Lms 18.9 : Heykeldeki Tarih

avatar
3102 18

Legendary Moonlight Sculptor - Lms 18.9 : Heykeldeki Tarih


Çevirmen : Clumsy-nim



Ana Kıtanın Lordları Weed’den hoşlanmıyordu.

 

"Neymiş efendim, sırf Büyü Kıtasında azıcık ünlüydü diye Kraliyet Yolunda da onunla pervasızca savaşamazmışız!"

 

"Weed Savaş Tanrısı mıymış? Onunki gibi küçük bir bölge Ana Kıtada olsaydı çoktan küle dönmüş olurdu."

 

"Hepsi de imkansız olduğu düşünülen birkaç görevi tamamladı diye."

 

Ana Kıtadaki tüm lordlar, uzun kanlı tarihlerinden bu yana aynı zihniyete sahipti. Kraliyet Yolunun ilk günlerinden beri önde gelen oyuncular olan bu kişiler, çeşitli başarılarla pek çok oyuncu bazlı savaşta galip gelmişti. Hepsinin de emrinde en az 80 biner elit asker vardı ve sahip oldukları topraklar, oyuncu bağlamında bir hayli aktifti.

 

"Morata beş para etmez."

 

Weed’e duydukları kıskançlık ve kızgınlık!

 

Oyuncu Weed’in görevlerden edindiği saygınlık, savaş meraklılarının fazlasıyla canını sıkıyordu. Ayrıca Morata’daki çaylak sayısı yüzünden de geriliyorlardı.

 

"Yaşayan ve hareket edebilen heykeller… yani canavar çağırmaya benzer şekilde heykel mi yapıyormuş? Oymacılık yeteneğinin böyle bir sırrı olacağı kimin aklına gelirdi ki!"

 

"Morata’nın ulaştığı bu büyüme seviyesiyle kuzey topraklarının Ana Kıtaya dek uzanması çok da uzak bir ihtimal olmayabilir!"

 

Lordlar öfke içerisindeydi. Fakat Hermes Loncasından BardRay yalnızca savaşın sonucunu beklemiş, kasten televizyon izlememişti. Weed’le ilgili haberleri almayı beklerken her zamanki gibi ava çıkmıştı. Kuzey savaşını izleyen istihbarat görevlisinden Morata’nın kazandığı şeklindeki kötü haberleri aldığında bile ifadesinde hiçbir değişiklik olmamıştı.

 

"Demek galibiyet Weed’in oldu."

 

"Evet, Morata da hasar görmedi. Kuzey İttifakı pek çok açıdan yetersiz ve birlik olmaktan çok uzaktı."

 

"Ama onların gücü daha fazlaydı?"

 

BardRay olup bitenleri anlayamıyordu. Birkaç gün önce kanallar, iki cephenin de güçleriyle ilgili raporları analiz etmişti. Ve BardRay’in duyduğu kadarıyla Kuzey İttifakı, Morata’yı tamamıyla alt edecek güce sahip olmalıydı.

 

"Sanırım Weed’in olağanüstü performansı sayesinde böyle oldu."

 

"Evet. Doğru olabilir. Onun kabiliyetlerini anlatmaya yetecek bir kelime yok."

 

"..."

 

"Morata’nın büyük bir çoğunluğu savaşa katıldı ve sergiledikleri güçle taktiklerin yanı sıra Kallamore Şövalyelerinin belirişi daha da çok kişiyi çekmelerini sağladı. İnternetteki mesaj panoları dolup taşıyordu."

 

BardRay’in yüz ifadesi sakindi. Hermes Loncasına kalırsa kuzeyde yalnızca ufak loncalar vardı. Toplam sayıları Haven Krallığındaki üstün güçleri sarsmanın yakınından geçemezdi. BardRay’in ifadesinde hala bir değişiklik yoktu. Fakat içten içe vaziyet böyle değildi.

 

'Weed savaşa öncülük etmiş ve Kuzey İttifakını teslim olmaya zorlamış...!'

 

Bu kadarı BardRay’in moralini yerle bir etmeye yeter de artardı bile.

 

****

 

"Satılık Paslı Hançer. Sağlam kesiyor ve canavar avlamakta üstüne yok."

 

"Satılık Yamuk Bıçak. Çaylaklar için gerçekten iyi ve güçlü bir silahtır. Ucuza satıyorum."

 

"Satılık Deri Zırh. Göğüs kısmı birazcık yıpranmış ama onun dışında hiçbir sıkıntısı yok."

 

Çaylaklar arasındaki alım satım işlemleri maksimum 5 altınla sınırlıydı! Wyvern Meydanı, Bingryong Meydanı, Işık Meydanı ve Sarı Oğlan Meydanı gezginlerle tıklım tıklım doluydu. Weed’in yarattığı dört meydan da bir zamanlar boşken şimdiye patlama yapmıştı. Bununla birlikte Morata, savaş nedeniyle çaylak sayısını büyük oranda arttırmış, Kraliyet Yolu yayınından sonra kapılarını çok sayıda çaylağa açmıştı.

 

"Satılık üç parça arpa ekmeği."

 

"Geçimlerini sağlayabilmek için mi satıyorlar?"

 

"Bir silah alabilir hale gelene dek dayanmalıyım."

 

"Huaaa, kuyuya erişimim olsa bile yalnızca suyla karnımı doyuramam ki."

 

"Teşekkürler."

 

Baharın soğuk havasına rağmen Morata oldukça canlıydı. Çaylak tüccarlar 1-2 özel ürün taşıyarak dolanıyordu. Pavo Morata Sanat Merkezini inşa ederken on binlerce çaylak etrafta takılıyordu. Bu tatil sırasında Weed’in de yapması gereken işleri vardı.

 

"Heykelleri onarmayı tamamladım, yani artık avlanarak seviyemi yükseltmeliyim. Konsantre olmam gerekiyor, yoksa kış geldiğinde içim hiç rahat etmeyecek."

 

Çıktığı seyahat, yaz tatilini kısaltmıştı.

 

"Stat penceresi!"

 

****

 

İsim: Weed

Unvan: Ebedi Oymacı

Seviye: 368

Meslek: Efsanevi Ay Işığı Oymacısı!

Rütbe: Ejder Katleden Komutan

Şöhret: 29,726

Sağlık: 31360   Mana: 14405

Kuvvet: 1315   Çeviklik: 1005

Canlılık: 159    Bilgelik: 189

Zeka: 184    Dayanıklılık: 695

Sanat: 1621   Karizma: 260

Liderlik: 672   Şans: 215

İnanç: 135 + 435   Cazibe: 210 +30

Mücadele Ruhu: 419   Anlayış: 25   Onur: 95

Saldırı: 5329   Defans: 1761

Dirençler: Ateş: %27 Su: %31 Toprak %35 Karanlık %50

+Tüm statlar 20 puan yükseldi.

+Sanat ekstra 80 puan yükseldi.

+Mehtaplı gecelerde statlarda %30 artış gerçekleşir.

+Tüm üretim yetenekleri ustalık seviyesine dek edinilebilir. Tüm üretim sınıfı alt yetenekleri edinilebilir. Yüksek seviye yetenekler edinilebilir.

+Yüksek sanatsal değere sahip heykeller şöhreti arttırır.

+Unvana hak kazanmadan önce heykeller, yetenekler, savaşlar ve görevler aracılığıyla toplam 113 stat geliştirildi. Unvan alındığından bu yana heykeller ve üretim yetenekleri aracılığıyla 100 stat puanı arttırıldı.

+Halihazırda kuşanılmış olan bileklik, tüm statları 15 arttırıyor.

 

****

 

Weed, heykellere hayat bahşetmiş olmasına rağmen seviyesini yeniden 368e taşımıştı. Her seviye atladığında stat puanlarını kuvvet ve çeviklik arasında dağıtıyor, geri kalan puanlarsa görevler, ekipmanlar ve heykeller aracılığıyla yükseliyordu. Weed’in stat penceresi, harcadığı yoğun emeğin canlı izlerini taşıyordu. Kraliyet Yolu internet forumlarına bakılırsa böbürlenilecek statlara sahipti. Onunki gibi bir stat penceresine sahip hiç kimse yoktu.

