Bölüm 432: LU TİANYİ

avatar
12432 31

King of Gods - Bölüm 432: LU TİANYİ


Bölüm 432 - Lu Tianyi

Üç mezhebin bütün müritleri kafalarını kaldırdılar ve gökyüzüne baktılar. Kalpleri titredi ve tarifsiz bir zihinsel enerji baskısı,nefes almalarına engel oldu.

Gökyüzünde,Cennetin Gözü yeryüzüne soğuk bir şekilde bakarken,gökyüzü ve yer yüzüyle var olan bu varlık mavi bir şekilde parlıyormuş gibi göründü.

“Bu göz çok tanıdık duruyor. Acaba o olabilir mi….”

Ye Yanyu ve topluluk bir güvensizlik duygusu içinde ormanın derinliklerine doğru göz gezdirdi ve çok sayıda dahi bu gözün Zhao Feng’in sol gözüyle inanılmaz derecede benzer olduğunu fark etti.

Bu gözü ilk tanıyan kişi olan Siyah Uçurum Sarayından Chi Gui derin bir nefes aldı.

Bu sırada,Cennetin Gözü dahilere çok büyük bir baskı uyguladı.

“Chi Gui sen bir şeyler biliyora benziyorsun. Bu göz tam olarak ne ve ne gibi güçlere sahip?”

Ye Yanyu kadar güçlü biri bile kalbindeki huzursuzluğu bastırmak zorunda kaldı.

Boyutlandırılamayan Cennetin Gözü aşağı doğru baktı.

“Bildiğim şeyler sınırlı fakat şunu söyleyebilirim bu göz zihinsel enerjiyi kullanarak baskı oluşturabiliyor, bir defasında yüz-iki yüz mil mesafeden benim Hayalet Gözlü Siyah Fener tekniğimi ortadan kaldırmak için bu gözü kullanmıştı.”

Chi Gui ihtiyatlı bir hale büründü.

Bu ikisinin göz soyu şartları altında olan ilk çarpışmasıydı.

“Yüz-iki yüz mil mi?”

Zhuang Wan’er ve Ye Yanyu’nun ikisi de şok oldu.

Öz Kaynak Alemindekiler bile bu kadar uzaktan saldıracak yeteneklere sahip değildi.

Zhao Feng’e ait olan Cennetin Gözünün limiti neydi?

Bunun cevabını sadece Zhao Feng biliyordu. Onun Tanrı’nın Ruhsal Gözü Zhao Feng’in görebildiği en uzak noktaya kadar gidebiliyordu. Gücünün artmasıyla Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözü binlerce mil uzağı görebilirdi.

Duyularında bir kısıtlama yoksa, onun için iki bin mil ilerisini görmek zor değildi.

Tabi ki, bu baktığı yer ne kadar uzaktaysa o kadar enerji kullanıyordu.

Normal şartlar altında Zhao Feng böyle bir şey yapmazdı.

“Algılama budur….”

Zhao Feng’in zihni bulutlara zıpladı ve altındaki yer yüzünü inceledi. Kendi oluşturduğu dünyaya bakıyor gibiydi. Bunu yapmak bile onu heyecanlandırdı.

Tabi ki, bu süreçte Zhao Feng’in enerjisi çok hızlı bir şekilde tükeniyordu.

“Hmm? Enerji kullanımı hala geniş olmasına rağmen, öncekinden daha küçük.”

Zhao Feng şaşırdı. Cennetin Gözünü kullanmasının nedeni Ağaç Ruhu Esansının desteğini almaktı şimdi.

Analizleri sayesinde, Zhao Feng enerji kullanımının mesafeye göre farklılık gösterdiği sonucuna vardı.

Ne kadar uzağa zıplarsan o kadar enerji tüketiyordun.

Örneğin, Zhao Feng sadece beş veya altı mil ileriye zıplıyordu ve enerji tüketimi eskisinin onda birinden bile daha azdı.

Böyle temkinli davranmasının bir sebebi de, birkaç sefer saldırı yaptığında enerji tüketiminin çılgına dönmesiydi.

Zhao Feng, Hayalet Gözlü Siyah Fener tekniğini nasıl ortadan kaldırdığını aklına getirdi.

O esnada, Zhao Feng’in zihinsel enerji seviyesi eskiden farklıydı ve Ağaç Ruhu Özüne sahip olduğu için hiçbir endişe duymuyordu.

Sonraki bir, iki nefesinde Zhao Feng bu hissi tecrübe etmeye odaklanmıştı.

Gözünün gökyüzüne çıkmasıyla beraber, vücuduyla bir bağlantısı vardı fakat vücudunun hareketlerini kontrol edemiyordu.

Zhao Feng bu koşullar altında doğayla birleşmesinin inanılmaz bir seviyeye ulaştığını fark etti.

Bütün enerjisine odaklanmasının bir nedeni de doğayla bir olup bu aşamaya ulaşmayı kolaylaştırmaktı.

Bunun dışında, Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözünü kontrolü cennet ve yeryüzüyle bir olduktan sonra daha iyi oldu.Bir padişahı bile yerinden hareket ettirebilirdi.

“Bakalım bu konumdayken göz kan damarlarımı kullanabilecek miyim.”

Zhao Feng’in kalbi hareket etti.

Farkında olmadan geçen bir kaç nefes alış esnasında üç mezhepten dahiler huzursuzluğunu korudu. Cennetin Gözüne karşı saygılı ve ihtiyatlı bir tutum izlediler. Kalplerindeki görünmez baskı hala devam ediyordu.

“Şerefsiz Zhao, dövüşme kabiliyetin varsa gel ve çarpış bizimle. Bir kahraman saklanıp uzaktan gözetlemez rakiplerini.”

Li Hong’un anlatımı sönüktü. Huzursuz edici baskı onu dikkatli bir hale sokmuştu ama aynı zamanda sinirliydi de.

“Aynen öyle yeteneklerine güveniyorsan, dışarı çık ve savaş bizimle.”

Üç mezhepten dahiler bu konuda hemfikir oldular.

Cennetin Gözü alay edici bir şekilde baktı.

“Buz Ruhu Atış Çizgisi!”

Zihinsel enerjisinden gizemli soğuk bir ses duyuldu.

Weng--

Bu büyük göz, bir ışık huzmesini ateşe verip sert bir yumruk etkisi oluşturan bir buz uçurumu gibi görünüyordu.

Xiu-----

Işık huzmesi yarı şeffaftı ve dokunduğu yerlerin üzerinden akarken Ruhsal Algıyla yakalanamazdı.

İç güdüsel olarak haykırdı Ye Yanyu:”Dikkatli olun!”

Bu sırada, cennetten soğuk bir Yuan Qi ve Cennetin Gözünün kaynağı yayıldı.

Saldırı yıldırım hızındaydı ve buz Yuan Qi si ile doluydu. Aynı zamanda zarif ve antik bir aura yayıyordu.

Huang!

Li Hong tepki bile veremedi, bu ışık huzmesi vücudunu ve ruhunu baştan sona delip geçti.

Cennetin Gözünden direkt olarak gelen bir saldırının bu kadar hızlı olabileceğini asla hayal edemezdi.

Siii---

Li Hong’un bir mil çevresine ve burdaki alanlara doğal bir soğuk hakim oldu.

Li Hong ağzı açık bir şekilde katılaştı.

Bunun hemen ardından, vücudu buzdan bir heykele dönüşmeye başladı.

“Cennetin Gözünün benim soy gücümü bile arttıracağını düşünmezdim.”

Bunlar yaşanırken Zhao Feng gökyüzüne bakmayı sürdürdü.

O saldırıda kullanılan enerji devasaydı ve birkaç kez kullanılmıştı.

Ama bu saldırının etkileri çok açıktı.

Cennetin Gözü gökyüzüyle birleşti ve çağırılan Yuan Qi miktarı aşırı derecede arttı.

Bu durumda, Zhao Feng’in zihinsel enerji seviyesi normal sınırının üzerine çıktı.

Mükafatların olduğu yerde, kayıplarda vardır. Daha yeni son seviye Gerçek Lord olmadım mı ben?

Zhao Feng hareketsiz kalmayı sürdürdü. Normal şartlar altında bu kadar kolay bir şekilde meydan okumaya cesaret edemezdi,ama şimdi zihinsel enerji seviye normal ilk seviye Gerçek Lordlardan daha yüksekti ve Ağaç Ruhu Esansına sahipti.

Bu aşamada Zhao Feng’in Tanrı’nın Ruhsal Gözü, Ağaç Ruhu Esansını hızlı bir şekilde özümsedi.

Weng--

Zhao Feng’in ruhu yenilendi ve Ağaç Ruhu Esansından gelen bir kavrama yeteneği kazandı.

Bir kaç nefes aralığında, Zhao Feng’in ruhu hızlıca büyüdü.

“Ağaç Ruhu Esansı, Öz Kaynak Alemindekilerin Hükümsüz Tanrı Alemi’ne uzanan yolu idrak edebilmesi uğruna, yararlı olmak adına yaşıyordu.”

Zhao Feng’in kalbi mutlulukla doldu.

Yer yüzünün yakınında.

“Kardeş Li Hong!” diye bağırdılar Saf Ay Ruhsal Mezhebinden dahiler.

Li Hong’un bir ışık huzmesi tarafından vurulup buz kütlesine dönüşüne şahit oldular.

“Kardeş Li Hong…”

Herkes bağırarak Li Hong’un içinde bulunduğu bu buz kütlesini eritmeye çalıştı fakat Li Hong hiçbir reaksiyon göstermedi.

Vücudundaki yaşam aurası tamamen kaybolamamıştı fakat hiçbir tepki vermiyordu.

“Son derece dondurucu olan bu saldırı onun zihnini sonsuza kadar dondurdu. Hükümsüz Tanrı Aleminden bir tanrı gelmediği sürece onu kimse kurtaramaz.”

Chi Gui derin bir nefes aldı.

Büyük ihtimalle hiç kimse o saldırı geldiği sırada bundan kaçamazdı.

Son seviye Gerçek Lord derecesinde olan Li Hong’un işi gözden gelen bir bakışla bitmişti.Ye Yanyu ve Zhuang Wan’er’ın bundan kurtulma şansı sadece yüzde elliydi.

Dahilerin kalpleri anında sarsılmıştı hatta bazıları Cennetteki Göz’ün önünde saygıyla eğildi.

“Herkes sakin olsun. Bu yöntem birden çok kullanılamaz.”

Chi Gui oldukça emindi. Savaşta nerdeyse bütün gücünü kullanmıştı ve Zhao Feng büyük ihtimalle onun işini bitirmekle zaman harcamayacaktı.

Şimdi.

Altı Gerçek Lordun sadece dört tanesinin savaşacak kapasitesi vardı.Chi Gui ve Li Hong’un ikisi de pek bir şey yapamazdı.

“Geri çekilin.”

Hızlıca ayrılmadan önce Ye Yanyu ve Zhuang Wan’er derinden Cennetin Gözüne süzerken, bakışlarını değiştirdiler.

Shua!

Cennetin Gözü bulutlardan kayboldu.

Wu-

Bilinci vücuduna geri dönerken Zhao Feng derin bir nefes verdi.

Bu hareketi sadece bir kaç nefes aralığındaydı fakat göz kan çizgileri enerjisinin 30-40%’ını kullanmıştı ve bu Ağaç Ruhunun Özüne sahip olmasına rağmen olmuştu.

Normal şartlar altında Zhao Feng böyle bir hareketi bu kadar kolay bir şekilde kullanmazdı.

“İnsan sen o hareketi yaparken Ağaç Ruhu Esansımın üçte biri kullanıldı.”

Yüce Ağaç Yao yarı endişeli, yarı mutluydu.

Üç mezhepten Gerçek Lorların yarısından çoğu zayıflatıldığı için mutluydu ama çok fazla enerji sarf edildiği için üzgündü.

Ağaç Ruhu Esansının üçte birinin değeri paha biçilemezdi.

Onun bir kısmı Zhao Feng tarafından özümsenirken başka bir parçası da kullanılmıştı.

Tam o sırada.

“Kardeş Zhao Feng Değerli Sarayın Kalıntıları burayı yakında terk edecek ama sana kötü bir haberim var on Gerçek Lord arasında birinci olan Tianyi buraya yaklaşıyor.

Zhao Yufei’nin sesi zihninde duyuldu.

Lu Tianyi.

Zhao Feng’in kalbinde bir duraksama oldu.

Kalıntılara giren ve görünüşe göre kendini yetiştirmede Kaynak Özü Alemini yarılayan bu kişi, dahiler arasındaki en güçlü kişiydi.

Shua!

Zhao Feng Tanrı’nın Ruhsal Gözünü açtı ve birkaç mil öteden gizemli kanyona yaklaşan hafiften tombul ve miskin birisini gördü.

Gizemli kanyonun dışarısındaki garip rüzgar Gerçek Lordların ayak seslerini bastırmak için yeterliydi.

Miskin genç elini salladı.

Boom!

Altın sarısı bir avuç içi gizemli kanyonun rüzgarlarını yarıp bir yol oluşturdu.

Çok güçlü rüzgarlar Gerçek Lordları bile savurabilir fakat bu adam normal bir şeymiş gibi onları yarıp içinden geçti.
Zhao Feng’in kalbi titredi. Bu gencin yaptığı sıradan bir hareket bile Gerçek Lordları aşan bir seviyedeydi. Hatta Zhao Feng’in Cennetin Gözünden daha güçlüydü.

“Lu kardeş!” diye bağırdı Saf Ay Ruhsal Mezhebinden geri çekilen dahiler.

Lu Tianyi.

Siyah Uçurum Sarayından ve Şeytani Ay Sarayından olanlar çok dikkatli ve saygılıydılar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr