King of Gods - Bölüm 945: Kolay

---

 

Bölüm 945: Kolay

 

“Karanlığın Rüzgârı aşındırma yeteneğine sahip. Bedeninizi korumak için Gerçek Yuan'ınızı kullanın.” Yaşlı Ying dedi.

 

Kara Rüzgar Kanyonu Yasaklı Toprağı zayıflamasaydı öylece esen bu Karanlık Rüzgar, Zirve Kademe bir Kral'ı rahatlıkla öldürebilirdi. Ne kadar direnirlerse güç o kadar artacaktı. Nihayetinde, kutsal bir Tanrı bile buna karşı koyamayacaktı.

 

Siyah Rüzgar Kanyonu'nun tamamı karanlıktı ve rüzgarın sesi tıpkı kurtların uluması gibiydi. Karalık rüzgar, Zhao Feng'in vücudunu koruyan Gerçek Yuan'a dokunduğunda bir kısmı Gerçek Yuan'dan geçti ve Zhao Feng'in bedenine girdi.

 

“Karanlığın Rüzgârı'nın ruhuna doğrudan girebilen bir Yin havası var.” Zhao Feng çok şaşırmıştı.

 

İmparatorluk Mezarı'ndaki yasaklı bölgeler gerçekten de hafife alınmamalıydı. Karanlığın Rüzgarı'ndan başka ne tehlikeler olduğunu kim bilebilirdi ki?

 

Yaşlı Ying, “Doğru, eğer birinin iradesi yeterince güçlü değilse Yin havası, kalplerinin altındaki kötü arzuları uyandırabilir ve kişiliklerini değiştirebilir.” diye ekledi.

 

“Karanlığın Rüzgârı'nın böyle bir yeteneği var mı?” Jing Kai buranın kötü bir yer olduğunu hissettiğinde titremeye başladı.

 

Üçlü Siyah Rüzgar Kanyonu'na girerken son derece dikkatliydi ve karanlık rüzgar yüzünden etrafta fazla bir şey göremiyorlardı. Zhao Feng'in sol gözü bile bir şey göremiyordu. Zhao Feng altın gözünün yeteneğini dolaştırmadığı sürece kısıtlamaya maruz kalacaktı, ancak kullanırsa çok fazla enerji harcayacaktı.

 

“Yin Rüzgar Çimeni!” Jing Kai aniden söyledi.

 

İyice baktılar ve gerçekten de çok uzakta olmayan birkaç kayanın arasında birkaç parça Yin Rüzgar Çimeni görebiliyorlardı. Yin Rüzgar Çimeni çok yüksek dereceli olmasa da oldukça nadir bulunan bir şeydi ve Yin, Rüzgar ve Kötülük elementlerinin yetişimini yapan kişiler için çok faydalıydı.

 

Rüzgar ve Yin elementlerini bir arada barındıran otlar kıta bölgesinde çok nadir bulunurdu. Zhao Feng ileri doğru yürüdü ve onları koparmaya başladı.

 

“Zhao Feng, Yin Rüzgar Çimeni Karanlığın Rüzgarından çok etkilendi ve büyük bir Yin gücü içeriyor. Rüzgar elementli bir teknik geliştirdiğini biliyorum, ama bu Yin havasından kurtulmak zor,” diye uyardı Yaşlı Ying.

 

Yaşlı Ying, Zhao Feng'in Aziz Herb Köşkü'ndeyken zehirlerden kurtulduğunu görmüştü. Ama Gökkuşağı Alevi Arı Kovanı zehirle kazara birleşmişti. Siyah Rüzgar Kanyonu'nun Yin Rüzgar Çimeni en başından beri burada yetişmişti ve Karanlığın Rüzgarı tarafından mutasyona uğramıştı. İçindeki Yin havasından kurtulmak zordu.

 

“Biliyorum,” dedi Zhao Feng. İleride biraz daha çimen gördü ve onları da koparmak için ilerlemeye devam etti.

 

Zhao Feng, ruhunun seviyesi ve Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın gücünü düşündüğünde bu Yin havasından korkmuyordu. Yin havası yeterince güçlüyse, iradesini bile rafine edebilirdi.

 

“Yaşlı Ying, dinlemek istemiyorsa boşver.” Jing Kai başını salladı. Zhao Feng'in Yaşlı Ying'in uyarısını görmezden gelmesinden hoşlanmamıştı.

 

Yaşlı Ying, Dokuzuncu Prens ve Jing Kai'yi, tüm tehlikelerden kaçarak iki mirası mükemmel bir şekilde geçmeye yönlendirmişti. Jing Kai, gerçekten Yaşlı Ying'in gücüne ve tecrübesine hayranlık duyuyordu.

 

Anlamadığı tek şey Yaşlı Ying'in Zhao Feng'e neden bu kadar çok güvendiğiydi. Başlangıçta Siyah Rüzgar Kanyonu'ndan ayrılmayı planlıyorlardı, ancak Zhao Feng geldiğinde Yaşlı Ying aniden kararını değiştirmişti. Jing Kai'nin bakış açısına göre fazladan bir Zhao Feng, Siyah Rüzgar Kanyonu'nun tehlikesiyle başa çıkmak için yeterli değildi.

 

“Hmm?” Zhao Feng garip bir ruh dalgalanması hissetti ve sol gözüyle önündeki siyah rüzgarlarda saklanan siyah bir figürün olduğunu gördü.

 

“Dikkat et!” Yaşlı Ying ve Jing Kai de bunu hissetmişti ve ileriye doğru saldırdılar.

 

Wu~~

 

Yakındaki siyah rüzgardan soğuk bir kükreme sesi geliyordu ve yoğun bir rüzgar Zhao Feng'e doğru savruldu. Siyah rüzgarın içinde bağıran bir ağız görülebiliyordu.

 

Yaşlı Ying hemen Gerçek Yuan'ını dolaştırdı ve parmağıyla işaret ederken havaya doğru atladı.

 

Whoosh!

 

Yaşlı Ying'in parmağından daha sonra karanlık bir ışık demeti fırladı. Bu ışık havaya karıştı ve kara rüzgârın oluşturduğu topa çarptı.

 

Bam!

 

Kara rüzgarın topu artık yerde yatıyordu insan benzeri bir canavara dönüşmüştü. Çirkin bir yüz ifadesi vardı ve dişlerini sanki uzun süredir bir şey yemiyormuş gibi birbirine sürtüyordu.

 

“Bu canavar da ne?” Jing Kai titremeye başladı ve hemen Gerçek Yuan'ını dolaştırarak çok sayıda altın ışık oluşturdu.

 

Whoosh! Whoosh! Whoosh!

 

Ortaya çıkan altın ışıklar karanlık canavara doğru ilerledi.

 

Bam! Bam!

 

Canavarın vücuduna birkaç tane altın ışık demeti saplanmıştı ama pek bir etkisi yoktu.

 

Wu~ ~ ~

 

Siyah canavar kızmış gibiydi ve Jing Kai'ye doğru kükredi. Daha güçlü bir karalık rüzgar, yakınlardaki siyah rüzgarla birleşti ve Jing Kai'ye doğru esti.

 

“Neden etkili değil?” Jing Kai şaşkın bir şekilde bağırdı ve sol elini salladı. Yerden büyük bir sarmaşık çıktı ve siyah rüzgarı engelledi, ama ruhları etkileyebilen Yin havası sarmaşığın içerisinden doğrudan geçti ve Jing Kai'nin ruhunun üzerine inip Jing Kai'nin üşüyüp zarar görmesine neden oldu.

 

“Bu şey karanlık rüzgar ve Siyah Rüzgar Kanyonu'nun ruhu tarafından oluşturulan bir Kara Rüzgar Yin Hayaleti. Sadece ruh saldırıları bu şeye karşı etkilidir.” Yaşlı Ying söyledi ve birkaç kez daha işaret etti.

 

Whoosh! Whoosh!

 

Karanlık ışık demetleri havada birleşti ve anında Kara Rüzgar Yin Hayaleti'ne doğru indi. Birkaç çığlık attıktan sonra Kara Rüzgar Yin Hayaleti ortadan kayboldu ve Yin havası parçası halini aldı.

 

Yaşlı Ying'in Kara Rüzgar Yin Hayaleti'nden kurtulduğunu gördükten sonra Zhao Feng, Yin Rüzgar Çimeni'ni aldı ve yavaşça ayağa kalktı. Bu Kara Rüzgar Yin Hayaletleri benzersizdi ve genel gücü normal Krallarla karşılaştırılabilirdi, ancak bu eşsiz ortamda daha fazla güç açığa çıkarabilirlerdi.

 

“Sen sadece bir canavar terbiyecisisin, bizden çok uzaklaşma!” Jing Kai Zhao Feng'e bağırdı. Onun bakış açısına göre Zhao Feng Kara Rüzgar Yin Hayaleti'nden o kadar korkmuştu ki hareket etmeye bile cesaret edememişti. Yaşlı Ying ve o olmasaydı, sonuçlar hayal bile edilemezdi.

 

“Hmm? Bu siyah taşlarda ayrıca bolca Yin ve Rüzgar da var.” Zhao Feng'in sol gözü etraftaki taş duvarda ortaya çıkan siyah renkli küçük bir taşa kilitlendi.

 

“Seni...!” Zhao Feng onu tamamen görmezden geldikten sonra Jing Kai çok sinirlenmişti.

 

Boom!

 

“Bu canavarlar çok baş belası.”

 

Savaşın sesi çok uzak olmayan bir yerde duyulabilirdi. Diğer grubun da Kara Rüzgar Yin Hayaletleri ile karşılaştığı belliydi. Bu yere giren tüm uzmanlar aynı yetişim seviyesindeki kişiler arasında zirvedeydi.

 

“Ruh saldırılarını kullan.” Ayrıca Kara Rüzgar Yin Hayaletlerinin zayıf noktasını bulmuşlardı ve işini anında bitirdiler.

 

Yaşlı bir adam etrafta birkaç tane adam görmüştü ve onlara seslenerek, “Hangi prensin takımından olduğunuzu öğrenebilir miyim acaba? Siyah Rüzgar Kanyonu'nun serveti çok önemlidir, bizimle takım olmak ister misiniz?” dedi.

 

Yaşlı Ying yavaşça onlara yaklaştı; “Gerçekten de birbirimizi kollayabiliriz.”

 

Önlerinde üç kişilik bir grup vardı. Bu adamlar Altıncı Prens'in takımının üyeleriydi; liderleri Cam Kapı olarak bilinen üç yıldızlı bir gücün Düzenleyici Yaşlısıydı ve bir Yarı-Kutsal Lorddu. Diğer ikisi genç bir İmparator ve başka bir Yarı-Kutsal Lorddu.

 

“Demek siz Yaşlı Ying'siniz.” Mor kıyafetli yaşlının yüzünde güller açıyordu.

 

“Hmm? Neden burada bir Kral var?” Genç İmparator şaşırdı. Ona göre Yaşlı Ying'in grubu biraz zayıftı ve Kral'ın muhtemelen bu yere girebilmek için üzerinde bir savunma ruhu hazinesi vardı.

 

Diğer Yarı-Kutsal Lord da Zhao Feng'e baktı, ama hiçbir şey söylemediler.

 

“Taş bir mağara bulduk ve tam oraya girmek üzereydik, ancak öncesinde çok sayıda Kara Rüzgar Yin Hayaletiyle karşılaştık.” Mor cübbeli yaşlı hafif gülümsemişti. Niyetinin ne olduğu belliydi.

 

“O zaman birlikte girelim.” Yaşlı Ying'in yüz ifadesi değişmedi.

 

Tehlike olmasaydı onları davet ederler miydi? Yaşlı Ying onların niyetini zaten biliyordu.

 

Mor cübbeli yaşlı adamın rehberliğindeki grup kısa bir süre sonra taşla kaplı bir giriş gördü.

 

Bu sefer hiçbir Kara Rüzgar Yin Hayaletleri dışarı çıkmamıştı ve grup dikkatli bir şekilde içeriye girdi. İçeri girdikleri anda güçlü bir Yin havası dalgalanması ruhlarını yıktı.

 

Genç İmparator acı içinde çığlık atmıştı ve Jing Kai'nin durumu pek iyi değildi. Üç Yarı-Kutsal Lord'un daha güçlü ruhları vardı ve birkaç tane savunma Ruh hazineleri de olabilirdi, bu yüzden Yin havası onların üzerinde pek etkili olmamıştı.

 

Zhao Feng hemen göze çarpmıştı, mor cübbeli yaşlı ve diğer Yarı-Kutsal Lord'un dikkatini çekmişti.

 

Mor kıyafetli yaşlı Zhao Feng'e bir bakış attı, son aşama Kral olan bu çömezin yüz ifadesi değişmemişti. Savunma Ruh hazinesi normal değil gibi görünüyordu.

 

“Küçük Dünya'nın gücü bu mu?” Yaşlı Ying'in sesi yankılandı.

 

“Bu, kutsal bir Lord'un mirası olabilir mi?” Mor kıyafetli yaşlı, dikkatini Zhao Feng'den çekti ve mirası yakından incelemeye başladı.

 

Siyah Rüzgar Kanyonu'nda bir miras oluşturabilen Kutsal Lord'un gücü kesinlikle basit olamazdı ve geride bıraktıkları testler de fazlasıyla zor olacaktı.

 

Grubun hızı anında arttı.

 

Son aşama Mistik Işık Diyarı'nın Kutsal Lordlarının miraslarının neredeyse tamamı ilk beş prensin elindeydi. Grupları çok zayıftı ve bulmayı başardıkları her şeyden pay almaları zordu.

 

Yaşlı Ying'in grubu da aynıydı. Son aşamadaki Kutsal Lord'un mirasına gitmemişlerdi.

 

Daha birkaç adım bile atamadan önlerinde karlarla kaplı karanlık bir alan ortaya çıktı. Bu karlı bölgenin merkezinde paramparça bir buz kalesi vardı.

 

“Hmm? Test yok mu?” Yaşlı Ying'in sesi çok rahatsız ediciydi.

 

Bu Küçük Dünya mirası, daha önce bulunduklarından farklıydı. Hiç ses yoktu.

 

“Bu Küçük Dünya çoktan bozulmuş. Geride bırakılan testler de büyük olasılıkla yok edilmiş.” Mor renkli yaşlı yeri incelemeye başladı.

 

Şüpheli bir şey bulamamışlardı, bu yüzden dikkatli bir şekilde buz kalesine doğru yöneldiler.

 

“Miras Kalmış Kutsal silah...! Genç İmparator kırık buz kalesinin çatlak kısımlarında bir madde gördü ve ileriye doğru fırladı.

 

Mor giyen yaşlı adamın sakin bir ifadesi vardı ve onu durdurmadı. Herkes genç İmparator siyah bir çekiç elde edip onu uzaysal depolama eşyasına koyuşunu izledi.

 

Yaşlı Ying ve mor kıyafetli yaşlı kaşlarını çatmıştı. Bir şeylerin ters gittiğini düşündüler.

 

Grup hızını iyice arttırdı ve buz kalesine girdi. Buz kalesinin sağ tarafına çok sayıda parçalanmış eski kitap vardı ve sol tarafta ise birkaç silah vardı.

 

Kalenin tam merkezinde ise büyük bir kristal mavi renkli tabut vardı. İçinde bir iskelet yatıyordu ve iskeletin yanında koyu altın renkli bir yüzük vardı.

 

”Bütün mirasın kaynakları!” Mor kıyafetli yaşlı hayrete düşmüştü.

 

Buraya kadar çok basit gelmişlerdi. Hiçbir direniş ile karşılaşmadan Kutsal Lordun mirasının hazinesine ulaşmışlardı. Olanlara inanamıyordu.

 

O sırada Yaşlı Ying'i ve arkadaşlığını davet ettiği için pişmanlık duymaya başladı. Aslında taş mağaranın tehlikelerle dolu olacağını düşünmüşlerdi.

 

“Hepinizi bu Küçük Dünya mirasına getirdim ve hiçbiriniz çaba sarfetmediniz. Siz yüzde otuzunu alacaksınız biz de yüzde yetmişini.” Morlu kıyafetli yaşlı Yaşlı Ying'e bakarak hafifçe gülümsedi ve kararlı bir ses tonuyla konuştu. Pazarlık yapmaya niyeti yoktu.

 

İki grup anında birbirlerine baktı ve sessizleşti. Mor cübbeli adam ve yanındakiler soğuk bir şekilde gülümsüyordu.

 

“Yaşlı Ying, grubun çok zayıf, yoksa yarı yarıya da iyi olurdu.” Mor kıyafetli yaşlı artık bir şey gizlemiyordu. Grubunda iki tane Yarı-Kutsal Lord ve bir İmparator vardı; her bakımdan Yaşlı Ying'in grubundan çok daha güçlülerdi.