 

"Yalnızca Geumini, Bingryong ve Hidra Kralı değil, Wyvernlerden bile düşük seviyedeyim."

 

Görevler nedeniyle seviye konusunda epeyce dezavantajlıydı. Çünkü aldığı görevlerin tabiatı gereği başarılı olayım derken avlanmaya odaklanamamıştı. Seviyesi, güçlü olamayacağı kadar düşüktü. Son zamanlarda da yetenek yetkinliğini yükseltmek yerine kuşatma savaşı için birlik yetiştirmişti.

 

"Televizyona çıkan oyuncular genellikle 420 ve üzeri seviyelerde… Ben de öylece bekleyemem, yani ilk iş olarak mührü onarmalıyım."

 

Diyen Weed, Lord Kalesindeki küçük bir odaya girdi.

 

"Sanat eseri olmadıkça tüm heykeller iş görecektir."

 

Heykel Onarımı yeteneğini geliştirmek için arka arkaya heykel parçalaması gerekiyordu. Güzel, görkemli, kıymetli heykeller yaratmak için onca emek verdikten sonra onları kırmak ve yeniden onarmak zorundaydı.

 

"Gerçekten zor bir iş nasıl olurmuş, sıkı çalışmak ne demekmiş henüz bilmiyormuşum anlaşılan."

 

Kıracağı heykelleri seçmeye başlar başlamaz kahrolmuştu!

 

"Bu olmak zorunda."

 

Weed’in seçimi, yedi para iblisi heykeliydi. Alnında iblis yazısıyla utanmadan avcunu uzatıp para isteyen varlıklar tasvir edilmişti. Yüzlerinde bir gülümseme bile vardı ve bir çanta dolusu para tutuyorlardı! Bütünüyle çok belirgin bir anlamı olan, övülmeye layık güzellikte bir değerli eserdi. Weed, tamamlanmış heykeline baktı.

 

“Hadi bakalım!”

 

Çatçut! Çatırtkırtkaart! Pooomm!

 

Ve çıkarttığı iblis heykeline çekici indirdi.

 

Gözleri çıkarttı, eklemleri kırdı ve boynunu büktü!

 

“Ah be para iblisleri!”

 

Bunu yapıyor olmanın doğurduğu acı ve nefret çok feciydi.

 

-Heykele zarar verdiniz.

Şöhret 5 puan düştü.

 

Weed, bu işlemin ardından kırık heykel parçalarını yeniden birleştirdi ve yeni yaptığı iblisleri de paramparça etti. Onları yapma şekli hafızasında kalmıştı. Para iblislerini onarması epey kolay olacaktı.

 

“Sizi korkunç para iblisleri!”

 

Onları ardı ardına kırıyor ve onarıyordu!

 

Uzun bir süre geçti.

 

-Heykel Onarımı Yeteneği orta düzeyde. Bundan böyle heykellerin dayanıklılık ve parlaklığı daha iyi olacak.

Heykel Hafızası 20 yükseldi.

 

Çaylak bir oymacının yapabileceğinin fazlasıyla ötesinde bir parçaydı. Weed, Orta Düzey Heykel Onarımı yeteneğine ulaşmak için para iblisi heykelini kullanmıştı.

 

"Yeteneği yükseltmek için tutkum ve nefretimin yanı sıra iyi bir heykel de gerekli!"

 

Yedi para iblisi heykelinden sonra Susamış Suaygırı heykeli geldi. Yerdeki bakır parçalarını yiyen, Sarı Oğlan kadar iri bir suaygırıydı. Aşağılık bir yüz ifadesiyle para yiyecek kadar açgözlü bu suaygırı, anlamlı ve kıymetli bir eserdi! Para meseleleri bir yana, sanatsal değeri 1400ün üzerindeydi.

 

“Geber!”

 

Weed, demiri eritmek için bir ateş yakarak suaygırını baş aşağı astı. İnsanlar tarih boyunca paraya ve suaygırlarına karşı her türlü zulmü yapmıştı. Otlaktan gelip sahibinin yanında uyumaya dönen Sarı Oğlan, bu sahneye tanık oluyordu. Geumini, Wyvernler ve Bingryong da Lord Kalesinin bahçesinde pencerenin dışına geçmiş şekilde Weed’in yaptıklarını izliyordu.

 

"Efendimizin sözünü daha da çok dinlemeliyim."

 

"Suaygırı olmadığımız için çok şanslıyız."

 

Hayat Bahşedilmiş Heykeller efendilerine bağlılık yemini ediyordu! Bu sırada Weed, suaygırı üzerinde Heykel Onarımı kullanmaya başlayarak yeteneğini Orta Düzey 7. Seviyeye taşıdı. Dört günü aşkın süredir uğraşıyordu. Okula gitmek gibi aktivitelerde bulunması gerekmediği için tüm vaktini Kraliyet Yoluna adayabiliyordu.

 

"Şimdi sıra Ahreupen İmparatorluk Mührünü onarmakta."

 

Diyen Weed, dikkatlice mührü çıkarttı. Ve kıymetli heykeli zarardan kaçınmak adına yüksek kaliteli bir kumaşla sarmaladı.

 

"Bu heykeli onarmalıyım..."

 

Diğer yeteneklerin yanı sıra Heykel Onarımı yeteneği de oyuncunun ellerini kullanmasını gerektiriyordu.

 

"İmparator Geihar Von Arpen’in hatıraları bu heykelin içerisinde, yani onarmak zor olacaktır."

 

Heykel, altın ve yeşimden yapılmış gibi görünüyordu. Weed, antik hazineyi onarmaya hazırdı.

 

“Heykel Onarımı!”

 

Altına şekil vermek için yeteneklerini kullandı. Onu orijinal şekline kavuşturmaya çalışıyordu.

 

Paaaas!

 

Eskiyip ufalanan kısımları söktü ve yıpranan veya kaybolan parçaları onardı. Böylece yıllarca kötüye kullanıldıktan sonra herhangi bir çatlak veya tamamen kırılmış parça belirtisi kalmadı.

 

"Şimdi altını düzeltme vakti."

 

Mühür, kıtanın hükümdarını simgelemesinin yanı sıra çok da önemli bir heykeldi. Weed, Ahreupen mührünün parçalarını titizlikle onarmaya özen gösteriyordu. Heykel Onarımı yetenek seviyesine bağlı bir iş olsa da Ahreupen İmparatorluk Mührü gibi bir antika söz konusu olunca her an elinde kalabilirdi, yani ortada büyük bir tehlike vardı. Neyse ki mührün üzerindeki ağır hasarı onarmayı başarmış ve orijinal şekli görülebilir hale gelmişti. Weed, altın ejderi görkemine kavuşturmayı başarmıştı! Hatta üzerindeki işlemeleri bile onarabilmişti.

 

-Heykel Onarımı yeteneğini kullandınız.

Heykel Onarımı yeteneği, yetenek yeterliliğini büyük ölçüde geliştirdi.

Kayıp bir sanat heykelinin onarımı dolayısıyla Sanat, 3 puan yükseldi.

 

Eski bir antika görünümüne sahip olsa da büyük heykellerin verdiği hissiyata sahip değildi.

 

“Başarılı oldu mu?”

 

Weed, bakmakta çok zorlandığı için mührü gizli tutuyordu. Kimchi olarak bilinen önemli kısmı olmaksızın pilav yemek gibi bir şeydi.

 

"Tanımla!"

 

****

 

Tanımlanmamış İmparator Mührü: Dayanıklılık 24/30

Ahreupen Krallığı Versailles Kıtası tarihi.

Yaratıcısı olan oymacının yeteneğini hayal etmek zor.

Güvenilir bir oymacı restore etmeye çabalasa da üzerinden geçen yılların sebep olduğu kısıtlamalardan ötürü tam anlamıyla restore edilemedi.

Sanatsal Değer: 43100

Seçenekler: +95 Saygınlık

+55 Karizma

Askerlerin Maksimum Sadakat ve Moralinde %20 yükseliş sağlar.

Sahibinin bedenindeki tüm zararlı büyü etkilerini %55 azaltır.

Asillerin ve şövalyelerin gözünü korkutur.

 

****

 

“Hala tam anlamıyla restore edilememiş.”

 

Mühür büyük oranda onarılmasına rağmen vermesi gereken hissi veremiyordu. Weed’in, İmparator Geihar von Arpen’in heykelindeki uzun bir maziye dayanan ağır hasarları tam anlamıyla onarması gerekiyordu.

 

"Altın ejderin imparatorluk otoritesinin ve hükümetin sembolü olması gerekiyor. Dolayısıyla imparatorun yaptığı mühür, ışık yaymalı."

 

Diyen Weed, daha da ağır ve temkinli bir şekilde yeniden işe koyuldu.

 

"Altın ejderi tekrar, bir bütün olarak kafamda canlandırmam gerekiyor. Ahreupen İmparatorluğunun soğuk kudretini sergileyebilmesi için öncekiyle aynı forma sahip olmalı."

 

Heykeller materyal konusunda çok hassas olurdu. Kayalar kaba ve pürüzlü olmanın temel doğal güzelliğini taşırken mermer ve bronz, pürüzsüz materyallerdi. Kullanılan materyal, sanat eserinde belirleyici bir fark yaratabilirdi. Altın da oldukça sert ama dayanıksız bir materyaldi. Onunla bir ürün tamamlamak bir hayli pahalıya mal olurdu. Bu nedenle taviz vermek gerekirdi. Bu heykel de bulunması zor ama kayda değer bir güzellik katan özel ve kıymetli metal materyallerden yapılmıştı.

 

"İmparator Geihar’ın bunu İmparatorluğun sembolü yapmasının bir sebebi olmalı."

 

Oymacılık üç boyutlu bir sanat formuydu ve ışığın varlığından da etkilenirdi. Heykellerin izlenimini ve yapısını değiştirmek, onları daha göz alıcı ve muhteşem kılmak için ışıklandırmadan faydalanılabilirdi. Taş heykeller genellikle insanların görebileceği yerlere bırakılırdı ve ışık altında bambaşka bir his verebilirlerdi. İyi oymacılar, ışığın ve karanlığın önemini bilip ışık oymacılığını öğrenirdi. Altın ejderha da ışığa hükmeden birine ait olmalıydı.

 

"Işık heykeli. İmparator, heykele bu otoriteyi yerleştirmiş!"

 

Kendi çalışmaları gereği onu bir altın ejderha olarak temellendirmişti. Weed, heykeli ışık oymacılığı kullanarak onarmaya koyuldu. Ve eşsiz ışık heykeli, formunu geri kazanmaya başladı. Weed’in elleri iyice ağır hareket ediyor ve her dokunuşuyla imparatorluğun tarihi ile ihtişamı hayat buluyor, heykel ışık saçıyordu. Görkemli Ahreupen İmparatorluğunun ihtişamı ve altın ejderin dirilişi… Weed, kabiliyetinden en iyi şekilde faydalanarak heykeli onarmıştı.

 

*Ding*

 

-İmparator Mührünü restore ettiniz.

 

****

 

Ahreupen İmparatorluğu Mührü!

Uzak geçmişte yaşamış kıta hakiminin sembolü.

-Kraliyet mührü restorasyonu yoluyla tüm oymacılık yetenekleri %3 yükseldi.

-Heykel Onarım Yeteneği Orta Düzey 8. Seviyeye ulaştı.

El Becerisi yeteneği yetkinliği %9 yükseldi.

Sanat 37 yükseldi.

 

Kıtanın Efendisi: Dayanıklılık 38/60

Versailles Kıtası hükümdarının mührü.

Gizemlerle dolu bir heykel.

Mührün içerisinde kadim anılar mevcut gibi görünüyor.

Sanatsal Değer: 49400

Seçenekler: +3000 Şöhret.

+105 Asalet

+60 Saygınlık

+70 Karizma

İmparator Otoritesi kullanılabilir.

Askerlerin Maksimum Sadakat ve Moralinde %25 yükseliş sağlar.

Sahibinin bedenindeki tüm zararlı büyü etkilerini %60 azaltır.

Asillerin ve şövalyelerin gözünü korkutur.

Altın Kuş, geçmişe dair anılara sahiptir.

 

-Tarihi hazine, yeni bir stat oluşturdu.

Yücelik statı yaratıldı.

Yücelik: Kraliyet Ailesi, Asiller ve Şövalye sınıfında mevcuttur.

Toplumun son derece önemli ve yüce bir soylusu halini aldınız; sakinler size saygı gösterecek, vergi ödeme konusundaki şikayetleri azalacak. Seviye atlayarak bu statı yükseltebilirsiniz. İnsanlara akıllıca hükmedildiğinde ve bir kralın komutu yerine getirildiğinde de yükseliş gerçekleşir. Hazineler, sanat eserleri ve hatta binalar bile statı yükseltebilir.

 

****

 

Yeni bir statı olsa da Weed, o güne dek edindiği tüm puanları kuvvete ve çevikliğe dağıtmıştı. Ve yücelik statı çeşitli silah ve zırhlara etki etse de onu yükseltme gereği de duymayacaktı.

 

"Gelecek yıl ne kadar yüce olacağımdan ziyade nasıl besleneceğime kafa yormam gerekiyor."

 

Diyen Weed, imparatorun anılarına göz gezdirdi.

 

****

 

Gelişmekte olan Ahreupen İmparatorluğu!

 

Güzel bir mermer tapınak inşa edilmişti ve etrafta çok sayıda canlı yaşıyordu. Heykeller, herkesin paylaşabileceği insan elinden çıkma sanat eserleriydi. Canavarlarla çarpışan asker kuşlar ve yere tohumlar serpen iri hayvanlar görülebiliyordu. Buna karşılık insanlar tembel ve pasifti.

 

"Yo. Yo. Çocuk gibi ortalıkta oynamak için fazla yaşlıyım."

 

"Hey, buraya biraz bira yollayın da içelim!"

 

Pek çok kişi, gün ortasında Ahreupen İmparatorluğu Başkentinde tembellik ediyordu. İmparator Geihar von Arpen, imparatorluğunun ne denli büyüdüğünü görüyordu! Ancak daha rahat bir yaşam tarzı uğruna büyü çalışmaları ve kılıç ustalığı ihmal ediliyordu. Hayat Bahşedilmiş Heykellerse öyle çok sömürülüp ihmal ediliyordu ki şaka gibiydi. Derken İmparator Geihar von Arpen, zorlu bir karar vermişti.

 

"Hayat bahşedilmiş heykellerimi topluyorum!"

 

Ahreupen İmparatorluğuna yayılmış yaşayan heykeller, imparatorun vereceği komutu beklemişti.

 

"Bundan böyle insanlara hizmet etmekle yükümlü değilsiniz. Uymanız gereken hiçbir emir yok, artık özgürlüğünüzün peşine düşebilirsiniz!"

 

Böylece Hayat Bahşedilmiş Heykellere özgürlük tanınmıştı!

 

İmparator Geihar’ın ölümü sonrasındaysa Hayat Bahşedilmiş Heykeller, kimsenin emrini dinlememişti. Kuşlar kendilerine bir krallık kurmuştu. Joinjok ailesi. Yani Gök Şehri Lavias’ın kökleri, Hayat Bahşedilmiş Heykellerden doğma bir kabileye dayanıyordu! Hepsi bundan ibaret de değildi. Ormanların derinliklerinde görülebilen Troller ve Devlere benzeyen çeşitli canavarların pek çoğunun atası da Hayat Bahşedilmiş Heykellerdi. İnsan hayatından kaçınmak adına mağaralar ve ormanlarda yaşamaya başlamışlardı.

 

"Nereden geldin sen?"

 

"İmparator Geihar beni 35 yaşındayken yaptı."

 

"Haddini bil. Beni 25 yaşındayken yaptı."

 

"Kaba davrandığım için özür dilerim, Sunbae-nim."

 

Kıdemli ve kıdemsizler arasında özenli ve katı bir sistem doğmuştu!

 

Hayat Bahşedilmiş Heykeller kendilerine ait bir dünya inşa etmiş ve en nihayetinde Versailles Kıtasında denge kurulmuştu. İmparator Geihar, iyi bilinen çok sayıda canavar heykeline hayat bahşetmişti. Fakat onlara tahammül edemedikleri için insanlarla aralarında güçlü bir bağ oluşmamıştı. Ardından anlaşmazlıklar ve yıkımlar başlamış, kazanan taraf genellikle heykeller olmuştu. İnsanlar Geihar’ın yarattığı canavarları suçlar hale gelmişti. Hayat bahşedilmiş heykellerin yurdu terk edişi sonrası birlik olmuş bir kıta kalmamış, Ahreupen İmparatorluğu fena halde düşüşe geçmişti. O saatten sonra hiçbir tarih kitabı İmparator Geihar’ın Hayat Bahşedilmiş Heykellerinden bahsetmemişti. Çok geçmeden de kökenleri unutulmuştu. Fakat bir kısmı doğunun derinliklerinde, insanların çook uzağında hala hayattaydı.

****

 

“Bazı canavarların kökeni hayat bahşedilmiş heykellere dayanıyormuş...”

 

Bazı canavarlarla sınırlı olsa da bu bilgi yayıldığı takdirde oymacılık suçlanıp kınanabilirdi! Oymacılara yönelik temkinlilik artabilirdi. Hatta durum, bu farkındalığın sağlam heykellerin yapımında duraksamaya yol açacağı kadar vahim olabilirdi. Weed’in yüzüne pis bir gülümseme yerleşmişti.

 

"İlla da bilinmesi gereken bir şey değil canım."

 

Gerçekler daima hoş olmazdı. İnsan bazen gerçeği tarihe gömmek isterdi. İmparator Geihar von Arpen sayısız heykel yapmıştı ve kimileri canavarlıktan farksızdı.

 

"Bu görülebilecek bir şey değil. Hele bilinecek hiç değil."

 

Weed, söz konusu şey son kullanma tarihi geçeli çok olmuş bir sütmüşçesine güldü.

 

“Ben böyle iyiyim. Siz yeseniz daha iyi.”

 

O, bitki tüketen biriydi!

 

Ve başkaları bu gerçeği fark etmeyecek olsa da bu oymacının fark etmemesi mümkün değildi. Fakat bilse de çenesini kapalı tutmaya kararlıydı.

 

Mööööööööööö!

 

Sarı Oğlan ansızın bağırarak odaya girdi.

 

O ana dek sessiz kalmak için elinden gelen her şeyi yapmıştı.

 

"Bitki kökleri sana güç ve enerji katacak."

 

Diyen Weed tarafından kafası okşanan Sarı Oğlan, minnettardı.

 

Sahibinin rüşvet ve ödülleri karşısında güçlü kalamıyordu. Weed ise gizliden gizliye, Versailles Kıtası üzerinde derin bir etki yaratacak bu meseleyi düşünüyordu.

 

"Oymacılık görevi sırasında geçmişe dair bilgiler edinmek iyi oluyor."

 

Basit bir oymacılık görevi, yetenek yetkinliği ve biraz da ödül sağlardı.

 

Fakat şu anda ortasında olduğu bu görev, Versailles Kıtasındaki oymacılık tarihini içerdiği için bir oymacılık görevine göre çok daha zorlu bir maceraydı.

 

Weed’in, daha önce hiç kimsenin haberdar olmadığı oymacılık yeteneklerini keşfetme ihtimali vardı. Heykellerin insanlık tarihine katkısı büyüktü. İlkel çağlarda avcılara cesareti ve inancı desteklemesi adına birer heykel bahşedilirdi. Heykeller, temel olan her şeyin üç boyutlu temsilleriydi. Sanatın varoluşa bağımlı olması gibi bir koşul bulunmazdı. Versailles Kıtasındaki kapsamıysa hayret vericiydi.

 

#Yani kıtadaki canavarların bir kısmı aslında hayat bahşedilmiş heykellerden türemiş. Şu ‘bozuk süt, sebze, diğerleri anlayamayabilir ama o anladı’ şeklindeki kısımda tekrar girip bölümün İngilizcesine baktım bir şey mi atladım diye ama hayır, bu kadarmış. Hayvanların yanı sıra sebzelerin de heykellerle bir bağlantısı olabileceğine işaret ediyor olabilir ama ne şekilde bilemedim. Her neyse. Bakalım sevgili oymacımız edindiği bu bilgiler ve geliştirdiği yeteneğiyle neler yapacak! Bir sonraki bölümde görüşmek üzere!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 46709 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr