Kumo 116: Örümcek vs Ateş Ejderhası (4)

avatar
2744 5

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo 116: Örümcek vs Ateş Ejderhası (4)


Çevirmen: Çıngıraklı

--- 116 Örümcek vs Ateş Ejderhası (4)

Savaş bitti ve Ateş Ejderhası yeni yarattığı mağma gölüne bakıyor. Oradan emri altındaki canavarları görebiliyordu ama örümcekten iz yoktu. Hizmetkarlarının hepsinde Isıyı Etkisizleştirme vardı fakat örümcekte öyle bir şey yoktu. Bir Ateş Ejderhası'nın en güçlü nefes saldırısını doğrudan alıp sağ çıkmanı sağayabilecek bir yöntem yoktu.

 

Aksini düşünen maldır!

 

Ateş Ejderhası'nın tepesinde devasa bir zehir küresi büyüdü. Bu zehir az önce kendimi sardığım Zayıf Zehir değil, en güçlü ezici bir şekilde ölümcül olan Ölümcül Örümcek Zehri'ydi, verebileceğim en yüksek felç etkisiyle donatılmıştı. Zaferinden emin olan ejderha gardını indirdi ve zehir küresi doğrudan üstüne düştü. Devasa zehir küresi doğrudan ejderhanın yanan zırhından geçip vücudunu eritti.

 

Veeeee sonraaaaaaa... tüm ağırlığımla üstüne çöküp oraklarımla saldırdım!

 

Saldırım savunmasını aştı, alev cüppesini zehrimin deldiği anla mükemmel bir zamanlama yarattı. Bu saldırı muhtemelen kullanabileceğim son gücümün hepsini barındırıyordu. Daha açık olmak gerekirse, Ölümcül Zehir Saldırısı ve Çürütme'nin çifte birleşimi! Çürütme Saldırısı ejderin sert pullarını dağıtıyor ve Ölümcül Zehir Saldırım da o yaralardan geçip içine işliyor. Bu en güçlü fiziksel saldırım ve şahsen bayağı kötü olduğunu düşünüyorum.

 

Ateş Ejderhası acı içinde bağırıp magmaya düştü. Çabucak inerken yanımda getirdiğim iplikten yukarı tırmandım ve tavana geri döndüm.

 

Eminim ki ejderha benim küle döndüğümü görmüş olmalı. Kesin şimdi kafası karışmıştır.

 

Hayatta kalma nedenim aslında çok basit. Baştan beri nefes saldırısının doğrultusunda değildim! Hatta tavandan hiç ayrılmadım.

 

Bunun mümkün olması altıncı seviye Sapkınlık Büyüm olan Hülya'nın etkisi sayesinde oldu. Bu benim kullanmak için doğru anı beklediğim bir numaralı kozum. Hülya hedefe illüzyon diyebileceğin bir şey gösteren büyü. Onu zehir küresini yoluna koyduktan kısa bir süre sonra kullandım. Yutmamak için çılgınca acele ederken zayıflığından faydalanıp büyümü savunmalarından geçirdim. Bunun gib bir anı büyümü kullanmak için beklemeseydim, Tersine Pullar becerisi ve güçlü Direnç statı kolayca savuştururdu. Ateş Ejderhası'nın beni aşağıya inerken gördüğünden eminim fakat aslında ben bunca zamandır tavandaydım.

 

Ardından, ejderha galibiyetinin şafağında gardını indirdiğinde sinsi saldırımı yaptım. En güçlü fiziksel saldırımın tam gücünü yedikten sonra elbette ki büyük miktarda hasar almıştı.

 

Hulyam etki ettiği anda aklıma kaçmak geldi. Ancak, şimdi kaçamazdım. Tüm yaşamım boyunca örümcek olarak kaçtım ve kaçmaya devam edersem, o gün insanlar evimi yakarken nasılsam öyle kalırım.

 

Gururla yaşayacağım.

 

Bu amacıma ulaşamayacağım. Ne kadar zaman geçerse geçsin onurumu geri kazanamam. Bu kesinlikle olmaz.

 

Ben Onur Lorduyum. Onurumla yaşamalıyım. Bu nedenle, kaçamam. Zafer şansım az olsa da, en ufak bir şans olsa dahi kaçmayacağım.

 

Burada, şimdi, Ateş Ejderhası'nı yeneceğim. Yenecek ve geçmişteki zayıf, çelimsiz bana veda edeceğim. Aynen öyle, bu küçük sinir bozucu ejderhayı aşacağım.

 

…? Sinir bozucu? Ha? Oldukça korkunç olduğunu düşünmüştüm ama sinir bozucu olarak düşünmediğimden eminim...? Ha? Bu düşünce de nereden geldi?

 

Pekala, artık bir önemi yok. Tek bir büyük saldırıda alt etsem bile bu hala ciddi bri dezavantajda olduğum gerçeğini değiştirmiyor. Canım şu anda 1'de kalakaldı. Sabır'ı aktif etmek zorundayım. Bu savaş boyunca canımın yavaş yavaş azaldığı gerçeği bir kenara, az önceki saldırının geri tepmesi bile cidden acıtmıştı.

 

Korozyon Saldırısı çok güçlü ama bu geri tepmesinin de güçlü olduğu anlamına gelmez. Ancak, bu bana hasar veren tek şey değil. Zehir yağmurumun ejderhanın alev zırhını söndürmüş olduğu gerçeğine rağmen yine de bana ciddi hasar verecek ısı kalmıştı.

 

Hala manam var. Diğer bir deyişle, hala ölmedim. Ancak, şimdi Ateş Ejderhası'nın herhangi bir saldırı büyüsü bana mutlak bir ölüm verir. Yüzleştiğim ejderha benim tüm gücümle yaptığım saldırıdan aldığı hasar muazzam miktarda olsa da, hala geriye gücü kaldı. Ayrıca, ona arka çıkan müttefik canavarları da var. Hala bir dezavantajdayım.

 

Bu sefer gerçekten tavandan düşüyorum, dikkatlice magmadan kaçınıyorum. Ateş Ejderhası hala havuza batıyor. Diğer canavarlar nefes saldırısının sonrası ejderhanın vücudunun altında ezildiğinden benimle uğraşacak zamanları yok. Ya şimdi ya hiç.

 

Savaşın başından beri hazırladığım ikinci kozumu oynuyorum. Mana depom büyük bir hızla tükeniyor. Şu anki durumumda, mana harcamak tıpkı geri kalan yaşam gücümü harcamak gibi. Ancak, yine de, bu büyünün kendi bedeline uygun bir etkisi olacak.

 

Öyle değil mi, Kumandan Büyü?

{Bahse var mısın!}

<Bize bırak!>

 

Seviye atlayan Çoklu İrade sayesinde, şimdi aktifleştirmek için iki kişinin gücünü gerektiren büyüleri kullanabilirim. Kaptan İki Numara tüm bu zamandır hazırlanıyordu ve şimdi Kaptan Bir Numara'nın yardımcı olacak olmasıyla bu büyüyü kullanması sonunda mümkündü.

 

Açılın.... Ey Cehennem Kapıları!

 

Anında, dünya karardı. O kadar derin bir karanlıktı ki, yere yayılmış magmanın tüm ışığını yutmuştu, sanki toprağın derinliklerine gömülmüş Cehennemin Karanlığı yukarıdaki dünyaya sızıyor gibiydi. Magmayı yutuyor, toprağı yutuyor, canavarları yutuyordu. Taşan karanlık her şeyi yutuyordu.

 

Bu seviye bir Cehennem Büyüsüydü: Cehennemin Kapıları, Cehennemin gelişini müjdeleyen en yüksek sınıf karanlık büyü. Bu onun dünyadaki oluşumuydu.

 

Karanlık yayılıp her şeyi kapladı, sonra doğrudan bir noktaya gidip aniden geri toprağa çekildi ve yok oldu, sanki Cehennemin Kapıları bir kez daha kapanmış, tekrar mühürlenmişti.

 

Arkada kalan tek şey ben ve aşırı dayak yemiş Ateş Ejderhası'ydı. Ciddi misin? Buna karşın bile hayatta mı kaldı? Ancak, pek canı kalmamış. Manası ve kuvveti resmen gitmiş. Canı yerine onları kullanan bazı beceriler kullandığında eminim. Eğer öyle değilse, o zaman Cehennemin Kapılarından nasıl sağ çıktığını açıklamamın imkanı yok.

 

Manam Cehennemin Kapılarını kullandıktan sonra neredeyse tamamen bitti. Diğer bir deyişle, bu beni aşırı yıprattı.

 

İkimiz de ölmek üzereyiz. Zafer bir sonraki saldırıyla belirlenecek.

 

Ejderhanın seçtiği yöntem mümkün olan en ilkel yöntemdi: kendini üstüme atmak. Ahh, doğru cevap. İkimizin de manası ve kuvveti bittiğine göre, bundan daha efektif bri saldırı yöntemimiz yok ve Ateş Ejderhası devasa yapısı ve yüksek statlarıyla hala çok güçlü.

 

Tabii, eğer rakibi ben olmasaydım.

 

Ben bir örümceğim. Bir örümceğin en büyük silahı nedir? Zehri, pençeleri, zehirli dişleri? Hayır. Hiç biri değil.

 

Ateş Ejderhası Ateş Direnciyle donatılmış Çok Amaçlı Ağımda asılı kalıyor. Ateş dirençli olsa da, burada merkezi tabakada sadece bir anlığına kullanılabilir. Fakat benim de ihtiyacım olan bir an. Ateş Ejderhası, Alev Cüppesinden soyunduğunda onu ufacık bir süreliğine kapana kıstırabilirim.

 

İşte o anda, orağımı aşağı savuruyorum. Oraklarımdan biri son saldırı yüzünde iş görmez olsa da, her uzuvumda bir tane var. Bu yüzden, geri kalan tüm gücümle Ateş Ejderhası'nın vücudunu kesiyorum.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr