Bölüm 8: Ben O İşe Yaramazım

avatar
7238 37

Library of Heaven's Path - Bölüm 8: Ben O İşe Yaramazım


 

Çevirmen: W2G

“Un?”

 

Yüzü kızarıp koyulaşmadan önce, Zheng Yang ifadesizce baktı.

 

“Bir keresinde bir kıza aşık oldum. Daha sonra… Onun tarafından küçük düşürüldüm. Fakat bu mevzu bir öğretmeni ilgilendirmez!”

 

Bir keresinde, bir kıza vurulmuştu ve heyecanla gidip bunu ona itiraf etmişti. Ama, karşısındaki tarafından acımasızca aşağılanmış ve bunun utancını derinden yaşamıştı. Bu olayı Mo Xiao'nun bile bilmediği bir sır olarak saklamıştı. Bu öğretmen nasıl böyle bir şeyden haberdardı?

 

“Bu gerçek mi? Zheng Yang, neden bana birisi tarafından küçük düşürüldüğünü söylemedin? Kim o?“ Zheng Yang’ın onayladığını gören Mo Xiao şaşırdı ve aceleyle sorular sordu.

 

“Bunu sana daha sonra anlatacağım!” Zheng Yang burada bu mevzuyla alakalı daha fazla konuşmayacağını belirtircesine başını salladı. Önündeki hocaya baktı ve “Hocam, bu benim özel hayatım. Bunu nasıl bilebildiğiniz hakkında en ufak bir fikrim yok, ama bunun beni mızrak yolunda eğitmekle uzaktan yakından ilgisi olmadığı açık!”

 

“Hiçbir alakası yok mu?” Zhang Xuan başını iki yana salladı. “Her şey bununla alakalı!”

 

“Her şey bununla mı alakalı?” Zheng Yang söylenilenlerden şüphe duydu.

 

Kırık bir kalbin, Zhang Xuan’ın yapacağı rehberlikle nasıl bir ilgisi olabilirdi?

 

“Mızrağın kararlı ve güçlü. Tıpkı kişiliğin gibi. Ne yaparsan yap, korku duymadan dosdoğru ileriye atılıyorsun. Bu iyi bir özellik olmalıydı. Savaşçılar öyle olmalı, küçük şeylerle ilgili endişe duymadan ileriye doğru hücum etmeliler!” Zhang Xuan, Zheng Yang’a sakince baktı. “Fakat, acıdır ki duygusal deneyiminden sonra, korku içinde filizlenmeye başladı. Reddedilmekten ve aşağılanmaktan korktun! Mızrağında bir tereddüt etme var. Bu tereddütün eklenmesiyle, gücün önemli ölçüde azalıyor!”

 

“Sen… Sen… Tüm bunları sadece mızrağıma bakarak mı anladın? Bir zamanlar kalbimin kırıldığını? Kişiliğimi söyleyebildin?”

 

Zheng Yang şoka uğramıştı.

 

Karşısındakinin söylediği sözler hatalı olmak şöyle dursun, oldukça doğruydu. Tek bir yanlış bile yoktu.

 

Basit bir kişiliğe sahipti ve geçmişinde, bu onun korkusuzca ileriye atılmasına olanak tanımıştı. Fakat yaşadığı o duygusal deneyim yüzünden, yaptığı her şeyde daha ürkek ve tereddütlü bir hale gelmişti.

 

Sadece mızrağını kullanışına bakarak bütün bunları söyleme kabiliyetine sahip olmak, kalp kırıklığını bile, bu adam nasıl bir göze sahipti?

 

Böyle etkileyici bir hoca akademiye ne zaman gelmişti?

 

Deliriyormuş gibi hissetti.

 

Bundan önce, bir numaralı mızrak hocası Wang Chao’a onu öğrencisi olarak kabul etmesini rica ettiğinde, Wang Chao ona sadece mızrak yolunun özünü daha kavrayamadığını söylemişti. Bunun arkasındaki nedene gelince, o bunu söyleyemezdi. Fakat sadece bir bakışla, önündeki adam ona kalbinin nasıl kırıldığını ve bundan kaynaklanan duygusal travmadan dolayı yeteneklerinin durgunlaştığını söyleyebilmişti. Bu hocanın algılama kabiliyeti… Wang Chao’dan daha güçlü olabilir miydi?

 

“Bu gayet normal!” Zhang Xuan el hareketleriyle konuşurken, yüzünde bir usta bakışı belirdi. “Mızrak, kullanan kişinin kalbinin yansımasıdır. Kişinin kalbi temiz değilse, sunulan yetenekler de karanlık olur! Mızrağınla yeteneklerin uyumlu olmasına rağmen, üstü örtülen bir şey varmış gibi hissediliyor, senin anlamlandıramadığın bir şey, kopamadığın bir şey. Tek bir bakışla, bunun kesinlikle bir kalp kırılması olduğunu söyleyebilirim!”

 

“Bu...”

 

Bu sefer, yüzü şoktan dolayı yıkılan tek kişi Zheng Yang değildi, onun yanındaki Mo Xiao’nun bile ağzı duydukları karşısında o kadar açık kalmıştı ki, bir yumurta girebilirdi içine.

 

[Bu da ne, sen gerçek misin?

 

Sadece birisinin mızrak yeteneklerine bakarak, onun içinde filizlenen, anlamlandıramadığı ve geride bırakamadığı duyguları söyleyebiliyorsun… Bir insan böyle bir göze sahip olabilir mi?]

 

Mo Xiao ve Zheng Yang birbirlerine baktı, gözlerine inanamama duygusu hakimdi.

 

“Hocam, bana da bir göz atabilir misiniz?”

 

Şok hali geçtikten sonra, Mo Xiao hevesli bir bakışla ileriye atıldı. Zhang Xuan’ın uygun kişi olup olmadığını düşünmeden, elindeki mızrağın titremesiyle beraber hareketlerini gerçekleştirmeye başladı.  

 

Zheng Yang’le aynı hareketleri gerçekleştirdi, tek farkı daha güçlü ve çok daha akıcı olmasıydı.

 

Sadece mızrakla olan yeteneklerine bakacak olursak, gerçekten de Zheng Yang’den daha iyiydi. Wang Chao laoshi’nin neden Zheng Yang’i değil de onu seçtiğine şüphe yoktu.

 

Hu!

 

Ani bir rüzgar dalgasından sonra, Mo Xiao mızrağını geriye çekti ve dik bir şekilde ayağa kalktı.

 

Mızrağının hareket etmesiyle beraber, eşi benzeri olmayan çılgın bir şeytana dönüşüyordu sanki. Gücü dolup taşarken, tanrılar ve ruhlar bile ona yaklaşmaya cesaret edemezdi. Mızrağını geriye çektiğinde, tıpkı bir heykel gibi sessizce ayakta durdu.

 

Tek bir el ve ayak hareketiyle, düzenini değiştirdi.

 

1-dan bir Savaşçı olarak, güçlü olduğu söylenemese de mızrak yolunda oldukça yüksek bir mesafe kat ettiği söylenebilirdi.

 

“Zayıf bir karna sahipsin. Eğer yanılmıyorsam, bugün ishal sıkıntısı çektin!”

 

Zhang Xuan’ın sakin bakışları ona doğru döndü.

 

“Ah?” Mo Xiao’ya bir ürperti geldi. “Hocam, ishal olduğumu mızrağımdan mı anladınız?” (Ç:N: Soru çok iyi ya :DD, en çok burda güldüm sanırım.)

 

Tıpkı karşısındakinin söylediği gibi, karnı bugün pek iyi değildi. Dün başlayan bir ishal sıkıntısı vardı. Bugün daha da kötü hale gelmişti, vücudu zayıflamış gibi hissediyordu.

 

Fakat, bu onu pek de etkilememişti. Mızrak elindeyken, yeteneklerini en üst düzeyde gerçekleştirmeyi başarmıştı, ki Wang Chao laoshi burada olsaydı onu öve öve bitiremezdi.

Ama, önündeki bu adam bir anda onun içinde belli etmediği gerçekleri görmeyi başarmıştı.

 

Böyle bir şey gerçek olabilir miydi?

 

Mızrağından birisinin kalp kırılmasını, diğerinin mide sıkıntısını söyleyebilmek, bu adamın gözleri neyden yapılmıştı?

 

“Size rehberlik etmemi mi istiyorsunuz? O zaman, beni ustanız olarak kabul edin!”

 

İkisinin şok halini umursamayan Zhang Xuan sakince onlara baktı.

 

Onların durumunu çok basitçe söylemek gerekirse, ikisi de şok durumundan dolayı neredeyse deliye dönmek üzereydi. Fakat, bunları yapmak Zhang Xuan için hiç zor olmamış gibi duruyordu.

 

İşin gerçeği de aynı şekildeydi. İkisi yeteneklerini gerçekleştirdiğinde, Cennet Yolu Kütüphanesi otomatik olarak onlar hakkında bir kitap derlemişti ve kalp kırılması, ishal doğal olarak onların kusurları olarak listelenmişti. Zhang Xuan sadece ona bir göz atıp, sesli bir şekilde okumuştu. Bunu yapmanın hiçbir zorluğu yoktu.

 

“Öğrenci Zheng Yang, sizi akıl hocası olarak kabul etmeye hazır!”  

 

Tereddüt etmeden, Zheng Yang yere eğilip diz çöktü. O, ciddi manada Zhang Xuan’ın hareketlerinden etkilenmişti.

 

Böyle bir muhakeme yeteneğini sağlayan gözlerle, onun rehberliği nasıl sıradan olabilirdi?

 

“Un!” Ona rehberlik bile etmeden, sadece bir kusuruna işaret ettikten sonra, onu öğretmeni olarak kabul ettiğini gören Zhang Xuan, memnun olmuş bir şekilde başını salladı. Onun yeni kimliğini temsil eden bir yeşimtaşı tokeni aldı ve “İlişkimizi onayla” dedi.

 

“Tamam!” Hiç vakit kaybetmeden, Zheng Yang tokene olan sahipliğini onaylamak için hemen üzerine kanını akıttı.

 

Çok hızlı bir şekilde, prosedürler tamamlandı.

 

“Artık benim öğrencim olduğuna göre, sana bir tavsiye vermeme izin ver. Bir ilişkide saygı duyulan taraf olmak istiyorsan, ilk önce yeterli güce sahip olmalısın. Güçsüz olursan, karşı taraf nasıl seni kendi dengi olarak düşünebilir? Bu nedenle, ilk yapman gereken şey bunalımlı halinden kurtulmak ve zihnini açıp, eğitimine odaklanmak. Karşı tarafın seni reddederek ne kadar salakça bir şey yaptığını bilmelerini sağlamalısın! Gücünü, onlara bunu kanıtlamak için kullanmalısın…” Bunları söyledikten sonra, Zhang Xuan bir anda önceki hayatından gösterişli bir kitapta yazanları hatırladı, “Nehirin akışı otuz yıl sonra tersine döner, sadece zayıf oldukları için gençlere kabadayılık yapma!”

 

“Sadece zayıf oldukları için gençlere kabadayılık yapma mı?”

 

Bu sözleri duyan Zheng Yang göğsünde bir yanma hissetti. O kadar alt üst olmuş hissetti ki, yüzü tamamen kırmızıya döndü ve vücudu kontrolsüzce titremeye başladı. (Ç:N: Tek lafla halletti ZX baba :D)

 

Bu dünyada doğmuş birisi olarak, Zheng Yang’ın böyle sözler duyması nasıl mümkün olabilirdi!

