King of Gods - Bölüm 858: Kötü Tanrı Düşünce Bedeni

---

 

Bölüm 858: Kötü Tanrı Düşünce Bedeni

 

O sırada, Şeytani Gökyüzü Kulesinin içinde bulunan kalan Tanrı gücü sarsılmaya başladı. Zhao Feng ve Mo Dongyao, Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin köşelerinden mor ve kan renkli bir ışığın çıktığını ve en üst katın tam ortasında bulunan siyah renkli futon ile etkileşime girdiğini gördüler.

 

Nan Gongsheng siyah futonun üzerinde oturuyordu.

 

Peng! Peng! Peng! Peng!

 

Vücudunda bir çeşit kaynak varmış gibi görünüyordu. Bu kaynak ise kalbe dönüşmüş ve mor-kan renkli ışıklar çağırmıştı. Tam o anda yasaklı bir Kötü Tanrı gücü dalgası, Şeytani Gökyüzü Kulesi'nden başlayarak tüm Xie Yang Sarayı'nı dolaştı.

 

Şeytani Gökyüzü Kulesi'nde bulunan Xuanyuan Wen, Zhao Yufei ve kavrama durumunda olanlar nefes alamıyordu ve vücutlarındaki Gerçek Yuan ile kan donmaya başladı.

 

“Ne oldu!? Neden kalan Tanrı'nın gücü en üst kata doğru toplanıyor?”

 

Xuanyuan Wen hayrete düşmüştü. Son iki gündür Tanrı'nın geri kalan gücünü sessizce kavrıyordu ve bu gücün kimseye ait olmadığını fark etmişti. Hatta Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin içinde öylece duruyordu.

 

Kalan Tanrı gücü kontrol edilemediği ya da kimseye ait olmadığı için bu kadar zamanın ardından son derece zayıftı. Ancak zayıf olmasına rağmen bu gücün rütbesi hâlâ rahatlıkla normal Krallar'ı ve İmparatorlar'ı aşardı. Normal Mistik Işık Alemi Kutsal Lordlar'ı bile belli bir dereceye kadar bastırılırdı.

 

Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin hemen arkasında Gökyüzü Tehir Sarayı, İmparatorlar, Dokuz Karanlık Sarayı, Gökyüzü Kılıç Köşkü, Duanmu Ailesi ve yanındakiler, koyu renkli mühürlü metalik bir binanın önünde toplandılar.

 

Bu mühürlü metalik bina Tanrı'nın Dizisi Binası ve Xie Yang Sarayı'nın Yasaklı Dizisinin çekirdeğiydi.

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın önünde Xin Wuheng ve Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge duruyordu. En öndeydiler ve yanlarında birkaç tane dizi ustası vardı. Merkezde dizilerden yapılmış beş renkli bir girdap vardı.

 

Weng ~ ~

 

Kalan Krallar uzun bir çizgi oluşturdular ve gerçek Yuan'larını önlerindeki Kral'ın omzuna doğru birleştirdiler. Daha sonra bir Gerçek Yuan dalgası Xin Wuheng ve yanındakilere doğru aktı ve daha sonra beş renkli girdap dizisine doğru yöneldi.

 

Xin Wuheng ve Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge beş renkli girdap dizisinin önünde durdular ve beş renkli girdap dizisinin içindeki gücü çağırmak için derin bir teknik kullandılar. Beş renkli girdap dizisinden bir rün fırladı ve Tanrı'nın Dizisi Binası'na doğru ilerledi.

 

Weng ~ ~

 

Tanrı'nın Dizisi Binası'nın yüzeyinde dalgalanan ilahi ışık kimsenin nefes alamamasına neden olan korkunç bir aura açığa çıkardı. Ancak daha sonra karanlık binanın yüzeyinde beyaz renkli bir kapı oluşmaya başladı.

 

“İncelemeyi bitirmemize az kaldı.” Xin Wuheng rahat bir nefes aldı.

 

“Kardeş Xin'in Cennetin Mirası gizli tekniklerinde böyle bir ustalık seviyesine ulaşmasını beklemiyordum....” Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge garip bir ifade ortaya çıkardı.

 

“Cennetin Mirası gizli teknikleri hakkında biraz bilgim var. Kardeş Zhuge kadar bilgili değilim tabii,” Xin Wuheng alçakgönüllülükle söyledi.

 

Nasıl alacağını bilse bile bunu tek başına yapmak onun için zor olurdu. Neyse ki Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge son derece bilgili bir dahiydi. Cennetin Mirası gizli tekniklerindeki ustalığı daha da tamamlanmıştı.

 

Sonunda tüm Krallar güçlerini toplarken bir atılım noktası bulmayı başardılar.

 

“Hmm?” Xin Wuheng'in Şeytani Gökyüzü Kulesi'ne doğru döndüğünde bir anda kaşlarını çattı. Bir yasaklı Tanrı gücü aniden Şeytani Gökyüzü Kulesi'nden Xie Yang Sarayı'nın geri kalanına doğru savruldu.

 

"Bu güç...!"

 

Tüm Kralların yüz ifadeleri büyük ölçüde değişti. Sanki büyük bir dalganın içindeydiler ve sabit duramıyorlardı.

 

Yasaklı aura geldiği anda herkesin vücudundaki tüm güç donmuştu ve Tanrı'nın Dizisi Binası'nın önündeki Krallar tıpkı zombi gibiydi. Sadece Xin Wuheng, Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge ve az sayıda insan neler olduğunu görebiliyordu.

 

“Şeytani Gökyüzü Kulesi'nde kalan Tanrı gücü sanki uyanmış gibi. Bir araya toplanıyor...” Xin Wuheng'in gözleri parıldıyordu.

 

Daha önce Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin içine girdiği için bu konuda bir şeyler anladı. Xin Wuheng Tanrı'nın gücünü bulmuştu. Sahibi yoktu ama yeterince şansı olmadan ve kader yazmadan, orada olduğunu bilseler bile bu gücü elde edemezlerdi.

 

Bunu geçtim kimse o şeye dokunmaya bile cesaret edemezdi. Eğer birisinin yetişimini yaptığı teknik, Kadim Tanrı Xie Yang'ın yetişimini yaptığı teknikle aynı çizgide olursa küçücük bir umut ortaya çıkabilirdi.

 

Xin Wuheng'in yetişimini yaptığı teknik tamamen farklıydı, bu yüzden o gücü elde edemedi. Aksine diğerlerinden daha da uzağa saklanmak zorunda kaldı.

 

Bunun dışında Xin Wuheng, Şeytani Gökyüzü Kulesi'nde bulunan tüm Tanrı gücünü etkileyebilecek zihinsel bir enerji aurası hissetti. Risk almak istemiyordu, bu yüzden Şeytani Gökyüzü Kulesi'ne gitmekten vazgeçti.

 

Xie Yang Sarayı'nın dışında:

 

Peng ~ Boom!

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası'nın muazzam siyah pullu gövdesi Tanrı'nın Yasaklı Dizisi'ne giriyordu. Tanrı'nın Yasaklı Dizisinde giderek daha fazla kusur ortaya çıktı ve ara sıra çatlaklar beliriyordu. Mor ve kan renkli ışık eskisi kadar güçlü değildi.

 

"Ha? Tanrı gücünün zayıf bir izi...” Kara Yıkım Yılan Ejderhası temkinli ve şaşkın bir ifadeyle aniden durdu.

 

Hu~~

 

Kötü Tanrı'nın yasaklı gücünün dalgalanması Xie Yang Sarayı'nın dışında bile görülüyordu.

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası hareket etmemesine rağmen gözlerinde ciddi bir ifade vardı. Kim bilir kaç bin yıl boyunca mühürlendikten sonra Kara Yıkım Yılanı Ejderhası son derece zayıftı ve vücudunun etrafında hâlâ Yuan Mühürleme Kutsal Zincirleri olduğu için yeteneklerinin çoğunu kullanamıyordu.

 

Kara Yıkım Yılan Ejderhası da Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin en üst katında neler olduğunu görememişti. Zhao Feng ve Nan Gongsheng üzerindeki Yıkım İşaretleri çoktan çözülmüştü ve Mo Dongyao'nun bedenindeki Yıkım İşareti ise Kadim Tanrı silahı tarafından yok edilmişti.

 

Bu nedenle o üçünün dışında hiç kimse Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin en üst katında neler olduğunu bilmiyordu.

 

Zhao Feng ve Mo Dongyao önlerindeki bulunan şaşırtıcı sahneye baktı. Nan Gongsheng siyah futonun üzerinde oturdu ve Şeytani Gökyüzü Kulesi'nden gelen mor ve kan renkli ışık üzerine toplandı.

 

Hu~~

 

Nan Gongsheng'in alnındaki mor ve kan renkli sembol aşırı kötücüldü ve tıpkı ikinci bir kalp gibi görünüyordu. Üstüne üstlük derisinde mor ve kan renkli kötü görüntüler de belirmişti.

 

Shua! Boom!

 

Mor ve kan renkli uzaysal bir alan üzerini kaplarken Nan Gongsheng acı bir ifade ortaya koydu. Uzaysal alan gümüş parıltılarla doluydu. Mor-kan renkli ışıklar uzaysal alanla birleştikçe somut bir hal almaya başladı.

 

“Küçük Dünya... Kötü Tanrı Kristali...” Zhao Feng'in Tanrı'nın Manevi Gözü neler olduğunu gördü.

 

Sadece birkaç nefesle Nan Gongsheng'in uzaysal alanı, mor ve kan renginde gümüş duvarları olan küçük bir dünyaya dönüşmüştü.

 

Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin mor ve kanlı ışığı Küçük Dünya'nın merkezindeki Kötü Tanrı Kristaline girdiğinde Nan Gongsheng'in güç kaynağına bağlanmaya başladı.

 

“Kahretsin! Nan Gongsheng'in Niyeti etkilendi!”

 

Zhao Feng, siyah futondan gelen kötü bir zihinsel enerji dalgalanmasının, mor ve kan renginde ışık ile birlikte Nan Gongsheng'in güç kaynağında birleştiğini hissetti. Nan Gongsheng'in yüzü, cildindeki mor ve kan renkli çiçek görüntüleri daha parlak hale geldikçe garip bir hal almaya başladı.

 

“Kim var orada!?” Zhao Feng, Göz Niyetini dolaştırdı ve Tanrı Müsibetleri Yıldırımı'nın yüzlerce sembolü yandı. Fakat Zhao Feng sadece Göz Niyetinden biraz baskı yaydı ve tam olarak saldırmadı.

 

Zihinsel enerji Nan Gongsheng'in vücudunun kontrolünü zorla ele geçirseydi Zhao Feng ve Mo Dongyao onu durdurabilirdi ama bunun için hazırlıklı görünüyordu. Siyah futonun içinde saklandı ve daha sonra Nan Gongsheng'in vücuduna girerken mor ve kan renginde ışıkla birleşti.

 

“Zezeze... Tanrı Müsibetleri'nin gücü ve Kadim bir Tanrının aurası mı? Şaşırdım doğrusu...” Nan Gongsheng'in bedeninden bir ses daha geldi.

 

Nan Gongsheng Tanrı gücü tarafından asimile edilmişti ve uzaysal alanı ile güç kaynağı da değişmişti. Zihinsel enerjisi ve tutumu bile değişmişti.

 

“Zihinsel Enerji Düşünce Vücudu” Yaşlı bir ses konuştu.

 

Jiang!

 

Cennet ve Dünya'yı kesecekmiş gibi görünen ölümsüz bir Kılıç Niyeti, Mo Dongyao'nun elindeki Kadim Tanrı silahından açığa çıktı. O sırada Küçük Kılıç Azizinin ana hatları Mo Dongyao'nun arkasındaki yarı şeffaf kılıç ışığında ortaya çıkmıştı.

 

“Zihinsel Enerji Düşünce Vücudu mu!?”

 

Zhao Feng düşünmeye başladı. Bir Zihinsel Enerji Düşüncesi Yarı Tanrı Kısmi Düşüncesine benziyordu ancak daha eksiksiz bir haliydi. Bir çeşit ruha dönüşebilecek ve dış dünyayı etkileyebilecek belirli bir miktarda zihinsel enerji içeriyordu.

 

“Hahaha... Aynen öyle. Ben Kadim Tanrı Xie Yang'ın Okçuluk Tanrısı Zihinsel Enerji Düşünce Bedeniyim.”

 

Nan Gongsheng'in vücudunda yarı şeffaf mor ve kan rengi bir figür belirdi. Benzersiz bir zihinsel enerji durumundaydı. Bir ruh ya da niyet değildi ama dış dünyayı etkileyebilecek bir düşünceydi resmen.

 

“Çok şanslı...” Zhao Feng rahat bir nefes aldı. Kadim Tanrı Xie Yang'ın niyeti olsaydı çok kötü olurdu. Kadim bir Tanrı'nın Niyeti kimin yaşayıp kimin öleceğine karar verebilirdi ve tüm Xie Yang Sarayı'nı bile kontrol edebilirdi. Unutulmuş Yarı Tanrı Bahçesinde bulunan Yarı Tanrı Niyetine benziyordu, ancak Xie Yang Sarayında herhangi bir Kadim Tanrı niyeti olmadığı belliydi, burası yalnızca kimseye ait olmayan unutulmuş bir saraydı.

 

Bu düşünce bedeni ruhun herhangi bir parçasını içermediğinden dolayı birinin bedenini çalamazdı ama başkalarını etkileyip asimile edebiliyordu.

 

“Siz insanların bana böyle bir sürpriz yapmanızı beklemiyordum. Bu adamın etki alanı ve güç kaynağı Usta Xie Yang'ın Kötü Tanrı Kristali ile birleşti. Hehe... Bu insan, Şeytani Gökyüzü Kulesi'nin geri kalan gücünün yeni bedeni olacak. Yani şöyle bir düşünürsek benim yeni bir hayatımın olacağını da söyleyebiliriz.” Yarı şeffaf mor ve kan renkli bir figür, Nan Gongsheng'in vücudundaki güç kaynağına dönüştüğü için kendini beğenmiş bir şekilde gülümsedi.

 

Bunu duyunca Nan Gongsheng'in yüz ifadesi büyük ölçüde değişti. Bu Kötü Tanrı Zihinsel Düşünce Vücudunun aklından neler geçtiğini biliyordu. Kötü Tanrı Zihinsel Düşünce Bedeni bir bedeni çalamasa da Nan Gongsheng'i başka bir kişiye dönüştürebilirdi. Nan Gongsheng hâlâ “Nan Gongsheng” olurdu ama kişiliği bambaşka bir şeye dönüşürdü.

 

“Hmh! Sen sadece değersiz bir Zihinsel Düşünce Bedenisin. Nan Gongsheng'in Kadim Tanrı Xie Yang gibi birine dönüşmesine izin vermeyeceğim.” Zhao Feng soğukkanlılıkla kıkırdadı.

 

“Tanrı... Gözü... Bakışı...!”

 

Genç adamın sol gözü bir uçurumun diğer tarafına uzanan derin mor renkli bir girdap haline geldi. O sırada zihinsel enerjiyi çeken bir emme kuvveti ve ruhları Nan Gongsheng'i sardı.

 

“Hahah... Bu güç beni tehdit edecek kadar güçlü değil.” Nan Gongsheng'in bedeninde bulunan Şeytani Tanrı Zihinsel Düşünce Bedeni güldü. Zihinsel enerjisi son derece güçlüydü. En azından Mistik Işık Diyarı Kutsal Lordlarıyla kıyaslanabilirdi.

 

“Sana bir şey yapacağımı kim söyledi?”

 

Hemen ardından mor gümüş renkli bir ruh Nan Gongsheng'in bedenini terk etmek üzereydi.

 

“Nan Gongsheng'in ruhu!” Mo Dongyao şaşkın bir şekilde bağırdı.

 

“Ne...!? Dur!” Kötü Tanrı Zihinsel Düşünce Vücudu, şeytani zihinsel enerji alanı tüm bölgede dolanırken bağırdı.

 

Zihinsel Düşünce Bedeni olsa ve canlıların düşüncelerini etkileyebilse de bir bedeni ele geçiremezdi. Nan Gongsheng'in ruhu alındıktan sonra planları bozguna uğrardı. Ruhu olmayan bir kabuğu asimile edemezdi sonuçta değil mi?

 

“Nan Gongsheng'in kişiliğinin değişmesine izin vermek yerine onun ruhuna bakmama ne dersin?”

 

Mor saçlı gencin gözleri ilahi mor yıldırım içeriyor gibiydi. Her kelimeyi duraksayarak söylüyordu.