Kumo K2: Bir Adamın Son İnatçılığı

avatar
2048 7

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo K2: Bir Adamın Son İnatçılığı


 --- Bir Adamın Son İnatçılığı

 

Yazar Notu: Kanata'nın bakış açısı

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

 

Neden böyle oldu?

Diğer bana dalgın bir bilinçle bakıyorum.

Diğer ben hiç tereddüt etmeden Shun'a büyü atıyor.

Etrafındaki askerlerle beraber...

 

Büyüm Shun üzerinde işe yaramıyor.

Normalde, benle Shun arasında bir yetenek farkı vardı.

Fark biz küçükken az olsa da büyüdükçe arttı.

Onun yeteneğini ben de kıskanmıştım.

Fakat dürüst bir şekilde çabalamaya devam ettiğini görünce Shun'a saygı duymaya başladım.

 

Ah, şimdi düşününce bu adam önceki hayatından beri bir amacı olduğundan hiç tereddüt etmeden ilerleyecek bir adamdı.

Önceki hayatında kendini oyunlara vermiş olsa da bu dünyada amacı kahraman olan abisi Julius-san.

Zaten yetenekliydi ve daha büyük bir amaç belirlemesiyle çaba göstermesinin sonucu önümdeki manzara.

 

Attığım Alev Büyüsü geniş bir alanı yakan yıkım tipi büyü.

Büyük büyüler gibi gücüm olmasa da büyü grup halinde yapılırsa verdiği hasar ciddi olur.

Shun, büyüden uzak ve etrafı düşman askerlerle korunduğundan aldığı hasar 0 oluyor.

 

Her zamanki gibi absürt becerileri ile iyi niyetli aptal bir adam.

Tek yapabileceğim düşmanı korumak için bir aptal olduğunu söylemek.

Çarpık bir şekilde gülümsemeye çalışsam da, irademe karşı çıkıp nefret dolu bir ifade gösterdim.

 

Katia! Kendine gel!

 

Gürültü yapıyorsun. Ben kendimdeyim. Bir asi itaatkar bir şekilde asi gibi cezalandırılmalı.

 

Düşünmediğim bir şey öylece ağzımdan çıkıyor.

Ama biliyorum.

Bu kelimeleri söyleyenin ta kendisi benim.

 

Çocukluktan beri böyle bir sürü işaret oldu.

Önceki hayatımda bir erkektim.

Bu hayatta bir kadın.

Bir erkeğin aklına sahipken bir kadın olarak yaşıyorum.

Bu bana çok tuhaf geliyor.

Su ve yağ gibi bir yerde tek olamıyorum.

 

Büyüdükçe aradaki fark giderek derinleşiyor.

Önceki hayatımda görmezden geldiğim şirin takılardan etkileniyorum.

Tatlı şeyleri sevmemem gerekirken en sevdiklerim oldu.

Bir kadının vücudunu görürsem hiçbir şey hissetmiyorum.

Sanki doğalmış gibi ilk adetimi oldum.

Regl olmam doğal oldu.

Göğsüm şişiyor ve vücudum bir kadınınki gibi oluyor.

 

Sadece vücudum değil.

İçerisi de değişiyor.

Ben daha fark etmeden.

Bunun kesinleştiği an Shun'un Yuugo tarafından saldırıya uğradığı an.

O anda, ne kadar olduğunu bilmediğim bir ölçüde sinirliydim.

Shun'un öldürülebileceğini düşündüğüm anda yüzüm bembeyaz olmuştu.

 

Başta Shun'un önceki hayatımdan en iyi arkadaşım olduğunu düşünmüştüm. Zaten tek ve en iyi arkadaşım da oydu.

Fakat sonradan Shun'la karşılaşınca hislerimi yatıştıramadım.

Kendim bile bu hislerin ne olduğunu bilmiyorum.

Ancak, içimde Shun'u kaybetmek istemeyen çok güçlü bir his var.

 

O his her geçen gün büyüyor.

Shun'a yakınken hislerim daha da kabarıyor.

Yine de Shun bana yakın değilken yalnız hissediyor ve sakinleşemiyorum.

Hislerimin yatışmasının ona yakın olup olmamamla ilgisi yok.

Bu dengesiz duygular beni benden alıyor.

Anlaşılmaz duygularım beni duvarlara vuruyor.

 

Hayır.

Aslında duyguların ne olduğunu biliyorum.

Ancak, sadece kabul etmek istemediğim aklım vardı.

Normalde erkek olan ben.

Şimdi bir kadınım.

Belki de... Kalbim son zamanlarda kesinlikle kırıldı.