 

O anda, verdiği savaş aydınlatılmış gibi göründü.

 

Kalp kırılmasından kaynaklanan karamsar duyguları bir elmas gibi ışıl ışıl parlıyordu sanki.

 

“Tekrar yeteneklerini gerçekleştirmeyi dene!”

 

Zheng Yang’ın kabuğunu nasıl kırdığını gören Zhang Xuan el hareketleriyle işaret verdi.

 

“Pekala!”

 

Hiçbir şey söylemeden, elindeki mızrakla, Zheng Yang’ın düzeni bir anda değişti. Bu bir önceki düzeninden tamamen farklıydı.

 

Hong hong hong hong!

 

Aurası gürlerken, mızrağı ortalığı silip süpürdü. Mızrağından kuvvetli bir güç yayıldı ve tüm odayı titreterek, etrafındaki nesneleri uzaklara savurdu.   

 

Peng!

 

Rutininin sonunda, mızrağını taş sütuna doğru yatay bir şekilde sapladı.

 

Sağır edici bir yankılanmayla beraber, üzerinde bir dizi sayı belirdi.

 

235!

 

235 kg olabileceğini düşünmek!

 

Bundan önce, tüm gücünü kullandığında, sadece 110 çıkmıştı. Sadece bir tavsiyeyle, gücü iki katından daha fazla artmıştı.

 

“Teşekkür ederim, hocam!”

 

Çıkan sayıyı gördükten sonra, Zheng Yang’ın şüpheleri yok oldu. Yere doğru eğildi. O anda, önünde duran hocanın yeteneklerine gerçek manada inanmıştı.

 

“İnanılmaz!”

 

Taş sütunda ortaya çıkan rakamları gören Mo Xiao, tüm vücudu titrerken, kızarmasına engel olamadı.

 

Kardeşi için iyi bir hoca buldukları için memnundu. Fakat, aynı zamanda hayal kırıklığına uğramıştı.

 

Daha önce, Wang Chao ona rehberlik ettiğinde, gücü yalnızca %30 oranında artmıştı.

 

Fakat, bu önündeki hoca Zheng Yang’ın gücünü iki katından daha fazla yükseltmişti.

 

Bu adı sanı bilinmeyen hocanın bu kadar müthiş olduğunu bilseydi, Wang Chao’ya bakmakla zaman kaybetmeyip, hiç düşünmeden Zhang Xuan’ı hocası olarak kabul ederdi.

 

O anda, biraz pişmanlık duydu.

 

Ancak, zihninde bir şüphe filizlendi. Bu kadar müthiş bir mızrak hocası nasıl tanınmamış olarak kalabilirdi?

 

Soru sorma isteğine karşı koyamadı, “Hocam, Zheng Yang’ı öğrenciniz olarak kabul ettiğinize göre, isminizi duyma şerefine erişebilir miyiz…”

 

Bu sözleri duyan Zheng Yang da, hocasını şöyle bir gözden geçirdi.

 

Bu hoca onu tam anlamıyla etkilemeyi başarmıştı, fakat şöyle bir düşünce daha onun ismini bile bilmediğini fark etti!

 

“Ben Zhang Xuan!” Zhang Xuan sakince cevap verdi.

 

“Zhang Xuan? Bu isim tanıdık geliyor…”

 

Bu ismi duyan Mo Xiao bir süre düşündü. Daha sonra, bir şeyler hatırladı ve gözleri kısıldı. Sorarken dudakları kontrolsüzce titredi, “Sanki… Öğretmen Yeterlilik Sınavından sıfır puan alan işe yaramaz hocanın ismi de Zhang Xuan’dı diye hatırlıyorum. Görünüşe göre, siz… onunla aynı isme sahipsiniz!”

 

“Un, evet o işe yaramaz hoca benim!”

 

Zhang Xuan başıyla onayladı.

 

“Ah…”

 

Zheng Yang ve Mo Xiao taş kesildiler.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr