King of Gods - Bölüm 995: Büyük Mühür

---

 

Bölüm 995: Büyük Mühür

 

Sadece Dördüncü Prens'in kalbi sarsılmamıştı, arkasındaki üyeler de aynı durumdaydı.

 

Shua!

 

Kadim ve ağır bir aura yayan normal görünümlü siyah renkli bir kartal, bir Ejderha Yeşimi parçasını aşağıya doğru attı ve bu Ejderha Yeşimi saf beyaz bir ışıkla kristal gibi parlıyordu.

 

Bu yaşlı kartal, Zhao Feng'in Kadim Rüya Alemi'nde köleleştirdiği bir canavardı. O yerden geldiği için bu boyutta büyük bir avantajı vardı ve ejderhamsı takdir toplamak için daha tehlikeli yerlere girebilirdi. Bu nedenle bu Ejderha Yeşimi parçası şu ana kadarki en fazla ejderhamsı takdiri içeriyordu.

 

Boom!

 

Dokuzuncu Prens'in arkasındaki ejderhamsı ışık parıldadı ve bir kez daha arttı. Arkasında yavaşça altın renkli bir yıldırım ejderhası yükseldi ve gücü eskisinden çok daha yüksekti.

 

Dokuzuncu Prens'in takımı her zamankinden daha heyecanlıydı. Büyük bir düşüşten sonra büyük bir yükseliş yaşadıktan sonra kanları iyice kaynamaya başlamıştı ve savaşa katılma dürtüleri de şu an çok etkiliydi.

 

“Sekiz yard!” Dördüncü Prens'in arkasındaki bir üye bağırdı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir!?” Zhuge Yun sorduğu sırada ses tonu kısıktı.

 

Bu şey Ejderha Yeşimi'nin on beşinci parçasıydı. Zhao Feng'in üç prensten en az on adet Ejderha Yeşimi aldığını görmüşlerdi ve diziler konusunda uzmanlaşan Shen Jizi ışınlanma dizilerinin aktive edilmesini engellemek için onları değiştirmiş olabilirdi.

 

Ancak bu kadar çok Ejderha Yeşimi olsa bile bu hiç mantıklı gelmiyordu. Bu yaşlı kara kartal tarafından teslim edilen Ejderha Yeşimi büyük miktarda ejderhamsı takdir içeriyordu. Zhao Feng bu canavarı en başından beri ejderhamsı takdir toplamaya gönderse bile bu kadar çok şey toplayamazdı.

 

Çok fazla şüphe ve soru işareti vardı.

 

“Sekiz metre ejderhamsı ışık! Dördüncü Prens'den 0,6 metre daha fazla!” Kutsal Lord On Bin Yıldırım kendi kendine mırıldandı.

 

Ancak Dokuzuncu Prens'in Dördüncü Prens'ten 0,6 metre daha fazla ejderhamsı ışığı olmasına rağmen hala bir avantajı yoktu. İki prens arasındaki temel fark son derece büyüktü ve takımları arasındaki fark daha da yüksekti.

 

“Bunu hemen bitir,” Zhuge Yun'un sesi Dördüncü Prensin takımındaki herkesin zihninde yankılandı.

 

Zhao Feng yüzünden her şey değişmişti. Zhao Feng şehirlere saldırmaktan hareketli labirent sarayına ve hatta Büyük Mühür savaşına kadar işlerin yönünü tek başına değiştirebilirdi.

 

Zhuge Yun Zhao Feng'in sakin yüz ifadesine baktı ve aniden kendine olan güveni kayboldu.

 

“Büyük Mühür benim olacak.” Dördüncü Prens altın kılıcını havaya kaldırdı ve tüm ejderhamsı takdirini topladı. Aynı zamanda çok sayıda görüntü ve ışık etrafını sardı. Bunlar, takım üyelerinin kendisine verdiği destekleyici yetenekler ve savunmalardı.

 

Hu ~

 

Dördüncü Prens öne doğru koştu ve etrafındaki ejderhamsı takdir onunla birlikte dans etti.

 

Teng!

 

Dokuzuncu Prens de havaya doğru sıçradı. Bir anda Dördüncü Prens'ten daha fazla ejderhamsı takdire sahip olmuştu ve ondan hiç korkmuyordu.

 

Ding! Boom!

 

İki kılıç çarpıştı. Yıldırım ve altın renkli bir ışık Cennet ve Dünya'ya yayıldı.

 

“Küçük kardeşim, beni şaşırtıyorsun.”

 

Dördüncü Prens'in çirkin bir yüz ifadesi vardı. Dokuzuncu Prens'e karşı ciddi bir şekilde savaşıyordu ve o esnada Dokuzuncu Prens'in ejderhamsı takdir kullanımının çok hassas bir seviyeye ulaştığını fark etti. Ayrıca Dokuzuncu Prens'in saldırgan tarzı da son derece derindi.

 

“Neden böyle oldu?” Dördüncü Prens'in arkasındaki uzmanlar bağırdı. Dokuzuncu Prens, Dördüncü Prens'ten sadece 0,6 metre daha fazla ejderhamsı ışığı vardı, ama şimdi birbirleri ile eşit durumdaydılar.

 

Ancak Dördüncü Prens bir Kutsal Lord'du ve Dokuzuncu Prens bir Yarı-Kutsal Lord'idi.

 

“Kardeş Dördüncü Prens, aşacağım hedef sensin.”

 

Dokuzuncu Prens'in gözleri tıpkı kalbinde kaynayan kan gibi parıldadı. Zhao Feng'in ona verdiği destekleyici yetenek Dokuzuncu Prens'in her şeyi çok hassas bir şekilde kontrol etmesini sağlıyordu. Dördüncü Prens ve kendisi arasındaki yetişim farkını kapatmıştı, bu yüzden ejderhamsı takdiri çok daha iyi kontrol edebiliyordu.

 

Ayrıca Dokuzuncu Prens, Dördüncü Prens'in hareketlerini ve Gerçek Yuan'ını nasıl taşıdığını inceleyerek ne tür bir teknik kullanacağını bile tahmin edebiliyordu.

 

“Dokuzuncu Prens'in savaş gücü bir anda artmış gibi görünüyor.” Yaşlı Ying şaşırdı. İki prens arasındaki temel fark son derece büyüktü ve takımları arasındaki fark daha da yüksekti.

 

“Zhao Feng, gerçekten yeteneklisin!” Shi Yulei Zhao Feng'i övdü.

 

Suyun yönü tamamen değişmişti. Dokuzuncu Prens'in artık Veliaht Prens olmak için en az yüzde elli şansı vardı.

 

Büyük Gan Lord Hanedanlığı'nda büyük bir kaos yayılmaya başladı. Çok sayıda uzman ve kuvvet gördüğüne inanamıyordu. Deneme başlamadan önce yedinci sırada yer alan Dokuzuncu Prens, kendisiyle savaştıktan sonra Dördüncü Prens ile aynı seviyedeydi.

 

Zhao Feng'in tüm bu ejderhamsı takdiri nasıl topladığı birçok uzman için büyük bir soru işaretiydi. İlk olarak bu kadar çok Ejderha Yeşimi parçasını toplamak büyük bir sorundu. Ayrıca Ejderha Yeşimi'nin içerisindeki dizileri yok etmek de büyük bir sorundu. Normal dizi ustalarının Ejderha Yeşimi'ne zarar vermeden diziyi yok etmek için çok zaman harcaması gerekirdi. Ancak Zhao Feng bir şekilde tüm bu sorunları mükemmel bir şekilde çözmüştü.

 

“Dördüncü Prens!” İki tane Kutsal Lord bir anda Dördüncü Prens'in arkasında ortaya çıktı. Onlar bile karşılarındaki gerçeği kabul edemiyorlardı. En güçlü takım onlardı ve Dördüncü Prens kazanmak zorundaydı.

 

Weng ~ ~ Boom!

 

Kutsal Lord On Bin Yıldırım ve başka bir Kutsal Lord, büyük miktarda Mistik Işık Kutsal Gücü aktarmak için gizli teknikler kullandı.

 

Kutsal Lord On Bin Yıldırım'ın aktardığı güç daha yoğunlaşmıştı ve biraz kristalimsi bir haldeydi. Bu şey sadece Gökyüzü Tehir Sarayı'nın sahip olduğu bir teknikti.

 

Hem Dördüncü Prens'in hem de Dokuzuncu Prens'in savaş gücü, Mistik Işık Alemi'nin son aşamalarına yakındı. Birkaç destekleyici yetenek ve gizli teknik kullanmanın yanı sıra normal uzmanlar, bu noktada yardımcı olmak için pek bir şey yapamıyorlardı. Ancak Mistik Işık Alemi Kutsal Lordları için durum farklıydı; onlar büyük miktarda rafine edilmiş Mistik Işık Kutsal Güç göndermeyi başarmışlardı.

 

Weng~~

 

Dördüncü Prens vücudunda sürekli bir Kutsal Güç akışı hissetti. Sorun bu gücün saf olmamasıydı, ama yeterliydi.

 

Ding! Boom!

 

Dördüncü Prens her hamlesinde yüce bir güç ve bir Mistik Işık Kutsal Gücü serbest bıraktı.

 

Bam!

 

Dokuzuncu Prens, Dördüncü Prens'in saldırısını yine engelledi. Elleri titremeye başladı ve Shi Yulei'nin kullandığı gizli savunma tekniği anında parçalandı.

 

“Mistik Işık Kutsal Güç....” Dokuzuncu Prens mırıldandı.

 

Güç artışına rağmen hala Gerçek Yuan kullanıyordu. Dördüncü Prens ve kendisi arasındaki en büyük fark buydu. Aksi takdirde 0.6 metreye kadar ulaşan ejderhamsı ışığıyla birlikte Dördüncü Prens'i rahatlıkla yenebilirdi.

 

“Zhao Feng, en baştaki Yao Kuşuna ne oldu?” Zhou Su'e merakla sordu. Zhao Feng'in İmparatorluk Mezarlığı'na girer girmez kadim bir Yao Kuşu çağırdıktan sonra uçabildiğini hatırlamıştı. Zhao Feng daha sonra Ejderha Yeşimi elde ettikten sonra onu ejderhamsı takdir toplaması için göndermişti.

 

“Ne? Hala başka bir canavar mı var?” Yaşlı Ying'in gözleri sevinçle doluydu.

 

Bir parça daha Ejderha Yeşimi olsaydı Dördüncü Prens ve Dokuzuncu Prens arasındaki yetişim farkı tamamen kapanacaktı.

 

“Eyvah! Dördüncü Prens, çabuk bitir bunu!” Kutsal Lord On Bin Yıldırımın yüz ifadesi önemli ölçüde değişti.

 

Zhou Su'er, Yaşlı Ying ve diğerleri Ruhsal Duyu ile konuşmuyordu ve bu nedenle herkes onları net bir şekilde duyabiliyordu. O ve diğer Kutsal Lord Dördüncü Prens'in Kutsal Gücünün miktarını hemen arttırdı.

 

Dördüncü Prens'in ciddi bir yüz ifadesi vardı. O da konuşulanları duyuyordu.

 

“Zaten kaybettik!” Tüm ejderhamsı ışığı altın bir kılıca giren Dördüncü Prens'in etrafında bir patlama meydana geldi. Miras Kalmış Kutsal Silahı'nı elinden geldiğince Mistik Işık Kutsal Güç yerleştiriyordu.

 

Ding! Weng~~ ~ Weng~~~

 

Ejderha oymaları olan altın kılıç bu güce dayanamıyor gibiyle ve sarsılamya başladı.

 

“Altın Ejderha Kutsal Darbesi!”

 

Dördüncü Prens kılıcı iki eliyle yere doğru ittirdi.

 

Weng ~ ~ Boom!

 

Eşsiz bir altın*beyaz renkli ışık ile güçlü bir Kılıç Niyeti karşısına çıkan her şeyi yok etti. Hava bile bükülmeye başlamıştı.

 

“Dokuzuncu Prens...! Eyvah!” Yaşlı Ying bir anda bağırdı.

 

Dördüncü Prens'in saldırısını gücü, geç aşama olan normal bir Mistik Işık Alemi uzmanının saldırısını aşmıştı.

 

“Üç Kutsal Lord'un Mistik Işık Kutsal Gücünü birleştirdi.” Shi Yulei'nin sesi titriyordu.

 

Dördüncü Prens'in arkasındaki Kutsal Lordlar Mistik Işık Kutsal Güçlerini göndermek için özel bir yöntem kullanıyordu. Bu nedenle ortada kendisi de dahil olmak üzere üç tane Kutsal Lord'un gücü vardı.

 

“Geliyor!” Zhao Feng'in gözleri parıldadı ve kendi kendine mırıldandı. Ancak o sırada herkes Dördüncü Prens'in saldırısına odaklanmıştı.

 

Saldırının ortaya çıkardığı güç her şeyi kapsıyordu. Yalnızca Dokuzuncu Prens bir anda kendisine doğru yakalan güçlü ejderhamsı takdir dalgasını hissedebiliyordu.

 

“Gel!”

 

Ejderha Yeşimi işleri halletmeden önce Dokuzuncu Prens zorla gizli bir imparatorluk tekniği dolaştırdı ve içerisindeki ejderhamsı takdiri emdi.

 

Weng ~ Boom! Boom!

 

İnsanı hayrete düşüren bir Altın Ejderha Kutsal Darbesi Dokuzuncu Prens'in üzerinde düştü ve o esnada bir ejderhanın sesi yankılandı.

 

Dokuzuncu Prens'in arkasındaki ejderhamsı ışık parıldadı ve bir kez daha yükselmeye başlamıştı.

 

8.1 metre ... 8.2 ... 8.3 ... 8.5!

 

Boom!

 

Dokuzuncu Prens'in etrafını ejderhamsı takdir sardı ve kadim yeşil yıldırım kılıcı eşsiz bu güçle öne doğru savruldu.

 

Peng! Boom!

 

Hemen önündeki eşsiz saldırı paramparça olmuştu ve sınırsız birejderhamsı güç dalhası Dokuzuncu Prens'den yayıldı.

 

Boom!

 

Tüm gücüyle saldıran Dördüncü Prens kazanacağını düşünüyordu ancak bir anda birkaç metre geriye doğru püskürmek zorunda kaldı. O sırada Dokuzuncu Prens'in gücü onu tamamen bastırmıştı. Bu niyetin baskısına karşı koymaya çalışırken çok büyük sıkıntı hissediyordu.

 

Boom!

 

Dokuzuncu Prens daha sonra kılıcın bir kez daha savurdu ve Dördüncü Prens'in arkasındaki Sahte Veliaht Prens mührünü parçaladı.

 

Weng~~

 

Öte yandan kendi Sahte Veliaht Prens Mührü de bir anda sınırsız bir altın ışık yaymaya başladı. Çok sayıda altın çizgi ve ejderha küçük altın mührün etrafını sarmıştı ve mühürden ise gizemli ve kutsal bir güç yayılmaya başladı.

 

“Büyük mühür... Oluştu!”

 

Bu aşamayı yöneten yaşlı adamın gözlerinden beyaz bir ışık parıldadı. Aynı zamanda havadaki savaş alanından taş sahneye doğru büyük bir beyaz renkli dizi yayılıyordu.

 

Weng~

 

Hemen ardından iki prens ve takım üyeleri Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'na geri döndü.

 

Veliaht Prens denemesi resmi olarak sona ermişti.

 

Büyük Gan İmparatorluk Sarayı'nda ölüm sessizliği hakimdi ve daha sonra Cenneti ve Dünyayı şok eden bir patlama ortaya çıktı.

 

“Dokuzuncu Prens kazandı!”

 

“İşlerin bu raddeye nasıl geldiğini göremedim bile. Ne oldu öyle?”

 

“En sonra Dokuzuncu Prens'in ejderhamsı ışığının çok hızlı bir şekilde arttığını görebildim sadece.”

 

Dördüncü Prens'in eşsiz saldırısının ışığı etrafı biraz bulanıklaştırdığı için neredeyse kimse Dokuzuncu Prens'in nasıl kazandığını tam olarak görememişti.

 

Büyük salondaki diğer prensler hâlâ şok içerisindeydi.

 

“Dokuzuncu Prens Dördüncü Prens'i mi yendi?” Yedinci Prens buna inanamıyordu.

 

“Bu nasıl olabilir!? Dokuzuncu Prens kazandı. Kahretsin, bu Zhao Feng...!” On Üçüncü Prens'in bedeni titremeye başladı ve yüz ifadesi kötü bir hal aldı.

 

“Dokuzuncu Prens, Zhao Feng ... Bravo!” Dük Nanfeng bir anda ayağa kaldı ve alkışlamaya başlarken bağırdı.

 

Lord hanedanlığındaki birkaç güç farklı duygulara sahipti. Kimisi üzgün kimisi şaşkın kimisi ise öfkeliydi. İsteksiz bir biçimde iç çeken çok sayıda uzman ve prens vardı.

 

Kimse bir köşede saklanan şeytani öldürme niyeti dalgalanmasına dikkat etmemişti

 

“Hehe, Dokuzuncu Prens'in kazanacağını hiç düşünmemiştim.”