İllüzyon Balık Resminin 9 değişimi zihninde ileri geri oynatıldı.Zhao Feng bu görüntülerin içerdiği içgörünün çok derin olduğunu hissetti hatta 4 Rüzgar Duruşundan bile daha zordu.Eğer İllüzyon Balık Resmini tamamen kavrayabilirse, onun için faydalı olabilecek ödüller elde edebilirdi.

“Haha, eğer İllüzyon Balık Resminin 9 değişimini de anlayabilirsen, biz senin ustan olma hakkına bile sahip olamayacağız.” Beyaz cübbeli yaşlı adam gülümsedi.

Onların konuşmaları sırasında, beyaz cübbeli yaşlı adamın soyadının Zhang ve onun uzmanlığının düzenekler üzerine olduğunu öğrenmişti.Kırmızı suratlı yaşlı adamın ise soyadının Guan olduğunu ve hap ustası olduğunu öğrenmişti.

Zhao Feng onları “Yaşlı adam Guan” ve “Yaşlı adam Zhang” olarak isimlendirmeye karar verdi.

İkinci kattan ayrıldıktan sonra, Zhao Feng Yardımcı Papaz Qiu’nun ona artık daha farklı gözlerle baktığını fark etti.Eğer daha önce olsaydı onun gözünde ancak bir karınca gibi olurdu ama üçüncü testi geçtikten sonra Yardımcı Papaz Qiu sonunda bu gencin küçümsenmemesi gerektiğini anladı.

“Yaşlı adam Guan, niçin benimle kavga ediyorsun? Bu çocuğun bir düzenek dahisi olduğunu göremiyor musun?” Yaşlı adam Zhang öfkeli bir şekilde konuştu.

Sağlamlaştırma Alemindeki bir velet İllüzyon Balık Resminin 7.görüntüsüne kadar çözümleyebilmişti ve bunu oldukça kısa bir sürede yapmıştı.Yükselme Alemindeki düzenek ustaları bile bunu başaramazdı.

“Yanlış! Yaşlı adam Zhang, o çocuğun harika bir perspektif yeteneğine sahip olduğunu göremiyor musun? Bu bir hap ustası için gereken bir şey.” Yaşlı adam Guan sert bir şekilde cevap verdi.

Konuşurlarken, bir kez daha aralarında bir kavga patlak verdi.

Yardımcı Papaz Qiu şok içindeydi, böyle sıradan yeteneğe sahip bir gencin iki yardımcı liderin birden ilgisini çekeceğini hiç düşünmemişti.

O iki yardımcı lidere karşı saygı duymasının nedeni sadece Yarı-Gerçek Ruh Alemi seviyesinde olmaları değildi, ayrıca Klana büyük katkılarda bulunmuşlardı ve klandaki otoriteleri Elderlerin bir basamak altındaydı.

Binadan çıktıktan sonra, Zhao Feng Lord Guanjun ve diğer iki öğrenciyle buluştu.

Zhao Feng’in yine tam puan aldığını öğrenince Lord Guanjun’un yüzünde tatmin olmuş bir gülümseme belirdi.

Üçüncü test güneş batarken sona erdi ve gençler puanlarına göre Klana kabul edileceklerdi.

“Sadece ilk 20 kişi Klana alınacak.” Yardımcı Papaz Qiu konuştu.

Sonuçları beklerken gençler son derece gergindi.

“Birinci sıra Xiao Sun 8 puan, İkinci sıra Yun Mengxiang  7.5 puan…”  Klan öğrencilerinden biri sonuçları açıklamaya başladı.

“Onuncu sıra Zhao Feng , 6 puan!”

Onuncu sıraya gelindiğinde Zhao Feng kendi ismini duydu.Son iki testten tam puan almış olsa da, sonuçta toplam puanıyla yüksek sıralara yerleşememişti.

Yang Qingshan bile ondan daha yukarıda, 6. Sıradaydı.Nan Gongfan ise başarılı bir şekilde ilk 20’ye girerek 17. Sırayı aldı.

Üç öğrenci de kabul edilmişti.

Lord Guanjun çok mutlu ve gururluydu.Oraya öğrenci getiren eski kuşaklardan bir çok kişi vardı ve çok azı bütün öğrencilerini Klana sokabilmişti.

“Lord Guanjun, senin üç öğrencin de oldukça iyi.” Lord Cangtie güldü.

Lord Guanjun onun kelimelerindeki latifeyi anlayabiliyordu.3 öğrencisi de başarılı bir şekilde Klana girmiş olsa da, yetenekleri yüksek değildi, bu yüzden Klanın alt tabakasında yukarı çıkamayacaklardı.

Diğer taraftan, Lord Cangtie’nin torunu yüksek seviye yeteneğe sahipti ve ilk testin ardından Klana doğrudan alınmıştı.

Kısa süre sonunda bütün isimler açıklandı.Kırık Ay Klanına toplamda 22 öğrenci alınmıştı ve bunların arasında Değişken Vücuda sahip Sun Yunhao gibi oldukça yetenekli olanlar da vardı, kaldı ki Sun Yunhao bir Elder tarafından direk olarak öğrenci olarak alınmıştı bile.

Onu dışında Liu Yue’er, Xiao Sun ve Yun Mengxiang da üst düzey yetenekli öğrencilerdi.

Aynı gün.

Toplamda 21 öğrenci kayıt yaptırmak için “Dış Saha Sınıfı Şubesine” doğru yöneldi.Yardımcı Papaz Qiu “Dış Saha Sınıfı Şubesinin” düzenleyicisiydi ve onlara kuralları anlattı.

Gençler Dış Saha Sınıfı Şubesine doğru giderken büyük beklentiler içerisindeydiler.

“Aman tanrım, şu salon… “ Gençlerden biri aniden bağırdı ve gökyüzündeki azur sarayı işaret etti.

Azur saray gökyüzünde yüzüyordu ve etrafında antik bir his uyandıran yıldırım çarpmaları görünüyordu.

Bu sahneyi görünce gençlerin kalbi yerinden oynadı, bu tıpkı bir peri masalı gibiydi.Gerçekte Zhao Feng bu antik sarayı Klanın dışından zaten görmüştü ama ona yaklaştıkça daha fazla detay gözüne çarpmaya başladı.

“Orası “Yüzen Taç Sarayı” isimli Kırık Ay Klanının antik harabesidir ve orası Klanın yasaklı yerlerinden birisidir.Oraya izinsiz giren biri direk olarak öldürülür.” Yardımcı Papaz Qiu durumu basit bir şekilde anlatırken sesi oldukça soğuktu.

Gençler meraklarını bastırdı ve bu “Yüzen Taç Sarayı” onlara daha da gizemli gelmeye başladı.

Zhao Feng Yüzen Taç Sarayını incelerken keskin gözlerinde antik bir his uyandı ve sol gözü zonkladı.

Yolda giderken, manzara bütün gençlerin gözlerinin şaşkınlıkla açılmasına neden oldu.

Yardımcı Papaz Qiu sonunda 21 genci uyuyacağı yeri ayarladı ve Zhao Feng ile diğer iki öğrenci çoktan Lord Guanjun’a hoşça kal demişti.

Lord Guanjun ayrılmadan önce Zhao Feng’e derin bir şekilde baktı.Onun figürü git gide uzaklaştıkça sanki Zhao Feng’in kalbine saplanıyor gibi oluyordu.

“Sadece ustanın dileğini yerine getirmekle kalmayacağım ayrıca bu neslin en tepesine çıkacağım.” Zhao Feng’in kanı kaynarken iki yumruğunu da sıktı.

Klanların dünyası onu heyecanlandırmıştı.

Kırık Ay Klanının kurallarına göre, yeni öğrencilere birkaç günlük alışma sürecinin ardından bir “görev” verilecekti.

Aldıkları bakım ve kaynaklara karşılık Klan için bir şeyler yapmaları gerekiyordu ve bazıları iyi bazıları kötü olan farklı farklı görevler vardı.

Kötü görevlerden bazıları maden kazma ve bok taşımaydı ve harabe keşfi ile hayvan öldürme gibi tehlikeli olanlar da vardı.

“Üç gün sonra Klan bize “görev” verecek, Quan Chen’in bu işe burnunu sokup işi bizim için zorlaştırmasından korkuyorum.”

Yang Qingshan ve Nan Gongfan endişeliyken Zhao Feng sakindi.

Yeni dış saha öğrenciler 3 günlüğüne kalmak için ahşap odalara atandı ve daha birkaç saate kalmadan yeni öğrencilerle eski öğrenciler çatışmaya başladı.

Dışarıdan kavga sesleri gelmişti ama hızlı bir şekilde bu sesler durdu.

Zhao Feng ahşap odadan çıktı ve iki ya da üç tane yeni öğrencinin yerde nefes nefese olduğunu gördü.

“Yeni veletler, elbiselerimi yıkayıp bana su getirirseniz size katlanabilirim.”

Yüzünde yara olan bir adam yeni öğrencilere soğuk bir şekilde baktı.

“Şu Chen Feng, dış saha öğrencileri arasında 28. Sırada.Onun yeni öğrencilere zorbalık yapmakla ilgilendiğine inanamıyorum.”

Birkaç eski öğrenci kafası kaşıdı.

Chen Feng 28. Sıradaydı ve yetişimi 9. Derecenin zirvesindeydi.Zhao Feng onun gücü hakkında tahmin yürüttü ve Ye Linyun’dan biraz daha güçlü olduğu kanısına vardı.Gençler arasında en yüksek yetişime sahip olan Xiao Sun bile ona meydan okumaya cesaret edemezdi.

Chen Feng’in gücü karşısında birkaç dış saha öğrencisi gönülsüz bir şekilde onun elbiselerini yıkamaya gitti.

“He he, duyduğuma göre bu sefer iki tane fıstık gelmiş ve hatta biri prensesmiş.”

Chen Feng dudaklarını yaladı ve yavaşça prenses Yun Mengxiang’ın yaşadığı yere doğru yöneldi.

Gıcıııırt!

Yun Mengxiang kapısını açtı ve soğukça konuştu: “Bana dokunmaya cüret et bakalım.”

Chen Feng gülümsedi ve Yun Mengxiang’ı rahatsız etmeye cesaret edemedi.

Bulut Ülkesinin prensesi olarak, ülkenin ve klanın üst düzeyleri samimi ilişkiler içerisindeydi.

Bunun dışında, Xiao Sun da tecritteki en büyük aileden geldiği için Klan ile yakın bir ilişkisi vardı.

Liu Yue’er gibi biri de Yüksek Ruhani Vücuda sahip olduğundan iyi muamele görüyordu.Böyle yüksek yeteneğe sahip olanların geleceklerini parlak olma ihtimalinden dolayı, Chen Feng ona da küstahlık yapmaya cesaret edemezdi.

“Şu Chen Feng güçlüden korkan ve zayıfı ezen bir piçin teki.” Klanın yenileri nefretlerini kalplerinde tuttular.

Chen Feng Xiao Sun, Yun Mengxiang ve Liu Yue’er dışında herkese karşı oldukça kibirliydi.

Zhao Feng bunları soğuk bir şekilde izledi ama karışmadı.

O gece gençler heyecandan doğru dürüst uyuyamadı, Zhao Feng ise 4 Rüzgar Duruşundan içgörü kazanamaya çalışmayı bırakıp Gümüş Duvar Tekniği ve Geri Dönen Nefes Tekniğine çalışmaya başladı.

İlk iki duruşta zaten kusursuzlaşmıştı ve üçüncü duruş olan “Kısmi Rüzgar Duruşunun”  70-80%’ini halletmişti.

Zhao Feng hatta dördüncü duruş olan “Yanan Rüzgar Duruşunu” kullanmayı denedi ama o çok güçlüydü ve sadece bakması bile onu korkutmaya yetmişti.

Kısmi Rüzgar Duruşu keskinliğin zirvesini amaçlayan ve tek hedefli bir saldırı yeteneği iken Yanan Rüzgar Duruşu yıkımı amaçlayan, yoluna çıkan her şeyi yakan bir yetenekti.

Sabah olunca Zhao Feng pozisyonundan kalktı ve esneyerek kapıdan dışarı çıktı.

“Velet! Çoraplarımı yıka!” Tesirli ve kibirli bir ses yükseldi.

Zhao Feng bu sesin sahibinin dış saha öğrencileri arasında 28. Sırada bulunan Chen Feng olduğunu gördü.

Chen Feng’in sesi soğuk ve kibirliydi.Bir çift kokmuş çorabı Zhao Feng’in önüne attı ve Zhao Feng’in onları yıkayacağından emin bir şekilde ardına dönüp gitti.

Gerçekte, Chen Feng onlar hakkında bütün bilgilerden haberdardı.Örneğin, Zhao Feng sıradan yeteneğe ve yüksek olmayan yetişime sahipti, bu yüzden Chen Feng’in onun intikam alacağı konusunda bir kaygısı bulunmuyordu.

“Bu herif gerçekten bunu yapacağımı mı düşünüyor?”

Zhao Feng ellerini dalgalandırırken yüzü karardı ve Chen Feng’in kokmuş çoraplarını paramparça eden kaotik bir rüzgar ortaya çıktı.

Bu sahne uykudan daha yeni uyanmış olan Yang Qingshan ve Nan Gongfan’ın yüz ifadesini çarpıcı bir şekilde değiştirdi.