki hiçbir nesnenin onların savunmasını ezip geçemeyeceği söylenirdi. Savunma-merkezli soylar arasında en güçlülerden biriydi.

 

[Bu önemsiz, şişko ve utanmaz eleman gerçekten de Antik bir Soya mı sahip?]

 

“Antik Soyu daha uyanmamış. Görünüşe göre, bu çocuk da henüz bunun farkında değil.”

 

Zhang Xuan’ın gözlerinde bir kıvılcım parıldadı.

 

Tüm soy türleri arasında, Antik Soy oldukça güçlüydü. Bu eleman onlarca hocaya uğramasına rağmen, onların bu antik soyu fark edememesinin nedeni daha uyanmamış olduğundan diğer insanlardan bir farkı yok gibi görünmesiydi. Diğerleri soyunu fark edemediği gibi, büyük ihtimal kendisi de bu durumdan bir haberdi.

 

Ancak, bundan haberi olmasa bile, büyük bir potansiyel barındırıyordu. Savunma yetenekleri, diğerlerinden çok daha güçlüydü ve bu çeşit bir ‘kum torbası’ dövüş sanatında eğitim yapmasının nedeni de buydu.

 

“Bu çocuğu vesayetime almalıyım!”

 

Gözleri parladı.

 

Tüm akademi, birkaç yıllık süreç boyunca bir tane bile Antik Soya sahip öğrenciye şahitlik etmemişti. Önünde bu kadar iyi bir filiz dururken, nasıl olurda elinden kaçmasına izin verirdi?

 

"Fena değil. Seni öğrencim olarak kabul edeceğim. Gel de, öğretmenin olduğumu tescilleyelim!”

 

Zhang Xuan kalbindeki neşeyi bastırdı ve sakin bir yüz ifadesiyle ona doğru bir kimlik tokeni fırlattı.

 

“Hocam, gerçekten beni kabul mü ediyorsunuz? Bu harika…”

 

Şişko gün boyunca zihinsel olarak oldukça yıpranmış görünüyordu. Bir öğretmenin onu kabul etmeye istekli olduğunu görünce, o kadar heyecanlandı ki hiç düşünmeden parmağını kesip, üzerine bir kan damlacığı sıktı.

 

“Görünüşe göre bir öğretmenin standartları, seçmiş olduğu öğrencinin standartlarıyla uyuşuyor. Öğretmen işi yaramazsa, öğrencisi de işe yaramaz oluyor!”

 

O anda, soğuk ve küçümseyici bir ses duyuldu.

 

Arkasını dönen Zhang Xuan, soğuk ve kibirli bir genç adamın onlara doğru geldiğini gördü.

 

Genç adamın yanında yürüyen güzel bir bayan vardı. İpeksi simsiyah saçları omuzlarından süzülüyordu, soluk cildi kremsi bir yapıya sahipti ve gözleri ona bakanları büyülüyordu.

 

“Shang Bin? Shen Bi Ru?”

 

Bu ikisini görmesinin üzerine, zihninde aniden iki isim gün yüzüne çıktı.

 

Tüm akademide, büyük ihtimalle Shen Bi Ru’yu bilmeyen hiç kimse yoktu!

 

Eşsiz bir geçmişe sahip değildi fakat insanlar arasında, güzel bir öğretmen olarak tanınıyordu. Okul güzeli bile onun yanında sönük kalırdı.

 

Sadece görünüşü güzel olsaydı, bu kadar popüler olmazdı. Can alıcı bir şekilde, öğretme konusunda da yetenekliydi. Akademide bir yıldan daha az bir süre bulunmasına rağmen, şimdiden en ünlü öğretmenlerden biri haline gelmişti.

 

Asil, zarif, güzel ve zeki olmasıyla birçok hocanın çılgınca peşinden koşmasına neden oldu.

 

Bir önceki Zhang Xuan’da onun takipçileri arasındaydı.

 

Ancak, önceki Zhang Xuan tam bir başarısızlık sembolüydü. Buna ek olarak zayıf bir yetiştirmeye sahipti ve her türlü sınavda da sonunculuğu elden bırakmıyordu. Kendine güveni az olduğundan, onunla ilginlenmesine rağmen ona kur yapmak şöyle dursun, kalbinin tanrıçasıyla hiç konuşamamıştı bile.

 

Shang Bin olarak bilinen bu genç adam, akademideki Kıdemli Shang’ın torunuydu. O da Shen Bi Ru’nun takipçileri arasındaydı ve diğer takipçileri bastırmak için kimliğini kullanıyordu. Bazı kaynaklardan Zhang Xuan’ın Shen Bi Ru ile ilgilendiğini duymuştu. Bundan dolayı her görüştüklerinde onu aşağılıyor, hatta bazen fiziksel saldırılarda bulunuyordu.

 

Ancak, Shen Bi Ru onunla ilgileniyormuş gibi görünmüyordu. Başından beri, herkese karşı soğuk davranıyordu. Hiç kimseye karşı ilgisi yokmuş gibi görünmesi, Shang Bin’ı üzüntülü ve çaresiz bir halde bırakıyordu.

 

“İşe yaramaz diye kimi aşağılıyorsun?” Shang Bin’in üsturupsuz dalga geçişi karşısında, Zhang Xuan sinirlenmedi ve göz atmak için arkasını döndü.

 

“Seni aşağılıyorum!” Shang Bin küçümseyici bir şekilde gülümsedi.

 

“Oh, yani ‘çöp’ beni aşağılıyor. Burnuma kötü kokular geliyor, çok kötü!” Zhang Xuan yüzünde iğrenmiş bir ifadeyle, elini burnunun önüne getirip sağa sola salladı. (Ç.N: Esprinin anlanması için buradaki ‘trash’ i işe yaramaz olarak değil de çöp olarak çevirdim.)

 

“Sen…” Shang Bin ancak üzerinden biraz zaman geçtikten sonra tepki verebildi. Akademideki en kötü hoca tarafından dalga geçilmek yüzünün kızarmasına neden oldu.



Bilgilendirme Kısmı

 

İmparator Soyu <-> 龙 犀 血脉 (Longxi Soyu)

 

Eski Çinde, ‘birinin geleceğini belirlemek için yüz hatlarına bakılması gerektiğine’ inanırlardı. Doğal olarak asilliği, alnında yazan bir yüz de mevcuttu. Genellikle bir İmparatorun yüzü olarak adlandırılan Longxi yüzü de bu asil yüzlerden bir tanesiydi.

 

Henglian (横 练) bir eğitim yoludur ve kelimenin tam anlamıyla kaba kuvvetle eğitim anlamını taşır. Dövüş sanatlarında 3 tane eğitim yolu vardır; Wenlian,Wulian ve Henglian. Baidu'ya göre de, dövüş ustalarını farklı zirvelere götürecek üç farklı eğitim yolu vardır. Henglian, vücut kısımlarını çalıştırmak için bir kişinin vücudunu sert bir cisme çarpması metodunu kullanıyordu. Bugün bile, bazıları tarafından bir eğitim yolu olarak kullanılıyor. (Demir Baş Hünerlileri de onlardan biriydi, küçüklükten beri başlarını katı nesnelere vurarak eğitim yapıyorlardı.)

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr