King of Gods - Bölüm 970: Göz Çalmak

---

 

Bölüm 970: Göz Çalmak

 

“Yaşamı ve ölümü, Ölüm Samsara'sına ait.”

 

Cehennem gibi bir çift göz yavaşça Ölüm İmparatoru'nun zayıf ruhunun üzerinde göründü ve karanlık bir dalgalanma, Yaşam ve Ölümün Samsara'sına gibi yavaşça dönmeye başladı.

 

Zhao Feng'in Tanrı Gözü'nün ve Ölüm Niyeti'nin yok olmasından kaçan her şey bir kez daha Samsara'nın uçurumuna düştü. Bütün dünya sanki bir hapishaneymiş gibi kararmıştı.

 

Zhao Feng koyu sarı renkli gözlere baktığında geçmişini ve geleceğini göüyordu. Gözdeki siyah renkli yüzük, göremediği bir hayatın kaderi gibiydi.

 

“Demek Samsara'nın Gözü bu he?”

 

Zhao Feng hayrete düştü. Samsara'nın Gözü, Samsara Ölümsüz Bedeni'ni yaratarak bir ruhu ölümsüz yapma yeteneğine sahipti. Zhao Feng'in bilmediği başka yetenekler de vardı.

 

Şu anda Samsara'nın Gözü, İmparatorluk Mezarı'na inmişti. Ancak Samsara'nın gözünün hedefi Zhao Feng değil Ölüm İmparatoru'ydu. Zhao Feng'in güçlü Ruh Niyetini bile sarsan Samsara'nın Gözü'nden aniden güçlü bir niyet fırladı.

 

Ayrıca bir çekme kuvveti de ortaya çıktı ve Ölüm İmparatoru, Zhao Feng'in Tanrı Gözü'nden yavaşça uzaklaşıp daha güçlü bir kuvvet tarafından yukarı doğru sürüklendi.

 

Bu emme kuvveti Zhao Feng'in Tanrı Gözü Bakışı'nı tamamen aşıyordu. Sonuçta Zhao Feng Göz Niyeti'ni neredeyse tamamen tüketen Tanrı Göz Parçalanması'nı kullanmıştı. Şu anda limitinin sınırındaydı.

 

Hu~~

 

Aynı anda Ölüm İmparator'unun Samsara Ölümsüz Bedeni yavaş yavaş iyileşiyordu ve Zhao Feng artık Tanrı Göz Parçalanması'nı kullanmadığı için Ölüm İmparatoru'nun ruhunu sarmaya başladı.

 

Bunu gören Ölüm İmparatoru rahat bir nefes aldı. Aslında Samsara Ölümsüz Bedeni'nin artık işe yaramayacağını düşünüyordu. Görünüşüne göre Zhao Feng'in Tanrı Gözü evrim geçirmiş olsa bile, Ölüm Samsara'sına düşmüş olan Ölüm İmparatoru'nu öldüremezdi.

 

“Zhao Feng, seni hep kovalayacağım. Sen İmparatorluk Mezarı'nı terk ettikten sonra Samsara Ölümsüz Kutsal Lord'un bedenini ele geçirip seni bekleyeceğim.”

 

Ölüm İmparatoru, Samsara'nın Gözü'nün akışıyla ilerledi ve yavaşça Ölüm Samsara'sına girdi. O sırada Zhao Feng'in Tanrı Gözü Bakışı'nın menzilinden çıkmıştı.

 

Zhao Feng'in ise çirkin bir yüz ifadesi vardı ve gözlerinden öfke akıyordu. Ölümün İmparatoru, Mistik Işık Alemi'nin başlangıç aşamalarına ulaşmıştı. Mistik Işık Alemi'nin ilk aşamasında Samsara Ölümsüz Bedeni'ni elde edebildiyse o zaman savaş gücü büyük ölçüde artacaktı.

 

Bu noktada ruh saldırıları Ölüm İmparatoru'nun tek gücü olmayacaktı; fiziksel Ölüm saldırılarından kaynaklanan gücü de Zhao Feng'i büyük ölçüde tehdit edecekti. Sonuçta Zhao Feng'in Kutsal Yıldırım Bedeni henüz bir ölümsüzlük özelliğine sahip değildi. Yok olursa Zhao Feng yeniden yetişim yapmak zorunda kalacaktı.

 

Ölüm İmparatorunun ruhu ve Samsara Ölümsüz Bedeni'nin yavaşça Samsara'nın Gözüne girdiğini görünce Zhao Feng'in yüz ifadesi değişti. Kararlı bir hale bürünmüştü.

 

Hu ~

 

Zhao Feng daha sonra Tanrı Gözü Bakışı'nı durdurdu ve gözlerini kapattı.

 

“Hehe.” Ölüm İmparatoru Zhao Feng'in Tanrı Gözünün Bakışı'nı durdurmasını gördükten sonra gülmeye başladı.

 

Kendisi Ölüm Samsara'sına aitti. Zhao Feng zirvede olsa bile Tanrı Gözü Bakışı Ölüm Samsara'sını aşamazdı.

 

Ancak Zhao Feng'in sol gözü aniden açıldı ve soluk altın renkli bir ışık demeti Ölüm İmparatoru'nun kafasına parlayıp doğruca içinden geçti.

 

“Bu nedir?” Ölüm İmparatoru bir an için durakladı. Bu güç fizik ya da ruh gücünden yapılmış gibi durmuyordu ve onu hiç etkilememişti. Sanki bu boyuta ait değilmiş gibiydi. Ama onu etkilese bile ne olurdu ki?

 

Ölüm İmparatoru Zhao Feng'in tekniğinin işe yaramadığını görünce gülümsedi. Ruhu Ölüm Samsara'sına düşmüştü ve Samsara Ölümsüz Bedeni'ne sahipti, yani bu ölmeyeceği anlamına geliyordu. Zhao Feng ona ne yapabilirdi ki?

 

“Dağıl,” Zhao Feng yavaşça söyledi ve soluk altın renkli ışık birden Ölüm İmparatoru'nun sağ gözünün etrafında bir daire çizdi.

 

“Hmm?” Ölüm İmparatoru küçümseyici bir ifadeye sahipti ama birden ruhunda garip bir his hissetti.

 

“Bu...?” Ölüm İmparatoru'nun yüz ifadesi büyük ölçüde değişmişti.

 

Sol gözü korkunç bir sahne gördü, sağ gözü yavaşça dışarı süzülüyordu.

 

Ölüm Gözünü bir ruh mirasından elde etmişti, bu yüzden canlandıktan sonra bile hala onu kullanabiliyordu.

 

O sırada Ölüm İmparatoru'nun sağ gözünde olması gereken bir delik vardı. Bir Ölüm Gözü ruhunun hemen önünde süzülüyordu.

 

“Uzaysal Hareket!”

 

Sağ taraftaki Ölüm Gözü'nün etrafında uzaysal bir bozukluk ortaya çıkmaya başladı.

 

Ölüm İmparatoru bir şeyler düşünüyor gibiydi ve suratını büyük bir korku sardı. Sağ Ölüm Gözü ruhunu terk etmesine rağmen hala onun Ruh Niyetini içeriyordu.

 

“Yok et! Kendini yok et!” Ölüm İmparatoru hala sağ taraftaki Ölüm Gözü'ne bağlanabiliyordu. Sağ taraftaki Ölüm Gözü'nü yok ettiği zaman Ölüm Samsara'sından tekrar ortaya çıkacaktı.

 

Ancak hemen ardından sağ taraftaki Ölüm Gözü tamamen kayboldu ve böylece Ölüm İmparatoru ile sağ taraftaki Ölüm Gözü arasında bir bağlantı kuruldu.

 

“Zhao Feng, Ölüm Gözüm! Ölüm Gözümü nereye sakladın?” Ölüm İmparatoru'nun gözü kendisini yok etmeyi başaramamıştı ve Ölüm İmparatoru bağırdı. Garip bir hale bürünmüştü ve çıldırmış gibi davranıyordu.

 

Zhao Feng'i kovalamaya başlamasının tek sebebi Dokuzuncu Tanrı'nın Gözü'nü çalmaktı. Ancak şimdi kendi sağ Ölüm Gözü Zhao Feng tarafından çalınmıştı. Ölüm İmparatoru bu durumu kaldıramadı. Zhao Feng'in sağ gözünü bir yere sakladığını biliyordu.

 

“Bu nasıl olabilir!? Gerçekten Ölüm Gözümü mü çıkardın? Bu imkansız!”

 

Ölüm İmparatoru neredeyse delirmişti ve Samsara Gözü'nün emme gücünden kaçmak için mücadele etmeye başladı. Zhao Feng'e saldırmak ve onun derisini yüzmek istiyordu.

 

O gizemli ışığın ne tür bir güç olduğunu ya da Ölüm Gözünü ruhundan nasıl ayırdığını anlayamamıştı.

 

Ölüm İmparatoru bir süre mücadele etti ve Samsara'nın Gözü'ne karşı savaşmak için Ölüm Niyetini kullandı. Ama Samsara'nın Gözü'nden nasıl kaçabilirdi ki?

 

“Zhao Feng, Ölüm Gözümü geri ver...!” Ölüm İmparatoru tamamen Samsara Gözünün içine çekilmişti.

 

“Hehe, bir dahaki sefere geldiğinde bana diğer Ölüm Gözünü getirmeyi unutma,” Zhao Feng çok keyiflenmişti.

 

Bir Ölüm Gözü'nü kaybettikten sonra Ölüm Bakışı'nın gücü büyük ölçüde azalacaktı. Bir dahaki sefere gelen şey Kutsal Lord seviyesinde bir Samsara Ölümsüz Bedeni olsa bile Zhao Feng'in ondan korkmasına gerek kalmayacaktı.

 

Hu ~

 

Samsara'nın Gözü, Ölüm İmparatoru'nu emdikten sonra Zhao Feng'e baktı ve sonra yavaşça kapanıp havada soldu.

 

“Samsara'nın Gözü...” Zhao Feng gökyüzünden indi ve yere oturduğu gibi kendi kendine mırıldandı.

 

Göz Niyeti ve gizemli altın top çoktan tükenmiş olsa da sonunda bir tane daha Tanrı Göz Parçalanması kullanmayı başarmıştı. Sol gözünde delici bir ağrı ve uykulu bir his vardı. Hemen birkaç tane ot yiyip ilaç içti.

 

Şu anda çok zayıftı. Ölümün Niyeti tarafından aşındıktan sonra hem ruhu hem de varoluş durumu zayıflamıştı, ancak neyse ki Zhao Feng'in temeli çok güçlüydü ve oldukça hızlı bir şekilde iyileşebilecekti.

 

Zhao Feng ilacı tamamlamak ve bedeni ile ruhunu iyileştirmek için Rüzgar Yıldırım Ahşabını dolaştırdı. Solan vücudu kısa sürede iyileşmeye başlamıştı. Zhao Feng'in iyileşme hızı çok yüksekti; yeterli yaşam gücü olduğu sürece iyileşebilirdi.

 

“Acaba bu Ölüm Gözü benim için ne yapabilir?”

 

Zhao Feng'in bilinci sol göz boyutuna girdi. Ruh benzeri bir durumda var olan Ölüm Gözü, gizemli altın topun üzerinde sessizce süzülüyordu. Bu şey Ölüm İmparatoru'nun Ruh Niyetini içeriyordu ancak tamamen bastırılmıştı.

 

“İyileştikten sonra Ölüm Niyeti'nden kurtulmak için Tanrı Müsibetleri Yıldırımını kullanacağım, ancak bu Ölüm Gözü...” Zhao Feng kendi kendine mırıldandı.

 

Üç Gözlü Aziz'den Yasaklı Göz Çalma Tekniği olarak bilinen bir teknik elde etmişti. Bu şey bir göz nakli ve çalma durumunun ardındaki bilgileri içeriyordu ancak kimse bunu daha önce denememişti.

 

Ayrıca bu bilgi yalnızca fiziksel nesnelere dayanıyordu ve nispeten düşük bir seviyedeydi. Zhao Feng'in şu an sahip olduğu Ölüm Gözü, bir ruh halindeydi.

 

“Başarısız olursam Ölüm Gözü yok olabilir, bu da onu Ölüm İmparatoru'na geri gönderir.”

 

Zhao Feng'in kalbi ağırlaştı. Göz çalma tekniği olsa bile kullanmaya cesaret edemezdi.

 

Zhao Feng daha sonra Ölüm Gözü'nü Tanrı Gözü boyutunda bırakmaya karar verdi. Bu onu en azından Ölüm İmparatoru'nun ortaya çıkardığı sıkıntıdan kurtaracaktı. Tek gözlü bir Ölüm İmparatoru Zhao Feng'i tehdit edemezdi.

 

Bambu denizinin içerisinde bir yaşlının önünde şeffaf bir Samsara Gözü ortaya çıktı. Gözün içerisinden birden Siyah cübbeli bir beden indi.

 

“Özgürlüğün burada sona eriyor,” dedi yaşlı.

 

“Hayır, yapma! Zhao Feng Ölüm Gözümü aldı! Onu geri alıp onun Tanrı Gözü'nü çalmalıyım!”

 

Ölüm İmparatoru yere diz çöktü ve acı içinde yalvardı.

 

“Başaramadın.” Yaşlı adam bir çift karanlık gözle uzağa doğru bakarken suratında sakin bir ifade vardı.

 

“Hayır, eğer bana ilk aşamadaki Mistik Işık Aleminin Samsara Ölümsüz Bedeni'ni verseydin, kaybetmezdim!” Ölüm İmparatoru öfke ve nefretle kükredi.

 

“Hmm. Yaşlı adamın gözlerindeki siyah çember birden dönmeye başladı.

 

”Arghh...! Yapma!” Ölüm İmparatoru'nun etrafındaki siyah semboller ve lanetler yanıp tutuşmaya başladı ve Samsara'nın karşı konulmaz bir gücü serbest kaldı. Ölüm İmparatoru'nun ruhu ile bedeni bükülmeye ve yavaşça parçalanmaya başladı.

 

Boom!

 

Ölüm İmparatoru'nun bedeni ve ruhu büyük bir acı ile paramparça oldu.

 

Hemen ardından yaşlı adamın Samsara gözünde siyah bir figür göründü. Yaşlı daha sonra yavaş yavaş bir bambu odasına doğru yürüdü.

 

“Evladım, gel bana dünkü rüyanı anlat.”

 

“Tamam!” Bambu odanın içerisinde duran yeşil gözlü ve yeşil kıyafetli genç bir kız hafif gülümsedi. Bu durum diğerlerine sakin ve huzurlu bir his verdi.

 

“Rüyamda babam bir Şehir Lordu'ydu ve nişanlım olmak için verilen mücadele sona ermek üzereyken tek gözlü bir genç geldi, ama onun adını hatırlayamıyorum....”