King of Gods - Bölüm 1002: Yasaklı İllüzyon Kayıp Dünyası

---

 

Bölüm 1002: Yasaklı İllüzyon Kayıp Dünyası

 

Zhao Feng'in kaldığı yere yakın bir yerde:

 

“Ji Lian, bu velet Mor Yıldız Kulesi'ne gitti.” Ji Lian'ın dostlarından biri Ji Lian'a haber verdi..

 

Ji Lian ise kaşlarını çatmıştı. Görünüşe göre Kutsal Lord Yıldız İblis, Zhao Feng'e çok fazla önem veriyordu ve hatta ona Mor Yıldız Kulesi'ni kullanma hakkını vermişti.

 

“Mor Yıldız Kulesi'nin dışında onu bekleyeceğiz,” Ji Lian'ın yanında duran siyah kıyafetli orta yaşlı bir erkeğin gözleri parıldadı.

 

“Ayrıca, Ji Lan'da Zhao Feng ile gitmiş sanırım,” diye ekledi Ji Lian'ın yakın arkadaşı.

 

Ji Lian öfkeden kuduruyordu.

 

“Hadi gidelim!” Sinirden kolu titreyen Ji Lian kısık bir sesle söyledi. Ji Ailesi'nde daha önce hiç bu kadar aşağılanmamıştı. Belli ki Zhao Feng'in peşini kolay kolay bırakmayacaktı.

 

Ji Lian'ın büyük dedesi küçük bir mesele yüzünden küçük bir çocuğa karşı harekete geçmezdi. Ayrıca Zhao Feng, Kutsal Lord Yıldız İblis'in misafiriydi.

 

Ancak Ji Lian'ın büyük dedesinin ikinci öğrencisi olan Ji Chengming vardı ve Ji Lian'ı takip ediyordu. Ji Chengming'in şöhreti Yarı Kutsal Lord uzman olan Ji Dengtian'ın bir tık altındaydı.

 

Ji Lian bu sefer Zhao Feng'e bir ders verebileceğine inanıyordu.

 

“Ji Chengming, onu çok ağır yaralama.” Ji Lian kötü bir şekilde gülümsemeye başladı.

 

Geçen sefer Zhao Feng onu Ji Lan'ın önünde küçük düşürmüştü. Bu sefer Zhao Feng'i daha da kötü bir duruma sokacaktı. Yoksa Ji Lan Zhao Feng'in peşinden nasıl ayrılabilirdi ki?

 

Mor Yıldız Kulesi'nin içerisinde Zhao Feng ile Ji Lan yavaşça ilerlemeye başladı.

 

Mor Yıldız Kulesi'nin birinci katı Gerçek Ruh Alemi öğrencileriyle doluydu. Zhao Feng sol gözü ile etrafta bulunan her bir futonun son derece derin bir dizi olduğunu fark etti.

 

Ji Lan Zhao Feng'e “Mor Yıldız Kulesi'ndeki herhangi bir yer, burayı dış dünyadan kesen uzaysal bir boyuta sahiptir,” dedi ve Zhao Feng başını salladı. Burada uzaysal bir boyut olmasaydı, başka bir yer yerine burada yetişim yapmanın hiçbir anlamı olmazdı.

 

Daha sonra Mor Yıldız Kulesi'nin ikinci katına geldiler ve burada da çok sayıda insan vardı. Buradaki insanlar çoğunlukla Ji Ailesi'nin Ufak Çekirdek Kökeni Diyarı öğrencileriydi.

 

Zhao Feng ve Ji Lan çok geçmeden yedinci kata ulaştı. Önlerindeki mor sis, tüm boyutu kaplayan bir su gibiydi.

 

Yedinci katta toplam on tane futon vardı ve altı tanesi çoktan alınmıştı. Zhao Feng futonları alan kişilerden birine çok aşinaydı, Ji Dengtian.

 

Ji Lan, “Mor Yıldız Kulesi'nin yedinci katı, Boş Tanrı Alemi İmparatorları için en uygun yer,” dedi ve daha sonra bir futonun yanına gitti.

 

Gücü şimdiden normal imparatorları aşmış olmasına rağmen sekizinci kat, Mistik Işık Diyarı Kutsal Lord'ları içindi. Ji Lan'ın ruhu kutsal bir Lord seviyesine ulaşmadığı sürece sekizinci katta tek bir nefes dahi alamazdı.

 

Mor Yıldız Kulesi'ne giren herkes bu şeyi biliyordu. Havadaki mor renkli sis tabakası illüzyonlara ve halüsinasyonlara neden oluyordu ve her kattaki etki bir önceki kata nazaran daha güçlüydü. Sekizinci kat, Kutsal Lord uzmanlarının bile illüzyona düşmesine neden olabilecek bir yerdi. Sıradan bir İmparator oraya gitmeye cesaret edemezdi.

 

Zhao Feng hiç konuşmadı ve bir futon buldu. Önce burada denemek istiyordu.

 

Zhao Feng futona oturur oturmaz etrafındaki manzara tamamen değişmişti. Uçsuz bucaksı bir mor renkli sis tabakası hareket ediyordu ve bir girdap oluşturmaya başlamıştı. Başka kimseyi göremiyordu.

 

“Bu mor sis kendi ruhumun gücü gibi görünüyor ve Ruh Niyetim tarafından kontrol ediliyor.”

 

Zhao Feng, Mor Yıldız Kulesi'nde bulunan bu eşsiz şeyi anında hissetti.

 

Hu~~ Hu~~

 

Zhao Feng'in Ruh Niyeti çok geçmeden etraftaki sisi kontrol altına almaya başladı ve çok geçmeden etrafında hem yıldırım hem de rüzgarla dolu mor bir labirent sarayı oluştu.

 

“Burası İllüzyon Dao uzmanlarının etki alanlarını ve Küçük Dünya'larını yeniden yaratmaları için mükemmel bir yer.” Diyerek kediyi övdü Zhao Feng.

 

Burası birinin ruh gücünü somutlaştırabilirdi ki bu, etki alanı oluşturmaya ya da kendi etki alanlarındaki kusurları bulmaya çalışan kişiler için oldukça faydalıydı.

 

Aynı zamanda, futonun içindeki sisin ruh üzerinde güçlü bir etkisi olduğunu hissedebiliyordu. Her ne kadar bu sis yanılsamalar yarayıp zihinsel enerjisine baskı yapsa da, ruhu rafine etmek için gerçekten yararlıydı.

 

Zhao Feng ilk önce İllüzyon Alanı'nı geliştirdi çünkü eğer mümkünse İllüzyon Alanı'nı başka bir Küçük Dünya'ya dönüştürmeyi planlıyordu.

 

O sırada Zhao Feng On Bin İlahi Düşünce Tekniği'ni ve Ruh İyileştiren Kutsal Tekniğin yetişimini yapmaya başladı. On Bin Düşünce Tekniğini bitirmek üzere olduğu için Ruh İyileştiren Kutsal Tekniğin yetişim hızı son derece yüksekti.

 

Yakında Ruh Ayırma Tekniğini test edebilecekti.

 

Zhao Feng neden sadece bir seviye olan tehlikeli bir ruh tekniğini test etmek istiyordu ki?

 

Bunun üç nedeni vardı:

 

Birincisi, Cennetin Mirası Irkının makinelerinin Ruh Ayırma Tekniği'ne çok yüksek bir puan vermesiydi ve Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü analiz konusunda uzmanlaştığı için ne kadar zor olursa olsun bu şeyi deşifre edebilecekti. Bu şey için mükemmeldi.

 

İkincisi, sadece On Bin İlahi Düşünce Tekniği'nden sağladığı fayda çok yüksek seviyedeydi. O zaman On Bin İlahi Düşünce Tekniği bu şeyi hazırlamak için temel bir teknikse Ruh Ayırma Tekniği ne kadar güçlü olabilirdi ki?

 

Üçüncüsü ise Ruh Ayırma Tekniği'nin yetişim stili Zhao Feng'in dikkatini tamamen çekmişti ve Zhao Feng'in Tanrı Gözü'nün Ölüm Gözü'nü geri püskürmesi sorununu çözebilirdi. Bu durum Zhao Feng eğer Ruh Ayırma Tekniği'nin yetişimini yapar ve başarılı olursa bölünen ruh bedeninin içine Ölüm Gözü'nü koyabileceği anlamına geliyordu.

 

Zhao Feng, yeni ruhun Tanrı'nın Manevi Gözü'nü de içereceğine inanmıyordu. Tanrı'nın Manevi Gözü'nün diğer Sekiz Büyük Tanrı Gözü ile aynı olduğuna inanıyordu, dünyada var olan tek göz buydu.

 

Zaman yavaş yavaş ilerledi ve öğle vakti geldi. Ji Lan futonundan kalmıştı ve Zhao Feng'in hala gözleri kapalı bir şekilde yetişim yaptığını gördü.

 

“Zhao Feng'in ruhu büyük ihtimalle Kutsal Lord seviyesine ulaştı. Birkaç gün boyunca burada yetişim yapmasında sorun yok.” Ji Lan derin bir iç çekti.

 

Sonrasında futonuna geri dönmeden önce ruhu temizleyen birkaç ot çıkarttı ve onları yedi. Ji Lan, Zhao Feng'in yetişim hızının eskisinden daha hızlı olduğunu fark etmemişti.

 

İkinci gün Ji Lan altıncı kata gitti ve yedinci kata geri dönmeden önce bir süre dinlendi. Zhao Feng hala aynı durumdaydı ve hiç kıpırdamıyordu.

 

“İllüzyon Labirent Alanım neredeyse mükemmel.” Zhao Feng bu durumdan çok memnun kaldı.

 

Birinin etki alanı ne kadar güçlü olursa Küçük Dünyası o kadar rahat ve güçlü olurdu.

 

Aynı zamanda iki gün boyunca burada yetişim yaptıktan sonra Zhao Feng'in Kutsal Tanrı düzeyinde olan ruhu daha saf ve daha rafine olmuş bir hal almıştı.

 

Ayrıca Zhao Feng'in düşündüğü bazı illüzyon teknikleri de şekillenmeye başlamıştı. İllüzyon Gözü ile Mor Yıldız Kaos'unu bir araya getirerek “Yasaklı İllüzyon Kayıp Dünyası'nı” oluşturdu.

 

Yasaklı İllüzyon Kayıp Dünyası karşıdaki düşmanı Zhao Feng'in yarattığı bir illüzyon dünyasına çeker ve daha sonra tüm duyularını keserdi, böylece düşman etraflarındaki her şeyin gerçek olduğunu hissedecekti.

 

Yasaklı İllüzyon Kayıp Dünyası'nı Ji Lian'a karşı kullanırsa Ji Lian'ı tek bir bakışla birkaç düzine yıl boyunca tuzağa düşürebilirdi.

 

Ji Lan ise üçüncü günde devam edemeyecek pozisyona geldi. Mor Yıldız Kulesi'nde kalsaydı ruhunda iyileştirilemeyecek bir hasar oluşacaktı.

 

Zhao Feng aniden gözlerini açtı ve futondan kalktı.

 

“Nasıl? Gitme vakti geldi, değil mi?” Ji Lan gülümseyerek söyledi. Zhao Feng'in Mor Yıldız Kulesi'nin ne kadar eşsiz olduğunu kesinlikle tecrübe ettiğine inanıyordu. Buraya ilk kez girdiği için muhtemelen uyum sağlayamamıştı ve burada uzun süre duramıyordu.

 

Zhao Feng ileriye doğru yürümeye devam ederken “Sen gidebilirsin,” dedi.

 

“Ne yapıyorsun? Burası... Sekizinci katın girişi!” Ji Lan şok olmuştu.

 

Zhao Feng üç gün boyunca 7. katta kalmıştı ve şimdi 8. kata gitmeyi mi planlıyordu? Ji Ailesi'nin üyelerinin orada daha uzun süre kalabilmek için en iyi halleriyle üst katlara girmesi gerekiyordu.

 

“Zhao Feng muhtemelen 8. kata bakmak istiyordur.” Ji Lan gülümsedi. Ne de olsa Zhao Feng oradan ayrıldığında artık Mor Yıldız Kulesi'ne girme şansı kalmayacaktı.

 

katın girişinin dışında çok sayıda dizi vardı ama bu şeyler insanların girmesini engellemek için orada değildi. Mor renkli kalın sis tabakasını dağıtmak için kullanılıyorlardı.

 

Zhao Feng ise diziden geçti ve 8. kata girdi.

 

Katta iken beş adım önünü görebilmesine rağmen 8. katta yalnızca bir adım önünü görebiliyordu. Sol gözünün şeffaflık yeteneğini kullanmasına rağmen tüm zemini göremiyordu.

 

Zhao Feng'in önündeki manzara bir anda karmaşık bir hale gelmeye başladı, sanki bir grup ıssız ve vahşi canavar dumanların arkasında gizlenmiş gibi.

 

“Söylendiği gibi, burası sıradan bir yer değil.”

 

Zhao Feng çok heyecanlıydı ve On Bin İlahi Düşünceler Tekniği ile Kutsal Lord Ruh Niyeti'ni dolaştırıyordu. Önündeki her şey anında normale dönmüştü.

 

Zhao Feng'in 8. kata girmeye cesaret etmesinin nedeni Mor Yıldız Kulesi'nde Ruh İyileştiren Kutsal Tekniği'nin yetişiminin çok kolay olduğunu fark etmesiydi. Ayrıca Zhao Feng'in Ruh Niyeti uzun zaman önce Kutsal Lord seviyesine ulaşmıştı, bu yüzden 8. kat onun için daha yararlı olacaktı.

 

Zhao Feng daha sonra bir futon buldu ve oraya oturdu.

 

O sırada Mor Yıldız Kulesi'nin dışında Ji Lian ve Ji Chengming giderek sabırsızlanıyordu. Güzel bir şov izlemeyi planlayan Ji Ailesi'nin diğer üyeleri de oradan ayrılmaya başlamıştı.

 

Daha sonra bir anda Mor Yıldız Kulesinin 8. katından ışık parıldadı. Yakınlarda bulunan öğrenciler durmuştu ve kalpleri sarsılmış gibi olmuştu.

 

Mor Yıldız Kulesi'nde 9 kat vardı ve her katın ışığı yalnızca bir öğrenci içerisinde yetişim yaptığında aydınlanırdı. 8. Kattan bir ışık geliyorsa bu orada birinin yetişim yaptığı anlamına geliyordu.

 

Ancak 8. Kat Kutsal Lordların yetişim yaptığı bir yerdi.

 

“8. kat aydınlandı!”

 

“Ji Ailesi'nin bazı dehalarının ruhu Kutsal Lord seviyesine ulaşmış olabilir mi?”

 

“Ji Dengtian'ın hala içeride olduğunu biliyorum. Bu o olabilir mi?”

 

Yakınlarda bulunan Ji Ailesi üyeleri birbirleriyle tartıştı. Hiçbir Kutsal Lord'un Mor Yıldız Kulesi'ne girmemiş olduğunu biliyorlardı bu yüzden bir uzmanın 7. katta yetişim yapıp atılım yaptığını ve 8. kata ulaşmayı başardığını tahmin ettiler. Ji Ailesinin en güçlü Yarı-Kutsal Lord'u olan Ji Dengtian bunu yapması en muhtemel kişiydi.

 

“Ne? Ji Dengtian!?”

 

Ji Chengming'in yüz ifadesi acımasız bir hal aldı. Ji Dengtian ondan biraz daha güçlüydü, aksi olsa Veliaht Prens denemesine onun yerine girebilirdi.

 

Ji Dengtian yüksek ihtimalle Veliaht Prens denemesinden bir çeşit servet elde etmişti ve biraz yetişim yaptıktan sonra Kutsal Lord Niyetini oluşturmayı başarmıştı. Bu durum Ji Chengming'i kızdırdı.

 

Neyse ki kimse Ji Dengtian'ın atılıp yapıp yapmadığını ya da 8. kata zorla girip girmediğini doğrulayamıyordu. Belki de 8. katta yanan ışık çok geçmeden kaybolacaktı.

 

“Ji Lan?” Ji Lian hafif gülümsedi ve çok heyecanlandı.

 

“Zhao Feng nerede?” Ji Lian çok geçmeden bir şeylerin ters gittiğini anladı. Zhao Feng Ji Lan ile gelmedi mi?

 

“Hala içerde,” Bir kenara doğru yürüyen Ji Lan öylece cevap verdi. Ji Lan, Ji Chengming ve Ji Lian'ı görür görmez onların neden burada olduklarını anlamıştı.

 

Kahretsin, bu Zhao Feng...!” Ji Lian'ın gözleri öfkeden kanlanmıştı. Ji Lan'ın Zhao Feng'in çıkmasını beklemeyi planladığını söyleyebilirdi.