Bölüm 888: Kutsal Yıldırım Koruması

“Sen...!” Gülümseyen Zhao Feng bakarken Bi Qingyue'nin vücudu dondu.

Sadece birkaç nefeste Zhao Feng üç tane zirve imparatoru öldürmüştü. Mor suratlı yaşlı adamı öldürdükten sonra Bi Qingyue de saldırıya uğradı.

Sırtına saplanan hançer son derece benzersiz bir şeydi ve Suikast Dao'sunun derin bir Niyetini içeriyordu.

Vücudunda bir uyuşma hissi yayıldı. Bir anda ay ışığında taşlaşan bir güzellik gibi bir hal aldı. Donmuştu ve tek kelime dahi edemiyordu.

Küçük hırsız kedinin Gölge Katili İmparatorluk Hançeri, Cennetin Mirası Şehri'nde yükseltilmişti ve şimdi bir uyuşma etkisi vardı.

O sırada Zhao Feng'in diğer üç zirve imparatoru öldürme süreci Bi Qingyue'nin zihninde belirdi.

Pusunun başlangıcında Zhao Feng çok zayıfmış gibi davranıyordu ve iki zirve imparatoru ipekle bağlamayı başarmıştı. Bulut İpekböceği Aziz Kelebeği tam gücünü kullansaydı, iki zirve imparator orada uzun süre kalırdı. Bulut İpekböceği Aziz Kelebeği zirvesinde olmamasına rağmen İmparatorlarla başa çıkabilirdi.

Zhao Feng daha sonra bilerek iki zirve İmparatorun oradan çıkmasına izin verdi. Diğer iki zirve İmparatoru oraya çekmek için bir yem atmıştı ortaya. İki zirve imparatoru kurtarmak ve Zhao Feng'e baskı uygulamak için Bi Qingyue ile mor yüzlü yaşlı bir araya geldiler, ancak Bulut İpekböceği Aziz Kelebeği, onların savaş gücünü azaltmak için Rüya Polenlerini ortaya çıkarmıştı.

Zhao Feng ikinci bir pusuyu başlatmış ve mor suratlı yaşlı direkt öldürülmüştü. Bi Qingyue belli bir dereceye kadar hazır olup ve diğer İmparator'un bir adım gerisinde olduğu için hayatta kalmayı başarmıştı.

Shu~~

Bi Qingyue, küçük hırsız kedinin Gölge Katili İmparatorluk Hançeri ile öldürüldüğü sırada ay ışığı katmanı çağırmayı başarmıştı. Ancak savaş gücü azaldığı ve kullanılan silah Gölge Katili İmparatorluk Hançeri olduğu için ağır yara almıştı.

Weng~ Bam!

Ay ışığı dalgaları vücudundan yayıldığı esnada Bi Qingyue bağırdı ve küçük hırsız kedi ile Gölge Katili İmparatorluk Hançerini uzağa doğru itti. Gel gelelim bu durum onu daha da yaraladı ve terlemeye başladı.

Miyav miyav!

Küçük hırsız kedi havada döndü ve Zhao Feng'in koluna geldi.

“İyi iş çıkardın.”

Zhao Feng küçük hırsız kediyi Puslu Uzaysal Dünya'ya geri koydu.

Küçük hırsız kedi bire bir dövüşlerde uzman değildi ve koyu yeşil cübbeli Bi Qingyue şu anda oldukça temkinli hareket eidyordu. Yaralanmış olabilirdi ama yine de zirve bir imparatordu.

Zhao Feng'in asıl amacı Şeytani İmparator Xuan Luo gelmeden önce en az üç İmparator'u öldürmekti. Dördünü de öldürebilseydi mükemmel olurdu, ama Zhao Feng bir sürü hazırlık yapmıştı, bu yüzden en azından ikisini öldüreceği kesindi.

Bir anda dört tane zirve İmparatordan üçü öldürülmüş ve dördüncüsü ise yaralanmıştı ve tam savaş gücünü kullanamıyordu.

“Velet, sen ne cüretle Dokuz Karanlık Sarayı'nın yaşlılarını öldürmek için böylesine utanmaz bir yöntemi kullanırsın!” Yeni gelen Şeytani İmparator Xuan Luo şaşkına döndü ve kükredi.

Her şey çok çabuk gerçekleşmişti. Gümüş saçlı yaşlı ve Dük Sarayı'nın diğer Boş Tanrı Alemi uzmanları tamamen hayrete düşmüştü. Sadece birkaç nefeste Zhao Feng, üç zirve imparatoru öldürmüştü ve dördüncüyü yaralamak için çeşitli yöntemler kullanmıştı.

O sırada beş zirve imparatorun içinde sadece Şeytani İmparator Xuan Luo'nun savaş gücü kalmıştı.

Şeytani İmparator Xuan Luo'nun gücü Ölüm İmparatoru ile aynı seviyede ve hatta belki de ondan biraz daha güçlü olmalıydı. Zhao Feng bu eşsiz İmparator'u inceledi.

