Bölüm 11: Merhamet için Yalvarmak

avatar
7209 35

Library of Heaven's Path - Bölüm 11: Merhamet için Yalvarmak


 

Çevirmen: W2G

 

Savaşçı 4-dan Pigu alemindeki birinin; kaslarının, kemiklerinin ve hatta cildinin sertleştirilmesi, kişinin gücünün hızla artmasına neden olurdu.

 

Zhenqi alemiyle arasındaki fark, dünya ile cennet arasındaki fark kadar fazlaydı.

 

Fakat, Zhenqi alemindeki bu velet, tek bir tokat darbesiyle bir Pigu alemi ustasının kan kusmasına neden olmuştu. Bunu gören herkes gözlerine inanamadı.

 

[Ayrıca, bu adam Öğretmen Yeterlilik Sınavı sırasında yapılan antreman maçında sonuncu olmamış mıydı? Neden… şimdi bu kadar güçlüydü?]

 

“Bu sadece bir tesadüf olmalı, ondan korkmayın!”

 

Qian Biao kükredi.

 

Öğretmenlerden biri de Qian Biao’nun söylediğine katıldı ve ileriye doğru atıldı.

 

Tıpkı Li Yuan gibi, o da Pigu alemi gelişmiş seviyesindeydi. Kasları metal liflerden oluşmuş gibiydi ve derisi metal bir levhaya benziyordu, etrafına adeta bir yıkılmazlık hissi veriyordu.

 

“Yerin dibini boylayacaksın!”

 

İleriye doğru hareketlenen bu hoca, kaşını kaldırdı ve avuç içiyle onu tokatlamaya hazırlandı.

 

Pah pah!

 

Havadaki basıncın artması, yıkıcı ses patlamalarıyla sonuçlandı.

 

Diğer tarafın acımasız darbeleriyle yüzleşen Zhang Xuan sakin kaldı. İşaret ve orta parmağını kullanarak, eğimli bir açıyla yukarı doğru vurdu.

 

Pada!

 

Vücudu metal bir levhaya benzeyen bu öğretmen, görüşü kararıp yere kapaklanmadan önce, koltuk altlarında hafif bir acı hissetti.

 

“Ne?”

 

İki vuruşla, 4-dan Şavaşçı hoca yenilmişti. Kalan iki öğretmen, Qian Biao da dahil olmak üzere, karşılarındaki hocanın düşündükleri kadar basit birisi olmadığını anlamıştı.

 

“Birlikte saldıralım!”

 

Sesli bir kükremeyle, Qian Biao yumruğunu kaldırdı ve ileriye atıldı. Ancak, daha o hareketini bile yapamadan, Zhang Xuan bir anda önünde belirdi. Sol eliyle yüzünü tutarken, sağ elini hafifçe sapladı.

 

Putong!

 

Karnında bir acı hissederek Qian Biao’da yere yıkıldı.

 

Vücudu yere düştüğü anda, onunla birlikte saldıran son hoca da yere yığıldı ve saralı bir hastaymış gibi kıvranmaya başladı.

 

“Sen… Hepimizin mingmenlerini nasıl bilebildin…” (Ç.N.:Yaşam Kapısı,Güç Geçiti olarak da adlandırılan Mingmen, belin orta hattından geçen, enerji yetiştirmelerini bir üst seviyeye çıkarmak için çok önemli olan bir nokta. Çeviride yerine göre mingmen yerine göre güç geçitini kullanacağım.)

 

Bir miktar kan fışkırmasıyla beraber, Qian Biao önündeki adama korku içinde baktı.

 

Sonunda karşısındakinin onlardan çok daha güçsüz olmasına rağmen, olayın neden tam tersi şekilde sonuçlandığını anlamıştı.

 

Rakipleri, saldırdıkları anda yetiştirmelerinin güç geçitlerini bulmuştu. Nasıl bunun gerçekleşeceğini öngörüp, buna karşı savunma yapabilirlerdi?

