King of Gods - Bölüm 854: Ölümsüz Ruh

---

 

Bölüm 854: Ölümsüz Ruh

 

Nan Gongsheng bir ayağıyla Zhao Feng'in omzuna bastı, böylece tüm vücudu havada duruyordu. Bu durum ise sıcaklığın sadece %50-60'ıyla yüzleşmesi gerektiği anlamına geliyordu..

 

Whoosh!

 

Elindeki dünya sınıfı gümüş kırbaç nihayet mor ve gümüş renkli bir parıltı ile bronz hayalet canavar kalkanının etrafına sarılmayı başardı.

 

Shu~~

 

Dünya sınıfı gümüş renkli kırbaç erimeye başlamıştı.

 

Sii!

 

Korkunç sıcaklık tüm kırbacın etrafında dolandı ve Nan Gongsheng'in avcu duman içinde kaldı ama neyse ki Zhao Feng'in Buz İmparatorluk Bariyerinin içerisindeydi ve bu da sıcaklığı azaltıyordu.

 

“Gel!” Nan Gongsheng Kutsal Şeytani Tekniğini ve uzaysal tekniklerini dolaştırdı. Dünya sınıfı silahın olduğu yerin yakınında gümüş bir dalgalanma oluştu ve büyük bir emme kuvveti ortaya çıktı.

 

Shua!

 

Bronz kalkan kenara açıldı ve standart altı bir Tanrı silahının basıncı neredeyse Nan Gongsheng'in sınırlarını aşıyordu. Nan Gongsheng'in yüzü kıpkırmızı olmuştu, ancak bu kritik anda uzaysal alanını etkinleştirdi ve etrafında mor ve kan renkli bir sis tabakası dalgalandı.

 

Bir anda Nan Gongsheng'in alnındaki mor ve kan rengindeki iz yanıp söndü ve saçları tamamen mor bir hal aldı. Kendisinden yayılan şeytani güç yeni bir seviyeye yükselmişti.

 

Weng ~ ~ Boom!

 

Kötü Tanrı Kristali ile kaynaşmış olan uzaysal alanı, mor ve kan renkli ışık kalkanı sararken bir Küçük Dünya yeteneğine sahip görünüyordu.

 

“Başarılı!” Nan Gongsheng çok neşelendi ve heyecanlandı.

 

Zhao Feng'in ise övgü dolu bir ifadesi vardı. Bu kritik anda Nan Gongsheng'in Kötü Tanrı Kristali'ni kullanma yeteneği mükemmel bir hal almıştı. Kutsal Şeytani Tekniği'nin yetişimini yaptıktan sonra Nan Gongsheng'in Kötü Tanrı Kristali kontrolü çarpıcı bir seviyeye ulaşmıştı.

 

Nan Gongsheng'in uzaysal alanının çekirdeği Kötü Tanrı Kristali'ydi ve birçok standart altı Tanrı kristaliyle destekleniyordu. Küçük Dünya'da olmayan herhangi bir alana karşı Nan Gongsheng'in uzaysal alanının eşi benzeri olmadığı söylenebilirdi.

 

Sii!

 

Nan Gongsheng'in eli yanmaya başladı ve hemen eriyen Dünya sınıfı silahını bıraktı.

 

“Şimdilik geri çekilin.” Ayakları da yanmaya başladığı esnada Zhao Feng bağırdı. Mavi Yılan Kral'dan bile daha uzun süre orada kalmayı başarmıştı.

 

Mavi Yılan Kral'ın bedeninin ve soyunun Gerçek Ejderha Irkına yakın olduğu ve bir Buz Ejderhası olduğu biliniyordu.

 

Shu~~~~

 

Zhao Feng'in ayağındaki ayakkabılardan duman çıkmaya başladı ve neredeyse alev alıyordu.

 

Peng!

 

Daha sonra Zhao Feng fiziksel gücünü dolaştırdı ve başka bir Tanrı Katleden Okun olduğu yöne doğru ilerlerken roket gibi yukarı fırladı.

 

Çat!

 

Fırladığı anda Zhao Feng'in ayakkabıları kömüre dönmeden hemen önce yeşil alevler açığa çıkardı.

 

Whoosh~~~~!

 

Zhao Feng ve Nan Gongsheng son derece süratli bir şekilde durdukları bölgeyi terk ettiler. Hedefleri ikinci Tanrı Katleden Oktu.

 

Şimdi toplam iki tane Tanrı Katleden Ok vardı ve birkaç tane Boş Tanrı Alemi Kralı, en yakında olan ok için savaşıyordu. Her ne olursa olsun bu oklar yine de standartların altında bir Tanrı silahıydı.

 

Şu anda en büyük avantajı olan kişi Gökyüzü Tehir Sarayından gelen turuncu elbiseli kadındı.

 

“Gel!” Turuncu cübbeli kadın hafifçe parmağını şakırdattı ve üç renkli bir ışık demeti havada dönerek Tanrı Katleden Ok ile etkileşime girdi.

 

Diğer silahlara kıyasla Tanrı Katleden Okunu elde etmek daha kolaydı.

 

Etrafta bulunan Krallar daha oklara bile yaklaşamadan üç renkli güçlü ışık demeti yüzünden geri püskürtüldüler. Turuncu elbiseli kadın, Gökyüzü Tehir Sarayının en güçlü üç kişisinden biriydi.

 

Zhao Feng ifadesiz bir şekilde, “Bu Tanrı Katleden Ok benim,” dedi.

 

Turuncu cübbeli kadın gülümseyerek, “Yiyorsa gel al o zaman.” dedi.

 

Standart altı Tanrı silahları, Mistik Işık Diyarı Kutsal Lordları ve Yarı Tanrı'ların bile karşı koyamayacağı bir şeydi.

 

Turuncu elbiseli kadın, Zhao Feng'in gücünü merak ediyordu, bu yüzden onun gücünü test etmek istedi.

 

“Bırak ben halledeyim.” Nan Gongsheng, gümüş-mor renkli bir parıltı haline dönüştü ve turuncu elbiseli kadına doğru yöneldi.

 

Turuncu cübbeli kadın, muazzam bir kötü güç dalgalanması hissetti ve bu güç, Uzay'ın gücüyle birleşmiş gibiydi. Yıldırım kadar hızlıydı ve karşı koymak son derece zordu.

 

“Üç Katmanlı Lotus Ateşi!” turuncu cübbeli kadın bağırdı ve vücudunda üç renkli bir ışık aniden sarsılarak üç tane lotus oluşturdu.

 

Birden sanki çiçek açmış gibi bir hal aldı. Ayrıca, bu lotusların her katmanı farklı elementlere sahipti. Yeşil, kırmızı ve mor renkli lotuslar sırasıyla rüzgar, ateş ve yıldırımı temsil ediyordu.

 

Boom! Peng!

 

Üç katmanlı bu lotuslar mor ve gümüş renkli bir dalgayla karşı karşıya geldi.

 

“Bu kadın Zirve-kademe Krallardan bile biraz daha güçlü...” Nan Gongsheng'in yüz ifadesi, etrafında bulunan gümüş parıltılarla birlikte mor ve kan renginde bir ışık tabakası ortaya çıkarken ciddi bir hal aldı. Gümüş parıltılar, imparatorların bile yüz ifadelerini değiştirebilecek şeytani bir güç yayıyordu.

 

Çat! Boom!

 

Nan Gongsheng ellerini dışarıya doğru itti ve arkasındaki uzaysal alan turuncu cübbeli kadının uzaysal alanını kırdı.

 

Bu adam çok garip! Turuncu cübbeli kadının yüzü geriye doğru çekilirken kıpkırmızı oldu.

 

Ortaya çıkan bu manzara, Xuanyuan Wen ve Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge'ın yüz ifadesinin değişmesine neden oldu.

 

Kıdemli Dövüşçü Kardeş Zhuge mırıldanarak “Nan Gongsheng'in fiziksel saldırılar açısından korkutucu olmasıyla ilgili çıkan haberler yanlış değilmiş ve harbiden bir Şeytani Tanrı Kristalini uzaysal alanıyla birleştirmiş,” dedi.

 

Mor Saçlı Şeytani İkili'nin en gizemli ve korkutucu kişisi açıkça Zhao Feng'di, ancak Zhao Feng'in yetişim seviyesi düşüktü. Vücudunun nispeten güçlü olması dışında diğer fiziksel yönleri o kadar güçlü değildi. Zhao Feng, ruh boyutundaki yetenekleri yüzünden korkunçtu.

 

Biri fiziksel anlamda resmen bir canavardı, diğeri ise ruh boyutu konusunda herkese meydan okuyabilirdi. Mor Saçlı Şeytani İkili mükemmel bir çift olmuştu.

 

“Gel!” Zhao Feng, beyaz bir sis tabakası ortaya çıkıp gümüş renkli Tanrı Katleden Oku yutarken güldü.

 

Turuncu cübbeli kadın ise ortaya çıkan dalgalar kalbini sarsarken kendisini dengelemeye çalıştı. Mor Saçlı Şeytani İkili ona birlikte saldırmamıştı. Daha gizemli olan Zhao Feng hiçbir şey yapmamıştı. Nan Gongsheng tek başına olmasına rağmen onu bastırmayı başarmıştı çünkü.

 

Sadece bir saldırının ardından turuncu cübbeli kadın geri doğru uçuruldu ve Zhao Feng, ikinci Tanrı Katleden Okunu elde etti.

 

Tam o sırada Luo Zun ve buruşuk suratlı yaşlı, üçüncü Tanrı Katleden Oku elde etmişti. Zhao Feng başını salladı ve işleri zorlamaya çalışmadı.

 

Son altı Tanrı silahına gelirsek, ince yeşim kılıcı için verilen mücadele son aşamalara ulaşmıştı.

 

“On sekiz Cennet Kılıcı!”

 

Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen siyah cübbeli kadının gözlerinden güçlü bir Kılıç Niyeti ışını çıktı ve yarı şeffaf kristal kılıç, büyük bir kılıç ışığı girdabı oluşturdu.

 

Boom! Boom! Shua!

 

Kristal kılıç her hareket ettiğinde girdap şiddetini arttırıyordu. Ortaya çıkan bu şey dış dünyada bulunan dağları ve gölleri parçalamak için yeterliydi.

 

Normal Boş Tanrı Alemi Kralları, onun bir kılıcını bile engelleyememişti. Güç konusunda Xie Yang Sarayı'na girmeden önce Jiu Wuji ile kıyaslanabilirdi.

 

Ancak rakibi daha da güçlüydü.

 

Ding! Ding! Ding...!

 

Mor bir figür havaya doğru uçtu. Derisi kristal gibiydi. Saldırıları kolayca engelleyebiliyordu.

 

“Sen benim dengim değilsin.” Zhao Yufei, bir insana ait görünmeyen yeşim benzeri bir eli uzattı ve mor bir dalgalanma anında siyah cübbeli kızın saldırısını parçaladı.

 

Siyah cübbeli kız daha şimdiden öldürücü hamlelerini yapmıştı, ancak rakibine zarar bile veremiyordu. Yüzünde acı bir gülümseme oluştu.

 

Ceng! Ceng!

 

Tam o anda, gümüş-mor renkli bir tabaka savaştıkları yere doğru uçtu.

 

“Mor Saçlı Şeytani İkili!”

 

Siyah cübbeli kızın yüz ifadesi daha temkinli bir hal alırken değişti.

 

Küçük Kılıç Azizi bir kılıca dönüşmüştü ve şu anda gizemli bir durumdaydı. Muhtemelen bu sıkıntı çıkarabilecek Mor Saçlı Şeytani İkili'yi idare edebilecek tek kişi oydu ve kimse onun ölü mü yoksa diri mi olduğunu bilmiyordu.

 

“Yufei, sana yardım etmeme izin ver.” Zhao Feng elini salladı ve Küçük Dünya'nın beyaz sisi, koyu yeşil renkli yeşim kılıcının kaçmasını engelledi.

 

“Kardeş Feng, tam zamanında geldin.” Zhao Yufei, Küçük Dünyası'nı dolaştırıp Zhao Feng ile bir kıskaç saldırısı oluşturduğunda yüzünde güller açıyordu. O sırada Ruhsal Irk soyu, koyu yeşil renkli yeşim kılıcını kaplayan Yuan Qi'nin büyük bir dalgalanmasını çağırmıştı.

 

Nan Gongsheng ellerini salladı ve gümüş-mor renkli ışınlar standart altı Tanrı silahına doğru ilerledi.

 

Birlikte yaptıkları bu saldırının ardından bir süre sonra Zhao Yufei, ince yeşim kılıcını başarıyla elde etmeyi başardı.

 

“Teşekkürler, Feng Kardeş ve Kıdemli Dövüşçü Kardeş Nan Gong. Bu standart altı Tanrı silahı Ahşap elementi gibi duruyor, bu yüzden bunu Kıdemli Dövüşçü Kardeş Duanmu'ya verirsem, gücünün daha fazlasını açığa çıkarabilir.” Zhao Yufei sevinçle söyledi.

 

Boş Tanrı Aleminde olan birisi için standart altı bir Tanrı silahının gücünü açığa çıkarmak son derece zordu. Belki Xuanyuan Wen kadar güçlü biri bunu deneyebilirdi ancak pek verim alamazdı.

 

Standart altı Tanrı silahlarını bir kenara bırakırsak normal İmparatorlar, Cennet sınıfı silahlar ve Miras Kalmış Kutsal Silahlar için bile bir eşyanın tüm gücünü açığa çıkarmakta zorlanırdı.

 

Burada elde edilen herhangi bir standart altı Tanrı silahı büyük olasılıkla elde eden kişilerin arkasındaki güçlere verilecekti ve bu silahlar, tüm kıtanın kaderini etkileyebilecek ölüm makineleri haline gelebilirdi.

 

Elbette, Zhao Feng'in Puslu Uzaysal Dünya'sı farklıydı. Sadece destek tipi bir öğeydi, bu yüzden yetişim konusunda yüksek bir gerekliliği yoktu.

 

Duanmu Ailesi, standart altı bir Tanrı silahı elde ettiği için çok sevinçliydi, ancak Arıtma Binası'nda bulunan bir Kadim Tanrı silahı henüz elde edilmemişti.

 

Havada bulunan Küçük Kılıç Aziz kılıç ışığı, yeşil kılıç ışığı yayan paslı bronz kılıçla birleşmeye başladı. Herkes Küçük Kılıç Azizinin elinin şimdiden parçalanmış Kadim Tanrı kılıcının üzerinde olduğunu görebiliyordu.

 

“Çok garip. Küçük Kılıç Azizinin Gerçek Yuan ve yaşam aurası sınıra ulaştı, ancak ruhu ve Kılıç Niyeti tamamen yeni bir seviyeye ulaştı.” Zhao Feng sol gözünün gördükleri karşısında şaşırdı.

 

Küçük Kılıç Azizi, Gerçek Yuan'ını ve ruhunu bir kılıca dönüşmek için yakmıştı. Ama bu durum aslında ruhunun gücünü arttırmıştı.

 

Teorik olarak bir kişinin ruhu güçlenirse, yaşam süresi de artardı, ancak ne yazık ki Küçük Kılıç Azizinin bedeni sınırına ulaşmıştı. Yaşam gücü solmaya başlamıştı.

 

“Kıdemli Kılıç Azizi, Kadim Tanrı silah tarafından tanındı ama ne yazık ki hayatı sona ulaştı...” Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen siyah cübbeli kız ve yanındakilerin suratında hem pişmanlık hem de sempati dolu ifadeler vardı ve orada bulunan herkes son derece saygılıydı.

 

Bazı Krallar içlerini çekti ve geri çekilmeye başladı. Küçük Kılıç Azizinin dışında hiç kimse, Kılıç Dao'yu ya da hayatından vazgeçip kılıca dönüşme cesaretine ulaşamamıştı. Kadim Tanrı kılıcının tanıdığı tek kişi Küçük Kılıç Azizi'ydi.

 

Zhao Feng ciddi bir ses tonuyla konuştu, “Ölüm elbet herkese uğrayacak ama ruh ölümsüzlüğü yakalayabilir.”

 

Ölümsüz ruh mu? Gökyüzü Kılıcı Köşkünden gelen siyah cübbeli kız ve yanındakiler bir ürperti hissetti ve düşünmeye başladı.

 

Weng ~ Jiang!

 

Küçük Kılıç Azizinin dönüştüğü parlak kılıç ışığı, sanki bir şey hissetmiş gibi aniden kararmaya başladı.