Lms 22.7 : Büyük Freya Katedrali (2/2)

avatar
1929 15

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 22.7 : Büyük Freya Katedrali (2/2)


Çevirmen : Clumsy-nim



Weed ve Yurin Işık Kulesine varmıştı.

 

Yukarıdan gözlem yapan Weed, orada Debkart Dağlarına giderken olduğundan çok daha fazla kişi olduğunu fark ediyordu. Büyük bir mimarinin inşa edildiği haberiyle birlikte hem çaylaklar hem de Ana Kıtanın gezginleri tarafından inanılmaz bir akın gerçekleşmişti.

 

"Hmm. Kıyafetlerimi değişmeliyim."

 

Weed, eserlerini satarken kasten Çaylakların derme çatma kıyafetlerinden giyiyordu.

 

Bunun nedeniyse heykel yapmak için özel seçeneklere ihtiyaç duymaması değildi.

 

“Çünkü havalı görünüyor!”

 

Sanat, açlık demekti.

 

Ana Kıtadaki bazı partilerin yıkanmamış çaylak kıyafetleri giymelerinin ardında bu anlam yatıyordu.

 

Weed, kıyafetlerini değiştirdikten sonra lonca sohbet penceresini ve ‘fısıltı’ kısmını açtı.

 

Morata’da heykel yapabilmek için bilgi almak adına ara ara bunu yapıyordu.

 

Ama bir şeyler dönüyor gibiydi, çünkü hiçbir dedikodu işitemiyordu.

 

Yaban Gezginleri Loncası üyeleri genellikle zenginlik odaklı mesleklere sahipti ve seviyeleri de yüksekti. Loncada sıklıkla kıymetli bilgiler verilirdi. Ortalıkla ilgili pek çok sohbet de geçerdi.

 

Çoğu tüccarın durumlardan haberdar olma sebebi de buydu.

 

Tüccar Loncası, maceraperestler için gerekli olan söylentiler, piyasa bilgileri ve gerekli malları barındırıyordu.

 

"Neyse, sonra görüşürüz."

 

Diyen Weed, Yurin’den ayrılarak Morata sokaklarında yürümeye başladı.

 

Meydanda çeşitli seviyelerde oyuncular görünüyordu.

 

Pek çoğu av partileri için üye arıyordu.

 

Bu manzaradan Morata’nın geleceğinin ne denli parlak olduğu anlaşılabiliyordu!

 

Weed’in yüzüne tatminkâr bir gülümseme yerleşmeye başlıyordu.

 

"Ücretsiz yemeğinizi alın. Lordumuz sizlere yemek temin ediyor. Karnı aç olanlar gelip yemek yiyebilir!"

 

Morata Aşevinin önünde yüzlerce kişilik bir kuyruk vardı!

 

Herhangi bir kısıtlama olmaksızın yenilebilecek ücretsiz yemekler dağıtılıyordu. Ve yemeğini almak üzere olan ergen bir kız, bir başkasıyla sohbet ediyordu.

 

"Bizim lordumuz gibisi yok gerçekten."

 

"Aynen öyle. Başka hiçbir yerde ücretsiz yemek verilmiyor."

 

"Ayrıca servis edilen biftek çorbası da acayip lezzetli."

 

"Aşevinde böyle lezzetli bir çorbanın işi ne ya? Menü her gün değişiyor ve 300 seviye üzeri insanlar bile yemeğe buraya geliyor."

 

Bunları duyan Weed'in sinirden ağzı gözü oynamaya başladı.

 

Ve boğazına dek yükselen milyonlarca küfre hakim oldu!

 

Beleş yemekler sayesinde insanlar avlanmaya daha çok çaba harcıyor ve bu da ödenen vergileri arttırıyordu.

 

Ama Weed’in aklındaki tek şey kendi masraflarıydı.

 

Kadın oyuncular bütçe kullanımını düşünmeksizin Manalarını tüketiyor, bu yüzden ekstra bir öğünle limitlerini arttırmayı umut ediyordu.

 

"Üç servis olsun lütfen!"

 

"Ava gitmek zorundayım, o yüzden iki kase daha alayım."

 

“Bu yeterli mi?”

 

Beş kadın oyuncu yemekleri açgözlülükle, kendilerini hiç tutmaksızın mideye indiriyordu.

 

Fiziksel olarak zorlu bir iş olan savaşçılıkla meşgullerdi! Savaşçı meslekler vücudu çokça hareket ettirmeyi gerektirir ve bunun için de fazla beslenmek gerekirdi.

 

Weed, yemeklerin kadınların ağzında yok oluşunu gördükçe etinden et kopuyor gibi hissediyordu.

 

"Bir kızın ilk randevuda biftek, salata ve içecek istemesi böyle hissettiriyor olmalı…”

 

Bu cehennemi hayal ettikçe boğulacak gibi oluyordu!

 

Aşevinin popülaritesi bir harikaydı ve insanlar her daim başka bir yerdense burada yemek yemeyi tercih ediyordu.

 

Büyük bir çoğunluğu, savaşta doğru düzgün iş görmeyen paslı kılıçlarını savuran ve hiçbir özelliği olmayan geniş siperlikli şapkalar takan çaylaklar oluşturuyordu.

 

Seviyeleri yükseldiğinde de aşevine gelecek olanlar bulunsa da pek çoğu daha çok paraya sahip olarak daha iyi yemekler arayacaktı.

 

“Yemek için bu kadar cimrilik etmemek lazım. Bu insanlar ne kadar yemek yiyor olabilir ki? Aşevi Bilgi Penceresi!"

 

****

 

Lord'un Aşevi. Morata sakinleri ve oyuncular için ücretsiz yemek temin edilir.

Her gün çok sayıda insan için yemek hazırlanır.

Çalışan Şef Sayısı: 603

Hazırlanan Günlük Öğün Sayısı: 191,800

Haftalık Altın Tüketimi

Şef maaşı: 1,809 altın

Malzemeler: 18,794 altın

Etkiler

Lorda duyulan sadakat artar.

İstikrarsızlık azalır.

Doğum oranı ikiye katlanır.

Yemek fiyatları düşer.

Çaylak aşçıların yetenekleri gelişir.

 

****

 

Aşevi yüzünden tek bir ayda 80,000 altını aşan çılgınca bir meblağ harcanıyordu.

 

"Keoheuheuheuheug."

 

Weed gözyaşlarına hakim olamıyordu.

 

Henüz küçük bir çocukken ve ebeveynleri hayattayken kendisinden büyük çocukların zorbalık edip elinden şekerlerini alışlarını hatırlıyordu!

 

Bu acayip tavırlarıysa yoldan geçmekte olan çok sayıda oyuncunun dikkatini çekiyordu.

 

"Aşevinden gerçekten etkilenmiş olmalı."

 

"Bu herif başka bir bölgeden mi gelmiş? Morata’nın diğer kısımlarını görünce gerçekten memnun kalacak. Eğlenceli ve ilgi çekici bir şehir."

 

"Suratı Morata Lordununkine benzemiyor mu?"

 

"Yok canım, hiç benzemiyor. Böyle fakir görünümlü bir tipin Savaş Tanrısı Weed’e benzemesine imkan yok."

 

Weed aşevini kapatma meselesini ciddi ciddi değerlendiriyordu.

 

Dürüst olmak gerekirse restorana dönüşmesini yeğlerdi.

 

Ama uzun vadede düşününce aşevi, tüm maliyetine rağmen büyük karlar da getiriyordu.

 

Morata bir büyükşehir oluyordu. Kamu güvenliği ve doğum oranları yükseliyor, ekonomik gelişme iyiye gidiyordu. En önemli avantajsa Weed’in lord olarak saygınlığının büyük oranda artmasıydı.

 

"Büyük karlar elde etmek için dişimizi sıkıp gayret etme zamanı."

 

Vatandaşların ve oyuncuların sayısı bir hayli artmalıydı.

 

Ork köyünün teknolojisi hiçbir şekilde gelişmemişti, bu yüzden diğer köylerle birlik olarak bin yardımcı edinmişlerdi.

 

Dükkanlardaki mal satma kısıtlamaları da çok zorluydu. Yine de Ork dağlarında para dalgalanmaları başlamıştı. Öğelerin miktarları korkutucu bir hızla değişiyordu.

 

Ork Tüccarlar çoğunlukla, "100 altınlık öğeleri satmaya çalışmıyoruz. Çünkü onun yerine 1,000 tane 1 altınlık öğe satabiliriz. 300 civarı olacağını düşündüğümüz hatalı üretimleri değiştireceğiz." gibi şeyler söylüyordu.

 

Orklar, niceliği niteliğin önüne koymaktan yana hiçbir pişmanlık duymuyordu!

 

Weed’in Ork Karichwi’ye dönüştüğü zamanki deneyimlerine ve araştırdığı bilgilere dayanarak vardığı sonuç buydu. Her şey insanların en etkin şekilde hissedebileceği ekonomik gücü teşvik etmek içindi.

 

"Koca bir yıl boyunca sizin de katılmak istemediğiniz festivaller ve programlar sırasında aşevinde yemek yemem mümkün değil! "

 

Morata’nın Sanat alanındaki saygınlığı son derece yüksekti fakat yıl boyu bir Ozanın veya Dansçının performansını izlemek, hayal edilmesi korkunç bir şeydi.

 

Tabii ki bazı oyuncuların bu işten tamamen bıkıp usanması beklenmedik bir durum değildi.

 

Weed, bu sefer de tiyatroyu ziyaret etti. Ve Morata hakkında daha çok bilgi edinmek adına bir oyun izledi.

 

"Kültür değerlidir. Bakalım performans seviyesi ne kadar olgunlaşmış."

 

Weed, arp gibi enstrümanlar içeren işlerden hoşlanıyordu.

 

Weed’in gittiği salonda 38 kişi daha bulunuyordu; ozanlar şarkı söylüyor, dansçılar dans ediyordu. Müzik ve dansın birleştiği bir müzikal sergileniyordu!

 

Morata’nın ‘Büyücülerin Yemini’ isimli popüler bir oyunuydu.

 

Seyirci, koltukları doldurmuş şekilde izliyordu.

 

Weed de oturmuş müzikali seyrediyor, performansa odaklanıyordu. Derken gözkapakları düşmeye başladı.

 

"Hooorr!"

 

Ve oyun, 20 dakikanın ardından sona erdi.

 

****

 

‘Büyücülerin Yemini’ oyununu izlediniz. Kuvvet %3 azaldı.

Çeviklik %4 azaldı.

Canlılık yenilenme oranı düştü, maksimum miktar azaldı.

Bilgelik %11 arttı.

İrfan %6 arttı.

Mana onarım hızı geçici olarak yükseldi.

Etki, oyununun izlenişini takip eden 3 gün boyunca devam eder.

Diğer performans veya dansların etkileriyle birleşmez.

 

****

 

Seyircilerin büyük bir çoğunluğunu Büyücüler, Çağırıcılar ve Element Ustaları oluşturuyordu.

 

Gösterinin ardından seyircileri selamlamak için sahneye çıkan oyuncular büyük alkış aldı.

 

Sonra da her biri çıkışa doğru yol aldı.

 

"Ee, nerede avlanacaksın?"

 

"Nehrin yanındaki bir zindanda. Ya sen?"

 

"Morata’dan bayağı uzakta. Mainz Kabri denen bir yer… Canavarların seviyesi epey yüksek. Zorlu bir iş olsa da partim çok iyi. Avlanmaya değer."

 

Şovu izleyen insanlar, önceden belirlenmiş partilerinin yanına dönüyordu.

 

Savaşçılar ve Şövalyeler de kendi meslekleriyle ilişkili oyunlar izliyordu.

 

'Savaşçıların kulesine meydan okuyan oğlan'

 

'Ejderin saldırısı'

 

Bir ozanın veya dansçının performans yaratmaya yönelik ilk girişimi mükemmel olmuyordu.

 

Boş varsayımlara dayalı sayısız performans deneniyor, ortaya pek çok korkunç eser çıkıyordu.

 

Bununla birlikte, tüm zorluklara rağmen, yaratım sürecinde bazı mücevherler de keşfediliyordu.

 

Tüm teşebbüslerin %99u başarısızlıkla sonuçlanırken yalnızca %1i başarılı oluyordu.

 

Şak şak şak şak!

 

Weed de oyunu alkışlamaya başladı.

 

"Gerçekten harika bir gösteriydi."

 

Ardından tiyatrodan çıkıp performanslarını sergileyen insanları izleyerek Morata sokaklarında turladı.

 

Ozanlar enstrüman çalıyor ve seyirciler onlara madeni parayla ödeme yapıyordu.

 

Toplanan para pek fazla olmasa da seviyeleri arttığı ve sokakta performans sergilemek hoşlarına gittiği için devam ediyorlardı.

 

Morata’nın dört bir yanında bu tarz manzaralara rastlanıyordu.

 

"Ne harika bir meslek!"

 

Weed, ozanlığın iyi noktaları olduğunu düşünüyordu.

 

Tek maliyetleri nadir gerçekleşir bir harcama olan enstrüman masrafıydı, müşterilerle pazarlıktan kaynaklanan bir anlaşmazlık da yaşanmıyordu.

 

Her şeyden önce en büyük avantaj, alınan paraların bağış olarak sınıflandırılması ve vergiye tabi olmamasıydı.

 

Parti üyeleriyle birlikte oynamaya devam edip yetenek yetkinliklerini geliştirdikleri zindanlarda bile neşeli karakterli kişiler için daha iyi bir meslek olamazdı.

 

Hwaryeong’un rolü de av partilerinde her daim canlı bir atmosfer yaratıyordu.

 

Dansçının Cazibesi etkisi altında avlanan Şövalyeler bazen saldırılarını gerçekleştirirken boyun eğmez bir Kuvvete erişiyordu. Weed’in avlanmaya gittiği diğer parti üyeleri Surka gibi doğrudan dövüşle ilişkili Mesleklere sahip olmasa da Hwaryeong tecrübeliydi.

 

Müziğe ve dansa dalsalar da işler tehlikeliydi. Etrafları canavarlarla çevriliyken her şey yaşanabilirdi. Ancak ozanlar güzel şarkılar söylerken ölüm anı bile keyifli hale gelebilirdi.

 

"Bir sürü heykel ve resim de var..."

 

Her dükkanda çok sayıda heykel görmek mümkündü.

 

Banliyöde bir ev satın almaya gücünüz yetmiyorsa hediyelik eşyalar veya dekorasyonlar için çalışırdınız ve bu da Oymacılarla Ressamların gelir kaynağını arttırırdı. Morata’daki kültürel yatırım maliyeti harcanan miktarla ilişkiliydi ve oluşan çok sayıda görev, maaşları ve seviyeleri yükseltirdi.

 

Aslına bakarsanız Rhodium şehrindeki sanat, başından beri Versailles Kıtasının temsilcisi olmuştu.

 

Sanatçı olma hayali kuran herkesin gideceği ilk yer Rhodium’du ve bu nedenle şehir tamamen sanatçılarla dolmuştu. En nihayetinde de oran mahvolmuş, iş bulma imkanı azalmıştı.

 

Ancak Morata’da sanatçılara mahsus fırsatlar daha fazlaydı.

 

Morata sanatçıları, tıpkı Weed gibi yeteneklerini daha da geliştirmek adına Versailles Kıtası yollarına düşmeden önce Morata’da gelişmeyi tercih ediyordu.

 

Tehlikeli bir iş olsa da sanatçıların dünyayı daha iyi tanımak için seyahat etmesi gerekiyordu.

 

Bu mesele Weed’in aklından da geçiyordu.

 

"Bir iki harika eser iyi olurdu. Gayet istikrarlı ilerlemelerde bile daimi desteğe rağmen bir Şaheser değerini gösterirdi."

 

Kraliyet Yoluyla ilişkili, açıklanmayan pek çok şey mevcuttu ve bunların bir kısmı Kültür istatistiğiyle ilişkiliydi. Örneğin Lordun Oymacı olduğu bir mekanda sanat istatistiği yüksek Ozanlar Morata’nın Kültürünü cüretkar bir şekilde arttırmış, Weed’in Açık Denizlere gitmeden önce yaptığı yatırımlar değerli hale gelmişti.

 

Weed bunun yalnızca para israfı olduğunu düşünse de son savaşta farklı bölgelerin vatandaşları ve askerleri Morata için harekete geçmişti, yani kültürün yerel siyaset üzerindeki etkisi de büyüktü.

 

Kültürün doğrudan veya dolaylı olarak kamu güvenliği ve ekonomik gelişmeye bile katkısı oluyordu.

 

Kültürün gelişmediği yerde hırsızlıklar artıyor, isyan olasılığı yükseliyordu.

 

"İnşaat işleri de doğru düzgün ilerliyor."

 

Işık Kulesi Meydanı ve Bingryong Meydanında inşa edilen Katedral ve Kütüphanenin temel hatları oluşmuştu.

 

"Vooaah!"

 

"Bir an önce daha çok tuğla getirin."

 

Şantiyede özenle çalışan binlerce insanın sesleri duyulabiliyordu.

 

İnşaat, üç katlı bir ev temel alınarak yapılan model doğrultusunda ilerliyordu.

 

Tüccarlar, inşaat için gerekli malzemelerle dolu kağnılarının başında duruyordu.

 

Morata'nın oymacıları ve ressamları da harekete geçmişti.

 

Katedral üzerinde çalışmak, tanınmış tanrıları onurlandırmak anlamına geliyordu ki bu da şöhret ve inancı arttırıyordu.

 

Yani sanatçılar için büyük bir fırsattı.

 

"Burada hiç dekorasyon yok."

 

"Duvarlar? Peki ya tavan? Hangi renk yapsak?"

 

"Tavanda bir çizim mi olmalı yoksa heykel mi? Çizim daha iyi olur, değil mi? En az 3 yetenekli ressamı en iyi eserlerini ortaya koymaları için tavanda görevlendirmek lazım."

 

100ü aşkın olağanüstü oymacı ve ressam, katedral inşaatında hem iç hem de dış cephe üzerinde çalışıyordu.

 

Sütunlardan zemine her noktada çalışılışıyla dekorasyon işi gerçekten hızlı ilerliyordu.

 

Katedralin inşaatına harcanan malzeme ve işçilik maliyeti makul bir bütçeyi çoktan aşmıştı.

 

Rahipler ve Paladinler projeye para yatırıyor ve daha çok kaynak toplamaya uğraşıyordu.

 

"Katedral tamamlanırsa Morata gerçekten yaşamak için harika bir yer olacak. Ana Kıtanın hiçbir yerinde böylesine özveriyle yatırım yapan bir lord yoktur."

 

"Kim aldığı her güzel görevde hüküm süren loncaya adak sunarak yaşamayı ister ki? Bizim lordumuzsa kalkınma planına katılmamıza izin veriyor."

 

Lorda duyulan bağlılığın, kalkınma planında aktif olarak işbirliği yapacak kadar yüksek olduğu durumlara gerçekten nadir rastlanırdı.

 

Yayıncılar da oyuncular tarafından inşa edilen katedralin gelişimi hakkında rapor vermeye geliyordu.

 

"Yerleşim gerçek zamanlı olarak yalnızca 6 ay önce başlamıştı. İlk başta ciddi bir bina eksikliği vardı ve işler kolay değildi. Ama şimdi her şey değişti, gerekli binaların pek çoğuna erişim mümkün. Henüz erişim imkanı olmayan binalar da hızla inşa ediliyor."

 

"Ben Kraliyet Yolu oynamaya başlarken Morata’yı seçmiştim. Sonra diğer şehirlerin ne kadar heyecan verici olduğunu duyup kıskanmıştım. Ama şu anda en ufak bir pişmanlığım dahi yok."

 

"Morata Oyuncuları daha da gelişecek. Ana Kıtanın her avlanma sahasında büyük bir çekişme söz konusuyken burada keşfe ve rekabete açık görevler var. Ayrıca avlanmak da çok daha tehlikeli. Ortadaki tehdit ciddi. Ama ben yoldaşlarımla birlikte riskli bir hayat yaşamayı yeğlerim. "

 

"Neden mi burada kalıyor, başka bir yere gitmiyorum? Çünkü Morata çok eğlenceli."

 

Morata’nın kuzey kıtasının ticaret merkezi olarak gelişme hızı korkutucuydu.

 

Oyuncularsa bu başarıyı lordun liderliğine bağlıyordu.

 

Morata Hükümdarı olarak Weed’e besledikleri saygı daha kuvvetli olamazdı.

 

Weed kişisel sebeplerle şehir fonlarını kullanmıyor veya bir servet biriktirmek için rüşvet fonu yaratmaya çalışmıyordu.

 

"Her meslek potansiyelini gerçekleştirebiliyor; halkın vergileri doğru şekilde yatırıma yönlendirildiği için teknoloji, ticaret, sanat ve kültür filizlenebiliyor."

 

Oyuncular hızla gelişiyor, yeni binalar inşa ediliyor ve ekonomik güç artıyordu, dolayısıyla vergi gelirleri de yükseliyordu. Sonuç olarak bu, tam da rezil bir lordun düşleyeceği şeydi!

 

Ancak Lordun liderlik problemlerini parmakla gösterip dile getiren oyuncular da vardı.  

 

Katedral, Mimarlar, Oymacılar ve Ressamların çabalarının doruk noktasıydı.

 

Şapelin tavan ve duvarlarında kocaman pencereler mevcuttu. Koyu kaplamalı camlarla gizemli ve ciddi bir atmosfer yaratmak zor olduğu için renkli cam takmayı yeğlemişlerdi.

 

Ressamlar camlarını ilahi gücü sembolize eden ışık geçişleriyle renklendirirken resmin cazibesi, mimari ve sanatın birleşimini sergiliyordu.

 

İçerideki merdivenler kesinlikle harikulade oymalar ve sanat eserleriyle dekore ediliyordu.

 

Sürece dahil olan oymacıların, ressamların ve mimarların yeteneği zirvede olmasa da herkes elinden gelenin en iyisini yapıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr