King of Gods - Bölüm 940: Yakın Savaş

---

 

Bölüm 940: Yakın Savaş

 

“Zhao Feng, beni sinirlendirdin. Seni bizzat kendim geberteceğim.” Kutsal Lord Yüz Rafine öfkeli bir yüz ifadesine sahipti ve gözlerinde öldürme niyeti belirdi.

 

Zhao Feng'i durdurmaya çalışmasına rağmen Ji Bai kaçmak için Ejderha Yeşimi'ni kullanmak zorunda kaldı. Ayrıca rakibi, hala Boş Tanrı Alemi'nde olan çömez bir öğrenciydi. Hiçbir Kutsal Tanrı böyle bir aşağılanmaya dayanamazdı.

 

Zhao Feng bu noktada kaçmak için Ejderha Yeşimi'ndeki diziyi kullansa bile Kutsal Lord Yüz Rafine, bu utancını temizlemek için Zhao Feng'i öldürene kadar onun peşinden gidecekti.

 

O sırada Ji Dengtian neredeyse iyileşmişti ve paniğe kapılmaya başladı.

 

“Kendi başına mı gitmek istersin yoksa seni bizzat göndermemi mi istersin?”

 

Zhao Feng'in sözleri sonraki hedefin Ji Dengtian'ın olduğunu belirtiyordu. Zhao Feng'in bu yeteneğe sahip olduğuna inanmamasına rağmen... Kalbi bir sebepten dolayı çok huzursuzdu.

 

“Kutsal Lord Yüz Rafine, öldür onu!”

 

Hu~~

 

Kutsal Lord Yüz Rafine eşsiz bir şekilde hareket etti ve etraflarındaki duvarları yok eden Kutsal Lord'un basıncı ortaya çıkardı.

 

“Öfkeli İmparatorluk Parmağı!” Yükseliş Tekmesi!”

 

Kutsal Lord Yüz Rafine aynı anda iki teknik kullandı ve Zhao Feng'in etrafında Kutsal güçten yapılmış çok sayıda hayalet parladı ve onun hareket kabiliyetini kısıtladı. Tam o sırada altın ışıktan yapılmış dev bir parmak öfkeli bir aurayla birlikte öne doğru ilerledi.

 

“Hakim Kutsal Yıldırım Yumruğu!”

 

Zhao Feng, Gerçek Yuan'ın dalgalanmasını serbest bırakmak ve kendisini yukarı itmek için Yıldırımın Kızıl Kanatları'nı kullanmıştı. Avcunu dışarıya doğru itti ve altın renkli yıldırımdan yapılmış çok sayıda dev yumruk Kutsal Lord Yüz Rafine'nin saldırısyla çarpıştı. Kendini geri itmek için bu gücü kullanan Zhao Feng Yıldırımın Kızıl Kanatlarını çırptı ve Ji Dengtian'a doğru ilerlemeye başladı.

 

“Bu nasıl olabilir!?” Ji Dengtian'ın suratında sonunda bir korku ifadesi belirmişti. Zhao Feng'in yumruğunun sergilediği güç Kutsal Lord Yüz Rafine'nin tekniğiyle kıyaslanabilirdi ve Zhao Feng'in derin bir uçma tekniği bile vardı.

 

Bana yaklaşmasına izin veremem!

 

“Mor Yıldız Sersemlemesi!”

 

Ji Dengtian'ın gözleri mor bir ışıkla parladı ve Zhao Feng doğru geniş bir Ruh göz soyu kaynağı gönderdi.

 

Ji ailesinin önceki neslinin eşsiz bir dahisi olarak açıkça görülüyor ki, illüzyonlardan çok daha fazlasını biliyordu. Eğer illüzyonlar işe yaramazsa o zaman başka bir şey kullanacaktı.

 

Zhao Feng anında bir şey hissetti; düşünceleri ve bedeni üzerindeki kontrolü azalıyordu. Dış dünyaya karşı duyuları da azalmıştı ve Yıldırımın Kızıl Kanatları zaman zaman soluk bir hal alıyordu, ki bu da Gerçek Yuan'ın düzgün dolaşmamasından kaynaklanıyordu.

 

“Ruhta ve duyularda kaos yaratan zihinsel bir enerji tekniği mi?”

 

Zhao Feng çok şaşırmıştı. Bu teknik Buz Ruhunun Gözü'ne benziyordu, ancak ilerlediği yön farklıydı.

 

Buz Ruhunun Gözü rakibin ruhunu dondurdu ve aynı zamanda fiziksel boyutu bir dereceye kadar etkilerdi, ancak Buz elementi ile bir soy gerektiriyordu. Mor Yıldız Sersemliği rakibin ruhunda kaos yaratıyordu ve tamamen ruha odaklanan daha derin ve becerikli bir saldırıydı.

 

Yeniden yetişim yaptıktan sonra Zhao Feng, Kutsal Yıldırım Bedeni'ne ve mükemmel Kan Şeytanı Güneş soyuna daha büyük önem vermişti. Buz-Su soyunun gücü düşmeye başlamıştı çünkü teknikleri artık Zhao Feng'in gelişimini yakalayamıyordu. Öte yandan Ji Dengtian'ın Mor Yıldız Sersemliği Zhao Feng için oldukça uygundu.

 

Zhao Feng'in hızının bir an için düşüşünü görünce Ji Dengtian'ın yüzünde kendini beğenmiş bir ifade belirdi.

 

Ji Dengtian, “Bu velet illüzyonlara karşı biraz dirençli ancak muhtemelen daha önce zihinsel enerji arasında kaosa neden olabilecek bir illüzyon tekniği görmedi,” diye alay etti.

 

Mor Yıldız Bakışı tarafından vurulduktan Kutsal Lord Yüz Rafine, Zhao Feng'in işini rahatlıkla bitirebilecekti.

 

Ancak aniden Zhao Feng'in etrafında bir yıldırım parladı. Zhao Feng'in yoğunlaştırılmış mor ruhundaki çok sayıda Tanrı Müsibetleri Yıldırımı sembolü kayan yıldırlar gibi yanıp sönmeye başladı.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Zhao Feng'in ruhuna giren soluk mor renkli Ruh gücü Zhao Feng'in ölümsüz Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'yla birlikte tamamen yok edilmişti. Aynı zamanda Zhao Feng'in sol gözünde altın renkli bir parıltı belirdi. Rüya gibi olan bu koyu altın renk aniden Zhao Feng'in sol gözünde yanıp sönmeye başladı.

 

“Ruh Sersemliği!”

 

Zhao Feng'in Göz Niyeti sayesinde soluk mor renkli bir Ruh gücü dalgalanması ortaya çıktı ve Ji Dengtian'ın etrafını sardı.

 

Hu ~

 

“Bu...?” Ji Dengtian şaşkınlıkla Zhao Feng'e bakarken yalpalamaya başladı.

 

“Bu benim Mor Yıldız Sersemletmem!” Ji Dengtian panikle bağırmaya başladı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir...!? Ji Ailesi'nin gizli tekniğini nereden biliyorsun?”

 

Ji Dengtian ne diyeceğini bilemiyordu. Vücudunda dolaşan Gerçek Yuan karmaşık bir hal almıştı, bu yüzden bir süre göz soyundan gelen teknikleri kullanamayacaktı. Ji Dengtian bu teknikten kurtulmak için hemen Ruh Niyetini ve Göz Niyetini dağıttı.

 

“Fena değil.” Zhao Feng hafifçe gülümsedi. Mor Yıldız Sersemletmesi bir tür illüzyondu, bu yüzden Zhao Feng'in bunu kopyalayabilmesi çok da zor değildi. Ruh göz soyu ile birlikte bunu kullanırsa, gücü muhtemelen daha da yüksek olacaktı.

 

Hu~~

 

Güçlü bir rüzgar sesi ortaya çıktı.

 

“Eyvah!”

 

Zhao Feng tekniği kopyalamaya odaklanmıştı. Tam o sırada Kutsal Lord Yüz Rafine'nin yumruğunun aurası geldi.

 

Saldırı çok uzakta olmasına rağmen Zhao Feng'in Kutsal Yıldırım Bedeni hala acı hissedebiliyordu ve altın mavisi ışığı sönmeye başladı.

 

“Kutsal Yıldırım Koruması!” Zhao Feng Rüzgar Yıldırımı'nın gücünü dolaştırdı ve yıldırımların olduğu bir bariyer oluştu.

 

Boom!

 

Bariyer birden paramparça oldu ve Zhao Feng bir duvara çarptı. Vücudunda büyük bir acı dalgalanması vardı.

 

Hu ~

 

Siyah kıyafetli bir figür, Zhao Feng'e hiçbir dinlenme şansı tanımadan ezici bir ivme ile saldırmaya devam ediyordu.

 

“Hmph!”

 

Zhao Feng'in yüz ifadesi soğuktu. Rüzgar Yıldırımı Gerçek Yuan'ını dolaştırdı ve Yıldırımın Kızıl Kanatları'nı çırpmaya başladı. Kırmızı renkli bir yıldırım haline gelmişti ve Kutsal Lord Yüz Rafine ile çarpıştı.

 

Ji Dengtian'ın zihinsel enerji tekniği onu etkilemese, Gerçek Yuan ile kaosa neden olmasa ve Kutsal Yıldırım Bedeni'nin savunmasını büyük ölçüde azalmasa Kutsal Lord Yüz Rafine'ye bu kadar zarar veremezdi.

 

Ancak Ji Ailesi'nin gizli tekniğini öğrendiği için artık bunların hiçbirinin önemi yoktu.

 

Zhao Feng az önce yediği darbeleri iyileştirmek için Rüzgar Yıldırımı'nın Su ve Ahşabını gizlice dolaştırdı.

 

“Öfkeli İmparatorluk Parmağı!” “Parlayan Gökyüzü Güç Yumruğu!” “Gökyüzü İpeği Gölgesiz Adım!”

 

Kutsal Lord Yüz Rafine hiç durmadı ve saldırılarına devam etti. Bir avuç içi, bir el ve bir bacak Zhao Feng'in etrafını sarmıştı. Bu güç dağları paramparça etmek için yeterliydi.

 

“Kutsal Yıldırım Bedeni!” “Kutsal Yıldırım Koruması!”

 

Zhao Feng, Kutsal Yıldırım Bedeni'ni maksimuma çıkardı ve vücudunun yüzeyinde parlak bir altın renkli yıldırım parıldadı. Yıldırım bariyeri vücudunu sardı ve rüzgarın savrulup yıldırımın çatlamasına neden oldu.

 

Zhao Feng, Kutsal Lord Yüz Rafine'nin hangi teknikleri kullandığını umursamıyordu çünkü hepsini karşılayabilirdi.

 

Boom! Boom! Boom!

 

Zhao Feng'in vücudunun etrafındaki Kutsal Yıldırım Koruması patladı ve etraftaki Kutsal Gücü bir kenara iterek parlak bir yıldırım ortaya çıkardı.

 

Hu ~

 

Kutsal Lord Yüz Rafine soğuk şekilde gülümsüyordu. Zhao Feng'in gizli savunma tekniğine tanık olduktan sonra tekrar kandırılmazdı.

 

“Gökyüzü Paramparça Eden Kutsal Yumruk!”

 

Kutsal Lord Yüz Rafine tüm Niyetini sağ elinde yoğunlaştırdı ve fırtınayı çağırabilecek bir basınç, tıpkı bir dağ gibi  havaya doğru fırladı.

 

Bu hamleyi yaptıktan sonra Kutsal Lord Yüz Rafine'nin aurası zayıflamıştı.

 

“Hakim Kutsal Yıldırım Yumruk!”

 

Zhao Feng, Tanrı Müsibetleri Yıldırımı sembollerini ve Kristal Çekirdek Boyutu içindeki kadim yıldırımı dolaştırdı. En özgün ve güçlü ilahi yıldırım Zhao Feng'in yumruklarında toplanmıştı ve sanki önünde bir yıldırım okyanusu varmış gibi yumruklamaya başladı.

 

Boom! Boom! Boom...!

 

Güçlü bir yıkım dalgası ile birlikte hem Zhao Feng hem de Kutsal Lord Yüz Rafine duvarlara doğru uçtu.

 

Ji Dengtian'ın beti benzi akmıştı. Hızla patlamanın olduğu yerden birkaç yüz metre geriye doğru çekilde ve çok şaşkındı.

 

“Kutsal Lord Yüz Rafine'ye karşı yakın dövüş yapıyorsun ve dezavantajlı konuma düşmüyorsun..!” Ji Dengtian'ın sesi titriyordu. Gördüklerine inanamıyordu.

 

Kutsal Lord Yüz Rafine ilk darbe alışverişinde tam gücünü kullanmamış olabilirdi ve Zhao Feng, Kutsal Lord Yüz Rafine'nin saldırısını ortadan kaldırmak için uçma tekniklerini de kullanmıştı. Ancak az önceki darbelerle Kutsal Lord Yüz Rafine tüm gücünü Cennet sınıfı bir tekniğe sokmuştu. Ancak yine de Zhao Feng'le aynı seviyedeydi.

 

Kutsal Lord Yüz Rafine'nin sadece bir Kutsal Lord olmadığını, sekiz Büyük Aile'den biri olan Cao Ailesi'nden geldiği de unutulmamalıydı. Cao Ailesi özellikle savaş konusunda uzmanlaşmış bir aileydi ve fiziksel hasara odaklanıyorlardı. Yakın dövüş becerileri sekiz aile arasında en iyisiydi.

 

“Bu doğru olamaz. Hala korkunç bir ruh temelli göz soyu var ve hala yakın savaşta Kutsal Lord'a karşı savaşma yeteneğine sahip...?”

 

Ji Dengtian'ın tüm vücudu titremeye başladı. Gözleri loştu ve korkuyla doluydu. Hiçbir şey yapmaya cesaret edemiyordu çünkü Zhao Feng'in dikkatini çekebilirdi. Bu da sonunun Ji Bai gibi olmasına neden olacaktı.

 

Boom! Boom!

 

İki figür daha sonra duvardaki deliklerinden fırladı ve bir kez daha çarpıştı.

 

“Zhao Feng, bakalım ne kadar dayanabileceksin.” Kutsal Lord Yüz Rafine dişlerini sıktı ve savaş tekniklerini kullanırken soğuk bir şekilde hıçkırdı.

 

Zhao Feng'e kendisiyle aynı seviyede olan bir uzman gözüyle bakıyordu. Zhao Feng'in fiziksel savunması olağanüstüydü ve Shi Ailesi'ni bile aşmıştı. Kısa bir süre içinde bu savaşı kazanamazdı.

 

Ancak Boş Tanrı Alemi ile Mistik Işık Alemi arasındaki fark çok büyüktü. Mistik Işık Alemi'ndeki kişilerin Kutsal Bedeni güçlü bir iyileşme kabiliyetine sahipti ve Mistik Işık Kutsal gücü ruhu etkileyebilirdi.

 

Zhao Feng güçlü olsa bile saldırmaktan fazlasını yapmak zorundaydı. Kutsal Yıldırım Vücudu'nu koruması ve yaralarını iyileştirmesi gerekiyordu; bu da Gerçek Yuan'ını çok fazla kullanması gerektiği anlamına geliyordu.

 

“Hehe.” Zhao Feng'in yüzünde heyecanlı bir gülümseme belirdi.

 

Kutsal Lord Yüz Rafine'ye karşı savaşmaktan son derece memnundu ve vücudunun derinliklerindeki kan şimdiden kaynamaya başlamıştı.

 

Bu kadim boyutun baskısı nedeniyle Kutsal Lord Yüz Rafine, tüm savaş gücünün sadece yüzde kırkını kullanabiliyordu.  Zhao Feng ise Ruh göz soyu tekniklerini kullanmadı, sadece yakın dövüşte savaşıyordu.

 

Boom!

 

Zhao Feng'in vücudunun etrafında aniden cam gibi bir alev belirdi ve ortaya korkunç bir kavurucu aura çıktı. Zhao Feng, parlak alevler yayan bir güneş gibi görünüyordu.

 

Yolun etrafındaki sıcaklık yükselmeye başladı.

 

“Bu şey Kanlı Şeytan Güneşi Soyu mu?” Kutsal Lord Yüz Rafine hayrete düşmüştü. Neden Zhao Feng, Tie Ailesi'nin soyuna sahipti ki?

 

Boom! Boom!

 

Zhao Feng yıldırım kanatlarını çırpıp uçarken şeytani bir hükümdar gibiydi. Saldırıları aşırı derecede patlayıcıydı. Zhao Feng yumruğunu dışarı doğru savurdu ve yıldırım ile çevrili kan renkli bir alev dalgası ortaya çıktı. Bu alev dalgası her şeyi yakmaya ve aşındırmaya başladı.

 

Ortaya çıkan güç Kutsal Lord Yüz Rafine'nin savaş teknikleriyle aynı seviyedeydi. Savaş esnasında Kutsal Lord Yüz Rafine, vücudundaki kan özü ve enerjinin Zhao Feng tarafından emildiğini hissetti. O sırada Zhao Feng'in yüzünün rengi biraz daha canlanmaya başladı.

 

Mistik Işık Kutsal Bedeni'nin birazcık enerjisi ve kan özü emilmiş olmasına rağmen içinde bulunan güç son derece yüksekti ve Boş Tanrı Alemi'ndekiler için büyük bir yardımdı.

 

“Bu şey Tie Ailesi'nin mükemmel Kan Şeytanı Güneşi Soyu!” Kutsal Lord Yüz Rafine sersemledi ve Zhao Feng'den uzaklaştı.

 

Tie Ailesi gibi Sekiz Büyük Aile'den biri olarak bunu çok iyi anlamıştı.