 

Tüm yetiştiricilerin ortak zayıflığı, bir güç geçitine sahip olma eğiliminde olmalarıydı ve bu güç geçiti darbe aldığı zaman, vuran kişi bir çocuk dahi olsa ölümle sonuçlanma ihtimali vardı!

 

Fakat, mingmen bir insanın çekirdeğiydi, bu nedenle yetiştiriciler onu dikkatli bir şekilde korurlardı. En yakın akrabaları bile mingmenlerinin nerede olduğunu bilmezdi. Zhang Xuan güçlü bir yetiştirmeye sahip olmamasına rağmen, mingmenlerinin nerede olduğunu biliyor gibi görünüyordu ve doğrudan hayati noktalarına saldırmıştı.

 

Böyle birine karşı nasıl direnebilirlerdi?

 

Qian Biao’nun şaşırmış halini gören Zhang Xuan, hiçbir açıklama yapmadan gülümsedi.

 

Tabii ki, bunların hepsi Cennet Yolunun Kütüphanesi sayesinde gerçekleşmişti.

 

Cennet Yolunun Kütüphanesi yalnızca birinin yetiştirme tekniklerindeki kusurları göstermiyordu, ayrıca yetiştiricinin kişisel sorunlarını ve güç geçiti bilgilerini de barındırıyordu. Bu bilgilerinin hepsi, derlenen kitapta detaylı bir şekilde yazılmıştı.

 

Rakiplerinin güç geçitini ve yeteneklerindeki zayıflıklarını bilmek, dünyadan yeni geçiş yapıp, bu yabancı dünyadaki yeteneklere pek aşina olmayan Zhang Xuan’ın bile bu dördünü hiç zorlanmadan haklamasını sağlamıştı.

“Hepiniz iddiayı kabul ettikten sonra, kaybetmenin sonuçlarına katlanmalıydınız. İtaatkar bir şekilde sizi tokatlamama izin verseydiniz, bu kadar sıkıntı çekmek zorunda kalmazdık!” Zhang Xuan kıkırdadı.

 

“Zhang Xuan, bunun hakkında neşeli olman saçma. Mingmenlerimizi bulup, bizi yaralamak için, ne tür adi bir yöntem kullandın bilmiyorum ama en az deneyimli hoca olarak, diğer öğretmenlere kamu içinde saldırdın. Sadece bunu kullanarak bile, Öğretmen Yeterliliğini iptal ettirmek için akademiye bir şikayet mektubu gönderebilirim…”

 

Qian Biao bağırdı.

 

Akademide öğretmenler arasında belirgin seviye farkları vardı. Düşük seviye bir hocanın ondan daha yüksek seviyedeki bir hocaya karşı hareket etmesi, saygısız bir hareket olarak sayılıyordu.

 

Zhang Xuan’ın genç olmasının yanında, Yeterlilik Sınavından sıfır puan aldığı için rezil bir şöhreti vardı. Bu nedenle, o akademideki en az nitelikli hocalardan birisi olarak sayılıyordu. Akademinin, kendinden daha nitelikli dört kişiyi yaraladığından haberi olursa, kesinlikle bir kargaşa ortamı hakim olurdu. Öğretmen Yeterlilik Lisansının iptal edilmesi çok önemli bir mesele değildi, akademiden direkt olarak kavulma ihtimali söz konusuydu.

 

“Neden? Beni dövüş sanatları kullanarak yenemediğiniz için, okul kurallarına mı başvurmak istiyorsunuz?” Karşı karşıya olduğu tehditlere rağmen, Zhang Xuan pek rahatsız olmuşa benzemiyordu.

 

“Aynen öyle!” Li Yuan’da aynı şeyi düşünüyordu. Gözleri heyecan ve acımasızlıkla parladı, “Eğer şimdi önümüzde eğilip, seni dövmemize izin verirsen, belki ruh halimiz düzeldiği için, bu olayı bildirmeyebiliriz. Aksi halde, kovulmaya hazır ol!”

 

“Mevkinden kovulduktan sonra, seni koruyan öğretmen kimliğin olmadan, öldülürsen bile hiçkimsenin umrunda olmayacaksın!” İçlerinden biri kükredi.

 

Tianxuan Krallığında, bir akademinin öğretmeni, yüksek bir sosyal statüye sahipti. İşlerini kaybettiklerinde, sosyal statüleri de doğal olarak düşecekti. Hal böyle olduğunda, içlerinden birkaç tanesi gerçekten onu öldürmek için, hamle yapacak cesareti kendinde bulabilirdi.

 

“Hepiniz kuralları kullanma konusunda bu kadar istekli olduğunuza göre, pekala, o zaman ben de bu meseleyi çözmek için kuralları başvuracağım!” Zhang Xuan sakin bir bakışla, Qian Biao’ya doğru birkaç adım attı ve “Qian Biao laoshi, metresini mutlu etmek için gizlice Kıdemli Chen Ming’in hazinesini kullandın; üç ay önce, ona ev almak için, okul sermayesinden bir miktar parayı zimmetine geçirdin; bir ay önce, Kıdemli Liu Quan’ın en sevilen porselenini kırdığında, suçu bir öğrencinin üzerine attın, bu onun okuldan kovulmasına neden oldu… Bunların hepsini okul liderlerine nakletmemi ister misin?”

 

“Sen… sen…”

 

Tombul vücudu kontrolsüzce titrerken, Qian Biao’nun gözleri kısıldı. Tüm vücudu akıl almaz bir korkuyla doldu. Bir hayalet gördükten sonra, delirmenin eşiğine gelmiş gibi bakıyordu.

 

Bu suçların hepsini arkasında hiç iz bırakmadan işlemişti, yani hiç kimsenin bunlardan haberi yoktu. İş arkadaşları olan Li Yuan ve diğerlerinin bile bundan haberi yoktu, nasıl oluyorda bu adamın… tüm bunlardan haberi oluyordu? Üstelik de, bu kadar detaylı bir şekilde?

 

“Li Yuan laoshi, üç yıl önce itibarını yerle bir ettiğin için intihar eden kız öğrenci, seni aramak için intikamcı bir ruh olarak geri döndü değil mi? Birkaç gün önce, sırtında bir sivilce çıktı. Belki de bu, seni intikam almak için aradığının bir işareti olabilir!”

 

Qian Biao’nun dehşete düşmüş halini umursamayan Zhang Xuan, Li Yuan’a doğru döndü.

 

“Ah…”

 

Bu sözleri duyan Li Yuan, yüzünün beti benzi atarken, alelacele geriye çekildi.

 

Üç yıl önce, güzel bir kız öğrencinin büyüsüne kapılmış ve onu küçük düşürmüştü. Bundan duyduğu utançtan dolayı genç kız intihar etmişti. Bu hadise oldukça gizliydi ve onun dışında kimsenin bundan haberi yoktu. Vicdanı rahat vermediği için, üç yıl boyunca, sık sık bu kızın onun hayatını yerle bir etmek için, intikamcı bir ruh olarak geldiğini hayallerinde görüyordu. Dahası iki hafta önce sırtında çıkan ve bir insanın avuç içine benzeyen sivilce ödünü koparıyordu.

 

Bu olayı Zhang Xuan’ın ince ayrıntılarıyla anlatışını duyduktan sonra, tüm vücudu karşı konulamaz bir korkuyla beraber kontrolsüz bir şekilde titremeye başladı.

 

Putong!

 

Bacaklarının gücü kesildi ve yere kapaklandı. Bir anda odanın etrafını keskin bir koku doldurdu. Savaşçı 4-dan gelişmiş seviye bir ustanın, halk içinde altına işeyecek kadar korktuğunu görmek şaşırtıcıydı.

 

“Du Chun laoshi, sen biricik kardeşinin işini çalmakla kalmadın, onu zehirli şarapla öldürecek kadar ileriye gittin. Bu olay zamanında sonuçlandırılamasa da, şimdi hakkında söylentiler çıkacak olursa, öğretmenliğe devam edebileceğini düşünüyor musun?”

