Kumo Savaş 3: Büyük İnsan-Şeytan Savaşı (3)

avatar
2654 6

Kumo Desu ga, Nani ka? - Kumo Savaş 3: Büyük İnsan-Şeytan Savaşı (3)


 

Çeviri: Ikarus Düzenleme: Sapphire

 

 

[ Balt, Şeytan Lord’un yardımcısı ]

 

Çadırın içinde, her savaşın sonuçlarına göz gezdiriyorduk. İstisnasız her orduda Telepati becerisinin evrimleşmiş hali olan Mesafeli İletişim becerisine sahip bir asker var. Burada onlardan aldığımız bütün bilgileri savaşın gidişine göre değerlendirip, yeni emirler veriyoruz.

 

Görünüşe göre Sarnatria, İkinci Birliğin kumandanı, başarılı bir şekilde Anorgratch planını gerçekleştirmiş.

 

O kadın bazı gereksiz şeyler yapıyor. Anogratchların üreme döngülerinden hemen sonra bu şekilde saldırmaları olağan dışı bir şey değil, ama bu davranışı açıkça kışkırtmak…

 

Anorgratch, bir tür olarak, belirli aralıklarla üreme döngüleri olur. Sayıları devasa miktarda artar. Sayıları az olduğu zaman, ormanın içlerinde yaşarlar ve fazla bir hasara neden olmazlar. Ancak üreme döneminden sonra sayıları devasa bir artış gösterir ve yiyecek bulmak için hareket alanlarını devasa uzaklıklara kadar genişletirler. Anogratchların yaşadığı orman insan ve şeytan bölgelerinin tam ortasında yer alır, ama genel olarak şeytan topraklarına doğru gelirler. Bu nedenler üreme sonrası olan hasarın çoğunu şeytanlar alıyor.

 

Sarnatria bu kadar baş ağrısı yapan canavarları aldı ve onları kullandı. Normal durumlarda, böylesi bir taktik kendi orduna da zarar verebilecek kadar riskli ve neredeyse kullanılamayacak kadar tehlikeli olurdu. Belki de bu durumda o bile şaşırmıştır.

 

İlave olarak, Kogoh’un emrindeki Üçüncü Birlik ve Gazap’ın emrindeki Sekizinci Birlik zafer kazandı. Huey’in erindeki Altıncı Birlik ve Merazofis’in emrindeki Dördüncü Birlik kaybetti. Merazofis yaralandı ancak hayatı tehlikede gibi gözükmüyor. Huey savaş alanında öldü, şu ana kadar ölen tek kumandan o.

 

Ayrıca, hala yapılan savaşlar var ancak o savaşların her birinde durum olumsuz ilerliyor. Ahgnar, Birinci Birliğin Kumandanı, Kusarion Kalesine saldırıyor, büyük bir insan ülkesi olan Rengzant imparatorluğunun kenarındaki önemli bir üs. Orada savaşan askerlerin elle seçilmiş elitler olacağı açık. Ahgnar için bile, böyle bir savaşta zorlanması normal.

 

Darad, Beşinci Birliğin Kumandanı, da kötü bir durumda. Şu ana kadar iki ordu da eşit durumdaydı ancak şimdi azar azar geriye itiliyoruz.

 

Son olarak, Broh, Yedinci Birliğin Kumandanı, en büyük sorunu yaşıyor. Orada, kahraman ile yüzleşiyor. İki orduda eşit gibi görünse de, kahraman ve yoldaşlarının ileriye hücumu durdurulamaz. En kötü durumda Broh’a kadar ilerleyebilirler.

 

“Pekala, pekala! bu iyi gözüküyor, değil mi Siyah?”

 

Ben savaş alanının her köşesine emirler vermek ile meşgul iken, Şeytan Lordu yanındaki siyah şövalye ile konuşurken, zarifçe bir sandalyenin üstünde oturuyor.

 

“Evet, öyle.”

 

“Siyah! Çok kabasın. Sadece biraz daha kibar olabilir misin?”

 

“Bu gereksiz olurdu.”

 

“Bleeeeh.”

 

Savaşın ortasında bu kadar düşüncesiz bir konuşma yapılıyor. Hayır, aslında, Siyah mükemmel bir şekilde ciddi; Düşüncesiz olan Şeytan Lordu.

 

“Ama adamııııım, İkinci Birlik, O neydi?! Şeyyy, her neyse. O succubus! Geeeerçekten ilginç bir şey yaptı. Demek o maymunları o şekilde kullanabilirsin, huuuuh...? Mhm, mhm!”

 

Şeytan Lordu suratında büyük bir sırıtış ile kafasını salladı, gerçekten ilginç bir şey bulmuş gibi.

 

“Her şey yolunda mı?” sordu Siyah.

 

“Hm? Oh evet, evet. Tabi ki, biz bir kayıp yaşamadık ama insanlardan bir sürü kişi öldü.”

 

“Anlıyorum.”

 

“Mhm, mhm! Önemli olan şey birilerinin sürekli ölmeye devam etmesi. İnsan yada Şeytan olması kimin umrunda?”

 

Bu kelimeli duyduğum zaman kanım dondu. Tam da korktuğum gibi, bu kişi bize yemden daha fazla değer vermiyor. Eğer bizi yoldaş olarak görmüyor ise vakti geldiğinde bizi kenara atmakta tereddüt etmeyeceğine eminim.

 

“Hey, Siyah, Bu seni rahatsız mı ediyor?”

 

“Evet.”

 

“Evet, tabi kiiii! Sonuçta bütün bu karışıklığa sen sebep oldun.”

 

Bir anlığına, tamamen dondum. Çaresizce fark edilmeyeceğini umarak kendimi tekrar hareket etmeye zorladım. Az önce ne duydum? Bu savaş Siyah’ın suçu? Bunun hakkında bir şey duymamıştım. Bu ikisi benim bile duymadığım ne konuşuyor?

 

“Haklısın. Saftım ve buna sebep oldum.”

 

“Mhm, mhm. Yaniiii, kıçını senin için saklıyorum! Biraz minnettar ol, huh?”

 

“Minnettar olmam. Şu anda yaptığın şeyin gerekli olduğunu görüyorum. Ancak, siz ikinizin kullandığı metotları affedemem.”

 

“Bunu diyorsun ama merak ediyorum nedeeen, bunu durdurmazsak, her şeyin önceden gittiği gibi gideceğini anlamıyorsun?”

 

“Haklı olabilirsin.”

 

“Öyleyiiiim! Sonuçta endişeli ve tereddütlü olmak senin normal halin.”

 

Konuşmaya fazladan dikkat ederek işime devam ediyormuş gibi yaptım, daha fazla bilgi edinebileceğimi umuyorum. Dediklerinden yola çıkarak, Şeytan Lord ve Siyah, aslında dost değiller mi? Aralarında belirli bir düşmanlık yok ama olmasına bir adım var gibi hissediyorum.

 

Ancak, Ben duyma mesafesindeyken sakince bu tarz bir konuşma yapmaları aşırı nadir. Belki de bu o kadar basit bir bilgi ki duymam bir şeyi değiştirmez, ya da her şey bir hiledir ve bir yem atıp nasıl tepki vereceğimi inceliyorlardır. İkisi de olabilir.

 

“Peki o zaman, bu günlük hedefimize ulaştık, huuuuh? Hey Balt, Herkese geri çekilme emri ver, tamam mı?”

 

“Peki, efendim,” cevap verdim. “Gecikme olmadan.”

 

Kalbim derinlerde titriyor, ama suratımda en ufak bir izinin bile oluşmamasını sağlamak için büyük acılar ile bastırıyorum. Geri çekilme? Bazı savaşlarda geri düştük ama geri çekilmek için daha çok erken. Yada, belki, geri çekilmek için bir nedeni vardır.

 

“Bizim amacımız Kahramanı indirmek,” Aklımdaki soruyu okumuş gibi kendi kendine mırıldanmaya başladı. “Eğer onu indirebilirsek, daha sonra ne olacağı gerçekten umrumda değil.”

 

Kahramanı öldürmeye mi çalışıyorduk? Ama o hâlâ hayatta. Eğer onu öldürmediysek neden geri çekiliyoruz?

 

“Merak etme. Sonuçta, Beyaz burada. Kahraman ya da başka biri olsun, kimse Beyaz ile yarışamaz, benim en büyük şaheserimle.”

 

Şeytan Lordu büyük bir özgüven ile söyledi. Onuncu Birliğe eşlik eden kadın, Beyaz, Kahraman ve Broh’un olduğu yere yaklaşıyor.

 

“Beyaz orada olduğu sürece Kahramanın canlı kurtulması imkansız. İmkansıııız.”

 

Şeytan Lord’unun sırıtan suratına baktığımda, bu konuda kötü bir his içime doğdu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr