King of Gods - Bölüm 925: Direnç

---

 

Bölüm 925: Direnç

 

Zhao Feng'in sol gözü sahneleri tekrar izlemesine olanak sağladı. Bir yanılsamaya benziyordu ama Zhao Feng'e sanki gerçekmiş gibi bir his verdi. Ayrıca bu yetenek, sol göz evrimleştikten sonra daha da gelişmişti.

 

Kadim Rüya Alemi'ndeki manzaranın verdiği his, kendi Kadim Rüya Alemi'ne girdiği zamanki hisle aynıydı. Gökyüzü hala fırtınayla kaplıydı.

 

Zhao Feng yere oturdu ve Rüzgar Yıldırım Alanı'nı ortaya çıkardı. Bu sayede tüm manzarayı kapladı. Zaman ilerledikçe Zhao Feng sol gözünün yeteneğini kullanarak Rüzgar Yıldırımı'nın Etki Alanı'nı fırtınayla senkronize etmeye çalıştı.

 

Kadim Rüya Aleminde neler olduysa aynısını burada da yapacaktı.

 

“Yapabilirim.”

 

Zhao Feng bu şeyi aynı anda kopyalarsa ne olacağını analiz etmeye başladı.

 

Bu şey Kristal Çekirdeğinden esinlenen Rüzgar Yıldırımı'nın Küçük Dünyası'ydı. Burada yapılabilecek bir şeyse, asıl Kadim Rüya Alemi'nde test etmeyi deneyebilirdi ve herhangi bir tehlike olursa direkt geri de dönebilirdi.

 

Zhao Feng, Rüzgar Yıldırım Alanı'nı geri çağırdı ve bilincini altın renkli topa birleştirdi. Hemen ardından Kadim Rüya Alemi'nde ortaya çıktı.

 

“Hava?” Zhao Feng'in yüz ifadesi değişti ve pişmanlık duymaya başladı.

 

Kadim Rüya Alemi'ndeki hava normale dönmüştü ve hiçbir yerde fırtına yoktu. Yetişime çok odaklanmıştı ve zamanı unutmuştu.

 

Şu an için yalnızca bir sonraki fırtınayı bekleyebilirdi, ama neyse ki sahnenin manzarasının bir kısmını kopyalamayı başarmıştı ve altın gözünü, fırtınanın atomlarının yapısındaki zayıf değişiklikleri analiz edip incelemek için kullanmıştı. Ayrıca kadim yıldırımı depolayan eşyaları da vardı.

 

“Neden Kadim Rüya Alemi'nin içerisinde Küçük Dünya yaratmıyorum?”

 

Zhao Feng bir süre düşündü. Şu anda bulunduğu yer nispeten güvenliydi ve bir piton ile bir kuş onu koruyordu. Puslu Uzaysal Dünya'da bir Küçük Dünya oluşturmak onu biraz etkileyecekti.

 

Zhao Feng, Küçük Dünyası'nın temel yapısını oluşturmak için Kadim Rüya Alemini kullanabilir, daha sonra Rüzgar Yıldırım Alanı'nı birleştirebilirdi. Bunu yapması büyük olasılıkla daha kolay olurdu.

 

Bu düşüncesini onayladıktan sonra oturdu.

 

Yeniden yetişim yapmaya başladığından beri Zhao Feng Kadim Rüya Alemi'nden çok sayıda meyve yemişti. Şu anki yetişimi ve fiziksel bedeniyle Kadim Rüya Alemi'nde çok uzun süre kalmayı başarabiliyordu. Küçük Dünyalar öyle rahat rahat oluşamazdı, çok fazla zaman ve çaba gerektiriyorlardı. Ancak Zhao Feng'in sol gözü vardı, bu da küçük bir dünya oluşturmasına büyük ölçüde yardımcı olacaktı.

 

Ayrıca fiziksel öğeleri sayısız atomlara ayırabilirse, çok sayıda atomu manipüle edebilecek ve bir şeyi orijinal haline dönüştürebilecek miydi? Bir öğeyi yok etmek biraz da olsa basitti, ancak asıl şekline geri döndürmek son derece karmaşıktı. Zhao Feng bunu yapabilseydi büyük ihtimalle gerçek bir dünya oluşturabilirdi.

 

Tabii ki bunlar yalnızca öylece aklından geçen düşüncelerdi. Nereden başlayacağını bile bilmiyordu. Zhao Feng hala Küçük Dünyası'nı yaratmaya dalmıştı.

 

Kıtanın başka bir bölgesinde dört tane figür bir dağın önünde duruyordu. Bu dört figür siyahlarla kaplıydı ve gökyüzü ile güneşi yok sayan muhteşem bir Şeytani Dao gücü yayıyorlardı. Bir tanesi mor ve siyah renkli alevlerle kaplı büyüleyici bir kadındı. Diğer üç zirve İmparatorun nefes bile almaya cesaret edememelerine neden olan bir aura yayıyordu ve hatta şeytani gücüyle havayı yakmaya bile başlamıştı.

 

“Kutsal Lord Karanlık Lotus, Nan Gongsheng içeride,” büyüleyici kadının yanında duran İmparator saygıyla söyledi.

 

Nan Gongsheng sadece imparatorların durdurabileceği biri değildi. Dokuz Karanlık Sarayı bundan önce eşi benzeri olmayan dört tane İmparatoru kaybetmişti. Ancak Nan Gongsheng tehlikeyi hissedebiliyor gibiydi ve Kutsal Lord her geldiğinde geri çekilecekti. Ayrıca Uzay Dao'sunda uzmanlaşmıştı, yani normal imparatorlar kaçmak isterse onu oyalayamazlardı, ama şu anda inzivada görünüyordu.

 

“Şeytani Tanrı'nın gücüne sahip velet... Dokuz Karanlık Sarayı'nı gücendirmek için gerçekten hayatını hiç umursamıyorsun, değil mi?”

 

Kutsal Lord Dark Lotus, mor ve siyah renkle yanan nilüferlerin tam ortasında oturdu ve tüm dağı kilitlemek için Kutsal Lord aurasını kullandı.

 

“Nan Gongsheng, kanatların olsa bile bu sefer kaçamayacaksın!” Tek kollu bir İmparator şiddetli bir şekilde bakarak bağırdı. Onu son kez öldürmeye çalıştıklarında Nan Gongsheng'e bir kolunu kaybetmişti ve kolunda oluşan yaranın iyileşmesini engelleyen kötü bir güç vardı. Sadece tıpta uzmanlaşan bir Kutsal Tanrı onu iyileştirebilirdi.

 

Boom!

 

Dokuz Karanlık Sarayı'nın üyeleri dağa doğru saldırmak üzereyken koca dağ aniden patladı ve kötü bir güç dalgalanması ortaya çıkıp gökyüzüne doğru mor ve kan renkli bir ışık demeti gönderdi ve Kutsal Lord Karanlık Lotus'un baskı altında hissetmesine neden oldu.

 

Üç İmparatorun kalbi sarsıldı ve güçlerini kontrol etmediğini hissettiklerinde içgüdüsel olarak birkaç adım geriye doğru gittiler.

 

Hu ~

 

Mor-kan renginde saçları olan kötü bir genç, Kutsal Lord Karanlık Lotus ve yanındakilerin önüne indi. Vücudunda saçıyla aynı renkte olan çiçek izleri vardı.

 

Mor-ve kan renkli şeytani ışık, üç imparatorun güçlü bir baskı hissetmesine neden oldu ve vücutlarındaki Gerçek Yuan'ın kontrolünü kaybettiler.

 

“Hmm. Kutsal Lord Karanlık Lotus, adamlarının karşı karşıya kaldığı auranın bir kısmını engellemek için Muhteşem Gücünü kullandığında soğukkanlı bir şekilde kıkırdadı. Daha sonra Nan Gongsheng'i inceledi.

 

”Yarı Kutsal Lord!” Kutsal Lord Karanlık Lotus şaşkına döndü. Nan Gongsheng, Dokuz Karanlık Sarayı tarafından takip edilirken, endişe uyandırıcı bir oranda kendisini geliştirmişti.

 

“Görünen o ki, Şeytani Tanrı'nın gücü tarafından tamamen ele geçirilmişsin.” Kutsal Lord Dark Lotus, Nan Gongsheng'in kendi kimliğini kaybettiğinden ve Şeytani Tanrı'nın gücüyle yönetildiğinden emindi, ancak bu sayede bu kadar hızlı bir şekilde gelişebilirdi.

 

“Hehe.” Nan Gongsheng sakin ve şeytani bir ifade ile soğuk soğuk güldü.

 

“Şeytani Tanrı'nın gücü senin kontrol edebileceğin bir şey değil.”

 

Kutsal Lord Karanlık Lotus'un etrafındaki mor-siyah renkli alevler, Kutsal Lord'un gücünü serbest bırakırken yükseldi ve Nan Gongsheng'e mor renkli bir lotus gibi saldırdı.

 

Aynı zamanda üç İmparator geri çekilmişti. Kutsal bir Lord'un da olduğu bir savaşa katılmaya cesaret edemiyorlardı. Üçü daha sonra birbirinden ayrıldı ve Nan Gongsheng'in kaçış yollarını kapattılar.

 

Nan Gongsheng, mor ve gümüş renkli bir parıltı ortaya çıkartırken güldü ve arkasından büyük bir mor-ve kan renkli bir çiçek oluştu. Derisinden birden şeytani bir ışık yanıp sönmeye başladı ve gümüş, mor renkli ilahi bir ışık tabakası Kutsal Lord Karanlık Lotus'a doğru yüklerken onu kapladı.

 

Boom!

 

Nan Gongsheng, Kutsal Lord Karanlık Lotus ile savaştı ve mor-gümüş ışığın da yardımıyla birlikte Kutsal Lord'un Mistik Işık Kutsal gücünü bir kenara püskürtmeyi başardı.

 

Nan Gongsheng Kutsal bir Lord'a doğru saldırırken tıpkı gümüş-mor renkli bir ışıkla kaplanmış kükreyen bir iblis gibiydi ve onu parçaladı.

 

“Ne!?” Kutsal Lord Karanlık Lotus'un yüz ifadesi değişti. Nan Gongsheng yalnızca Yarım bir Kutsal Lord olmasına rağmen, kullandığı güç onun Mistik Işık Kutsal gücü ile aynıydı, ama biraz daha güçlüydü.

 

“Karanlık Şeytanın Lotusu!”

 

Kutsal Lord Karanlık Lotus'un elinden siyah renkli alevli bir lotus uçtu. Nan Gongsheng'e doğru uçarken korkunç bir Şeytan Dao Kutsal gücü ile bükülmüş bir alanı serbest bıraktı.

 

“Hahaha...!” Nan Gongsheng geri çekilmek yerine daha da ilerlemeye devam etti ve etrafındaki mor-gümüş ışığın parlaklığı artarken güldü.

 

“Kötü Şeytan Pençesi!” Nan Gongsheng sağ kolunu uzattı ve kolundaki çiçekten çok sayıda kırmızı renkli dal çıktı. Bu dallar daha sonra dev bir şeytani pençe oluşturdular ve ileriye doğru savruldular.

 

Boom! Shu~~~

 

Kötü bir güç dalgalanması ile şeytani bir güç dalgalanması çarpıştı ve ortaya çıkan karmaşık bir auranın patlamasına neden oldu. Siyah ve kırmızı renkli iki ışık, patlamanın hemen ortasında birbirine çarptı, her şeyi yok ediyordu.

 

Nan Gongsheng birkaç yüz metre geri püskürde ve mor-ve kan renkli bir ışıkla kaplıydı, ama o yaşlı bir iblis gibiyken şeytani bir şekilde gülümsedi.

 

Kutsal Lord Karanlık Lotus da birkaç yüz metre geri püskürmüştü ve ağzından kan akıyordu. O sırada şaşkın bir şekilde Nan Gongsheng'e doğru baktı.

 

“Hmph!” Gözlerinden siyah ve mor renkli alevler çıkan Kutsal Lord Karanlık Lotus hıçkırmaya başladı: “Mor şeytani velet, eceline mi susadın sen!”

 

Bin mil içerisindeki her şey koyu mor renkli alevlerle dolup taşarken çok sayıda şeytani alev bir kez daha ateşlendi. Bir sürü siyah renkli lotus yanıyordu ve bu lotuslar sanki her şeyi yutabilecekmiş gibi görünüyordu.

 

“Küçük Dünyanın Yansıması!”

 

“Kutsal Lord Karanlık Lotus harbiden Küçük Dünyası'nın gücünü kullandı!”

 

Üç İmparator bir soğukluk hissetti ve hareket edemiyorlardı. Kutsal Lord Karanlık Lotus'un Küçük Dünyası onlara nişan almamasına rağmen nefes bile alamıyorlardı.

 

Kutsal Lord Dark Lotus'un Küçük Dünyası yanılsaması etrafa yayılmaya başladı ve Nan Gongsheng'in gücü, dünyanın çok sayıda yasası tarafından püskürtüldü.

 

“Bugün seninle oynamayacağım.” Nan Gongsheng sırtından mor-ve kan renkli ilahi ışık dalgalanması ortaya çıkartıp bu şeyi Kutsal Lord Karanlık Lotus'un Küçük Dünyası'na doğru gönderirken şeytani bir şekilde gülümsedi. Bu ışık, Küçük Dünya yanılsamasının yarısını ele geçirmeyi başarmıştı.

 

Kutsal Lord Karanlık Lotus'un yüz ifadesi birden dondu. Nan Gongsheng da Küçük Dünya yansımasını kullanmıştı. Bu durum onun Küçük Dünyası'nın gücünün Kutsal Lord'un seviyesine ulaştığı ve gerçek dünyada var olabildiği anlamına geliyordu.

 

Küçük Dünyası'nın sergilediği gücün Kutsal Lord Karanlık Lotus'un Küçük Dünyası'ndan alta kalır yanı yoktu ve Kutsal Lordların seviyesini bile aşan korkunç bir aura ortaya çıkarmıştı.

 

Nan Gongsheng, Küçük Dünyası'nın yansımasını etrafa yaydı ve gümüş bir parıltıyla birlikte havada kayboldu.

 

Nan Gongsheng'in uzaysal yeteneği aniden kendi Küçük Dünyası'nın içinde yüzen bir balık haline gelmişti. Kutsal Lordlar bile Küçük Dünyalar'ın yansımasını kırmayı başaramadılar ve sadece olanları izlemekle yetiniyorlardı.

 

“Arghh!”

 

Gümüş bir parıltıyla birlikte Nan Gongsheng, kolu olmayan İmparator'un arkasında belirdi ve kafasına bir yumruk attı. Şeeytani bir ruh gücü anında ruhunu yuttu.

 

“Nan Gongsheng, sen...!” Kutsal Lord Karanlık Lotus öfkeyle kükredi ama Nan Gongsheng, Karanlık Lotus'un Küçük Dünyası'nın yansımasını kendi yanına aldı ve hızlı bir şekilde uçtu.

 

Sırtlarından soğuk terler akan diğer iki İmparator öylece yerlerinde duruyorlardı ve ruhlarının titrediğini hissettiler. Nan Gongsheng, Kutsal Lord Karanlık Lotus kafa kafaya savaştıktan sonra kaçmayı başarmıştı ve hatta kaçarken bir Şeytani Dao İmparatorunu öldürmüştü. Böyle bir seviyeye ulaşmayı başarmış mıydı?

 

Nan Gongsheng on bin mil uçtuktan sonra durdu ve Şeytani Tanrı Düşünce Bedeni'nin sesi vücudunda yankılandı, “Nasıl? Kutsal Lordlar bile artık sana bir şey yapamaz. Sen uzun zaman önce Zhao Feng'i bastırdın.”

 

“Hmph. Bu imparatorun anılarından Zhao Feng'in Dokuz Karanlık Şeytani Lordu'nu çoktan öldürdüğünü öğrendim.” Nan Gongsheng, suratında acımasız bir ifade ortaya çıkarken soğukkanlı bir şekilde kıkırdamaya başladı.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir?” Şeytani Tanrı Düşünce Vücudu çok şaşırdı.

 

“Sanırım işi gevşetemeyeceğim. Bu güçle çabucak birleşip onu kontrol etmem gerekiyor.”

 

Nan Gongsheng'in mor-gümüş renkli gözleri fazlasıyla kararlıydı.