 

Sue ve Yuri'nin Shun'a asıldığını ne zaman görsem kalbim ikiye ayrılır.

Buna rağmen burada bunu kabullenemeyen benim.

Bu kalbimdeki çatışmaya aykırı.

Fakat denge çoktan eğilimde.

Vücudum aklıma dayanıyor.

Diğer bir deyişle, berbat bir şey.

 

Bu nedenle, Shun'la olan savaşımı izleyen ben sadece Ooshima Kanata denen varlığın artığıyım.

Bir erkeğin aklına sahip artık.

 

Belki de bir erkek olduğumdan Yuugo'nun bende kullandığı Cazibe işe yaramadı.

 

O olaydan sonra Shun'a söylemesem de Yuugo'ya sıkı gözetim uyguladım.

Dük hanesi girişimimle bir izleme sistemi kurdum, her gün hareketlerini detaylıca izledim.

Olması gereken bu olsa da bir süre sonra raporda şüpheli bir nokta görüldü.

Gözetlemek için güvenilir bir adamı görevlendirmiştim.

Bana ihanet etmesinin imkanı yok.

Ve yine de, sadece yanlı olarak düşünülebilecek içerikler raporlara karışmaya başladı.

 

Gözetleyen kişiyi değiştirdim.

Şimdi düşününce iyi bir fikir değildi.

 

Shun Kahraman ünvanını miras aldı ve akademiden ayrıldı.

Değişiklik orada aniden gerçekleşti.

 

Başta, Yuri'nin durumu garipleşti.

İlahi Söz Dinine kendini adamış olması gereken Yuri hikayeler anlatmayı bıraktı.

 

Sonra Sue.

Shun akademiden ayrıldı diye mutsuz olacağı ortadaydı fakat inanılmaz bir şekilde daha da neşelenmişti.

 

Bir şeyler yanlıştı.

Bunu fark etsem de nedenini bilmiyorum.

 

Yuugo'yu gözetleyen Dük hanesinin adamları tarafından çağrılıp, tuzağa düşürüldükten ve Yuugo tarafından beynim yıkandıktan sonra anlamıştım.

O zamanlarda, Dük hanesinden olanların çoğunun o herif tarafından beyinleri çoktan yıkanmıştı.

 

Ve şimdi Shun'la savaşıyorum.

Yuugo'nun beyin yıkaması korkunçtu.

Bunun gibi normal bir bilincimin olmasının mucize olduğu söylenebilir.

Şüphesiz ki diğer beyni yıkanan kişiler Yuugo'yu kalplerinin derinliklerinden seviyor ve saygı duyuyor olmalılar.

 

Böyle bilincim olsa da yapabileceğim bir şey yok.

Artık olan ben hiçbir şey yapamaz.

 

Fakat.

Bu pes etmem gerektiği anlamına gelmiyor!

Bir adamda, erkek gururu denen bir şey var!

Dalgın düşüncelerimi bağırıyorum.

Dış bilincim büyü yapımına odaklandığı anda tüm gücümle yapıma daldım.

 

Büyü patladı.

 

Katia!?

 

Shun şaşkınlık içinde koşuyor.

Yere düşmeden hemen önce birisi beni tuttu.

Fakat yaşamımın son bulmak üzere olduğunu anlıyorum.

 

Sorun değil.

Dış ben de bunu istemiş olmalı.

 

Shun'un çaresiz yüzü bulanık görüşüme yansıyor.

Ne korkunç bir yüz.

Kazara güldüm.

Bir süre öncekinin aksine, yanağım irademe göre yükseliyor.

Eğer gülerek ölürsem, tatmin olurum.

Ve bilincim cehenneme gidiyormuşçasına düşüyor.

 

Zorla sıcak bir ışık tarafından çekildim.

 

Ah, Shun?

 

Katia, kendine geldin mi?

 

Ha? Ya... Yaram?

 

Sihirli patlama yüzünden aldığım yaram yok.

 

Ben iyileştirdim.

 

Diyor Shun kolayca.

Kesin öldüğümü düşünmüştüm.

 

Her... zaman... ki... gibi... absürt... birisin.

 

Daha fazla konuşma. Buradan gidiyoruz.

 

Beni bir prensesi taşıyormuş gibi kucağına aldı.

O anda, kalbim sanki patlayacakmış gibi atıyordu.

Böyle bir duruma rağmen yüzüm kızarıyor.

 

Ah, bu kötü.

Çok kötü.

 

O anda, Ooshima Kanata gerçekten de Carnatia Seri Anabald oldu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr