King of Gods - Bölüm 752: Ölüm'ün Sözleri

---

 

Bölüm 752: Ölüm'ün Sözleri

 

"Demek böyle he," İmparator Zi Mu, Zhao Feng'in hareketlerine ve havada sıkışmış olan Yuan Ruhuna baktı. Ölüm İmparatoru'nun kendisini yok etmesinin, onun düşündüğü kadar güçlü bir etki yaratmamış olmasına şaşmamak gerekirdi.

 

Boş Tanrı Alemi, ruhta bir değişim gösterirdi ve İmparatorlar zirveye ulaşmıştı.

 

Ölüm İmparatoru'nun en güçlü şeyi ruhuydu ama Zhao Feng ile karşılaştığı için şanssızdı. Zhao Feng'in göz soyu da Ruh temelliydi ve Gökyüzü Kilitleme Yayını sahipti.

 

Ölüm İmparatoru'nun Yuan Ruhu'na kilitlendikten sonra bile Zhao Feng onu hafife almadı.

 

“Usta,” çocuk Yarı Tanrı aniden ortaya çıktı ve Zhao Feng şaşkınlıkla ona baktı. Bu çocuğun ne tür bir önerisi vardı ki?

 

“Ölüm İmparatoru'nun Ölüm Gözleri miras olarak alınabilir. Benim için göz soyunu çalabilir misin Usta?” Çocuk Yarı Tanrı son derece etkilenmişti. Vücut güçlendirme tekniklerinin yetişimini yaptı ve ruhu, onun zayıflığıydı. Ancak, çocuk Yarı Tanrı ruh tabanlı Ölüm Gözleri'ni elde edip, onu Altın Kun Kutsal Vücudu ile birleştirebilirse, onun için mükemmel olacaktı.

 

“Ölüm Gözleri mi?" Zhao Feng göz soyunun heyecan içinde seğirdiğini hissetti.

 

Havada, hareket edemeyen Yuan Ruh'unun bir çift zifiri karanlık gözü vardı ve fiziksel boyut ile ruh boyutu arasında duruyordu. Zhao Feng'in Tanrı Gözü'nün bedenini terk ettiği anda ortaya çıkan gözlere benziyordu.

 

İçgüdüsü Ölüm Gözleri'nin ona yardımcı olacağını söyledi.

 

Miyav miyav!

 

Küçük hırsız kedi de ortaya çıkmıştı ve Zhao Feng'e bir şey söylemeye çalışıyormuş gibi pençelerini salladı.

 

“Ah şu kedi...!” Çocuk Yarı Tanrı dişlerini gıcırdattı. Küçük hırsız kedi, Zhao Feng'e Ölüm Gözleri'ni Yarı Tanrı'ya vermemesi gerektiğini söylüyordu.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedinin önerisi Ölüm İmparatoru'nu hemen öldürmekti.

 

“Zhao Feng, ben ölürsem, sen de ölürsün,” Hareket edemeyen Yuan Ruh'u Ölüm'ün gücünü çağırırken yanmaya başladı.

 

Eyvah!

 

Zhao Feng'in ve yaklaşan kişilerin yüz ifadeleri, tehlike duygusu hissettiklerinde büyük ölçüde değişti. Ölüm İmparatoru'nun ruhunun İmparatorlar arasında eşsiz bir düzeyde olduğunun bilinmesi gerekiyordu. Ruhun kavranması konusunda bazı Kutsal Lordları bile aşıyordu.

 

Miyav!

 

Küçük hırsız kedi hızlı bir şekilde tepki gösterdi ve Zhao Feng'in metal halkasına saklandı, ancak çocuk Yarı Tanrı, Ölüm Gözleri'ni nasıl elde edeceğini düşünüyordu ve olaya hazırlıksız yakalandı.

 

Boom~~~~~~

 

Ölüm Alanına benzer biz güç alanı sardığı için tüm Cennet ve Dünya karanlığa büründü. Aradaki fark, bu gücün daha çok ruhu hedeflemiş olmasıydı.

 

“Arghh!” Çocuk Yarı Tanrı, ruh aurası tıpkı bir mum gibi sönerken çığlık attı ve sınırsız okyanusa düştü.

 

Zhao Feng'in Ruh Denizi, bir İmparator'un ruh patlaması ile karşı karşıya kalınca sarsılmaya başladı. Bu güç Mistik Işık Alemi Kutsal Lordlarının bile ruhlarına zarar verebilirdi. Zhao Feng acı içinde inledi; Tanrı'nın Manevi Gözü ruh saldırılarına karşı son derece dirençli olmasına rağmen değişen bir şey olmadı. Eğer ruh saldırısı çok güçlü olsaydı, Tanrı'nın Manevi Gözü onu engelleyemezdi.

 

"Küçük hırsız kedi! Çocuk Yarı Tanrı...!” Zhao Feng haykırdı. Küçük hırsız kedi hızlı bir şekilde tepki gösterdi ve başka bir boyut olan antik metal halkanın içerisine kaçmayı başardı. Zhao Feng artık Çocuk Yarı Tanrı'nın aurasını hissedemiyordu.

 

Whoosh!

 

Bir çift siyah göz bulanık bir çizgiye dönüştü ve anında on bin mil uzağa uçtu.

 

“Ölüm Gözleri ve Ölüm Niyeti!” Zhao Feng'in ifadesi acımasız bir hal aldı. Ölüm İmparatoru'nun böyle bir tekniğe sahip olmasını beklemiyordu. Ölüm İmparatoru'nun ruh gücünün %95'inden fazlası patlama anında yok oldu, ancak asıl Ölüm Niyeti ve anıları Ölüm Gözleri'nde gizlenmişti.

 

Whoosh!

 

Ölüm Gözleri son derece hızlı bir şekilde uçtu ve fiziksel boyut ile ruh boyutları arasında duruyordu. Zhao Feng'in Yıldırım Kanatları Uzaysal Parıltısından çok daha hızlıydı, çünkü Yuan Ruhunun hızı genellikle normal uçuştan on kat daha fazlaydı ve mevcut durumda Ölüm İmparatoru'nun hızı bundan beş kat daha hızlıydı.

 

“Ne kadar dayanacaksın bakalım,” Zhao Feng, Ölüm İmparatoru'nun bu kadar kolay kurtulmasına izin vermeyecekti, ancak onu hemen öldürmek ona iyilik olurdu.

 

"Yıldırım Kanatları Uzaysal Parıltısı!”

 

Zhao Feng'in sırtında kanatlar oluştu ve tek seferde on bin mil ötede ortaya çıkmasına olanak sağladı. Ölüm İmparatoru'nun kaçmasından endişe duymuyordu, çünkü Ölüm İmparatoru'nun ruh gücünün %95'inden fazlasının zaten yok olmuştu, bu yüzden çok uzun süre kaçmayı sürdüremedi.

 

“Ölüm İmparatoru'nun tek bir hayatta kalma yöntemi var,” Zhao Feng'in hiç kuşkusu yoktu. Fiziksel formu yok olup ruh gücünün çoğunu kaybettikten sonra Ölüm İmparatoru'nun hayatta kalmasının tek yolu birinin beden çalmaktı.

 

Aslında, Ölüm İmparatoru daha önce iki kez böyle bir şey yapmıştı, bu yüzden oldukça deneyimliydi. Ama bu sefer, zorluk seviyesi son derece yüksekti.

 

Ruhunun kendi kendini yok etmesi bile Zhao Feng'e zarar vermedi. Göz soyu konusunda uzmanlaşmıştı ve aynı zamanda son derece hızlıydı, Ölüm İmparatoru acı bir şekilde içinden ağladı.

 

Karşısında Kutsal Lord olmasına rağmen, Ölüm İmparatoru şimdiye kadar iki tane patlamadan kaçmayı başarabilmişti. Ölüm Tanrısı'nın Gölgesi ve iki kez kendini patlatması normal Kutsal Lordlar için bile büyük sıkıntıya yol açabilirdi, ama ne yazık ki, ruh konusundaki avantajı, Zhao Feng tarafından mükemmel bir şekilde bastırılıyordu.

 

Bir saat sonra, Ölüm Gözleri Zhao Feng'den uzaklaşmayı başardı, ama Niyetinin çoğu tükenmişti.

 

Kalabalık bir adaya doğru gidiyordu.

 

“Başka bir bedeni çaldıktan sonra yine eski gücüme geleceğim.”

 

Ölüm İmparatoru yeni bir yaşam umudu olduğunu gördü. Bir beden çaldığında, Ölüm Gözü yüzünden yetenek ya da başka konuda endişelenmesine gerek kalmayacaktı.

 

Bir süre sonra, birkaç ülkenin sarayında karanlık bir ışık demeti parladı. Çekirdek Köken Alemine ulaşmayan kişiler bir şey hissedemeyecekti.

 

“Güzel, bu sefer bir prensin bedenini çaldım,” Ölüm İmparatoru biraz mutluydu.

 

Bu ülkenin gücü Kanopi Büyük Ülke'si ile eşit seviyedeydi ve kolay bulunabilecek türden değildi. Eğer tek veya iki yıldızlı bir güç seçmiş olsaydı riskli olurdu, ancak bir prensin bedenini çalmak çok da kötü fikir değildi. İleride tek ya da iki yıldızlı bir güce girdiğinde elinin altında sınırsız miktarda kaynak olacaktı.

 

Hiç çaba sarf etmeden, Ölüm İmparatoru bir prensin hatta daha doğrusu gayri meşru bir şekilde dünyaya gelen çocuğun bedenini çalmayı başardı.

 

“Hehe, çöp olsan bile seni güçlendireceğim ve göklere meydan okuyacağım.”

 

Ölüm İmparatoru bedenin anılarıyla birleşmeye başladı. Aynı zamanda, aurasını gizlemek için gizli bir teknik de dolaştırıyordu. Her şeyin mükemmel bir şekilde ilerlediğinden emin olmak için Ölüm İmparatoru bir taşıta bindi, saraydan çıktı ve sessiz bir ormana girdi.

 

Aniden, Ölüm İmparatoru'nun bedeni dondu.

 

Ormanda mor saçlı bir genç ile küçük bir kedi oturmuş kızarmış yaban domuzu eti yiyordu. Yaban domuzunun eti, Ölüm İmparatoru'nun aç bedenini içgüdüsel olarak tetikleyen cazip bir koku yaydı.

 

“Zhao Feng, insanlara biraz nazik davran be....” Ölüm İmparatorunun nefes alış verişi hızlandı, gözleri umutsuzlukla doluydu. Sadece bir beden çalabilmişti; güçlü bir Niyeti olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak muhtemelen bir Gerçek Ruh Alemi uzmanının dengi bile olamazdı.

 

Zhao Feng, yemeğini yerken donmuş bir surat ifadesi takındı ve daha sonra  sonra Ölüm İmparatoru'nu ve onun yeni bedenini incelemeye başladı.

 

Bir Boş Tanrı Alemi, başka bir bedeni çaldığında her şey daha kolay hale gelecekti. Zhao Feng'in sol gözü açıldı ve Ölüm İmparatoru'nun ruhu ile bedenini dondurucu bir soğukla kapladı.

 

Ölüm İmparatoru'nun teknikleri ve Ölüm Gözü ile çok ilgileniyordu.

 

“Zhao Feng, ben ölürsem sen de öleceksin çünkü Ölümün Lanetli Sözlerini çok uzun süre önce yazdım.” Zhao Feng'i tehdit ederken Ölüm İmparatoru'nun suratı şeytani bir hâl aldı. Zhao Feng'e karşı hiç umudu yoktu, bu yüzden amacı eğer ölecekse Zhao Feng'i de tedirgin ettirmekti.

 

“Ölümün Lanetli Sözleri mi?" Zhao Feng kaşlarını çattı. Karanlık Gözün Gizli Kılavuzu'nu daha önce incelemişti, bu yüzden Ölüm'ün Lanetli Sözleri'ni az çok biliyordu.

 

Ölümün Lanetli Sözleri lanetin en korkunç türüydü ve harekete geçirmek için bir can gerektiriyordu.

 

“Ölümün Lanetli Sözleri'nin kökeni, On Bin Kadim Irkının soyu tükenmiş ve yasaklı bir türü olan Kadim Şaman Irkına ait. Bu ırkın sıralaması Cennetin Mirası Irkına göre daha da yüksek ve sadece Kadim Irkın altında.”

 

Ölüm İmparatoru'nun yüzü soğudu ve Zhao Feng'in ifadesi biraz değişti, ancak gözlerindeki öldürme niyeti bir an olsun dinmemişti. Sadece Ölüm İmparatoru'nu öldürmekle kalmayacaktı, aynı zamanda ona işkence edip Ölüm Gözü'nü ve anılarını çalacaktı.

 

“Hahaha...!” Ölüm İmparatoru, Niyetini ve ruhunu dolaştırdığında umutsuzca gülmeye başladı. Rakibi soğukkanlı ve sakindi. Ölümün Lanetli Sözleri bile onu korkutup kaçırmayı başaramamıştı.

 

Eyvah!

 

Zhao Feng onu durdurmak istedi ama çok geç kalmıştı. Ölüm İmparatoru'nun hemen intihar etmesini beklemiyordu.

 

“Ölümün bedelini kullanarak, düşmanımın üzerine sonsuz bir solma ve zayıflama kabusu bırakacağım...!” Cennet ve Dünya'da bir ses yankılanıyordu.

 

O anda Ölüm İmparatoru gerçekten ölmüştü. Ölümüyle birlikte bilinci ve Ölüm Gözü de yok olup gitti.

 

Ölüm Gözü'nün sahibi ne kadar güçlü olursa, Ölümün Lanetli Sözleri de o kadar güçlü olurdu. Yani, Ölümün Lanetli Sözlerinin gücü iki büyük alemdeki uzmanlara karşı etkiliydi. Bu nedenle normal Kutsal Lordlar, bu kadar kadim ve yasak tekniklere sahip Ölüm İmparatorunu rahatsız etmek istemiyordu.

 

Plop!

 

Ölüm İmparatoru'nun çaldığı beden yere düştü.

 

Sii!

 

Zhao Feng, ruhunun içine soğuk ve tarif edilemeyen bir gücün sızdığını hissedince bağırdı. Bu his acı vericiydi ve doğrudan kalbine girdi.

 

Zhao Feng, Tanrı'nın Manevi Gözünü açtığında, bedeninde ruhunu aşındırmaya başlayan siyah renkli bir ışık perdesi olduğunu gördü. Bu siyah ışıkların kökenini ya da nasıl var olduklarını söylemek zordu. Bu güç, bir hayalet cesedinin lanetinin gücüne benziyordu ama kat kat daha derindi.

 

"Ölümün Lanetli Sözleri... Böyle yasaklı bir teknik gerçekten var mı...?”

 

Zhao Feng derin bir nefes aldı. Tekniğe çarptığı anda, sanki vücudunda böcekler dolaşıyormuş gibi hissetti. O anda Zhao Feng ruhunun, yaşam gücünün, Gerçek Yuan'ının ve yetişiminin yavaş yavaş solmaya başladığını hissetti.

 

Neyse ki, Buz Pullu Mistik Irk soyu ve Tanrı'nın Manevi Gözü, Ölümün Lanetli Sözlerine karşı biraz dirençliydi. Normal Kralların bu olanlar karşısında zayıflaması Zhao Feng'den on kat, hatta bir düzine kat daha hızlı olurdu.

 

Zhao Feng yarım gün boyunca oturdu ama Ölümün Lanetli Sözleri hakkında hiçbir şey yapamadı. Lanetin gücünün nasıl var olduğunu bile anlayamamıştı ve buna karşı bir şey yapamadı.

 

Ölümün Lanetli Sözlerini hiç anlamıyorum. Önce Azure Çiçek Kıtasına geri döneceğim. Belki Bilge bana bir şeyler söyleyebilir, Zhao Feng düşündü.