Şeytani İmparator Xuan Luo'ya “yarım adım Kutsal Lord” savaş gücüne sahip biri olarak bakılabilirdi, ancak asıl yetişim seviyesi açısından böyle bir şey yoktu. Mistik Işık Alemi, fiziksel dünyaya ve Gerçek Yuan'a odaklanıyordu. Biri ya bir yılandan ejderhaya dönüşürdü ya da bunu gerçekleştiremezdi.

Parçalanmış bir binanın önünde Zhao Feng ile Şeytani İmparator Xuan Luo karşı karşıya durdular. Aralarında yalnızca birkaç düzine metre vardı.

Alevli Şeytani İmparator Xuan Luo on metreden daha uzundu ve sırtından çıkan alev tabakası gökyüzüne ulaşıyordu.

Sadece Mistik Işık Alemindeki bir kişinin Kutsal Gücü Şeytani İmparator Xuan Luo'yu bastırabilirdi.

Zhao Feng bile Kutsal Yıldırım Vücut etkisi altında yalnızca birkaç metre boya ulaşabiliyordu ve o da Şeytani İmparator Xuan Luo'nun Kavurucu İblis Ruh Vücudu yüzünden şiddet ve ivme konusunda sıkıntılar yaşıyordu.

Ancak bu boy avantajı Şeytani İmparator Xuan Luo'ya pek güven sağlamıyordu. Yanan vücudu havada süzüldü ve öylece Zhao Feng'e saldırmaya cesaret edemedi. Bunun yerine temkinli bir şekilde hareket ediyordu. Birkaç dakika önce Zhao Feng'in üç imparatoru öldürmesini izlemişti.

Hu ~

Dük Sarayı'nda yer alan Boş Tanrı Alemi uzmanları kalpleri hızla atarken nefeslerini tuttu. Dezavantajlı olduğunu düşündükleri mor saçlı genç üç zirve imparatorunu hızla katletmişti ve dördüncüyü yaralamıştı. Şimdi ise eşsiz Şeytani İmparator Xuan Luo ile karşı karşıyaydı.

“Şeytani İmparator Xuan Luo, benimle dövüşmek mi istiyorsun?” Zhao Feng, Kutsal Yıldırım Vücudunun fiziksel aurası yükselmeye başladığında aniden konuştu.

Kutsal Yıldırım Vücudu'nun ilerlemesi son birkaç ay içinde yavaşlamıştı, ancak böylesine güçlü bir düşmanla yüzleştikten sonra aniden hızı artmaya başladı. Gerçekten de önceki hayatının gücünü kazandığından beri Zhao Feng böylesi güçlü bir rakiple mücadele etmemişti.

“Lord Koruyucu, savaşı uzun sürdürmeyin. Bu Zhao Feng, Bulut İpekböceği Aziz Kelebeğinin yardımının yanı sıra birçok farklı tekniğe sahip. Dük Sarayı'nda başka imparatorlar da var.” Bi Qingyue hızlı bir şekilde mesaj gönderdi.

Yaralıydı ve savaş gücü çok daha düşüktü. Zhao Feng'e karşı tetikte duruyordu. Artık Zhao Feng'i nasıl öldüreceğini düşünmüyordu. Yalnızca nasıl kaçabileceğini önemsiyordu ve Bi Qingyue'nin kaçmasının tek yolu Şeytani İmparator Xuan Luo'nun savaşmaktan vazgeçmesiydi.

“Geri çekilmek mi...? Şimdiye kadar hiç savaştan kaçmadım.” Şeytani İmparator Xuan Luo'nun acımasız bir yüz ifadesi vardı.

Son derece güçlüydü ve karşısındaki genç Cang Okyanusu'ndaki Sol Gözlü Göksel İmparator olsa bile bir gence karşı bu kadar kolay kaybedemezdi. Geri çekilecek olsa bile en azından şöhretini korumak ve karşısındaki insanlara bir ders vermek istiyordu.

“Benimle savaşmaya cüret mi ediyorsun?” Zhao Feng, Kutsal Yıldırım Vücudunu dolaştırıp maksimum seviyeye çıkardığında kükremeye başladı.

Boom!

Şeytani İmparator Xuan Luo'ya doğru yumruğunu savuran Zhao Feng'den bir ışık dalgası patladı.

Bu saldırının hızı ve patlayıcılığı Bi Qingyue'nin küçük dilini yutmasına neden olmuştu. Şeytani İmparator Xuan Luo bile hazırlıksız yakalanmıştı. Kimse bu gencin bu kadar güçlü olduğunu düşünmüyordu.

“Hmh!” Şeytani İmparator Xuan Luo'nun gözleri siyah bir dalgalanma ile parıldıyordu.

İleriye ya da geriye doğru hareket etmedi; yerinde öylece durup Zhao Feng'in saldırısını Şeytan Ruh Bedeni ile karşıladı.

Çat! Boom!

Zhao Feng'in fiziksel gücünü ve Kanlı Şeytan Güneşi soyunu içerdiği korkunç yumruk, Şeytani İmparator Xuan Luo'nun bedenini sarstı.

Hu~~

Şeytani İmparator Xuan Luo'nun vücudunda kaotik bir alev yanmaya başladı ve bu alev tüm vücuduna yayılmaya başladı. Şeytani İmparator Xuan Luo'nun yüz ifadesi acımasızdı. Kendi vücudundaki alevler, Kan Şeytan Güneşinden gelen alevleri yuttu.

Yetişimini yaptığı Kavurucu İblis Ruh Bedeni çok sayıda karanlık alevden oluşuyordu ve Kanlı Şeytan Güneşinden tamamen farklıydı.

Ancak Zhao Feng'in yumruğunun vücudundaki enerjinin bir kısmını emdiğini fark ettiğinde yüzü seğirmeye başladı.

Bam!

Zhao Feng, Şeytani İmparator Xuan Luo'nun siyah dalgaları tarafından geri fırlatıldı.

“Ölümsüz bir beden.” Zhao Feng Şeytani İmparator Xuan Luo'nun bedenine baktı. Attığı yumruktan dolayı büyük bir delik oluşmuştu ancak hızla iyileşiyordu. Bu, Zhao Feng'in yumruğunun Şeytani İmparator Xuan Luo'ya karşı hiçbir tehdit oluşturmadığı anlamına geliyordu. Ayrıca Zhao Feng, Kanlı Şeytan Güneşi soyunun rakibin alevleriyle karşı karşıya kaldığını ve soyunun can çalma etkisinin zayıfladığını fark etti.

Şeytani İmparator Xuan Luo'nun Şeytan Ruh Bedeni, Ölüm İmparatorunun Ölümsüz Ölüm Bedeni'nin İmparator'undan bile güçlüydü.

Zhao Feng'in gözü seğirmeye başladı. Ölüm İmparatoru'nun geçmişte Zhao Feng'e kaybetmesinin başlıca nedeni, Tanrı'nın Manevi Gözü ile mükemmel bir şekilde karşı saldırı yaptığı Ruh ve göz soyu teknikleri konusunda uzmanlaşmasıydı. Şeytani İmparator Xuan Luo bire bir savaşta Ölüm İmparatoru'ndan çok daha güçlüydü.

“Diz çök!” Şeytani İmparator Xuan Luo kükredi ve arkasındaki alevler büyürken koca elini salladı.

Shua!

Devasa bir el havada süzüldü ve şeytani alevlerle birlikte Zhao Feng'e doğru indi. Bu elin gücü Cenneti ve Dünya'yı sarsabilirdi ve ayrıca Niyeti de yüksek bir seviyeye ulaşmıştı.

Zhao Feng'in çevresi Gökyüzü Kilitleme Yayının yeteneğine benzer bir güç tarafından kilitlenmişti. Farkına bile varmadan Zhao Feng'in etrafı karanlık bir alev ile birlikte aşınmaya başladı.

Şeytani İmparator Xuan Luo'nun yeteneğinin, niyetinin, bedeninin ve ruhunun, Boş Tanrı Alemi'nin sınırına dayandığı söylenebilirdi. Bazı konular bakımından Mistik Işık Alemi alanına da girmişti, özellikle tekniklerinde bu görülebiliyordu. Ustalığı inanılmaz bir seviyeye ulaşmıştı.

Zhao Feng güçlü düşmanı karşısında biraz sıkıntı hissetti.

Bulut İpekböceği Aziz Kelebeğini, göz soyunu ya da Tanrı Müsibetleri Yıldırımını kullansaydı Şeytani İmparator Xuan Luo'yu yenmek onun için zor olmazdı. Ancak Zhao Feng bu lord hanedanının ünlü uzmanı ile savaşmak istiyordu.

“Kutsal Yıldırım Koruması!” Zhao Feng, Rüzgar Yıldırımın gücü ile Kutsal Yıldırımının fiziksel gücünü birleştirdi. Etrafında kadim bir yıldırım bariyeri oluştu. Bu bariyer altın ışıkla parladı ve bir gök gürlemesi sesi çıkardı.

Boom! Bam! Weng~~

Xuan Luo'nun gönderdiği devasa el Kutsal Yıldırım Koruması tarafından engellenerek patlama sesleri içinde dağıldı. Kutsal Yıldırım Koruması daha sonra dev eli uzaklaştıran altın renkli parlak bir yıldırım tabakası yaydı.

“Fiziksel güç ve yıldırım birleşimi mi? Bu nasıl bir savunma tekniği?” Şeytani İmparator Xuan Luo'nun kalbi sarsıldı. Güçlü saldırısı Zhao Feng'e zarar vermemişti ve hatta Kutsal Yıldırım Koruması tarafından karşı saldırıya uğramıştı.

Bam! Boom Boom~~~~!

Zhao Feng ve Şeytani İmparator Xuan Luo arasındaki savaş fazlasıyla yoğun bir hal almış, oluşan çukurlar bin metre yarıçaplık bir alanı kaplamıştı.