 

“Bai Lin laoshi, senin hareketlerinde büyük bir kusur yok. Fakat, antikalara olan ilgin nedeniyle, öğrencilerinizden çok sayıda hediye kabul ettiniz! Yanılmıyorsam, taktığınız antik yeşimtaşı yüzüğü, zamanında sizden bir şey rica eden öğrencinizden aldığınız bir hediye olmalı. Öğrencinin kim ve isteğinin ne hakkında olduğunu, detaylarıyla anlatmama gerek var mı?”

 

Zhang Xuan kalan iki hocanın yüzüne bakarak, olayları anlattı.

 

“Sen… Sen bir şeytansın!”

 

“Sen insan olamazsın…”

 

Kalan iki hoca da akıllarını kaçırmak üzereydi. Bu sefer, bakışları korkuyla dolan onlardı.

 

İşledikleri bu suçları kusursuz bir şekilde gerçekleştirmeseler de, hiçbir yabancının bilmediğine dair güvenleri tamdı. Fakat, nasıl oluyor da bu adamın bu kadar bilgisi oluyordu, sanki bir hayaletle yüzleşiyorlardı!

 

Yeteneklerini kullanarak onları yendiğinde, sadece utanç duymuşlardı, korkmamışlardı. Fakat, tüm sırlarını ortaya çıkardığında, tam anlamıyla dehşete kapılmışlardı! Sanki üzerlerindeki kıyafetler bir anda parçalara ayrılıp, herkesin önünde çıplak kalmış gibiydiler.

 

Bu bilgiler sızdığında, öğretmen olarak kalıp kalamayacakları en küçük sorunlarındandı. En kötü senaryoda, Öğretmen Mahkemesine gönderilip, oracıkta öldürüleceklerdi.

 

“Hatalıydık!”

 

“Zhang Xuan laoshi, büyük bir adam olarak, bizim gibi küçük şahsiyetlere karşı kin tutma. Lütfen bağışla bizi…”

 

……

 

Titreyerek, istemeyerek de olsa merhamet için yalvardılar.

 

“Geçmişte yaptıklarınızla uğraşamayacak kadar tembelim, sadece beni ileriki zamanlarda kızdırmaktan uzak durun. Ayrıca, hiçbiriniz değişmeyip, böyle aşağılık eylemlerde bulunmaya devam ederseniz, hepinizin suçunuza uygun olarak cezalandırılmanızı sağlamak için uğraşmaktan çekinmem!”

 

Zhang Xuan elini, küçümseyici bir bakışla salladı.

 

Doğrusu, bu insanlar sinirlerine dokunmazlarsa, onlardan pek de rahatsız olmazdı.

 

Cennet Yolunun Kütüphanesi, birinin tüm kusurlarına bakabilmene olanak sağlıyordu. Kişilikleriyle geçmişteki eylemleri bile kitabın ortasında yer alıyordu, üstelik burası kitaptaki küçük bir bölümdü.

 

Gel gelelim o dünyanın kurtarıcısı değildi, yani onun yoluna çıkmadıkları sürece, geçmişte ve gelecekte ne yaparlarsa yapsınlar, umrunda olmazdı.

 

Bu insanların asla yapmaması gereken şey, ona sorun çıkarmak ve işleri onun için zorlaştırmaktı.

 

[İşleri benim için zorlaştırdığınız için, size ölümün neye benzediğini göstereceğim!

 

Böylelikle aynı şeyi ikinci kez yapmaya asla cesaret edemeyeceksiniz!]

 

“Asla yapmayız, bunu yapmaya cüret bile etmeyiz…”

 

“Zhang Xuan laoshi, bunlar istediğin kimlik tokenleri. İstediğin kadar al…”

 

……

 

Geçmişteki eylemlerinin ifşa edilmeyeceğini duyan Qian Biao ve diğer hocalar rahat bir nefes aldı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr