King of Gods - Bölüm 997: Kutsal Kral

---

 

Bölüm 997: Kutsal Kral

 

“O zaman birlikte ölelim, başkalarının işine burnunu sokan velet.” Sahte Butler Qi'nin sesi Zhao Feng'e döndüğünde derinde ve nefretle doluydu.

 

Sahte Butler Qi öfkeli gözlerle Zhao Feng'e baktı ve dişlerini sıktı. Zhao Feng yüzünden Veliaht Prens'i öldürmeyi başaramamıştı ve şimdi de Zhao Feng yüzünden ifşa olmuştu. Sıradan bir İmparator olan bu genç yüzünden ölmeyi hiç beklemiyordu.

 

Hu~~

 

Daha sonra sahte Butler Qi'nin figürü hızla hareket etti ve bir anda Zhao Feng'in önünde çıktı. Uzayın direncini tamamen görmezden gelebilen karanlık bir hançer Zhao Feng'e saplandı.

 

“Cennet Sınırı bir Suikast Dao silahı!” Şaşırmıştı Zhao Feng. Sahte Butler Qi'nin sergilediği güç olağanüstüydü.

 

“Kutsal Yıldırım Koruması!” Butler Qi hızla saldırdığı esnada Zhao Feng'in etrafında bir anda bir yıldırım bariyeri ortaya çıktı.

 

Hu~~

 

Sahte Butler Qi Zhao Feng'in savunmasını tamamen görmezden gelmişti ve Kutsal Gücü'nü aşağıya doğru itti.

 

Boom!

 

Zhao Feng'in Kutsal Yıldırım Koruması anında paramparça olmuştu ve güçlü yıldırım saldırısı, saldırıyı yapan kişiye geri sekti..

 

Weng ~ Boom!

 

Sahte Butler Qi kendisini korumak için Mistik Işık Kutsal Gücü'nü dolaştırdı ve saldırıya devam etti.

 

“Ne?” Zhao Feng hayrete düştü. Suikastçı, Zhao Feng'in fiziksel gücü ve yıldırımına misilleme yapmaktan bile kaçınamamıştı ve onu engellemek için yalnızca biraz Kutsal Güç kullanmıştı. Bu suikastçi sanki hayatını umursamıyor ve ölümü kabullenmiş gibi görünüyordu.

 

“Rüzgar Yıldırım Gözü Alevi!” Zhao Feng bir şeyin ters gittiğini hissetti ve hemen bir Ruh tekniği ortaya çıkartmak için sol gözünü dolaştırdı.

 

Suikasti düzenleyen kişi muhtemelen tüm bu zaman boyunca kendisini gizleyip Veliaht Prens denemesini izlemişti. Bu yüzden Zhao Feng'in gücü ve teknikleri hakkında biraz da olsa bir şeyler biliyordu. Ayrıca bu suikastçı şu anda erken aşamada olan bir Kutsal Lord'un gücünü sergiliyordu. Zhao Feng'in Kutsal Yıldırım Bedeni olmasına rağmen bu saldırıya karşılık vermeye cesaret edememişti.

 

Zhao Feng'in sol gözünden bir ateş dalgalanması çıktı. Tanrı Müsibetleri çatırdarken mor ve altın renkli bir ışık parıldıyordu.

 

Boom...!

 

Mor ve altın renkli yıldırım-ateş topu suikastçi adamın suratına doğru düşerken Yıkıcı bir aura ortaya çıkardı.

 

Si~~

 

Suikastçi bağırdı. Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın gücü bedenine sızmıştı ve hareketlerini engelliyordu.

 

Whoosh!

 

Zhao Feng anında suikastçiden uzaklaştı.

 

İmparatorluk Sarayı'ndaki korumaların çoğu ya yarım adım Kral ya da erken aşama Kraldı. Sadece küçük grupların liderleri İmparatordu. Ancak hiçbiri Zhao Feng ve suikastçının savaştığı bölgeye yaklaşmaya cesaret edemiyordu.

 

İmparatorluk sarayındaki yapılar oldukça sağlam olmasa ve onları koruyan ejderhamsı takdir ve diziler olmasa etraftaki her şey çoktan paramparça olmuş olurdu.

 

“Geber!” Suikastçi adam yarım nefeste kendisini iyileştirdi ve tekrardan Zhao Feng'e saldırdı. Bir suikastçi olduğu için ruh karşısında belirli bir anlayışa sahipti. Bu nedenle Zhao Feng'in göz soyu tekniğinin ona verdiği hasar çok sınırlıydı.

 

“Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'nda bu şekilde davranmaya kim cüret eder?”

 

Arkadan insanın kulaklarını tıkayan güçlü bir ses yankılandı ve tüm İmparatorluk Sarayı çınlamaya başladı.

 

Boom! Boom! Boom!

 

İmparatorluk Sarayı sarsılmaya başlamıştı ve çok miktarda ejderhamsı takdir ortaya çıktı. Daha sonra bu ejderhamsı takdir Cennet ve Dünya'nın kanunlarıyla birleşti ve bölgeyi kısıtladı. Hava bile tamamen donmuştu.

 

Zhao Feng'in hareketleri sanki bir bataklığa girmiş gibi yavaşlamıştı. Hem Gerçek Yuan'ı hem de soyu yoğun bir kısıtlamaya maruz kalıyordu.

 

Hu ~

 

Işıktan yapılmış altın bir ejderha bir anda İmparatorluk Sarayı'nın üzerinde tıpkı yanan bir güneş gibi belirdi. Bir Mistik Işık Kutsal Güç dalgalanması birkaç yüz mil içerisindeki her şeyi sardı ve ejderhamsı takdirin gücü tüm havayı somutlaştırmış gibi görünüyordu.

 

Sanki Cennet ve Gökyüzü yer değiştirmiş gibiydi. Gece gündüze dönmüştü ve dünyadaki her şey altın bir figür tarafından kontrol ediliyordu.

 

“Neler oluyor?” Tie Hongnan hemen başını kaldırdı ve gökyüzüne doğru baktı.

 

“Büyük Gan İmparatorluğu'nun Kutsal Kralı harekete geçti.” Gökyüzü Tehir Sarayı'ndan bir yaşlı derin bir şekilde bakıyordu.

 

“Büyük Gan İmparatorluk Sarayı savaşmayı kısıtlıyor, ama İmparatorluk Sarayı'nı koruyan Kutsal Kral kendisi mi harekete geçti?” Dük Nanfeng huzursuz hissediyordu.

 

İmparatorluk Sarayı'ndaki tüm imparatorlar ve çeşitli uzmanlar, Cennet ve Dünya'nın korkunç yasalarını hissettiklerinde kalplerinin titrediğini hissetti.

 

Bam! Boom!

 

Altın figürün etrafındaki birkaç bin muhafız, yüce güç karşısında hemen eğilmişti.

 

Bam!

 

Sınırsız miktardaki Mistik Işık Kutsal Güç ve ejderhamsı takdir suikastçı adamın etrafında dalgalandı ve üzerinde ejderha dövmeleri olan bir çift el oluşturdu.

 

Hu ~

 

Suikastçi adam bu eller tarafından tutulmuştu ve karşılık bile gösteremiyordu.

 

“Ne cüretle Büyük Gan İmparatorluğu'nu gücendirirsin?” Altın renkli figürden soğuk bir ses yankılandı.

 

Çat!

 

Altın ışıktan yapılan eller bir anda sıkılaştı ve suikastçi adam paramparça oldu. Ardında Kutsal Güç ve kanunlarla kaplı olan hafif saydam, garip bir siyah ruh bırakmıştı.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Altın figür ejderhamsı takdir dalgalanmasının içerisinde ortadan kaybolmadan önce Zhao Feng'e baktı. Altın ışıktan yapılmış ejderha da anında kaybolmuştu ve Cennet ve Dünya normale döndü.

 

“Bu adam bildiğin eceline susamıştı. İmparatorluk Sarayı'na gizlice girmeye nasıl cüret eder?”

 

“İmparatorların Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'nın içinde eşi benzeri yoktur.”

 

“Az önce gelen kişi Kutsal Kral Tüy Ruhuydu değil mi? Kutsal Kral aşamasında olan bir uzman!”

 

Korumalar yavaşça kendi yerlerine geri dönerken bağırdılar.

 

“Kutsal Kral...!” Zhao Feng'in kalbi sarsıldı.

 

Sadece Mistik Işık Alemi'nin zirvesine ulaşmış ve Cennet ve Dünya'nın yasaları hakkında derin bir anlayışa sahip olanlar Kutsal Krallar olarak adlandırılabilirdi. Kutsal Krallar kıtanın zirvesinde duruyordu ve sadece Yarı Tanrıların altında olan varlıklardı.

 

Kutsal Kral indiğinde Zhao Feng, Kutsal Kral'ın yasalarını havayla birleştirdiğini ve her şeyi kontrol edebileceğini hissetti. Ayrıca İmparatorluk Kutsal Kralları özellikle İmparatorluk Sarayı'nda sınırsız miktarda ejderhamsı takdiri kontrol edebiliyordu, yani diğer Kutsal Krallar bile tamamen ezilecekti.

 

“Suikastçının izini bulduğun için teşekkür ederim İmparator Zhao,” bir grup muhafızın lideri söyledi.

 

Zhao Feng daha sonra Dokuzuncu Prens'in sarayına geri döndü. Yaşlı Ying de oradaydı.

 

“Zhao Feng, o suikastçı kimdi?” Dokuzuncu Prens hemen sordu. Son birkaç bin yılda Büyük Gan Lord Hanedanlığı'nda böyle bir şey yaşanmamıştı.

 

Kutsal Kral harekete geçerek Lord Hanedanlığı'ndaki tüm üyeleri ve güçleri şaşkına çevirmişti. Suikastçının hayatta kalma olasılığı neredeyse sıfırdı.

 

“Bence insan olmayan bir şeydi.” Zhao Feng sahip olduğu bilgi ve izlere göre durumu analiz etti.

 

“İnsan değil miydi? Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'na girmeyi mi başarmışlar?” Dokuzuncu Prens bağırdı.

 

İnsan olmayan kişiler içeriye gizlice girmeyi başarmış olabilirlerdi çünkü Veliaht Prens denemesi geçici olarak ejderhamsı takdiri yönlendiriyordu. Ancak Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'na giren insan olmayan bir kişi, diğer suikastçilerden daha fazla önem taşıyordu.

 

“Hedefinin Veliaht Prens olmasına şaşmamak lazım.” Yaşlı Ying derin bir şekilde bakıyordu.

 

Korkutucu bir ruh gücü dalgalanması İmparatorluk Sarayı'nın arkasındaki yasaklı topraklara yayıldı. Kutsal Kral Tüy Ruhu elini uzattı ve yarı şeffaf siyah ruha dokundu.

 

Boom!

 

Bu ruh daha sonra güçlü Ruh Niyeti altında anında paramparça oldu.

 

Kutsal Kral Tüy Ruhu bir süre sonra “İnsan olmayanlar Büyük Gan İmparatorluğu'na çoktan sızmış olabilir,” dedi.

 

Etrafta birkaç tane top bir yanıp bir sönüyordu ve daha sonra uzun bir süre hiç yanmadan durdular.

 

“Madem öyle o zaman saldıran insan olmayan kişilerin haberleri hala yolda olmalı.” Yaşlı bir adam iç çekti.

 

Işınlanma dizileri kullanılsa bile Büyük Gan Lord Hanedanlığı'nın kuzeybatısından orta bölgelere seyahat etmek beş ay sürerdi. Ancak bir bilgi aktarılması gerekiyorsa bu on gün sürerdi çünkü bilgiler yalnızca imparatorluk dizi ağıyla gönderiliyordu.

 

O sırada dışarıdan bir ses geldi, “Büyük yaşlıya rapor sunuyorum, kuzey batı bölgesinden istihbarat geldi.”

 

“Gel,” yaşlı bir adamın sesi yankılandı ve daha sonra Kutsal Kral Tüy Ruhu'nun eline altın renkli bir kağıt indi.

 

Weng~~

 

Kağıdın üzerindeki ejderha mührü anında ortadan kaybolmuştu.

 

“İnsan olmayanlar saldırdı,” herkesin ruhunda ciddi bir ses yankılandı.